Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/976 E. 2020/817 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/976
KARAR NO : 2020/817

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 08/07/2014
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin yaptığı kaza nedeniyle aracının pert hale geldiğini, müvekkilinin hasar bedelini davalı … şirketinden alarak aracını davalı … şirketine bıraktığını, ancak davalının araç üzerinde haciz bulunduğu gerekçesiyle aracın pert değeri olan 9.100,00 TL’nin ödenmesi için müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, müvekkilinin aracı davalıya teslim ettiği tarih itibariyle üzerinde herhangi bir takyidat olmadığını ileri sürerek müvekkilinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Buna karşılık davalı vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacıya ait aracının müvekkili sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, aracın kaza yapması nedeniyle hasar bedelinin ödenip aracın pert olması nedeniyle müvekkiline bırakıldığını, ancak aracın üzerinde var olan haciz nedeniyle pert değerinin tahsil edilemediğini, aracın hacizli olması nedeniyle satılamadığını, aracın mülkiyetinin müvekkiline devrine kadar konacak hacizlerden davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, Menfi Tespit davasıdır.
Davacıya ait ve davalı … şirketine kasko sigortası ile sigortalı olan aracın geçirdiği trafik kazası sonucunda pert haline geldiği, davacının sigorta poliçesi kapsamında aracın sigorta bedelini alarak aracı pert halinde davalı … şirketine teslim ettiği, bilahare davalı … şirketinin araç üzerinde haciz bulunduğunu bildirerek haczin kaldırılmasını istediği, haczin kalkmaması üzerine ise ödediği bedelin iadesi için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile 9.100,00 TL asıl alacak ve 1.984,66 TL işlemiş faiz alacağı için sigortalı olan aracın pert değeri açıklaması ile icra takibi yaptığı, takibin itirazsız olarak kesinleştiği, bilahare davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bozma ilamından önce; mahkememizin …. esasında yapılan yargılamada; Taraflar arasında aracın pert değeri ve ödendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacının sigorta tarafından ödenen bedeli iade etmekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplandığı, gerçekten de davalı … şirketince davacıya aracının pert haline gelmesinden dolayı 29.000,00 TL ödendiği, aracın ise davalı … şirketine bırakıldığı anlaşıldığı, davacıya ait aracın 27/07/2010 tarihinde davalıya bırakıldığı, ancak resmi devir işlemlerinin o tarihte yapılmadığı, pert olan aracın trafik kaydına davalıya bırakılmasından sonra 18/08/2010 ve 28/09/2010 tarihlerinde davacının üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı haciz konulduğu, konan bu hacizler nedeniyle hukuki ayıp oluştuğu ve bu ayıptan dolayı davacının sorumlu bulunduğu, davalının 22/10/2010 tarihinde davacıya ihtar göndererek hacizlerin kaldırılmasını istediği, ancak araçların üzerindeki hacizlerin 27/06/2013 tarihinde kaldırıldığı ve aracın 03/07/2013 tarihinde davalı adına trafikte haciz bulunmaksızın tescil edildiği, aracın davalı adına tescilinden önce davalının mevcut takip dosyası üzerinden dava konusu araç kaydına haciz koydurduğu ve 02/07/2013 tarihinde tescilden hemen önce talebiyle kaldırdığının saptandığı, hemen belirtmekte fayda var ki, bu aşamada davacı fiilen devrettiği, ancak hukuken devretmediği aracın kendi borcu nedeniyle haczine neden olduğundan davalı … aracı hacizli almaya zorlanamayacağından ödenen aracın pert bedelini talep halinde iade ile yükümlü olduğundan menfi tespit isteğinde haksız olduğu, ne var ki, haczin kaldırıldığı ve aracın davalı adına tescil edildiği 03/07/2013 tarihinde davalının aracın pert bedelini talep etme hakkı sona ermiş bulunduğu, dolayısı ile davalının başlattığı takibi gerçekleşen tescil işlemi nedeniyle sonlandırması veya yeni bir icrai işlem yapmaması gerektiği, ancak davalı aracın davalı adına tescil edilmesinden sonra 21/10/2013 tarihinde takibi yenileme talebinde bulunmuş ve davacı borçluya icra müdürlüğü tarafından borcu ödemesi için muhtıra tebliğ edilmiş olduğu, işte davalı başlangıçta haklı olarak icra takibine girişmiş olsa da aracın mülkiyetini hukuken elde ettiği 03/07/2013 tarihinden sonra alacak hakkı sona erdiğinden bu aşamadan sonra davacı borçlu aleyhine icra işlemi yapmaya devam ettiğinden haksız hale gelmiş bulunduğu, nitekim davacı davalı vekilince girişilen haksız bulunan sonraki icra işlemleri nedeniyle iş bu davayı açmak zorunda kaldığı, hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, icra dosyasına ve tüm dosya kapsamına göre başlangıçta haklı olarak takip yapan davalının sonradan borcun ifa nedeniyle sona ermesine rağmen icra işlemlerine devam etmesi nedeniyle dava tarihi itibariyle haksız ve kötü niyetli hale geldiği, davacının dava konusu borçtan dolayı ifa nedeniyle davacıya borçlu olmadığı sonucuna varılarak davanın kabulüne ve kötüniyet nedeniyle tazminata ilişkin karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. E.- …. K sayılı ilamı ile;”…1-Dava, kasko sigorta sözleşmesi uyarınca ödenen sigorta bedelinin iadesi için başlatılan ve kesinleşen icra takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Başlangıçta araç üzerinde haciz bulunduğu gerekçesiyle ödenen bedelin iadesi için haklı olarak davacı aleyhine takip yapan davalının sonradan borcun ifa nedeniyle sona ermesine rağmen icra işlemlerine devam etmesi nedeniyle dava tarihi itibariyle haksız ve kötü niyetli hale geldiği gerekçesiyle davacının dava konusu borçtan dolayı ifa nedeniyle davacıya borçlu olmadığı sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut duruma uygun düşmemiştir. Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2. maddesine göre, onarım masraflarının, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ya da taşıtın onarım kabul etmez bir hale gelmesi halinde taşıt tam hasara uğramış sayılacaktır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Somut olayda, 18/06/2010 tarihinde gerçekleşen kazada, davacının aracı pert olmuş ve bunun karşılığında kasko sigortası poliçesi gereği davalı … tarafından 27/07/2010 tarihinde davacı sigortalıya ödeme yapılmış ve buna ilişkin (aracın mülkiyetinin davalı sigortacıya devrine kadar konacak hacizlerden davacı sigortalının sorumlu olduğuna dair) ibra ve taahütname alınmıştır. Ancak 18/08/2010 ve 28/09/2010 tarihlerinde sigorta şirketinin ödemesinden kısa bir süre sonra araç üzerindeki trafik kaydına 3. kişiler tarafından haciz uygulanmıştır. Davalı …, uygulanan bu hacizler nedeniyle aracı ihaleye çıkartıp sattıramamış, hacizlerin kaldırılması için davacı sigortalıdan istekte bulunmuş ve davacı sigortalı tarafından da hacizlerin 27/06/2013 tarihinde kaldırılması sağlanmıştır. Bu arada davalı … tarafından 04/01/2012 tarihinde sigortalı aleyhine aracın sovtaj değeri olan 9.100,00 TL üzerinden icra takibi başlatılmış ve takip kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı takip borçlusu … Teks Mensucat Gıda İnş. Tur. Oto. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. eldeki menfi tespit davasını açmıştır. 18/08/2010 tarihinde konulan haczin ancak 27/06/2013 tarihinde kaldırılması ile 2.200,00 TL bedel ile aracın satışı yapılabilmiştir. Davalı kasko sigorta şirketi ödemeyi, oradaki sözleşme uyarınca yaptığı takip ile hurda bedelini geri istemektedir. Davalı sigortacı bu aracı 9.100,00 TL’ye satabilecekken üzerindeki hacizler nedeniyle ancak 2.200,00 TL’ye satmasından dolayı aradaki farkı istemektedir. Haczin uygulandığı tarihten itibaren haczin kalktığı tarihe kadar aracın hurdası satılamadığına göre, davalı sigortanın takip yapmakta haklılığı vardır. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir. 2-Kabule göre de; kasko sigorta poliçesi ve genel şartlarına göre ödeme yapıp ibra ve taahütname alan davalı kasko sigorta şirketinin yukarıda açıklanan sebeplerle davacı hakkında takip yapmasında yasaya engel bir durum yoktur. Davalı … aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesi de doğru değildir. Sonuç: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına… ” karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, Yargıtay bozma ilamındaki bozma gerekçesini karşılayacak şekilde rapor düzenlemeleri için dosya trafik kusur ve hasar tespit uzmanı Prof. Dr. …. ‘e tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ” 1-Kaza tarihi olan 30/06/2020 tarihinde ve araç üzerine haciz konulan 18/08/2010 tarihinde davacıya ait ve davalı …. tarafından kasko sigortalı … plaka no’lu aracın piyasa rayiç değerinin 9.100 TL (dokuzbinyttz) olacağı, 2-Aracın haczin kaldırıldığı tarih olan 27/06/2013 tarihi ile aracın sigorta şirketine devredildiği tarih olan 03/07/2013 tarihinde aracın piyasa raiç değerinin 2.200 TL (ikibinikiyüz) olacağı, yani davalı … şirketinin aracı sattığı bedel olan 2.200 TL’nin kadri maruf olduğu, 3-Her iki tarihteki piyasa rayiç değer farkının ise, 9.100 TL – 2.200 TL.= 6.900 TL 6.900 TL. (altıbindokuzyüz) olacağı” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Mahkememizce uyulan bozma ilamında belirtildiği üzere; 18/06/2010 tarihinde gerçekleşen kazada, davacının aracı pert olmuş ve bunun karşılığında kasko sigortası poliçesi gereği davalı … tarafından 27/07/2010 tarihinde davacı sigortalıya ödeme yapılmış ve buna ilişkin (aracın mülkiyetinin davalı sigortacıya devrine kadar konacak hacizlerden davacı sigortalının sorumlu olduğuna dair) ibra ve taahütname alınmıştır. Ancak 18/08/2010 ve 28/09/2010 tarihlerinde sigorta şirketinin ödemesinden kısa bir süre sonra araç üzerindeki trafik kaydına 3. kişiler tarafından haciz uygulanmıştır. Davalı …, uygulanan bu hacizler nedeniyle aracı ihaleye çıkartıp sattıramamış, hacizlerin kaldırılması için davacı sigortalıdan istekte bulunmuş ve davacı sigortalı tarafından da hacizlerin 27/06/2013 tarihinde kaldırılması sağlanmıştır. Bu arada davalı … tarafından 04/01/2012 tarihinde sigortalı aleyhine aracın sovtaj değeri olan 9.100,00 TL üzerinden icra takibi başlatılmış ve takip kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı takip borçlusu …. Teks Mensucat Gıda İnş. Tur. Oto. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. eldeki menfi tespit davasını açmıştır. 18/08/2010 tarihinde konulan haczin ancak 27/06/2013 tarihinde kaldırılması ile 2.200,00 TL bedel ile aracın satışı yapılabilmiştir. Davalı kasko sigorta şirketi ödemeyi, oradaki sözleşme uyarınca yaptığı takip ile hurda bedelini geri istemektedir. Davalı sigortacı bu aracı 9.100,00 TL’ye satabilecekken üzerindeki hacizler nedeniyle ancak 2.200,00 TL’ye satmasından dolayı aradaki farkı istemektedir. Haczin uygulandığı tarihten itibaren haczin kalktığı tarihe kadar aracın hurdası satılamadığına göre, davalı sigortanın takip yapmakta haklılığı vardır. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da, Kaza tarihi olan 30/06/2020 tarihinde ve araç üzerine haciz konulan 18/08/2010 tarihinde davacıya ait aracın piyasa rayiç değerinin 9.100 TL (dokuzbinyttz) olacağı, aracın haczin kaldırıldığı tarih olan 27/06/2013 tarihi ile aracın sigorta şirketine devredildiği tarih olan 03/07/2013 tarihinde aracın piyasa raiç değerinin 2.200 TL (ikibinikiyüz) olacağı, yani davalı … şirketinin aracı sattığı bedel olan 2.200 TL’nin kadri maruf olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının davacı aleyhine takip başlattığı tarihte aracın sovtaj değeri olan 9.100,00 TL’yi talep edebileceği, aracın satılabildiği tarihi itibariyle değeri olan 2.200,00 TL icra takibinde tahsilat olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 155,45 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup tefhim edildi. 30/12/2020… 11:39:56

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.