Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 E. 2022/179 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/162 Esas
KARAR NO : 2022/179

DAVA : İtrazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :28/03/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı – borçluların müvekkili Banka ile imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) gereği, borçlular lehine açılan ve kullandırılan kredi hesaplarından kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle, 14.11.2019 tarihi itibariyle hesapları kapatıldığını, hesabın katı ile birlikte davalı – borçluya müvekkil banka tarafından; borçlunun bankalarına bildirdiği adrese iadeli taahhütlü olarak Gebze …. Noterliği‘ nin 15.11.2019 tarih ve … no‘ lu ihtarname keşide edilmiş ve muhataplara tebliğ edildiğini, ihtarda öngörülen süreler içinde borcun ödenmemesi üzerine bu kez, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı takip dosyası açılmış, ödeme emrini tebellüğ eden borçlu, yasal süresi içinde borca ve fer’ilerine itiraz etmiş ve böylelikle takip durduğunu, söz konusu itirazların iptali istemi ile huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, 7155 sayılı Kanun uyarınca ticari davalarda, arabulucuya başvuru dava şartı olması sebebiyle …. Arabuluculuk Dosya Numarası ile Ticari Uyuşmazlıklarda Arabulucuya başvurma şartı ilgili başvurumuzla tamamlandığını, davalılar mazeretsiz olarak görüşmelere katılmamış ve 12.02.2020 tarihinde son tutanak (anlaşmama) düzenlendiğini, sonuç olarak itirazların iptali istemi ile huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, borçlunun itirazları yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, GKS ‘ nin ilgili maddesi kredi borcunun muacceliyet ve temerrüt faiz oranını düzenlemiştir.Bu nedenle gerek GKS sözleşmesi hükmü gerekse Merkez Bankası bildirimimiz ve gerekse TTK 8. md ve 3095 sayılı kanunun ilgili hükümleri gereği Banka‘nın tespit ettiği akdi faiz oranı ve talep edilen %46,80 ve %24 temerrüt faiz oranlarının yasal olduğunu, sözleşme ile kabul edilen temerrüt faiz MK. 2 maddesine uygun olduğunu, bu husus yerleşik Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, (Yargıtay 19 HD 09.04.2004 tarih ve 2003/5816 e 2004/4196 k)GKS‘ nin 5. ve 6. maddeleri gereği icra takibi aşamasında istenilen alacak miktarı, işletilen faiz oranlarındaki isabet, banka defter ve kayıtlarının incelenmesi ile de sabit hale gelecektir. borçlunun itirazı haksız ve kötü niyetli olup hakkında alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, alacakları muaccel olup davalı borçlu mütemerrit olduğu, alacaklarının varlığı ve haksız yapılan itiraz yapılacak bilirkişi incelemesinde de ortaya çıkacağını, bu nedenle haksız itirazın iptali ile borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, vaki tüm itirazların iptali ile takibin devamına, itiraza konu edilen alacağın %20’ından az olmamak üzere icra – inkâr tazminatının da hüküm altına alınmasına, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …, asıl kredi borçlusu dava dışı …. Uluslararası Kumanyacılık ve Gemi Don. Malz. A.Ş. Şirketinden Kadıköy …. Noterliğinden 06.04.2017 Tarih … Sayı ile onaylı Genel Kurul Kararı ve Kadıköy …. Noterliğinden 06.04.2017 Tarih …. Sayı ile onaylı Yönetim Kurulu Kararı ile ayrılmıştır. İşbu husus Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin …. tarihli 9305 sayılı …. Sayfasında ilanen tescil edildiğini, bu doğrultuda müvekkilinin asıl borçlu şirket nezdinde tüm ortaklık ve görevlerinin sonlanmasından sonra doğan borçlardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, nitekim müvekkilinin ayrılış tarihinde de dava dışı asıl borçlu şirketin, davacı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle Mahkemeden borçlu olmadıklarının kabulüyle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olması halinde ise; müvekkilinin 20.01.2014 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi müteselsilen kefil olarak imzaladığını, ancak mezkur icra takibine dayanak oluşturan alacak kalemlerinden 27.894,15-TL’lik kısmı Business Kredi Kartı harcamaları olduğunu, dolayısıyla müvekkilince imzası bulunmayan işbu sözleşmeden doğan borçtan müteselsilen sorumlu tutulmasının tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, . Bu hususta Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. E. …. K. Sayılı kararında “Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, genel kredi sözleşmesinin 41.1 maddesi uyarınca davacının, dava dışı asıl borçlunun davalı banka ile yapmış olduğu ve ileride yapacağı işlemlere “kefil olmayı” kabul ettiği, bu durumda davacı kefilin, genel kredi sözleşmesinde yazılı ve hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde sorumluluğunun belirlendiği, böylece davalı bankanın dava dışı borçlu … hakkında genel kredi sözleşmesi dışında oluşan (kredi kartı kullanımı ve tüketici kredisi kullanımından kaynaklı olarak) doğan alacakları hakkında davacı hakkında icra takibi yapmakta haklı olduğu, bu takip dosyalarında da davacı kefilin kefalet limiti kapsamında ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalı banka ile dava dışı … arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Dava konusu borcun ise, davacının imzası bulunmayan kredi kartı ve tüketici kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı kefilin kefil olarak imzalamadığı sözleşmelerden doğan borçtan sorumlu tutulması doğru değildir. Her ne kadar mahkemece genel kredi sözleşmesinin 41.1 madde hükmüne dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de anılan sözleşme hükmü davacıyı, imzası bulunmayan sözleşmeler nedeniyle sorumluluk altına sokacak biçimde yorumlanamaz. Mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” ifadelerine yer verilerek hüküm altına alınmıştır. Ayrıca çek karnesi tutarı olarak yer verilen toplam 4.619,00-TL ile 7 adet çek yaprağının ödenmesi garanti edilen meblağ olan toplam 14.210,00-TL’nin müvekkilimizden tahsili istemine ilişkin olarak ise; müvekkilimizce müteselsil kefil sıfatıyla imzalanan genel kredi sözleşmede buna ilişkin müteselsil kefilin sorumluluğunu belirtir açık bir hüküm bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.11.2018 Tarihli, …. E. ve …. K. Sayılı kararında; “Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. Eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır.” ifadelerine yer verilerek işbu husus hüküm altına alındığını, Genel Kredi Sözleşmesine ilişkin Gebze …. Noterliğinin 15.11.2019 Tarihli … Yevmiye Numaralı hesap katının ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarname müvekkiline tebliğ edilmediğini, her ne kadar davacı banka tarafından takipten önce gönderilen hesap özetinin, sözleşmede belirtilen adrese tebliğ edilememesi İİK m.68/B-1 uyarınca, adrese ulaşma tarihinin tebliğ tarihi sayılması sonucunu doğursa da; önemle belirtmek isteriz ki tebliğ şerhinde “adres yetersizliği” ibaresine yer verildiğini, oysa ki müvekkilinin GKS’de yer verdiği adresi “…. Mah. … Sok. … Sitesi …. Blok No:… İç Kapı No:6 Tuzla/İstanbul” olup hala aynı adreste ikamet ettiğini, kaldı ki bu hükmün sadece asıl borçlu yönünden geçerli olabileceği, kefil yönünden ise geçerli olamayacağı Yargıtay Kararları ile sabittir. Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. E. … K. Sayılı kararında işbu husus şu şekilde hüküm altına alındığını, öncelikle, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirketten istifa ederek ayrılması, ayrıldığı tarihte asıl borçlu şirketin bankaya herhangi borcu bulunmaması, bu nedenle de o tarihten sonra kullanılan kredilerden sorumlu tutulamayacağının kabulüyle huzurdaki davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte olması durumunda ise; müvekkilininden müteselsil kefil sıfatıyla talep edilemeyecek tutarların Yargıtay Kararları ışığında tespitiyle haksız ve kötü niyetli alacak kalemlerinin reddine, ayrıca icra takibinde haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine İİK. 72/5 uyarınca kötü niyeti tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davalının borcunu ödememesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davalının davacıya borcunun olup olmadığı, borçlu ise miktarı hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 153.865,72 TL’ nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında dosyada bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 10/03/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı …. Uluslararası Kumanyacılık ve Gemi Don. Malz. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı …. Uluslararası Kumanyacılık ve Gemi Don. Malz. A.Ş. arasında yukarıda tabloda belirtildiği gibi toplam 100.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmüştür. Bahse konu sözleşmelerin suretleri dosyaya davacı tarafından sunulduğu Sözkonusu Genel Kredi Sözleşmelerini davalı kefillerden … 100.000,00 TL kefalet limiti kapsamında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, Davalı kefilin sözleşmede kefalet imzası bulunduğu için, kredilerin sözleşme kapsamında kullandırıldığı yönünde bir ayrıştırma yapılmasına gerek bulunmadığı, çünkü davalı sözleşme kapsamında kullandırılan 100.000,00 TL ana para kredilerden ve bunun faiz ve ferilerinden müteselsilen sorumlu olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, 10.12.2019 takip tarihi itibariyle toplam 114.684,22 TL tutarında alacak hesaplanmıştır. davacı banka ise takip talebinde 139.655,72 TL nakdi kredilerden 14.210,00 TL gayri nakti kredilerden olmak üzere 153.865,72 TL alacak talep ettiği, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün 10.12.2019 tarih ve… E. sayılı dosyasında 114.684,22 TL tutarında davacının davalıdan kefaletten dolayı alacağı hesaplandığı, kanaati bildirilmiş, taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarının tek tek irdelenmesi için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 12/07/2021 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki tespit, inceleme ve
değerlendirmelerde bir değişiklik olmadığı, kanaati bildirilmiş, Davacı vekilinin iddia ve önceki bilirkişi raporuna itirazları, davalı vekilinin savunması ve itirazları, taraflar arasındaki sözleşme, icra dosyası, kat ihtarı ve ihtarname, tüm dosya kapsamı ve yasal mevzuat dikkate alınarak genel kredi sözleşmesinin niteliği, davalının müteselsil kefil olarak sorumluluğu, kefaletin geçerli olup olmadığı, yasal mevzuat ile uyumlu olup olmadığı, davacı vekili tarafından talep edilen alacak kalemleri yönünden (genel kredi sözleşmesi, spot kredi, taksitli kredi, kredi kartı, esnek kredi, çek karnesi, vergi, nakdi ve gayri nakdi alacak ve takibe konu tüm talepleri) hepsinin ayrı ayrı belirtilmek ve hepsine uygulanacak faiz türü ve miktarının ayrı ayrı belirtilmek ve uygulanmak suretiyle davacı tarafın alacağının belirlenmesi ve kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi, takip tarihinden itibaren her bir alacak için uygulanacak faiz oranı, uygulanan faiz oranlarının sözleşme ve mevzuata uygun olup olmadığı, uygulanması gereken faiz oranları gibi tüm iddia ve savunmaları karşılayacak şekilde ve temerrüt tarihinin kat ihtarnamesi tarihi olarak kabul edilmesine ve icra takibi tarihi olduğunun kabul edilmesine göre seçenekli olarak ayrıntılı ve gerekçeli ve önceki rapordan farklı sonuç çıkması halinde gerekçesinin belirtilmek suretiyle rapor düzenlenmesi için dosyanın önceki bilirkişiden farklı bankacı bilirkişi …. e tevdiine karar verilmiş, 12/01/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı banka ile dava DIŞI kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … Ulus.Kuman.ve Gemi Don.Malz. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı kefilinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı/kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 100.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı — 135.755,75 TL’sının kefalet limitlerinden daha YÜKSEK SEVİYEDE olması nedeniyle, davalı KEFİLİN kefalet limiti 100.000,00 TL ve bunun temerrüdünün hukuki sonuçlarında dolayı sorumlu tutulabileceği nazara alınarak, aşağıda arz edilen borçtan sorumlu tutulabileceği kanaati edinilmiştir. (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği), Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 36.997,63 TL (139.655,72 —102.658,09-) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 100.000,00 TL asıl alacak tutarı (tüm ticari nitelikli krediler için) tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık YXe46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden *& 5 gider vergisi (BSMV/) ile birlikte istenilebileceği, takip talebinin 2.sırasındaki KMH–Şirket kredi kartından doğan alacağı davalı kefilin 100.000,00 TL’lık kefalet limiti karşılamadığı/kapsamadığı için, anılan kredi borçlarından davalı kefilin sorumlu tutulamayacağı, yani yukarıdaki tablonun 2.Sırasındaki 35.026,22 TL’den (34.443,00 TL-4555,46427,76-) davalı kefilin sorumlu olmadığı, Gayrinakdi ÇekTaahhüt Bedeli Kredisi Depo Talebi Yönünden: Takip talebinin 3.sırasındaki gayrinakdi çek taahhüt bedeli 14.210,00 TL’nı davalı kefilin kefalet limiti karşılamadığı/kapsamadığı için, anılan kredi borcunun DEPO edilmesinden davalı kefilin sorumlu tutulamayacağı, Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya / ilişkin 36.289,97 TL (139.655,72 —103.365,75-) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 100.000,00 TL asıl alacak tutarı (tüm ticari nıtelıklı krediler için) tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık X46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden » 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı banka ile dava dışı borçlu …. Uluslararası Kumanyacılık ve Gemi. Don. Malz. A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış, davalı … 100.000,00-TL limit ile müteselsil kefil olarak Genel Kredi sözleşmesini imzalamıştır. Kredi sözleşmesine konu borcun, ödenmemesi üzerine davacı bankaca asıl borçlu ve davalı hakkında hesap kat ihtarnamesi davalıya ve asıl borçluya tebliğe çıkarılmış ise de davalı kefile tebligatın yapılamadığı anlaşılmaktadır. Kefil,6098 Sayılı TBK’nun 589. maddesine göre kefalet limitini aşmamak kaydı ile sorumludur. Kefalet sözleşmesinin yazılı olması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmiş olması, kefaletin tarihinin belli olması, ayrıca sorumlu olacağı miktarı sıfatı kendi el yazısı ile yazmış olması nedeniyle 6098 Sayılı TBK 583 v 584 maddesindeki şartaların mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı kefilin sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı banka davalı kefile tebligat yapılamamış ise de, davalının sözleşmede belirtilen adresine yapılan tebligatın yeterli olduğunu ileri sürmüşse de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/19-534 Esas, 2001/583 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2010/14364 Esas, 2011/8139 Karar sayılı ilamında ifade edildiği gibi 6098 Sayılı TBK.nun 110.maddesinde düzenlenen başkasının fiilini taahhüt (garanti) sözleşmesi niteliğinde olmayıp 6098 Sayılı TBK.nun 483 ve devamı maddesinde düzenlenen kefalet sözleşmesi niteliğindedir. Bu durumda kefilin borcu kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından ibarettir. Buna göre bilirkişi raporunda davalı kefilin temerrüt tarihinin icra takip tarihi olarak kabul edildiği hesaplamaya itibar edilmiştir.
Buna göre en son alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davacının dava tarihi itibariyle ve kefil olduğu limit dikkate alınarak 100.000,00-TL asıl alacak, 2.531,51-TL işlemiş faiz, 126,58-TL % 5 gider vergisi olmak üzere alacaklı olduğu tespit edilmiş, bu miktarlar üzerinden davanını kısmen kabulüne ve likit olan asıl alacak üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin… esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 100.000,00-TL asıl alacak, 2.531,51-TL işlemiş faiz, 126,58-TL % 5 gider vergisi üzerinden ve icra takip tarihinden itibaren işleyecek 100.000,00-TL asıl alacak tahsil edilinceye kadar yıllık % 46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi ile birlikte takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (20.000,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzeriden alınması gereken 7.012,57 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.858,32 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.154,25 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.702,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.456,99 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.858,32 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.912,72 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.181,56 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben Bakırköy … İcra Dairesi’nin… esas sayılı dosyasının ve kasada bulunan belge asıllarının kararın kesinleşmesine müteakiben mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.