Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/115 E. 2022/29 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/115 Esas
KARAR NO : 2022/29

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket …. “…” projesi (40.000 m2 arsa üzerinde 16 Blok-678 adet bağımsız bölüm ve 10 adet ticari alana sahip site) ana müteahhit firma olan …. & …. & … adi ortaklığı ile yapmış olduğu mekanik tesisat işlerinin yapımına dair sözleşmesi gereği yüklenmiş olduğu ısıtma kazanlarını 26.01.2016 tarih ve … no’lu, 268.228,88 TL bedel ile davalı firmadan satın aldığını, ilgili kazanların 06.01.2017 tarihinde davalı şirket yetkili servisi aracılığı devreye alınarak ilk çalıştırmasının yapıldığı satın alınan ürünlerin… Bar Yoğuşmalı Çelik Su Kazanı 5 adet, 5 adet …. kazan kumanda paneli, 5 adet …. Doğalgaz Brülörü olduğu; kazanların siteye teslim edilerek kurulumunun yapıldığı, davalının servis teşkilatı tarafından kazanların çalıştırılarak devreye alınmasının uygun görüldüğü kazanlarda sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar nedeniyle yapılan bildirimler sonucu davalı yetkili servis müdahalelerine rağmen kazan onarımlarının garanti kapsamına uygun yerine getirilmediği ve ayıpsız misli ile de değiştirilmediği; ayıplı şekilde kullanılamayan kazanların bu sebeple yenisi ile değiştirilmek zorunda kalındığı açığa çıkan zararın davalı firmadan tahsilinin talep zorunluluğunun doğduğu kazanlardan 1 no’lu kazanın 20.12.2018 tarihinde kazan gövdesi ve borulardan sular fışkırması üzerine yapılan müdahaleler ile kazanda duman borusu ve külhan kaynakları yenilenerek arızanın giderilmesinin istendiği ancak yapılan müdahaleler arızanın giderilmesine katkı sağlamadığı ve kazanın devre dışı kaldığı; diğer kazanlarda da benzer arızaların ortaya çıktığı, ısıtma sisteminin sürekli olarak su kaybettiği sistemin arıza verdiği, kısa aralıklarla soğuk su ilavesinin de ısı kaybı, su masrafı ve yakıt maliyetini artırdığı bu süreçte arızların giderilmesi için 4-5 kez yetkili servisin müdahalede bulunduğu (en son:16.01.2019), arızanın giderilemediği ayrıca kazanda 18 adet duman borusunun tamamen değiştirilmesi gerektiğinin yazılı olarak tutanak altına alındığı, şifahi olarak aynı zamanda kazanların ana unsuru olan ön ve arka aynaları ile tüm duman borularının da değiştirilmesinin gerekeceği ancak bu değişimle de kazanın normal haline dönüp dönmeyeceğinin garantisinin verilemediği; davalı ayrıca mail göndererek bu değişimin 8.100,00 Euro + KDV ile yapılabileceğini bildirdiği, halbuki garanti kapsamında onarımın yapılmasının gerektiği; bu nedenle taraflarınca İstanbul …. Noterliği’nin 18.01.2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname keşide edilerek su kazanlarının gizli ayıplı olduğunun açığa çıkması nedeniyle ayıpsız misli ile değiştirilmesinin ihtar edildiği; 18.01.2019 tarihinde Küçükçekmece …. Sulh Hukuk Mah. … D..İş ve …. K. sayılı tespit raporu alındığı, 23.05.2019 tarihli tespit raporunda 1 no’lu kazanda su kaçakları meydana geldiği, servis tarafından kaçak bölgelere elektrik ark kaynağı yapıldığı ancakkaçakların giderilemediği, kazanın çalışma süresi göz önüne alındığında böyle kaçakların meydana gelmesinde normal olmayıp üretim hatası olduğu; 2 no’lu kazanda su kaçağı olmamakla birlikte kazan ayna ve borularında korozyon tespiti yapıldığı, 3 no’lu kazan ayna ve boruları kapalı olduğundan incelenemediği, 5 no’lu kazanda ayna ve borularda korozyon tespiti yapıldığı, arıza ve ayıpların üretim kaynaklı olduğu, 2 yıl çalışan bir kazanda bu tür sorunların olmaması gerektiğinin belirtildiği ve …. firması tarafından ücretsiz giderilmesinin gerektiği kazan değişim bedelinin 354.605,56 TL olarak hesap edildiği; değişimin olmaması sebebiyle müteahhit firma … tarafından müvekkili ve üretici firmaya Beyoğlu …. Noterliği’nin 16.01.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesinin keşide edilerek kusur ve ayıpların giderilmesi ihtarının yapıldığı ancak bunun yapılmaması üzerine müvekkili tarafından değiştirilmek zorunda kalındığı müvekkili şirketin tüm malzeme ve işçilik giderleri dahil 198.131,01 TL’ye mal edildiği, ayrıca ortaya çıkan arızalar nedeniyle kimyasal temizlik malzemeleri kullanıldığı (08.01.2019) 4.543,00 TL’lik masraf yapıldığı toplam olarak 202.674,01 TL tuttuğunu belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ayıba karşı tekeffül dilekçesinin zamanaşımına uğradığı, kazanların teslim tarihinin 26.01.2016 tarihi olduğu, hak düşürücü süre içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı; davacının ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu; 1 nolu kazanda kaçak tespit edildiği, 2, 3, 4 ve 5 nolu kazanlardaki tespitlerin yoruma dayalı olduğu zarar ve ayıp yok ise ortada hukuki bir menfaat ve yarar olmadığı; elektronik yazışmaların yapıldığı; davacı tarafından delil tespiti ile alınmış 2 tane Bilirkişi Raporu bulunduğu 1. Raporda ayıbın imalat hatası olmadığının tespit edildiği, ikinci raporda ise imalat hataları var dendiği ancak kendilerine tebliğ edilmediği; korozyonun ve tüm kaynak işlemlerinin sağlıklı olmamasının kök sebebinin kullanım suyu şartlarından kaynaklanıp kullanım hatası olduğu belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Davacı yan “….”inşaat projesinde mekanik tesisat işleri yüklenicisi olup anılan sitede ısıtma sisteminin kurulumu amacı ile davalıdan satın aldığı kazanların ayıplı olduğu iddiası ile iş bu tazminat davasını açmıştır.
Davacı 26.01.2016 tarihinde dava konusu kazanları satın almış , peyderpey arıza verdiklerini davalı tarafından onarımının yapıldığı ancak gizli ayıpların devam ettiği ve de başkaca kazanlar alınarak hem yapılan onarımlardan hem de yeni satın alma sebebi ile meydana gelen zararın davalıdan tazminini istemiştir.
Davalı yan dava tarihi itibari ile 2 yıllık zamanaşımı ve usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığından davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddini talep etmiştir.Ayrıca dava konusu yoğuşmalı kazanların onarım taleplerine ilişkin mailleri dosyaya ibraz ederek kazanlara gelen suyun olması gereken niteliklerine ve bakımına yönelik yönlendirmeler yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yan İstanbul … Noterliği nin 18.01.2019 tarih ve 822 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı tarafa ayıp ihbarında bulunmuş,Küçükçekmece .. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İ.sayılı dosyası ile delil tespiti talebi üzere rapor düzenlenmiş ilk rapora yapılan itiraz üzere alınan yeni rapor ile dava konusu kazanların ayıplı olduğu rapor edilmiş ,davacı yan mevcut kazanların yenisi ile değiştirilmesi malzeme ve işçilik gideri 198.131,01 TL ve ortaya çıkan arızalar nedeniyle kimyasal temizlik malzeme tutarı 4.543,00 TL’li toplam olarak 202.674,01 TL ‘nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ;26/01/2016 Tarihli fatura ile davalıdan satın alınmış olan 5 adet kazan, 5 adet panel, 5 adet birülörun ayıplı olup olmadığı ayıpın niteliği açık/gizli ayıp ihbarının süresinde ve garanti süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı ayıp ihbarının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı kullanımdan kaynaklı arıza olup olmadığı ayıbın üretimden kaynaklı olup olmadığı ve zamanla ortaya çıkan ayıp olup olmadığı davalının zamanaşımı definin yerinde olup olmadığı, davacının ayıplı olduğu iddia ettiği arızalar sebebi ile temizlik gideri ve yeni kazan bedelini davalıdan isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanamkatdır.
Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya 6098 sayılı Borçlar Kanunu (TBK) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin (TBK m. 207 vd) esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 25/1, 3). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 25/I hükmü de uygulanacaktır.
Bu noktada uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karışı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır:
Ayıba ilişkin hukuki düzenleme davaya konu uyuşmazlık açısından ;dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Düzenlemede “Satıcı alıcıya karşı satılanın zikir ve vaadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksut olan menfaatini izale veya ehemmiyetli bir surette tenkis eden ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan mesuldür” denilmektedir.
Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır.
Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankar 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Ancak TTK 25/4’de zamanaşımı süresi altı ay olduğunun belirlenmesi nedeniyle gizli ayıplarda azami ihbar süresi altı aydır. Eğer alıcı iğfal edilmiş, yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir. Nitekim 818 sayılı Borçlar Kanununun 200. maddesine (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine) göre alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da “ayıba karşı tekeffül” denmektedir. Ayıba karşı tekeffül şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcının kendisine tanınan hakları kullanabilmesi için Kanun tarafından kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmelidir. Külfet, alıcının satın aldığı malı muayene etmesi ve bir ayıbın ortaya çıkması halinde bunu satıcıya ihbar etmesidir. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz.
Külfet teknik anlamda bir yükümlülük veya borç değildir. Külfet, mülkiyetten farklı olarak herhangi bir borç yaratmayan, yerine getirilmediği takdirde o konuda sağlanmış olan hakların kaybedilmesi sonucunu doğuran bir davranış olarak tanımlanabilir. Burada muayene ve ihbar külfetini yerine getirilmemesi halinde alıcının satılanı kabul etmiş sayılacağına dair yasal bir karine söz konusudur. Dolayısıyla külfetlerin yerine getirilmemesi seçimlik hakların kullanılmasına engel olur, alıcı malı o haliyle kabul etmiş sayılır.
Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti TTK 25/3. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre “ Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur.” Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 25/3. maddede gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 198. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 198/3. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacaktır.
Davacı yanın satın almış olduğu 5 adet panel, 5 adet birülörun maddi ve gizli ayıplı olup olmadığı ,tarafların kusur durumunun tespitine yönelik teknik bilirkişi heyetinden yerinde inceleme yapılmakla rapor tazimi istenilmiş;02/11/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda;1- Dava konusu kazanlardaki arızanın imalat kaynaklı açık veya gizli bir ayıptan kaynaklanmadığı;2- Kazanda meydana gelen arızanın işletme hatası kaynaklı olduğu kanaati ile rapor düzenlenmiştir.
Yapılan teknik inceleme sonucu ;mevcut kazanların yoğuşmalı özelliği olmayan yenileri ile yine davalıdan satın alınarak mevcudiyette kullanıldığı dava konusu kazanların atıl vaziyette olduğu ,dosyaya sunulu cd ve maiillerden anlaşıldığı üzere, dava konusu kazanların 2 yıla yakın sürede sorunsuz kullanıldığı ,herhangi bir arıza bildiriminin ve de ayna-boru bağlantılarında açılma ve sızdırmazlık problemi tespit edilmemiş olup,şebekeden kaynaklı suyun sertlik değerinin çok yüksek olduğu ,kullanılan yoğuşmalı tip kazanların su tarafında akışın yavaşladığı bu bölgelerde su içerisinde eriyik halde bulunan tuzların kireçlenme ve birikinti şeklinde yığılması olduğu ,bu durumun çözümü için “su yumuşatma “adı verilen bir filtre ve kimyasal muameleden sonra kazanlara besi suyu olarak verilmesi gerektiği anılı eksiklikler sebebi ile satılan kazanların ayıplı olmadığı kullanıcıdan kaynaklı arızalarının oluştuğu bu hali ile davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın 3.461,17 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 3.380,47‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 22.637,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
6-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/01/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır