Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/101 E. 2020/517 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/101 Esas
KARAR NO : 2020/517

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkili ile dava şirket arasında danışma hizmeti sözleşmesi olduğunu, davalı tarafın sözleşme devam ederken 19/02/2019 tarihinde müvekkili firma çalışanının iş yeri adresine gittiğinde davalı şirketin yetkilisince işçiye müvekkilinin hiçbir rızası ve muvafakati olmadan danışma hizmeti sözleşmesinin feshedildiğini ve artık işe gelmemesi gerektiğinin ifade edildiğini, söz konusu sözleşme ile davalı tarafa işçinin iş akdinin sonlandırılması hakkının verilmediğini, müvekkilinin dava konusu sözleşmenin devam edeceğini düşünerek bir takım ticari planlamalar yaptığını, bu nedenle müvekkilinin ciddi manada kardan mahrum kaldığını bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek yargılama harç ve giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle taraflar arasında yetki sözleşmesi akdedilmiş olması nedeniyle sözleşmede belirtilen İstanbul Mahkemeleri olduğunun yetkili olduğunu, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın işçinin işçilik alacaklarını tazmin etmesi için müvekkili şirkete açmış olduğu davada yıllık izin, kıdem ve ihbar tazminatı giderlerinden kaynaklanan maliyet davacı şirket tarafından karşılanacağına dair sözleşmede hüküm olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin işçiledin kıdem tazminatı, yıllık izin ve ihbar tazminatından maddi olarak sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İş bu sözleşmenin haksız feshi dolayısı ile açılan tazminat davası uyarınca;
Dosya arasında tarafların imzasına havi sözleşme yer aldığı,i ,anılan sözleşme şirket yetkilileri tarafından imzalandığı ve 13. maddesinde İş bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir şeklinde yetki sözleşmesi yapıldığı,
Davalının iş bu dava açısından da her ne kadar ikamet Mahkemesini yetkili gösterse de yetki itirazında bulunduğu ,
6100 sayılı HMK’nin 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabileceği yönünde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında yetki sözleşmesi ancak kesin yetki bulunmayan ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir.
Taraflar arasındaki sözleşmeyle kararlaştırılan bu yetki şartının HMK 18. madde koşullarını sağladığı ve bu nedenle geçerli olduğu, HMK 19. maddesi gereğince yetki ilk itirazının yasal sürede ve cevap dilekçesi içinde ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Her iki tarafın da tacir olduğu ,bu bakımından öncelikle sözleşmedeki yetki şartı geçerli olmakla;
HMK 17. maddesi gereğince davaya bakma yetkisinin yetki sözleşmesi gereğince İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde bulunması nedeniyle davalının mahkememizin yetkisine yaptığı yetki ilk itirazı yerinde olup kabulüne ve HMK.’nun 115/2. maddesi hükmüne göre, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde, davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu iş bu davada HMK 14/2 maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralı gereği HMK 114/1-ç , HMK 115/2.maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi ve İİK 263. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.06/10/2020
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdı