Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/192 E. 2022/1161 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/312 Esas
KARAR NO : 2022/1143

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :22/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile borçlu / davalı şirket arasında fatura alacağına dayalı hizmet ilişkisi bulunmakta olduğunu, müvekkilinin, borçlu şirkete EK’ te sunulu iyi niyet mektubundan da anlaşılacağı üzere; arkeolojik alanda jeofizik araştırmaları yapmış olup iş bu araştırmalar ile ilgili fatura düzenlemiş olduğunu, davalı şirketin iş bu kazı çalışmalarına sponsor olmuş olup yapılan araştırmalara ilişkin hizmetleri ödeyeceğini taahhüt etmiş olduğunu, taraflara ait Ek” te sunulu mail dökümanlardan da anlaşılacağı üzere davalının faturayı kabul ettiğini ve ödeme ile ilgili mutabakat mailleri atılmış olduğunu, müvekkilinin, 10.10.2021 tarihi itibari ile 20.000,00 TL alacak bakiyesi gösteren cari hesap alacağının ödenmesini iyi niyetli olarak beklediğini ve defalarca sözlü talepte bulunmuş, borçlu şirket tarafından ödenmeyeceğini anlayınca da taraflarınca icra takibine konu edilmiş olduğunu, Borcun ödenmesi için borçlu şirkete sözlü uyarılar mevcut ise de, borçlu şirket yasal olarak mail ile mutabakata varılmış ve temerrüde düşmüş olduğunu, Davalı borçlu şirketin itirazlarının tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlu şirket, ödeme emri ekinde yer alan faturadan haberdar olup ekte sunulu mail dökümanlarında da anlaşılacağı üzere; davalı tarafından mutabakat ile borçlu olduğunun ikrar edilmiş olduğunu, bu durumda borç, davalı şirket tarafından bilinmekte ve ödenebilir durumda olup yapılan itirazın tamamen borcu geciktirmeye yönelik olduğunu, bu nedenle; likit olan borca bilerek itiraz eden davalı şirketin aynı zamanda icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyasında yapılacak yargılama neticesinde haksız borca itirazının iptali ile takibin devamına, Davalı/borçlu şirketin borcu sabit, belirli ve likit olduğundan dolayı %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı/borçlu şirket üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı alacaklı tarafından müvekkiline karşı başlatılan dava konusu icra takip dosyasında takip dayanağı ile ilgili açıklayıcı bir bilgi yer almadığı gibi sadece kesilen fatura bilgilerinin yer almış olduğunu, müvekkilinin, alacaklı taraf ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmaması ayrıca icra takip dayanağı faturanın iade edilmiş olması, dayanağın tam açıklayıcı olmaması ve müvekkilinin herhangi bir borcunun da bulunmaması dolayısıyla haklı olarak itiraz etme zarureti hasıl olduğunu, müvekkilinin davacı yan ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı gibi herhangi bir borcu da bulunmamakta olduğunu, davacı yan borcun dayanağı ile ilgili müvekkiline herhangi bir hizmet sunmamış olduğunu, davacı taraf ile müvekkili arasında kesinlikle bir hizmet ilişkisi bulunmamakta olduğunu, davacı tarafından ifade edilen bahse konu mektup Kültür Ve Turizm Bakanlığı Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğüne yazılmış olup davacı ile herhangi bağlantısı bulunmamakta olduğunu, Kültür bakanlığı ilgili birimine dilekçeleri ekinde sundukları ilgili mektup gönderilmiş olup bunun dışında herhangi bir onay veya izin verilmemiş olduğunu, davacının müvekkiline bu mektup üzerinden fatura düzenleyip göndermesinin haksız olup kabulünün mümkün olmadığını, davacının ilgili mektuba dayanarak hizmet verdiği müvekkiline bildirilmediği gibi hizmetin verilip verilmediği de taraflarınca bilinmemekte olduğunu, ayrıca kesilen faturanın ilgili mektup dolayısıyla düzenlendiği de icra dosyası takip talebi ve ödeme emrinden de anlaşılamamakta olduğunu, davacının, bahse konu iddia edilen hizmet öncesinde müvekkili ile irtibata geçmemiş onayını almamış olduğunu, davacının, hizmet verdiğine dair evraklar ile onay evraklarını müvekkiline iletmediği gibi icra dosyasına dayanak olarak da sunmamış olduğunu, müvekkiline haksızca kesilen ilgili fatura defter kayıtlarında da görüleceği üzere davacı tarafa iade edilmiş olduğunu, Kabul anlamına gelmemesi kaydıyla davacı yanın ilgili mektup dolayısıyla hizmet sunduğu varsayımında dahi müvekkiline yapılan işlemler ve masraflar bildirilmediği gibi herhangi bir onay alınmamış olduğunu, ayrıca hangi masrafların müvekkiline fatura edildiği de belirli olmayıp öncesinde müvekkili ile paylaşılmamış olduğunu, Davacı taraf ile herhangi bir anlaşma olmadığı gibi müvekkiline gönderilen herhangi bir ödeme ihtarnamesi de bulunmadığından haksız olarak işletilen faize ve orana itiraz ediyor olduklarını, Yukarıda izahını yaptıkları üzere davacı ile müvekkili arasından herhangi bir sözleşme , anlaşma ve hizmet ilişkisi bulunmamakta olduğunu, Bakanlığın ilgili birimine gönderilen mektup dayanak olarak gösterilmişse de iş bu kesilen faturanın mektuba istinaden kesildiği belirtilmediği gibi faturanın hangi masrafları kapsadığı hakkında da müvekkilinin bilgilendirilmemiş ayrıca onayı alınmamış olduğunu, davalıca iade edilen faturanın icra takibine ve davaya haksızca konu edilmesi hatalı olup kötü niyetli davanın reddini talep ettiklerini, Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafından açılan davanın reddi ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, vekalet ücreti ile birlikte arabuluculuk vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalıya arkeolojik alanda jeofizik araştırma hizmeti verildiği, ancak hizmet bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 20.478,63 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların SGK kayıtları ve BA ve BS formları celbedilerek incelenmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki, tarafların edimlerinin yerine getirilip getirilmediği, dava ve icra takibine konu faturaya konu hizmetin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği, verilmiş ise davalı tarafça bedelinin ödenip ödenmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, faiz hususlarında inceleme yaptırılması için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 01/11/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı (Talimat ile) ve davalı yanların Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı yanın Talimat ile incelenmiş ticari defterlerine göre, davalı yandan 09/02/2022 icra takip tarihi itibariyle 20.000,-TL Alacaklı oldukları, Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 09/02/2022 tarihi itibariyle davalı yanın davacı yana borç veya alacağının olmadığı, cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu, Davacı tarafından davalı yana 2021 yılında toplam tutarı 20.000,-TL olan … numaralı, “ …” açıklamalı 16.949,15.-TL + 3.050,85.-TL 418 KDV = 20.000,00.-T’lik 1 Adet Fatura düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından işbu faturanın 10.10.2021 tarihinde … yevmiye numarası ile ticari defterlerine kayıt edilmiş olduğu, 7 gün içinde itiraz edilmemiş olduğu, yaklaşık 3,5 ay sonra 31.01.2022 tarihinde 20.000,-TL tutarlı … numaralı İADE E-Arşiv faturası düzenlenmiş olduğu, İşbu iade faturasının davacı yana nasıl ve ne zaman tebliğ edildiğine dair bir belgeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, İnceleme sırasında E-Arşiv sistemi üzerinden cari kartta tanımlı olan davacı yandan coztürk(geoim.net mailine otomatik olarak gönderilmiş olduğunun beyan edilmiş olduğu, İnceleme sırasında davacı yandan temin edilen Ocak 2022 BA Bildirimlerine göre, BA Bildirimin boş olarak verildiği, davalı yana ait bir BA bildirim bulunmadığı, davacı yanın bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilmiş 2022 BA bildiriminde İADE faturasının bildirilmiş ancak, E-Arşiv faturası olduğundan sistem tarafından otomatik olarak bildirimlere eklenmiş olduğu, Davalı … tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne 02.11.2020 tarihinde dilekçe vererek, … Şirketler Grubu olarak … Kentinde gerçekleştirilmesi planlanan çok yönlü arkeolojik yüzey araştırmalarına destek verecekleri konusunda bildirimde bulundukları görülmekte olduğu, Dosyaya sunulmuş, proje ile ilgili mail yazışmaları yapılmış olduğu, davalı adına maillerde ismi görünen, …, ….,… …. SGK Merkezi tarafından Sayın Mahkemeye 06.05.2022 tarihinde gönderilmiş cevap yazı ekleri olan bordro listelerine göre, davalı çalışanları oldukları, …. tarihli mailde davalı çalışanı …. tarafından kendi şirket çalışanlarına göndermiş olduğu mailde davacı ….”e de 20.000,-TL ödenmesinin öngörülmüş olduğu, 14 Aralık 2021 tarihli mailde davacı firmanın dahil olduğu, projeden 100.000,-TL olarak sponsor olabileceklerini ….’a bildirmiş oldukları, 17 Ocak 2022 tarihine ….’ın ödemelerin yapılması talebine cevap olarak … tarafından faturalara iade kesiyor olduklarının belirtilmiş olduğu, (…. ın taraf çalışanları dışında danışman olabileceği) Davacı yanın işlemiş faiz dahil alacak tutarının (20.000,-TL4478,63 TL) 20.478,63 TL olduğu, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan icra takip tarihi olan 09/02/2022 tarihinden itibaren asıl alacağına, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, 9017,25 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Mahkememizin … Talimat sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyasında davacı yandan 20.000,00.-TL Asıl Alacak + 478,63.-TL İşlemiş faiz = 20.478,63.-TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak için yıllık %17,25 Ticari Temerrüt Faiz oranında ve değişen oranlarda faizi, icra giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsili istemi ile, dava konusu edildiği, İlgili mevzuat gereği; Davacı yan mali müşaviri tarafından sunulan 2021- 2022 yıllarına ait Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, 2021 yılı Yevmiye Defterinin kapanış tasdikinin yapıldığı, ancak 2022 yılı Yevmiye Defterinin kapanış tasdik son tarihinin 30.06.2023 olması sebebiyle henüz kapanış tasdikinin yapılmadığı; Taraflar arasında 2021 inceleme döneminde ticari bir ilişkinin var olduğu, davacı şirket resmi defter kayıtlarında Davalı ….’ın, Davacı … takip tarihi itibariyle 20.000,00.-TL tutarında borçlu olduğunun kaydedildiği; görülmüş olup; Ayrıca dosya içeriğinde taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme olmadığı gibi, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmemesi sebebiyle faiz hesap edilmemiş olduğu, Takibe ve Davaya konu; Davacı tarafından davalı adına düzenlenen 10.10.2021 tarihli, …. numaralı fatura içeriğinin “1 adet…. ” hizmet bedeli olduğu; 16.949,15.-TL + 3.050,85.-TL %18 KDV = 20.000,00.-TL toplam tutarında olduğu; anılan faturanın hizmet bedeli olması sebebiyle irsaliye düzenlenilmediği, anılan faturanın e-arşiv fatura olması sebebiyle, elektronik ortamda davalı şirkete teslim edildiği tespit edilmiştir. Ayrıca mesleğimin ve bilirkişiliğimin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olması sebebiyle dava ve icra takibine konu faturaya konu hizmetin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği, tespit edilememiştir. Ayrıca dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan davalı …. tarafından, Davacı … yazılan 15.02.2022 tarihli mutabakat mektubunda; “Şirketimizde bulunan cari hesaplarınızda 31.Aralık.2021 tarihinde -20.000,00 borcunuz / alacağınız bulunmaktadır. Mutabakatınızın bildirilmesini rica ederiz…” denildiği, 01/2022 döneminde Davacı … tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği BA Bildirimine konu edilmediği halde davalının davacıya düzenlediği iade faturasının e-arşiv faturası olması sebebiyle, vergi dairesi sisteminde e-arşiv faturasının olduğu görüldüğünden, her ne kadar davacı defterlerine 01/2022 döneminde kabul edilmeyerek davacı 2022 yılı defterlerine de kaydedilmeyen davalının davacıya düzenlediği iade e-arşiv faturası sistemde görüldüğünden, elektronik belge dahil edilerek 2022 karşılaştırma tablosunda görüldüğü anlaşılmıştır. Her ne kadar tarafların bağlı bulunduğu Vergi Daireleri Tarafından, Sayın Mahkemenize gönderilen cevabi yazı ekindeki Karşılaştırmalı 2021-2022 dönemleri BA-BS bildirimlerin uyumlu olduğu görülmüşse de; tarafıma sunulan, Davacı … tarafından bağlı bulunduğu …. Vergi Dairesi Müdürlüğüne kanuni süresi içerisinde 24.02.2022 – 10:54:28 onay zamanında bildirilen 01/2022 dönemi BA Bildiriminin Boş olarak verildiği, yani Davalı …LTD.ŞTİ.’den 01/2022 döneminde hiçbir alışın olmadığının bildirildiği görülmüştür. Anlaşılacağı üzere tarafıma sunulan Davacı … bildirdiği 01/2022 dönemi BA bildirimi ile … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından Sayın Mahkemenize gönderilen Davacı … 2022 dönemi BA karşılaştırma tablosunun uyumsuz olduğu tespit edilmiştir. Sayın Mahkemeniz tarafından, Davacı … bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğünden 01/2022 dönemine ait BA Bildiriminin talep edilmesi halinde, davacı … 01/2022 dönemi BA Bildirimindeki farkın sebebinin (davacı … tarafından 01/2022 alışın bildirilip bildirilmediği) tespit edilebileceği hususundaki takdirin mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Somut davada; davacı vekili davalıya arkeolojik alanda jeofizik araştırma hizmeti verildiğini ve buna ilişkin fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafça fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili dava ve icra takibine konu fatura konusu hizmetin kendilerine verilmediğini, mutabakat mailinin kendileri tarafından yanlışlıkla karşı tarafa gönderildiğini ve yanlışlığın farkına varıldığında iade faturası düzenlendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehlerine delil niteliğine haiz olduğu, davacının defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 20.000,00-TL alacaklı olduğu, davalının defter ve kayıtlarına göre davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Tarafların BA ve BS formlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturanın davalı tarafından BA formlarında bildirildiği, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının davacı tarafından BA formlarında bildirildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen faturaya ilişkin davalı tarafından iade faturası düzenlenmiş ve BS formlarında beyan edilmiştir. Ancak düzenlenen faturalar e-arşiv faturası olması sebebiyle davalının düzenlediği fatura otomatik olarak davacının BA formlarında görünmektedir. Davacı tarafından söz konusu iade faturası BA formlarında beyan edilmemiştir. Davacı tarafından davalıya taraflar arasındaki sözleşme kapsamında arkeolojik alanda jeofizik araştırma hizmeti verildiği iddia edilmiş, ancak söz konusu hizmetin ne şekilde, nasıl, ne zaman, hangi araştırmalara ilişkin, hangi hizmetlerin verildiği, kimler tarafından verildiği, araştırma hizmeti sonucunda düzenlenen belgeler veya hizmetin verildiğine ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmamıştır. Tek başına fatura düzenlenmesi ve faturanın tebliği ve faturaya itiraz edilmemesi alacağın varlığını ispatlar nitelikte değildir. Alacaklı olduğunu iddia eden taraf faturaya konu hizmetin verildiğini veya malın teslim edildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Davacı vekili alacaklı olduklarına ilişkin karşı taraf tarafından kabul edilmeyen mutabakat maili, karşı tarafın kendi aralarındaki iç yazışmaları ve davalı tarafından T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne verilen dilekçeyi sunmuştur. Ancak söz konusu belgeler davacı tarafça faturaya konu hizmetin verildiğini ispatlar nitelikte belgeler olmadığından Mahkememizce itibar edilmemiştir. Davacı tarafça dava ve icra takibine konu faturaya konu hizmetin davalı tarafa verildiğine ilişkin kesin ve geçerli bir delil sunulmadığından ve alacaklı olduğu ispat edilmediğinden açılan davanın reddine, davacının kötü niyeti ispat edilmediğinden ve kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
-Davacının kötü niyeti ispat edilmediğinden ve kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 247,34 TL harçtan mahsubu ile 166,64 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine, yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır