Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/132 E. 2021/766 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/132 Esas
KARAR NO : 2021/766

DAVA : Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2021
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı kurum nezdindeki hesabına …’tan 06.09.2019 Tarihinde iade edilmek üzere 132.889,03 TL tutarında para transferi yapıldığını, bu bedelin ödenmesi şifahi, e-posta ve nihayet Noter ihtarı ile talep edilmesine rağmen müvekkiline ödenmediğini, kurum gerekçe olarak, davacı şirketin borcunuz Kişiler tarafından ödendiğini, bu nedenle gelen paranın bu kişilere ödeneceğini, müvekkiline ödenmeyeceği beyanı olduğunu, halbuki borcun sona erme sebepten belli olduğunu, biriside “Ödeme” olup, ödemenin kim tarafından yapılırsa yapılsın borcu sona erdiğini, davalı Kurumun uzmanlık alan olması gereken ” ödeme ile borç sona erer” hükmü gereği, nezdindeki hesaba …’tan 06.09.2019 Tarihinde, müvekkil şirkete iade edilmek üzere taransferi yapılan 132.889,03 TL para müvekkiline ait olup, tasarruf hakkı sınırsız olarak müvekkilde olduğunu, davalı kurumun, para transferi öncesi ödeme ile sona eren bir borcu, hukuki ve haklı bir yasal merci kararı olmaksızın alıkoyması gayri yasal ve keyfi olduğunu, müvekkiline ait dava konusu bedelin 06.09.2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödemesi için arabuluculuk talebimizde akibetsiz kalınca işbu davanın açılması gerektiğini, ayrıca dava müddetince hesaptaki paranın 3. Şahıslara ödenmesinin lhtiyati Tedbir Karar ile Önlenmesini, öncelik HMK kapsamında yakın haklılık karinesi nedeniyle dava konusunun 3. Şahıslara ödenecek ile telafisi imkansız zararın engellenmesi için teminatsız lhtiyati Tedbir Kararı verilecek, Haklı ve yasal davalarının kabulüne, müvekkiline ait 132.889,03.-TUKrş. Un haksız olarak ödenmesinde direnen davalının 06.09.2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiliile müvekkili şirkete ödenmesine, mahkeme gideri ve ücreti vekaletin davalılara tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilininin davacıdan olan alacağını temlik almak üzere dava dışı 3. Kişi …. tarafından Müvekkiline temlik bedeli ödemesi yapılmış olup işbu temlik bedeli kayıtlarına alındığını, bu itibarla Müvekkili yönünden davanın husumetten reddini ve davanın temlik bedeli ödemesi yapan …’e (TCKN: …) ihbarını, davacının borçlu iken alacak iddiasında bulunduğunu, davacı işbu davadan önce aynı taleple müvekkiline ihtar keşide ettiğini ve bu ihtarı gerekçeli olarak yanıtlanmış olmasına rağmen dava yoluna başvurarak haksız ve hukuka aykırı taleplerini yinelediğini, davacının, haksız menfaat temin etme gayesinde olup talebi açıkça sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğunu, KGF, 14 Temmuz 1993 tarih, 93/4496 sayılı “Almanya Federal Cumhuriyeti -Türkiye Teknik İşbirliği Anlaşması Çerçevesinde Akdedilen Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) için Bir Kredi Garanti Fonu Kurulmasına Yardım Konulu Proje Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulduğunu, KGF, kar amacı gütmeksizin kurumsal bir kefalet kuruluşu olarak teminat yetersizliği nedeniyle çeşitli kredi ve destek imkânlarından yeterince yararlanamayan işletmelere “müteselsil kefil” olmak suretiyle krediye erişim imkanı sağlandığını, KGF, bu çerçevede bir kısım vergi ve harçlardan muaf tutulduğunu, KGF faaliyetini temelde Özkaynak ve Hazine (T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı) kaynaklı olmak üzere iki tip kefalet desteği ile gerçekleştirmekte olup, ortaklık yapısı, kamu kuruluşu olan ve kamu kuruluşu sayılan ortakları; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ile 29 adet Banka ve Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV), Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayii Destekleme Vakfı (MEKSA) olduğunu, davacının Müvekkiline olan borcunun sona erdiğini iddia ederek, Müvekkilinden alacak iddiasında bulunduğunu, ancak davacı bu iddiasını ispat için hiçbir delil ileri sürememiş ve borcunun sona erdiği iddiasına bir açıklama dahi getiremediğini, davacının iddialarının asılsız olup borcunun devam ettiğini ve dava konusu tutar üzerinde bir hakkı bulunmadığını, davacı ile Müvekkili Kurum arasında imzalanan kefalet taahhütnameleri uyarınca Müvekkili Kurum tarafından sağlanan kefalet ile … BANKASI A.Ş.’nden (…) krediler kullandığını, … tarafından davacının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle Müvekkili Kurumdan davacı lehine verilen kefaletlerin tazmini talep edildiğini ve bu kapsamda 14.06.2019 tarihinde 721.768,57-TL, 14.06.2019 tarihinde 219.588,54-TL ve 16.07.2019 tarihinde 842.159,70-TL olmak üzere toplam 1.783.516,81-TL …’a ödenerek müvekkilinin kefaleti tazmin edildiğini ve müvekkilinin davacı firmadan olan alacağı nakde döndüğünü, müvekkilinin işbu alacağını teminen davacı ile dava dışı kefillere ve teminat verenlere borçlarını bildirerek ödeme ihtarında bulunduğunu, davacı işbu borçlarına istinaden herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, davacının borcu devam etmekte olup yaptığı bir ödeme olmamakla kendisine iade edilebilecek mükerrer bir tahsilatın da söz konusu olmadığını, davacının dava konusu ettiği ve kendisine ödenmesini talep ettiği 132.889,03-TL … tarafından Müvekkil Kuruma 06.09.2019 tarihinde tazminden kalan açıklamasıyla gönderilmiş bir tutar olduğunu, …’ ın, müvekkili tarafından kendisine yapılan tazmin ödemesinden 132.889,03-TL kısmı Müvekkiline iade ettiğini, bu meblağın, davacının Müvekkiline olan borcundan mahsup edildiğini, konunun davacıyla ilgili kısmı bundan ibaret olup davacının yaptığı bir ödeme olmamakla, kendisine iade edilebilecek bir tutar da söz konusu olmadığını, davacının dilekçesinde gerçeğe aykırı şekilde iddialarda bulunarak Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacının dilekçesinde şirketin borcunun 3. Kişiler tarafından ödendiği ve borcun ödeme ile sona erdiği şekilde asılsız iddialarda bulunarak … tarafından yapılan ödeme üzerinde hak iddia etmeye çalıştığını, davacı borcunun sona erdiği iddiasında ise önce bunu geçerli delillerle ispatlaması gerektiğini, daha sonra kendisine iade edilmesi gereken mükerrer bir ödeme var ise bunu ispatlaması gerektiğini, ancak gerçekte, davacının borcuna istinaden bir ödeme yapmadığını, sadece dava dışı kefil tarafından toplam 215.000,00-TL olmak üzere kısmi ödeme yapılmış olup bu ödeme ile de borcun sona ermediği gibi zaten ödemeyi yapan kişi kefil olmakla, bu ödeme asıl borçlu olan davacının borcunu sona erdirmediğini, hal böyle iken davacının hiçbir hakkı olmayan tutarda yine geçerli hiçbir dayanak ileri sürmeksizin talepte bulunması kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin davacıdan olan alacağı üzerinde alacağın temliki dahil diğer hak ve yetkileri davacının muvafakatine bağlı olmayıp bu durum borcu sona erdiren bir neden teşkil etmeyeceği gibi, yine temlik eden ve temlik alan arasındaki muhasebe davacı borçlunun hukuku dışında olduğunu, bir alacağın temliki halinde hiç şüphesiz borçlunun sorumluluğu devam etmekle, sadece alacaklı yanın değiştiğini, bu itibarla Müvekkilinen davacıdan olan alacağını temlikine yönelik iş ve işlemlerinde taraflar arasındaki münasebet borçlunun borcunda değişikliğe neden olmayacağı gibi temlik işlemi borcu sona erdiren bir neden olarak da ileri sürülemeyeceğini, Borçlar Kanununda borcu sona erdiren nedenler açıkça sayılmış olup temlik işlemi bu nedenlerden olmadığını ve temlik işleminin mahiyeti itibariyle de borcu sona erdirici bir etkisinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, nitekim bu kapsamda temlik alacaklısı ile müvekkili arasındaki muhasebe, davacının hukuku dışında olduğunu, bu doğrultuda davacının Müvekkiline olan borcunu temlik almak üzere dava dışı 3. Kişi tarafından Müvekkile “borçlu baysan mek. proje borçlu ve kefillerin teminatlarıyla ödenen kadar temlik edilmesi şartıyla” açıklamasıyla ödenen temlik bedeli ve Müvekkiline temlik bedeli ödemesi yapıldıktan sonra borç meblağının azalması ile temlik edilebilecek alacak tutarının değişmesi nedeniyle veya her ne sebeple olursa olsun Müvekkili tarafından temlik alıcısına yapılan temlik bedeli iadesi işbu dava kapsamı dışında olduğunu, temlik bedelinden kaynaklı ödemeler ve muhasebe işlemleri temlik eden ve alan taraflar arasındaki işlemler olup borçlunun borcunda hiçbir değişikliğe neden olamayacağını, davacı temlik bedeli üzerinden haksız suretle menfaat temin etmeye çalışmakta olup bu talebin hukuk düzenince himaye edilmeyeceği ve davacının işbu davada hukuki yararının olmadığı itirazlarını yinelediklerini, müvekkili Kuruma yukarıda açıklanan suretle 3. Kişi tarafından alacağın temliki için temlik bedeli ödemesi yapılmış ancak temlik işlemleri taraflar arasında henüz tamamlanmadığını, bu itibarla, davanın temlik ödemesi yapan 3. Kişi ….’e (TCKN: ….)ihbarını talep ettiklerini, ayrıca her ne kadar temlik muamelesi tamamlanmamışsa da temlik ödemesi kayıtlarımıza alınmış olmakla davanın Müvekkili yönünden husumetten reddi gerektiğini, işbu davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı … A.Ş. arasında toplam 600.000,00 EUR limitli kredi kefalet taahhütnamesi sözleşmesi uyarınca asıl alacaklıya dava dışı üçüncü kişiler tarafından fazla ödenen bedelin davalı tarafından davacıya ödenmemesi sebebiyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır.
Taraflar arasından davacının dava dışı …’a olan borcundan dolayı taraflar arasında kredi kefalet taahhütnamesi sözleşmesi düzenlendiği, davacının dava dışı …banka olan borcunun üçüncü kişi ve kefiller tarafından ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın üçüncü kişiler tarafından dava dışı …banka fazla ödenen paranın … tarafından davalıya iade edildiği ve bu iade edilen paranın davalı tarafından davacıya iade edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının çözümü teknik bilgiyi gerektirdiğinden dosya üzerinde inceleme yapılarak bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 21/05/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı … A.Ş. toplam 600.000,00 EUR limitli kredi kefalet taahhütnamesi sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, dava dışı ….,… ve …’in kefil olarak sözleşmeleri imzaladığının görüldüğünü, bahse konu sözleşmelerin suretleri dosyaya davalı tarafından sunulduğunu, davacı şirketin tazmin edilen 14.06.2019 tarihinde 941.357,11 TL, 16.07.2019 tarihinde 842.159,70 TL … Bankası A.Ş. ne … A.Ş. tarafından kefaletten dolayı davacı şirket adına ödeme yaptığı, -14.06.2019 tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirketten toplamda 1.809.580,28 TL alacağı olduğunu, kullandırılan kredilerde kefalet imzası ve taahhütü olamayan … tarafından davacıya ait borcun 1.600.000,00 TL kısmını kendisinin ödeyeceğini bunun karşılığında borçluların menkul, gayrimenkul tüm rehin ipotek ve teminatları ile temlik edilmesi şartı ile dilekçe verdiği ve 28.08.2019 tarihinde ödeme yaptığını, davalı şirket … A.Ş. ne mütselsil kefil … tarafından davacı şirketin borcuna mahsuben ön protokol ödemesi adı altında 26.08.2019 tarihinde 50.000,00 TL 29.08.2019 tarihinde 8.600,00 TL, 156.400,00 TL olmak üzere toplamda 215.000,00 TL ödeme yaptığını, dvalı şirket … A.Ş. tarafından … ….’e 11.10.2019 tarihinde, Davacının dava konusu ettiği ve kendisine ödenmesini talep ettiği 132.889,03-TL … tarafından tazminden kalan bakiyenin ödendiğini, yapılan ödemeler öncesi ödeme yapanlarla davalı … A.Ş. arasında temlik sözleşmesi yapılmadığı Davalı … A.Ş. ile ödeme yapanlardan …. arasında 16.09.2020 tarihinde, dava konusu 132.889,03 TL nin ödemesinden sonra temlik sözleşmesi yapıldığı, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 77. Maddesinde; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu kanun maddesi dikkate alındığında sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için, tarafların birinin malvarlığında artma, diğerinin malvarlığında ise eksilme olmalı, azalma ve eksilme arasında bir illiyet bağı bulunmalı ve azalma ile eksilme haklı bir nedene dayanmamalıdır.
Somut olayımızda taraflar arasında davacının dava dışı …’a olan borcundan dolayı kredi kefalet taahhütnamesi sözleşmesi düzenlendiği, davacının dava dışı …banka olan borcunun üçüncü kişi ve kefiller tarafından ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın üçüncü kişiler tarafından dava dışı …banka fazla ödenen paranın … tarafından davalıya iade edildiği ve bu iade edilen paranın davalı tarafından davacıya iade edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalıya fazla iade edilen paranın kimin ödediğinin fark etmeksizin kendisine iade edilmesi gerektiğini, davalı tarafın sebepsiz olarak zenginleştiğini iddia etmektedir. Oysa yukarıda belirtildiği üzere davacının sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanabilmesi için davalının zenginleşmesi karşılığında kendi malvarlığında eksilme veya azalma olması gerekmektedir. Davacının dava dışı bankaya olan borcu üçüncü kişi ve kefiller tarafından ödenmiştir. Davacı tarafından kendi borcuna ilişkin herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Dolayısıyla sebepsiz zenginleşme talebine dayalı olarak ödediği fazla bedelin iadesini isteme hakkı fazla bedel ödeyen tarafa aittir. Davacı tarafından herhangi bir fazla ödeme yapılmadığı ve bu ödemeye bağlı olarak malvarlığında bir eksilme veya azalma olmamış, bilakis davacının borcu ödenmiştir. Davacı tarafça davalının kendi aleyhine olarak zenginleştiği ispatlanamadığından ve davacının söz konusu sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı olarak talepte bulunması mümkün olmadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan Haçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30- TL maktu karar ve ilam harcının harcın 2.269,42 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 2.210,12‬‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 16.574,46 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, ihbar olunanın yoklğuunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.