Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/168 E. 2022/437 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/168 Esas
KARAR NO : 2022/437

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili … Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. “….” marka araçların yetkili satıcısı ve yetkili servisi olduğunu, Rent a car hizmeti veren davalı şirketin bazı araçların bakım ve onarımının yapılması için davacı şirketten servis hizmeti almakta ve davacı şirket ile cari hesap üzerinden çalışmakta olduğunu, müvekkilinin, davalının göndermiş olduğu birtakım araçlara bakım ve onarım hizmeti sunmasına rağmen cari borcunu ödememiş olduğunu, ekte yer alan mutabakat maillerinden de açıkça anlaşılacağı üzere davalı şirketin müvekkiline 16.066,29 TL cari hesap borcu bulunmakta olduğunu, cari hesap borcuna dayanak teşkil eden faturaların vadelerinin geldiğini ve alacağın muaccel olduğunu, yukarıda arz olunan nedenler nazara alınarak, davalının icra takibine yönelik haksız itirazının iptalini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …-E sayılı dosyasındaki takibin devamını, likit alacağa karşı yapılan itiraz kötü niyetli olduğundan davalıdan %20 inkar tazminatı alınmasını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, aşamalardaki sözlü ve yazılı beyanları ile davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalıya verilen araç servis hizmeti bedelinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 16.066,29 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların BA ve BS formları, faturalar, servis kayıtları incelenmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile doşya üzerinde inceleme yaptırılmasına ve bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 02/03/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın 2018,2019 ve 2020 yıllarına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2016 ve 2017 yevmiye ve kebir e-defterlerin birbirini desteklediği, ancak envanter defterleri bulunamadığı beyanı ile incelemeye sunulmadığından 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne göre tutulup tutulmadığı tespit edilememiş olduğu, davalı yana ait ticari defterler inceleme günü sunulmamış olduğu, Takdirin Sayın Mahkememize ait olduğu, davacı yanın, icra takip tarihi olan 13/01/2020 tarihi itibariyle, davalı yandan 16.066,29 TL alacaklı oldukları kanaatine varılmış olduğu, davacı yan lehine karar alınması durumunda, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 13/01/2020 tarihinden itibaren asıl alacağına, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı tarafça davaya ve takibe konu faturalardaki araç servis hizmetinin davalıya verildiğini, ancak davalı tarafça bedelinin ödenmediği ileri sürülmüştür. Davalı tarafça iddialar kabul edilmemiştir. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin envanter defterlerinin bulunamaması sebebiyle usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının tespit edilemediği tespit edilmiştir. Davalı tarafça defter ve belgeleri bilirkişi incelemesine sunulamamıştır. Davacının defter ve belgelerine göre davalıdan 16.066,29-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların BA ve BS formlarının incelenmesinde tarafların 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin BA ve BS formlarının birbiri ile uyuştuğu ve fark olmadığı, 2016 yılına ilişkin davacının davalı yana yapmış olduğu satışların davalı tarafça 8 adet belge karşılığı 7.641,00-TL fazla bildirildiği, davalının davacı tarafa düzenlediği davalı tarafından 2 adet 10.281,00-TL dava az bildirildiği, tarafların 14.744,60-TL üzerinde mutabakat maili imzaladıkları, kalan 1.321,73-TL bedelli faturanın bu mutabakat belgesinden sonra düzenlendiği ve davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafça faturanın iade edilmediği ve faturaya itiraz edilmediği görülmüştür. Ayrıca davacının davalı tarafa vermiş olduğu araç servis hizmetine ilişkin servis kayıtları dosyaya sunulmuştur. Davacı tarafça verilen servis hizmeti ve alacaklı olduğu davacı defter ve kayıtları, BA ve BS formları ve servis kayıtları ile ispatlanmıştır. Ancak bunun aksi ve davacının alacağının ödendiği davalı tarafça geçerli ve kesin bir delil ile ispatlanmamıştır. Bu nedenle açılan davanın kabulüne, davacının alacağı defter ve kayıtları, BA ve BS formları ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (3.213,25-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 1.097,48 TL maktu karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 194,05 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 903,43 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 194,05 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 248,45 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 973,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasının mercine İADESİNE,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben davacı tarafından dosyaya sunulan belge asıllarından bir örnek alınarak davacı tarafa İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır