Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/193 E. 2022/547 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/193 Esas
KARAR NO : 2022/547

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :14/06/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı/borçlu şirket arasında kurulan ticari iş ilişkisi sonucu doğan cari hesap borcunun tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafından takibe itiraz edilerek ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuk sürecinde taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından davacı taraf ile yapılan ticari ilişkiye istinaden tutulan cari hesap ekstresinin ticari defter kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacı şirkete borcu olmadığının sabit olduğunu, davacı ile karşılıklı mutabakat sonucu cari hesap alacağına mahsuben 27.11.2019 tarihli …. numaralı 90.057,72 TL bedelli fiyat farkı faturasının e-arşiv faturası olarak GİB üzerinden keşide edilerek gönderildiğini, ayrıca e-arşiv faturası davacı şirketin Edirne Ticaret Odasında kayıtlı en son bilinen adresine Bakırköy …. Noterliğinin 17.12.2019 tarih …. yevmiye no. İle gönderildiğini, davanın reddine, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibi başlatması nedeniyle takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 118.707,04 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların BA ve BS formları celbedilerek incelenmiştir.
Tarafların 2019 yılı ticari ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, mevcut deliller birlikte değerlendirilerek dava konusu alacak hususunda gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 13/01/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin davalı şirketten 90.058,23 TL alacaklı olduğu, Takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 03/05/2021 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 118.707,04 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin kök rapora itirazlarının ise; davacı şirketin c-arşiv faturasının e-posta yoluyla gönderilmesi talebine dair bir belge sunulmaması nedeniyle yerinde görülmediği, Takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı vekili tarafından davalı ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu, cari hesaba konu faturalardaki malların davalıya teslim edilmesine rağmen bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini iddia edilmiştir. Davalı vekili tarafından davacı tarafından teslim edilen malların bedellerinin ödendiğini, taraflar TL üzerinden çalıştığından davacının kur farkı talep edemeyeceğini ve davalı tarafa tarafların mutabakata varması sebebiyle fiyat farkı faturası düzenlendiğini ve davacı tarafa borçlu olmadıklarını savunmuştur. Taraflar arasında cari hesap ilişkisi ve satım sözleşmesi olduğuna ve cari hesaba konu faturalardaki malların davalıya teslim edildiğine dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davalı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturasının düzenlenmesinde tarafların mutabık olup olmadığına ilişkindir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, taraf şirketlerin defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve kendi lehlerine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 75 adet fatura düzenlediği ve davalıdan 728.648,81-TL tahsilat yapıldığı, davacının davalıdan 90.058,23-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacı tarafından düzenlenen 75 adet faturanın ticari defter ve kayıtlarına alındığı, karşılığında 728.648,81-TL ödeme yaptığı ve davalıya 90.057,72-TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlediği ve düzenlenen bu fiyat farkı sebebiyle davacı tarafa borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki farkın sebebi davalı tarafından davacıya düzenlenen 90.057,72-TL tutarında fiyat farkına ilişkin faturadır. Davalı tarafça fiyat farkı düzenleneceğine ilişkin tarafların mutabık olduğunu, buna ilişkin mail çıktığı sunulduğu, ancak mail incelendiğinde tek taraflı olarak faturanın firma sahibinin onayı ile düzenlendiğini ve mail atılmasının istenildiğini ve bu nedenle söz konusu faturanın mail ile gönderildiği belirtilmiştir. Ancak söz konusu maildeki davalı beyanları davacı tarafça kabul edilmemiş, taraflar arasında yazılı bir mutabakat belgesi olmadığı davalı tarafça beyan edilmiştir. Davacı tarafça düzenlenen tüm faturalar itiraz edilmeksizin davalı ticari defter ve kayıtlarına kaydedilmiş ve daha sonra davacı alacağı kadar fiyat farkı faturası düzenlenerek cari hesap kapatılmıştır. Davacı tarafça düzenlenen tüm faturalar itiraz edilmeksizin davalı ticari defter ve kayıtlarına kaydedilmiş olmakla söz konusu faturaların ve bedellerin kabul edildiği karine olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla davalı tarafından düzenlenen ve tarafların mutabık oldukları davalı tarafça kesin ve geçerli delil ile ispat edilmeyen fiyat farkı faturasına itibar edilmesi mümkün olmadığından Mahkememizce davalı savunmalarına itibar edilmemiştir. Davacının davalından bilirkişi raporunda tespit edilen miktar oranında alacaklı olduğu tarafların birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğundan tespit edilen bu bedel üzerinden açılan davanın kısmen kabulüne, davacının alacağı tarafların ticari defter ve kayıtları ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 90.058,23-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 6.151,87 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.433,68 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.718,19 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.505,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.433,68 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.488,08 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 726,56 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır