Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/930 E. 2022/1167 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/930 Esas
KARAR NO : 2022/1167

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :26/01/2023

Davacı vekili tarafından açılan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 26/02/2016 tarihinde davalı şirketten 2 adet …. marka …. ve ….. plakalı olmak üzere) motosikleti işlerinde kullanmak üzere toplam 11.500,00 TL bedel ile satın aldığını, ancak malların ayıplı çıkması sonucu davaya konu motosikletleri müvekkili şirketin kullanamadığını ve beklenen faydayı sağlayamadığını, işlerinin aksaması nedeniyle maddi zarara uğradığını, bu durumu davalı şirketle görüştüğünü ve yasal süresi içinde ihbarda bulunduğunu, malın misliyle değişmesini ya da bedel iadesini talep ettiğini, ancak davalı şirketin, müvekkilin taleplerini yerine getiremeyeceğini malı sadece tamir ettirebilecekleri gerekçesi ile kabul etmediklerini, Motorların ayıplı çıkması nedeniyle işyeri için motosiklet kiralamak zorunda kaldıklarını belirterek, sözleşmenin iptali ile motosikletler için ödenen bedelin ve otopark ücretlerinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Motosikletlerin teslimat öncesi gerekli kontrollerinin yapılarak davacı şirket çalışanlarına teslim edildiğini, motosikletlerin 08/03/2016 ve 09/03/2017 tarihinde 1.000 km lik bakımlarının yapıldığını, daha sonra 15/03/2017 ile 16/03/2017 tarihinde motosikletlerin 2.000 km bakımlarının yapıldığını, bu bakımlar yapılırken davacı şirket çalışanlarının her iki motosikletin vitesinden ses geldiğini beyan etmeleri üzerine serviste yapılan tespitlerde her iki motosikletin de 4 ve 5.viteslerinde ses geldiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine durumun ….. yetkililerine bildirildiği ve tamir için gerekli onayın alındığını, tamir için davacı şirkete bildirimde bulunulduğunu, ancak davacı şirketin bu motosikletlerin tamiri için davalı şirkete müracaat etmediğini ve motosikletlerini teslim etmediği gibi tamire yanaşmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle; Ayıp ihbarı için gerekli hak düşürücü sürenin sona ermiş olduğunu, daha önce aynı konu ve taleple bir dava açılmış ise de davacının iki kez davayı takipsiz bırakması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğunu, hak düşürücü sürenin korunması halinin sona erdiğini, yine TIK. 23/1-c maddesi uyarınca da hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, motosikletlerde üretimden kaynaklı bir kusur bulunmadığını, davaya konu motosikletlerin tüm ayar ve kontrolleri yapılarak ayıptan ari bir şekilde davacıya teslim edilmiş olduğunu, viteslerden ses gelmesinin davacının motosikletleri dayanım güçlerini aşacak nitelikte kullanmasından kaynaklandığını, sınırları zorlanmış dişlilerin zarar gördüğünü ve viteslerde ses problemi meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacının davalıdan satın almış olduğu iki adet Honda marka motorsikletlerin ayıplı olduğu iddiası üzere , davalı satıcıya karşı karşı aracın iadesi ile ödenen paranın geri istemli ve motorsikletlerin bekletildiği otopark için ödenen ücret talepli açılan davada;
Söz konusu motorsikletlerin 26/02/2016 tarihinde davalıdan satın alındığına dair iki adet fatura dosyaya ibraz edilmiştir.
Bakırköy …. ATM … E. …. K.sayılı ilamı ile davacının aynı mahyetteki taleplerine yönelik davanın Açılmamış Sayılmasına karar verildiği ve ilamın kensinleştiği,anılan dosyada 16/01/2019 tarihli makine mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporun ise denetime elverişli olmadığı,her nekadar motorsikletlerin ayıplı olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de ;ayıbın sebebinin irdelenmediği görülmüştür.
Davalı yan süresinde cevap dilekçesi sunmamakla ,ön inceleme duruşmasında hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarını yinelemiş ise ,süresinde sunulmayan cevap dilekçesi ve sonrasında yapılan ıslah yerleşik içtihatlar doğrultusunda kabul edilememiştir.
Dava, ayıplı çıkması nedeniyle motorsikletlerin iadesi ve ücret iadesi istemine ilişkin olup, tarafların tacir olduğu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulama olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 219-(1) maddesinde; “satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerinin ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur” aynı maddenin ikinci fıkrasında; “satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” düzenlemesi yer almaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesinde; “alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”.
6098 sayılı TBK.’nun 231. maddesinde; “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz”.
Ayıplı satış durumunda alıcının haklarını düzenleyen 6098 sayılı TBK. m. 227 hükmüne göre: “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1.Satılanı seri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2.Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4.İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir”.
Satışa konu malın garanti süresi yasada öngörülen zamanaşımı süresinden daha uzun bir süre ise, o taktirde garanti süresinin sonuna kadar ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak dava açılabilir. Bu arada belirtmek gerekir ki, satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette 6098 sayılı TBK. 223. maddesinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz. TBK. 223. maddede belirtilen ihbar süreleri hak düşürücü süre niteliğindedir. İğfal (ağır kusur) halinde ise zamanaşımından söz edilemeyeceği 6098 sayılı TBK. 231-son maddesinde hükme bağlanmıştır. TBK. 231-son madde hükmüne dayanılabilmesi için alıcının, satıcının hilesi veya kandırması nedeniyle zamanında dava açmasının önlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi tek başına iğfal olarak değerlendirilemez.
Durumun gerekli kıldığı muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değildir. Fakat, onları meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir. Bile bile aldatma yani hile varsa satıcı ne tam zamanında ayıpların ihbar edilmediğine ne de kısa zamanaşımı süresine dayanabilir. Bu durumda, 6098 sayılı TBK.’nun 146. ve 147. maddeleri uygulanır.
İş bu genel açıklama doğrultusunda ;taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, Doç. Dr. …. ve Prof. Dr. … ‘den, 26.10.2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının talep ve dava hakkının dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramış olduğu ve davacının bu davadaki taleplerinin esas bakımından da yerinde olmadığı yönünde, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, Prof. Dr. ….. ve Dr. Öğretim Üyesi ….. ‘dan, 23.05.2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu motosikletler üzerinde gerekli inceleme yapmak üzere 12.05.2022 tarih ve saat 12.00’de …. Plaza, Şişli, … Mah. …. Bulvarı, ….. Plaza No:22, Şişli, İstanbul adresinde bulunan …. Otomotiv Nakliyat ve Kuaför Salonu Ticaret Limited Şirketi’ne getirilen motosikletlerin mevcut haliyle, iddia edilen incelemenin yapılamayacağı, dolaysıyla motosikletlerin çalışabilir hale getirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, motosikletlerin çalışır hale getirilebilmesi için ödenmesi gereken masrafların davacı tarafından ödenemeyeceği belirtildiğinden gereken incelemenin gerçekleştirilemediği bildirilmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki beyanı ile ; 2016 ‘dan b eri bu yargılama sürmektedir, motorların yıpranma payı oluşmuştur, Bakırköy … ATM … Esas sayılı dosyada 16/01/2019 tarihinde bilirkişi raporundaki gibi dava kabul edilsin, zira motorların tamiratı için 50 bin TL bir masraf olacağı bilirkişilerce söylendi, velevki bu para yatırılmış olsa da dahi motorların çalış çalışmayacağı test işleminin amaca ulaşıp ulaşmayacağı bilinememektedir, bu sebeple 16/01/2019 bilirkişi raporundaki gibi karar verilsin, zira yeni bir masraf yatırmayacağız, şekinde beyanda bulunmakla ;bilirkişi raporu düzenlenmeksizin ayıp iddiası anlaşılamayacağından dosyadaki mevcut raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Dosyada mevcut delil durumuna göre, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verişmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın 196,40 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 115,70‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davcıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/12/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.