Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/922 E. 2022/467 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/922 Esas
KARAR NO : 2022/467

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin hazır beton sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirket ile arasında bir ticari alım-satım ilişkisi olduğu ticari e-faturalardan müvekkil şirketin ve davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde açıkça görüleceğini, davanın kabulü ile davalının icra takibine vaki haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamını, davalı borçlu aleyhine takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili aleyhine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak takip başlattığını, takibe süresinde itiraz edilerek takibin durduğunu, arabulucu davet mektubunun geç ulaşmasından dolayı arabuluculuk görüşmesine katılamadıklarını, davacının iddia ettiği gibi davalının herhangi bir borcu bulunmamakla birlikte, davalının davacıdan 13.994,00 tl alacağı bulunmadığını, öncelikle arabuluculuk davetinin usulüne uygun olup olmadığı hususunun değerlendirilmesini, davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi ile davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul .. .İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 14.612,99 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket yetkilisi isticvap beyanında; “Bizim şirket hazır beton üretmektedir. Davalı tarafa hazır beton sattık. Ancak dava konusu alacağımız ödenmemiştir. Davalının defter ve kayıtlarındaki 20.000 TL elden ödeme ve 60.000 TL lik banka yoluyla ödeme şirketimize ödenmemiştir. … kimdir bilmiyorum. 60.000 TL lik banka dekontundaki ödeme şirkete yapılmamıştır. Biz karşı tarafa … isimli kişi ve iban numarası bildirmedik.” demiştir.
Tarafların 2017,2018 ve 2019 yılı ticari ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, tüm deliller birlikte değerlendirilerek dava konusu alacak hususunda gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 20/05/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin davalı şirketten 14.612,00 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin incelemeye iştirak etmediği ve ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememizin takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Davalının defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış, 07/12/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterlerinde “…bank Eft” olarak kayıtlı olan 60.000,00 TL tutarındaki davacı şirkete yapılan ödemeye ilişkin belgenin ibraz edilmesi halinde davalı şirketin davacı şirketten 45.388,00 TL alacaklı olacağı, bu belgenin ibraz edilmemesi halinde ise davacı şirketin 14.612,00 TL alacaklı olacağı, davacı şirketin alacaklı olduğuna kadar verilmesi halinde davalı şirketten takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur. Davalı vekili tarafından arabuluculuk davetinin usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilmesi istenilmiş, Mahkememizce yapılan incelemede davalının adresine daveti iadeli taahhütlü olarak tebliğ edilmiş ve buna rağmen davalı şirket temsilen arabuluculuk görüşmelerine kimsenin katılmadığı tespit edilmiş ve davetin usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu ve cari hesaba konu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edilmesine rağmen davalı tarafça bedellerinin ödenmediği davacı tarafça ileri sürülmüş, davalı tarafça ise bedellerinin ödendiği ve davacıya borçları olmadığı savunmasında bulunulmuştur. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu, davalının 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu, 2017 yılına ilişkin envanter defterinin açılış noter tasdikinin ibraz edilmemesi sebebiyle usulüne uygun tutulmadığı ve kendi lehine delil olmadığı tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 14.612,00-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıdan 73.991,00-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki bu farkın davalı tarafın davacı şirkete nakden yaptığını belirttiği 20.000,00-TL bedelli ödeme ve 60.000,00-TL bedelli banka havalesinin davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmasına rağmen davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki dava konusu faturalardaki ürünlerin davalıya teslimi hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu alacağın ödenip ödenmediği hususundadır. Davalı defter ve kayıtlarında kayıtlı olan 20.000,00-TL elden ödeme ve 60.000,00-TL banka havalesi davacı şirket yetkilisi tarafından kabul edilmemiştir. Davalı tarafça dosyaya sunulan ilk 60.000,00-TL lik banka dekontunun göndericisi ve alıcısı davalı şirket yetkilisi … olduğu görülmüştür. Davalı tarafça daha sonra dosyaya sunulan 60.000,00-TL banka dekontundaki alıcısı kısmında davacı şirketin isminin yer almadığı, alıcının … olduğu ve herhangi bir açıklama olmadığı görülmüştür. Sunulan banka dekontu davacı şirket ile irtibatlandırılamamış ve bu nedenle Mahkememizce itibar edilmemiştir. 20.000,00-TL elden ödemeye ilişkin de davalı tarafça geçerli ve kesin bir delil dosyaya sunulmamıştır. Davalı tarafça ödeme savunması geçerli ve kesin deliller ile ispatlanamamıştır. Davacı tarafından düzenlenen faturalar davalı tarafça defter ve kayıtlarına kaydedilmiştir. Bu haliyle davacı tarafından faturalara konu malların davalıya teslim edilmiş olduğu karine olarak ispatlanmıştır. Aksi davalı tarafça ileri sürülmemiş ve aksine bir delil dosyaya sunulmamıştır. Davacı alacağı tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğundan tespit edilen alacak üzerinden açılan davanın kısmen kabulüne ve alacak tarafların ticari defter ve kayıtları ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 14.612,00-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (2.922,40-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 998,14 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 176,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 821,64 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 0,99 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 176,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 220,90 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.151,37 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır