Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/900 E. 2020/584 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/900
KARAR NO : 2020/584

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin bilet satış işi yaptığını, davalının çalışanlarına müvekkilinden açık hesap ilişkisi içinde bilet aldığını, ancak satın alınan biletlerin bir kısmının parasının ödenmediğini,bunun üzerine davalı hakkında K.Çekmece …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptığını, davalının bu icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamı ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Buna karşılık davalı vekili, taraflar arasında uçak bileti sağlama konusunda bir anlaşma bulunduğunun doğru olduğunu, müvekkilinin davacıdan aldığı bilet bedellerini aralarındaki şifahi anlaşma ve iyiniyet kuralları gereğince 120 gün vadeli olarak ödediğini, 2014 yılında davacının anlaşmanın dışında yüksek bedelli faturalar kestiğinin tespit edildiğini, davacının bu durumu izah edemediğini, davacının kestiği vade farkı faturalarının iade edildiğini, fazla bedelli kestiği faturaların da hesap edilerek kendisine iade faturası kesildiğini, hesap mutabakatı taleplerinin kabul edilmediğini, 10 yıllık süre için hesapların kontrol edilmesi gerektiğini, ancak davacının bu isteklerini kabul etmeyerek icra takibi yaptığını, buna rağmen müvekkilinin bir kısım ödemeler yaptığını, davacının iyiniyetli yaklaşımlarına olumlu karşılık vermediğini savunarak davanın reddini ve haksız icra tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacının davalıya yolcu taşıma bileti ve taşıma tedarik ettiği, yaptığı işler karşılığında da zaman zaman fatura keserek ödeme talep ettiği, ödeme yapılmaması üzerine davacının davalı aleyhine K.Çekmece … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı takip dosyası ile 115.564,64 TL asıl alacak için icra takibi yaptığı, davalının itirazı üzerine de davacının takibe konu alacağın 51.671,00 TL’sinin takipten sonra haricen ödendiğini bildirerek kalan 82.000,00 TL alacak için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İstinaf kaldırma kararı öncesinde; Tarafların iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmıştır. Alınan rapora itiraz üzerine yeniden rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulundan alınan son raporda özetle:” Tarafların incelenen ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu ve delil vasfı bulunduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre davacının davalıdan 48.608,11 TL alacaklı gözüktüğü, buna karşılık incelenen davalı ticari defterlerinde ise davacının davalıdan 33.393.12 Tl alacaklı göründüğü, her iki taraf ticari defterleri arasında 15.214,99 TL cari hesap farkı bulunduğu, bu farkın davacı defterlerinde kayıtlı olan, ancak davalı ticari defterlerinde kaydı bulunmayan gecikme faizi açıklamalı 1.204,30 TL miktarlı ve 6.021,27 TL miktarlı fatura ile 6.870,00 TL bedelli hizmet bedeli fiyat farkı açıklamalı faturalardan kaynaklandığı, 1.204,30 TL miktarlı ve 6.021,27 TL miktarlı fatura içeriğinin ispat edilememiş olması nedeniyle bu miktar davacı alacağının düşülmesi sonucunda davacının davalıdan 41.382,54 TL alacaklı bulunduğu” bildirilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı öncesinde; mahkememizin … Esas …. sayılı kararı ile bilirkişi hesap tarzı ve gerekçesine nazaran kısmen hükme esas alınmaya değer görülerek, her ne kadar alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve haklılığı da isat edilemeyen 1.204,30 TL miktarlı ve 6.021,27 TL miktarlı faturaların davacı alacağından düşülmesi yerinde ise de yine davacı defterlerinde kayıtlı olan, ancak davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve davacının davalıya kesip gönderdiği, ancak davalının kabul etmeyip noter aracılığı ile iade ettiği 6.870,00 TL bedelli hizmet bedeli fiyat farkı açıklamalı faturanın kesilmesini haklılığını gösterecek delil sunulmadığından ve davalı tarafından kabul edilmeyen bu faturanın da davacı alacağı olarak kabul edilmesi yerinde görülmemiş, bu husus dışında bilirkişi raporu kabule şayan bulunmuş, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın dava konusu 82.000,00 TL asıl alacağın 33.393,12 TL’si yönünden iptaline, fazlaya ilişkin iptal isteğinin reddine, 33.393,12 TL asıl alacak yönünden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermiştir.
Mahkememizden verilen 22/11/2016 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 16. Hukuk Dairesi’nin 01/11/2019 tarih ve 2017/2967 Esas 2019/2319 Karar sayılı ilamıyla; ” …Tarafların ticari defter incelemelerine ilişkin raporlara göre; tarafların ticari defterler arasındaki çelişki 4 husustan kaynaklanmakta olup bunlar; 2 adet gecikme faizi faturası, 1 adet 2013 yılı devir bakiyesinden kalan 1.119,42TL’lik alacak, 1 adet 6.870TL’lik faturadır ve buna göre toplam fark; 15.214,99TL olarak kabul edilmiştir.
Öncelikle davacı tarafın 2 adet gecikme faizi %5 açıklamalı faturaya ilişkin talebi yönünden Dairemizce yapılan değerlendirmede; taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki bulunduğu ihtilafsız olduğu, borcun hangi vadelerde ödeneceğine ilişkin yazılı bir sözleşme ya da delil sunulmadığı, 27.06.2003 gün ve 2001/1 E 2003/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı üzere; fatura, sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu, faturadaki, gecikme halinde vade farkı alınacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesinin, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin bu kaydın kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, somut olayda; tarafların kabulündeki sözleşme hükümlerinde davacı tarafından davalıdan zamanında ödenmeyen faturalar için vade farkı talebinde bulunulabileceğine dair bir düzenleme olmadığı gibi, taraflar arasında süregelen ticari ilişkide defter kayıtlarına göre böyle bir uygulama ile teamülün oluştuğu da davacı tarafından kanıtlanamamış olduğu, faturada salt ödeme tarihinin yer aldığı dikkate alındığında davacı vekilinin gecikme faizi talebine ilişkin 22.05.2014 Tarih ve …. seri nolu 1.204,30Tl bedelli fatura ile 14.08.2014 Tarihli, 6.021,27 Tl bedelli fatura yönünden talebin reddine ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin hesaplamada BK 100.maddesinin dikkate alınmadığı hususunda istinaf istemi mevcuttur.
İtirazın iptali davası takip ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan icra takip tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak ve temerrüt faizi ile ferîleri, borçlunun takip tarihindeki sorumlu olduğu miktarı gösterir. Borçlunun takibe itirazından sonra yasal süresi içinde itirazın iptali davası açılması ve bu dava açılana kadar borçlu tarafından icra dosyasına ihtirazi kayıt konulmadan yapılan ödemeler veya haricen yapılan ödemelerin bulunması durumunda ise ödeme rızaen yapılmış olduğundan borçlunun bu ödemeler yönünden itirazından vazgeçtiğinin kabulü gerekmektedir.
Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacaktır. Bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunmalıdır. Bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorundadır.
Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferîleri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmelidir. Tüm bu tespitlerden sonra mahkemece itirazın iptali davasında, itiraz üzerine icra takibi durduğundan takibin devamına dava tarihi itibariyle belirlenen miktar üzerinden imkân sağlayacak şekilde hüküm kurmak ve icra inkâr tazminatının da bu miktar gözetilerek değerlendirilmesi gereklidir. (Y.HGK 2017/19-822 Esas, 2018/1754 karar sayılı, 22.11.2018 tarihli ilamı)
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi heyetinin raporu incelendiğinde; takip tarihi itibarı ile ve 2014 dönem sonu itibarı ile hesaplama yapıldığı görülmektedir. Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup takipten/davadan sonra yapılan ödemelerin doğrudan mahsubu sureti ile 2014 yılı dönem sonuna göre yapılan hesaplamanın yer aldığı raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Davalının takipten sonra; haricen 29.08.2014’te 20.165,00TL, 04.09.2014’te 20.656,00TL, 09/09/2014’te yaptığı 10.850TL’lik 3 adet ödemenin yukarıda izah edildiği üzere; her ödeme tarihine kadar faiz ve icra masrafları hesap edilerek mahsubu ile dava tarihinde borçlu olunan miktarın hesaplanması, ayrıca dava tarihinden sonra 04.11.2014’teki 7.692,00TL’lik ödemenin ise miktar ve tarihi belirtilerek icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına hükmolunması gerekli olup bilirkişi heyetinin raporundaki hatalı hesaplamaya göre hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Keza, davacı vekili de dava dilekçesinde bu yönde talepte bulunmuş olup mahkemece davacı vekilinin bu husustaki iddiası incelenmemiş olmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi yerindedir.
İstinafa konu edilen 6.870TL’lik faturanın ise davalı tarafça “hizmet bedeli fark faturası olarak” tanzim edildiği ve davacı tarafın bu faturayı iade ettiği dikkate alındığında; raporda bu miktarın davacı alacağından mahsubu ise; hatalı olup davacı vekilinin bu husustaki rapora itirazı ve istinaf istemi yerindedir.
Davalı vekili, kendileri tarafından tanzim edilen bedelin asıl alacağa dahil edildiğini savunmuş ise de; fatura tarih ve bedelini açıklamamış olup rapor ve eki ile dosyadaki deliller incelendiğinde; davalı tarafça düzenlenen faturanın 6870TL’lik yukarıda değinilen fatura olduğu anlaşılmakla bu husustaki davalı faturasının dayanağı olmadığından davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekir.
Davalı vekili, afaki komisyon oranları düzenlendiğini savunmuş ise de; taraflar arasında süregelen ticari ilişki de faturalara itirazda bulunmamış olup, kendi defterlerinde kayıtlı faturalar dikkate alınarak bu husustaki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Kabul edilen istinaf sebebi dikkate alınarak davalı vekilinin sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına … “
Karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdi ile istinaf kaldırma kararı gerekçesi dikkate alınarak kaldırma gerekçesine uygun ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor alınmasına karar verilmiş;
07.04.2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; İcra ve dava dosyasının incelenmesi sonucunda ve istinaf kaldırma kararı gerekçesi dikkate alınarak, davacı şirketin davalı şirketten dava tarihi itibariyle 49.074,54 TL asıl, 705,66 işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.780,20 TL talep edebileceği,
Davalı şirketin dava tarihinden sonra 04.11.2014 tarihinde yaptığı 7.692,00 TL ödemesinin ise icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasının gerekli olduğu,
Davacı şirketin icra müdürlüğündeki infaz aşamasında 7.692,00 TL ödeme sonrasında 04.11.2014 tarihi itibariyle davalı şirketten 41.382,54 TL asıl, 705,66 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu,
Davalı şirket tarafından düzenlenen 6.870,00 TL tutarındaki faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından yukarıdaki hesaplamalar içinde de bulunmadığı,
Davacı şirketin takip tarihi İtibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara TCMB avans faizini ticari temerrüt faizi olarak talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce istinaf kaldırma kararı sonrasında alınan bilirkişi raporunda; İstinaf kaldırma kararında belirtildiği gibi; davacı vekilinin gecikme faizi talebine ilişkin 22.05.2014 Tarih ve … seri nolu 1.204,30Tl bedelli fatura ile 14.08.2014 Tarihli, 6.021,27 Tl bedelli faturaların hesaba katılmamasına, davalı tarafça “hizmet bedeli fark faturası olarak” tanzim edilen 6.870TL’lik faturanın hesaplamada nazara alınmamasına, davalının takipten sonra; haricen 29.08.2014’te 20.165,00TL, 04.09.2014’te 20.656,00TL, 09/09/2014’te yaptığı 10.850TL’lik 3 adet ödemenin her ödeme tarihine kadar faiz ve icra masrafları hesap edilerek mahsubu ile dava tarihinde borçlu olunan miktarın hesaplanmasına ilişkin değerlendirmeye itibar edilmiş, ayrıca dava tarihinden sonra 04.11.2014’teki 7.692,00TL’lik ödemenin ise miktar ve tarihi belirtilerek icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmiş, sonuç itibariyle davacının takip tarihindeki alacağının 100.745,54 TL alacaklı olduğu, davalının takip devam ederken yaptığı ödemeler nazara alınıp önce işlemiş faizden sonra asıl alacaktan düşüldüğünde dava tarihi itibariyle davacının 49.780,20 TL alacağının kaldığı, davacının ise iş bu davada 80.000,00 TL yönünden itirazın iptali talebinde bulunduğu, bu durumda takip öncesi yapılan ödemeler nazara alındığında kalan 30.219,80 TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanını kısmen kabulü ile kısmen reddine, alacak faturaya dayalı olmakla kabul edilen kısım yönünden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesini ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine;
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasında yapılan takibe davalının itirazın; dava konusu edilen 80.000,00 TL asıl alacağın dava tarihi itibariyle, 49.780,20 TL’si yönünden iptaline, icra takibinin bu miktar asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Dava konusu edilen fazlaya ilişkin 30.219,80 TL yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine,
Dava tarihinden sonra 04.11.2014 tarihinde yapılan 7.692,00 TL ödemenin icra dosyasının infazında nazara alınmasına,
49.780,20 TL asıl alacağın %20 si oranına tekabül eden 9.956,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.351,18 TL karar harcından daha önce yatırılan 822,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 528,28 TL karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 7.271,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.532,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile 822,90 TL peşin harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 3.318,00 TL yargılama giderinin ret- kabul oranına göre 2.057,16 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 946,00 TL yargılama giderinin ret- kabul oranına göre 359,48 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 20/10/2020 09:33:42

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACI DAVALI
11 Tebligat – 104,00 TL 15 Tebligat – 167,00 TL
1 Müzekkere – 14,00 TL İstinaf Gideri – 29,00 TL
Bilirkişi Ücreti- 3.200,00 TL Bilirkişi Ücreti – 750,00 TL
Toplam = 3.318,00 TL Toplam = 946,00 TL