Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/905 E. 2021/394 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/905 Esas
KARAR NO : 2021/394

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket davalı yandan alacaklıdır. Davalı müvekkile olan borcunu ödememiştir. Müvekkil şirket yıllardır tekstil sektöründe yıkama, boyama, taşlama ışı yapmakta olup … Bölgesinde tanınmış, sektörde lider bir şirkettir. Kol kumaşından üretilen pantolon, ceket vb. malların yıkanması, eskitilmesi, taşlanmasına, tekstil ürünlerinin boyanmasına ilişkin tesisi bulunmakladır Davalı da müvekkile iş yaptırmış, yapılan iş karşılığı müvekkile olan borcunun bir kısmım ödemiş, dava konusu bakiye borcu ödemekten imtina etmiştir. Anılan nedenle davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davalı borçlu kötü niyetli olup müvekkil şirkete borcu olmasına rağmen haksız yere takibe itiraz elmiştir Ticari defter ve kayıtlarımız incelendiğinde alacağımızın varlığı tespit edilecektir Davalı yan ile arabuluculuk süreci tüketilmiş olup anlaşma sağlanamamıştır. Dilekçemiz ekinde arabuluculuk son tutanağı yer almakladır Anılan nedenlerle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyaya yapılan İtirazın İptali ile davamızın kabulüne karar verilmesini müvekkilim adına saygıyla dilerim.”’ demek suretiyle haksız ve dayanaksız itirazın ıplaline, takibin devam ma. borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından öne sürülen iddiaları kabul edebilmemiz mümkün değildir. Şöyle ki; Müvekkil ile davacı firma arasında bulunan ticari ilişki uyarınca müvekkil davacı firmaya ürünlerin işlenmesi için siparişlermiş ve bununla ilgili numune göndermiş, bu kapsamda davacı müvekkile hizmet sunmuştur. Ancak; a)Davacı ürünleri belirtilen numuneye aykırı olarak düşük kalitede üretim yapmış, bu yüzden müvekkilin satış fiyatında yurt dışı firması %10 indirime gitmiş, b) yine 266 adet üründe

2. Kalite, 690 adet üründe ise batik hatası olduğundan bu ürünler müşteriye teslim edilememiştir, bu ürünlere ilişkin müvekkil dava dışı firmayla ödediği dikim bedellerini davacıya yansıtmıştır. Bu nedenle, müvekkil davalının iki ayrı eyleminden dolayı hem düşük satış bedelini kabul etmek, hem de bir kısım ürünü teslim edemeyerek ve bunlara ödediği dikim bedelini ödemek zorunda kalarak zarara uğramıştır. Müvekkil şirket bu zararlarını davacıya yansıtmıştır.. Müvekkil yurtdışına üretim yapan bir firma olduğundan hem bu firmaya karşı zor durumda kalarak sıkıntı yaşamış ve ticari itibarı zedelenmiş, hem de yurt dışı firmasından yapılan bedel indirimler nedeniyle maddi zarara uğramıştır. Hal böyle olunca müvekkilin reklamasyon bedellerini davacı firmaya yansıtması kadar doğal bir durum bulunmamaktadır. Davalı vekili davanın reddi ile davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Dava ürün işlenmesi (kumaş boyama -taşlama-yıkama) işine dayanan bakiye alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılıtakip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 33.272,58 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde ve dava değeri 33.272,58 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Davalı yan davacı tarafın gönderilen numuneye aykırı olarak edimini ifa ettiği ,ürünlerin yurt dışındaki müşterisine gönderildiğini ürünlerin istenildiği gibi olmadığı ve de eksik gönderildiği gerekçesi ile yurt dışındaki firmanın kendilerine reklamasyon faturası kestiklerini beyanla dosyaya 25.012,77 TL ,8.259,84 TL ,141,13 TL bedelli üç adet reklamasyon faturası ibraz etmiştir.
Davacı yan davalı tarafından işlem görmesi için gönderilen ürünlerin üreticisi olmadıklarını ürünlerin ağartma ,yıkama,batik işlemelerinin kendileri tarafından yapıldığını davalının ayıpm iddiasının denetlenebilir olmadığını çünkü ayıp iddiasının kendi yaptıkları işlemler neticesinde oluşup oluşmadığının denetlenmesinin mümkün olmadığını savunmuştur
Davacının cari hesap alacağı olup olmadığı davalının 3 adet reklamasyon faturası uyarınca ayıp iddiasının yerinde olup olmadığı ayıbın açık yada gizli ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde ve şekline uygun yapılıp yapılmadığı, hangi ürünün hangi parti malda hangi ayıpların olduğu reklamasyon ve faturalar ile ilişkilendirilerek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş;
Davalı yan ticari defterleri ile tarafların ba-bs formları üzerinde ve davalı tarafından duruşma salonunda hazır edilen numuneler üzerinde yapılan inceleme neticesinde ;

21/01/2021 Tarihli Bilirkişi Raporu’nda;
a-) Davalınm 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
b-) Davalının incelcmcyc ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, bu sebeplen davalı tican defler ve belgeleri ürerinde tespit, inccicmc ve karşılaştırmaların yapılamadığı,
c-) Davacının davalıyı takıp öncesi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyada bilgi belge bulunmadığı, taraflar arasında ödeme tarihleri vc temerrüde ilişkin herhangi bir sözleşme vcva davacı tarafından davalı tarara gönderilmiş borç ihtarnamesi bulunmadığı, davacının takip talebinde imlemiş faiz talebi bulunmadığı, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, davacının dava dilekçesinde faiz talebinin bulunmadığı,
d-) Neticetcn: Davalı tarafından düzenlenen iade, rcklamasvon fal aralarından önce davacı tarafından düzenlenen satış faturaları (toplam 195.147.48 TL) ve davalı tarafından yapılan ödemeler (toplam 161.874.87 TL) sonrası davacının davalıdan 33,272,61 TL alacaklı olduğu.
e-) Davalı tarafından düzenlenen iade reklamasyon faturaları (toplam 33.413.74 TL) dikkate alındığında ise davalının davacıdan 141,13 TL alacaklı duruma geçtiği ve bu tutarı defter kayıtlarında 159-Verilen Sipariş Avansı hesabında takip etmeye devam ettiği,
f-) Davalı tarafından düzenlenen faturalar E-Fatura olup karşı tarafa teslim edilip edilmediği, karşı tarafın faturaları kabul ederek kayıtlarına yansıtıp yansıtmadığı yönünde tespit yapılamadığı, bu durum ancak davacı tarafın defterlerinin incelenmesi sonrası anlaşılacağı,
g-) Davalı tarafından bilirkişi incelemesine 1 adet orijinal numune vc batik işlem yapılmış 5 adet şapkalı s-shirt sunulduğu, ineklemeye sunulan 5 adet s-shirtte batık desenin orijinal ürüne uygun olarak yapılmadığından ayıplı olduğu, batik desenin istenen desene uygun olarak yapılmamış olması ayıbının çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, sadece 5 adet s-shirte bakılarak davacının yapmış olduğu batik işlemin ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağı, davacının fason işlem yapmış olduğu davalıya ait ürünlerin davacının kusuru nedeniyle ayıplı bale geldiğini gösteren tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş herhangi bir tespit raporu da dosyaya sunulmadığından davalının ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu.
i-) Neticeten: davalının avıp iddiası ispata muhtaç oldufeundan davalı tarafından düzenlenen iade/reklamasvon faturalarının kabul edilemeyeceği, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan takipte belirtilen tutar kadar alacaklı olduğu kanaati ile rapor tanzşm edilmekle ;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/962
KARAR NO : 2020/1175

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenici arasında, davacı tarafından davalı yükleniciye verilecek siparişlerin sözleşmede ve sipariş formunda belirlenen şartlar dahilinde fason olarak üretilmesi hususunda 15.04.2013 tarihli “Fason üretim ve Dolum Sözleşmesi” bulunmaktadır.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser olduğu gibi kabul edilmiş sayılır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı yasal her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. “

Yukarıda anılan içtihat uyarınca ;
Davalı taraf ayıp iddiasında bulunmuş ,bu iddiasına yönelik herhangi bir delil tespiti dosyaya ibraz etmediği gibi ,ayıplı ürünlerin imha edildiğini belirtip imha raporu sunmuş ise de bu rapor tek taraflı hazırlanmış olup ,davalı taraf bilirkişi incelemesine yalnızca numune ürün sunmuştur.Davacının yaptığı fason işlem neticesinde ayıplı ifa iddiası ispatlanmamıştır.
Kaldı ki taraflar arasında eser sözleşmesi olup her iki taraf da tacirdir .Ürünlerdeki batik desenin istenilen numuneye uygun yapılmamış olması çıplak gözle görülebilecek açık ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmakla davalının olağan muayene ve ihbar külfetini yerine getirdiği de ispatlanmamış olup velev ki süresinde yapılan muayene ve ihbar olsa dahi davalının ayıp iddiası ıspata muhtaç olup davacının takip miktarı kadar alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve de İİK 67/2 uyarınca alacağın likit oluşu ve borçlunun itirazında haksız çıkması sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacak yönünden 33.272,58 TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-Alınması gereken 2.272,85‬-TL karar harcından peşin alınan 401,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.870,99‬ TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.990,89 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 401,86 TL peşin harcınve vekalet harcı toplamı 461,16 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.679,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
12/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır