Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/117 E. 2021/571 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/117
KARAR NO : 2021/571

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 12.11.2018 Tarihli mai alım-satım anlaşmasının akdedildiğini, müvekkili şirketin anlaşma doğrultusunda almak istediği mal alım bedeli olarak ………. Bankası, …….. Şubesi’nden müteaddit defalarda USD – Amerikan Doları para gönderdiğini, davalı şirketin müvekkili şirketin göndermiş olduğu parayı karşılayan miktarlarda anlaşma konusu malları teslim etmediğini, davalı müvekkilinden elde etmiş olduğu parayı da iade etmediğini, davalını bu şekilde sözleşmenin yürürlüğünü fiilen sonlandırdığını, sözleşmeye aykırı davrandığını ve sebepsiz zenginleştiğini, munzam zarar ve cezai şart alacağı taleplerinin olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan kazanç kaybı ve sözleşmenin yerine getirileceği düşüncesiyle yapılan masrafları olduğunu, malın teslim alınmaması nedeniyle uğramış olduğu-kazanç kaybı ve hazırlık olarak yapmış olduğu antrepo/depo kiralama vb. giderlerin /munzam zararlarının tazminini talep ettiklerini, anlaşmada yer alan günlük 100.-USD cezai şartın talep koşulları da oluştuğunu, fazlaya dair alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-USD TL karşılığı munzam zarar ve cezai şart alacağının tahsilini talep edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranması ve aldığı parayı da haksız olarak iade etmemesi üzerine Müvekkil Şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün………. Esas Sayılı dosyası ile davalı-borçlu aleyhine icra takibine girişilmiş ilamsız ödeme emri düzenlendiğini, davalı tarafın yetki itirazı üzerine Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ………. Esas Sayılı dosyası ile icraya devam edildiğini, davalı şirket tarafından borca, faize vb. Feriler itiraz edilmiş olduğundan, icra takibinin durduğunu, davalı şirketin haksız olarak icra takibinde ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden davalı-borçlunun % 20′ den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesinin gerektiğini, dava, dava şartı zorunlu Arabuluculuğa tabi olması nedeniyle itirazın kaldırılması müzakere konusu ile 05.04.2019 tarihinde zorunlu ara buluculuk görüşmelerine başlanmışsa da ilk toplantıya davalı tarafın mazeretsiz katılmaması nedeniyle ara buluculuk son tutanağı düzenlendiğini, zarar ve cezai şart alacaklarının talep ve tahsil edebilmek için yapılmış 2. kez başvurulan zorunlu ara buluculuk müzakereleri sonunda 18.12.2019 tarihli son tutanağın düzenlendiğini, bu şekilde itirazın iptali talepli müzakere edildiği zorunlu ara buluculuk görüşmelerine mazeretsiz katılım göstermeyen davalı tarafın dava masraflarının ve avukatlık ücretinin tamamından sorumlu tutulmasını talep edildiğini, bu nedenle davalı – borçlunun borca, faize vb. ferilere itirazının iptal edilerek icra takibinin devamına, asıl alacağa bağlı otan munzam zarar ve dava tarihinden itibaren günlük olarak işleyecek fazlaya dair cezai şart hak ve alacağı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000. -USD karşılığı alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı-borçiunun alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, ihtiyati tedbire, dava masraf ve vekâlet ücretinin tamamının, dava şartı zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmadığı tespit edilen davalı tarafa tahmiline, karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket tarafından herhangi bir cevap dilekçesi ibrazında bulunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle munzam zarar ve cazai şart tahsili talebine ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arsındaki sözleşme gereğince davalının edimlerini yerine getirip getirmediği, bu kapsamda davacının sözleşme kapsamında davalıya ne kadar ödeme yaptığı bu ödemelerin iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının ayrıca sözleşmeye aykırılık nedeniyle munzam zarar ve cezai şart talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarının ne kadar olduğu hususlarındandır.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosya incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 67.350,00 USD karşılığı 349.546,50 TL asıl alacak üzerinden 06.02.2019 tarihinde takip başlatılmış olup, söz konusu takibe dayanak olarak “…06.02.2019 tarihli, 67.350,00 USD tutarlı, Asıl Alacak (Siparişlerin teslim edilmemesi nedeni ile ödenen paranın iadesi) …” gösterilmiştir. Söz konusu takibe davalı tarafından sunulan 28.02.2019 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi ile “yetkiye, takibe, borca faize ve tüm ferilerine itiraz ederek” takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi inceleme günü belirlenerek Mali Müşavir ………., Sektör bilirkişisi ………. ‘ten rapor alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “a)Davacı tarafından ibraz edilen ödeme dekontları incelendiğinde, bu dekontlardan sadece 31.12.2018 tarihli ve 30.000 USD tutarlı dekontun Katar’a gönderilecek ayçiçek yağına ilişkin olduğu, diğer ödemelerin davacının ibraz etmiş olduğu ve davaya dayanak gösterdiği sözleşmeyle ilişkilendirilemediği, dolayısıyla diğer ödemelerin başka sözleşmelere ilişkin olduklarının kabul edilmesi gerektiği, yapılan ödemenin sözleşmede öngörülen %30’u olan 46.464 USDIik depozito bedelini karşılayacak nitelikte olmadığı,
b)Davacı tarafından, sözleşmeye uygun olarak sipariş verildiği, verilen siparişten itibaren 10 gün içinde teslimatın yapılmadığı, ayrıca davalıya ödeme garantisi verildiği ve davalıdan bu konuda teyit alındığı, yine bakiye bedelin tamamının da ödeme yapmak üzere aracıya gönderildiği, ayrıca uğranılan zararların da kararlaştırılan cezai şart tazminatı miktarını aştığı yönlerinden herhangi bir geçerli delil sunulmadığı,
c)Bu durumda davacının iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının cezai şart ve tazminat talebinde bulunamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan “ödeme yapılmadığı takdirde alıcı tüm haklarını kaybedecektir iş bu protokol geçersiz sayılacaktır” yönündeki hükmün de bu durumu teyit ettiği,”kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki 12.11.2018 tarihli protokol incelendiğinde özetle; Tedarikçi firma ( davalı) tarafından aylık 8 konteyner ayçiçek yağı (1.8 Lt ebatında ve bir karton 6 adet olacak, 22 Ton 2328 koli olacaktır) tadarik edileceği, 8 konteyner fiyatının 154.880 USD olacağı, anlaşmanın 1 senelik olduğu, markanın … Deniz Ve İthalat LTD. STI isimli şirkete tescilleneceği, …….’daki tescil belgelerinin alıcı (davacı) tarafından ödeneceği, alıcı anlaşmanın %30’u olan 46.464 USD depozitoya satıcıya aktaracağı, teslimat süresi her siparişten sonra maksimum 10 gün içinde teslim edileceği, 10 gün içerisinde ürün teslim edilmez ise alınan peşinatın iade edileceği, peşinatın geç teslim edilmesi halinde günlük 100 USD cezai işlem uygulanacağı, istenilen ürünün Katar standartlarına uygun şekilde alıcıya Katar’da teslim edileceği, teslimatta alıcının onayı ile satıcıya teslim edilen ürünün anlaşılan bedelinin tamamının deneceği, ödeme yapılmadığı takdirde alıcının tüm haklarını kaybedeceği, iş bu protokolun geçersiz sayılacağı, tedarikçi firmanın alıcı firmadan ödeme garantisi teyidi aldıktan sonra ürün sevkiyatı yapacağı, ürünlere menşei Türkiye yazılacağı, ürünlerin bedeli Katar ülkesinden … Deniz Ve İthalat LTD. STI. ülkesinden ödeme yapmak üzere aracıya gönderilmekte olup alıcı tarafından, satın alınacak yağlara karşılık ödemelerin bu paralar ile yapılacağı, iş bu protokol taraflar arasında yapılacak yağ alışverişini genel şartlarını düzenlemek amacı ile düzenlenmiş olup Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili Tüm kanunlar saklı olduğu belirtilmiştir.
Davalıya protokol çerçevesinde yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin dekontlar incelendiğinde; 12/11/2018 tarihli ve 4.000,00 USD bedelli ile 20/11/2018 tarihli ve 5.000,00 USD bedelli olan iki adedinin “Mercimek ödemesi Katar” açıklaması ile yapıldığı, 18/12/2018 tarihli ve 45.000,00 bedelli ile 18/12/2018 tarihli ve 23.350,00 USD bedelli olan iki adedinin “Ayçiçek Yağı kaporası Libya” açıklaması ile yapıldığı, 20/11/2018 tarihli ve 15.000,00 TL bedelli olan havalede belirli bir açıklama bulunmadığı, 31/12/2018 tarihli ve 30.000,00 USD bedelli olanın ise Ayçiçek Yağı Kaporası Katar açıklaması ile yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının dayanak olarak sunduğu ödeme kayıtlarının toplamı 122.350,00 USD olup, icra takibine konu edilen miktar ise 67.350,00 USD’dir.
Davacı tarafça bilirkişi incelemesine sunulan ve usulüne uygun olarak tutulan 2017,2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterler incelendiğinde; davalı … ile herhangi bir ticari ilişkisine rastlanmadığı, bununla birlikte söz konusu sipariş avans ödemelerine de rastlanmadığı tespit edilmiş, davalı taraf bilirkişi incelemesine atılmamış olup, defter ve belge ibrazında bulunmamıştır.
Davacının BS formları ile davalının BA formları celbedilmiş yapılan incelemede 2018 ve 2019 yıllarında tarafların birbirleri ile ilgili herhangi bir bildirimde bulunmadıkları görülmüştür.
Davacının iddia ve talebi, taraflar arasında yapılan 12.11.2018 tarihli mal alım-satım anlaşması uyarınca davalıya ödeme yaptığı ancak davalının mal teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu bakımdan oluşan munzam zarar ve cezai şart tazminatının ödenmesi gerektiği yönündedir.
TBK. m. 122 hükmünde öngörülen munzam zarar, temerrüt faizi alacaklının aksi iddia olunmayan farazi zararının asgari oranda, giderilmesine yönelik maktu ve götürü bir tazminat niteliği taşır. Bu durumda yasal faiz zararı karşılıyorsa, artık TBK. m. 122 hükmüne dayanılarak bir tazminat istenemeyecektir. Yine, bir ceza-i şart miktarı da belirlenmiş ise, bu da gerçekleşen zarardan indirilecektir. Dolayısıyla maddenin öngördüğü amaç faiz değil, zarardır. Bundan dolayı da, zarar görenin, zararının karşılanması ile yasal faiz oranı, ihlal edilmiş olmaz. Munzam zarar istenebilmesi için, öncelikle temerrüt faizi ile karşılanamayan bir zararın bulunması gerekir. TBK. m. 122 hükmünde zararın türünden ve özelliklerinden söz edilmemektedir. Ancak maddedeki “zarar” sözcüğü de genel anlamdaki zararı ifade etmektedir. Buna göre alacaklının malvarlığında onun iradesi dışında meydana gelen eksilmedir denebilir. TBK. m. 122 hükmü gereğince, borçludan tazmini gereken zarar, para borcunun zamanında ifa edilmemesi yüzünden meydana gelen ve temerrüt faizi ile karşılanamayan azalma şeklinde kendini gösterir. Borçlu borcunu temerrüde düşmeden ödeseydi, alacaklının malvarlığı hangi düzeyde olacak idiyse, bu varsayılan düzey ile temerrüt sonucu temerrüt faiziyle birlikte ödenen düzey arasındaki fark, faizi aşan zarardır.
Ceza ile zarar arasındaki ilişkiyi düzenleyen TBK. m. 180/2 hükmüne göre: “Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez”. Anılan hüküm dikkate alındığında, davacının cezai şart tazminatının yanı sıra menfi ve müspet zararını da isteyebilmesi için ayrıca hesaplanacak cezai şart tazminatının uğramış olduğu zararı aştığını da ayrıca ispat etmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere; taraflar arasındaki 12.11.2018 tarihli sözleşme incelendiğinde, “tedarikçi firma tarafından aylık 8 konteyner (8 Konteyner fiyat 154.880 USD) ayçiçek yağı (1.8Lt ebatmda ve bir karton 6 adet olacak, 22 Ton 2328 koli olacaktır) tedarik edileceği, anlaşmanın %30’u otan 46.464 USD’nin depozito olarak satıcıya aktarılacağı, teslimat süresinin her siparişten sonra maksimum 10 gün olduğu, bu süre içinde teslimatın yapılmaması halinde peşinatın iade edileceğinin, peşinatın geç teslim edilmesi halinde gecikilen her gün için 100 USD cezai işlem uygulanacağı, ödeme yapılmadığı takdirde alıcının tüm haklarını kaybedeceği, tedarikçi firmanın alıcı firmadan ödeme garantisi teyidi aldıktan sonra ürün sevkiyat/ yapacağı, ürünlerin bedelinin Katar ülkesinden …. Deniz Ve İthalat LTD. 577. ülkesinden ödeme yapmak üzere aracıya gönderileceği”şeklinde hükümlere yer verildiği görülmektedir.
İspat kuralına ilişkin TMK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özei bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hükümler uyarınca, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye dayanarak cezai şart tazminatı talebinde bulunabilmesi için Katar’a gönderilecek 8 konteyner (8 Konteyner fiyat 154.880 USD) ayçiçek yağı anlaşma fiyatının %30’u olan 46.464 USD’lik depozito bedelini davalıya aktardığını, sipariş verdiğini ve siparişinden itibaren 10 gün içinde teslimatın yapılmadığını, ayrıca davalıya ödeme garantisi verdiğini ve davalıdan bu konuda teyit aldığını, yine bakiye bedelin tamamını da ödeme yapmak üzere aracıya gönderdiğini geçerli delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
Davacı tarafından ibraz edilen ödeme dekontları incelendiğinde, bu dekontlardan sadece 31.12.2018 tarihli ve 30.000 USD tutarlı dekontun Katar’a gönderilecek ayçiçek yağına ilişkin olduğu, diğer ödemelerin davacının ibraz etmiş olduğu ve davaya dayanak gösterdiği sözleşmeyle ilişkilendirilemediği, dolayısıyla diğer ödemelerin başka sözleşmelere ilişkin olduklarının kabul edilmesi gerektiği, yapılan ödemenin sözleşmede öngörülen %30’u olan 46.464 USDIik depozito bedelini karşılayacak nitelikte olmadığı görülmektedir.
Davacı tarafından, sözleşmeye uygun olarak sipariş verildiği, verilen siparişten itibaren 10 gün içinde teslimatın yapılmadığı, ayrıca davalıya ödeme garantisi verildiği ve davalıdan bu konuda teyit alındığı, yine bakiye bedelin tamamının da ödeme yapmak üzere aracıya gönderildiği, ayrıca uğranılan zararların da kararlaştırılan cezai şart tazminatı miktarını aştığı yönlerinden herhangi bir geçerli delil sunulmamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede yer alan “ödeme yapılmadığı takdirde alıcı tüm haklarını kaybedecektir iş bu protokol geçersiz sayılacaktır” yönünde hüküm de bulunmaktadır. Bu durumda davacının iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının cezai şart ve tazminat talebinde bulunamayacağı sonucuna varılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 5.095,78 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 37.150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2021 11:56

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.