Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/849 E. 2021/359 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/849 Esas
KARAR NO : 2021/359

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilim …,, AKARYAKIT VE TİC ANONİM ŞİRKETİ 01.10.2018 tarihinde … Mah. …. Cad. No …. adresinde benzin istasyonu adı altında faaliyet göstermeye başlamıştır. ,,, Dağıtım A.Ş ile …Turizm ve Ticaret A.Ş. arasında elektrik kullanımına ilişkin taraflara yönelik karşılıklı edim yükümlülüğü doğuracak ve 12.10.2018 tarihinde sona erecek şekilde bir taahhütname düzenlenmiştir. Bü sözleşmeye binaen tarafımıza yöneltilebilecek borcun nevi sözleşmenin bitiş tarihi olan 12 10.2018 tarihinden sonraki borç miktarı olması gerekirken, … Dağıtım A.Ş tarafından tarafımıza 24.12.2018 tarihli 53.728.06 TL ve 56.896.45 TL tutarında iki adet eksik kayıt yaptırdığımıza ilişkin cezai fatura kesilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince söz konusu sözleşmede borçlanılan edimin son ifa tarihi ve ifa edilecek miktarı ilgili müvekkilim …,, Akaryakıt ve Tic Anonim Şirketi kendi adına devraldığı tarih olmalıyken bu tarihten sonra müecce ve muaccel olacak borçlar için tarafımıza yöneltilebilecek herhangi bir hakkı bulunmadığını var ise sözleşme ile şirketin devri bağlamında taraf olarak sözleşme ile devralan taraf hak ve borçlann hepsine ehil olur anlayışı gereğince borcun müvekkil şirketten tahsil edilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Anlaşılacağı üzere tarafımıza yükletilmek istenen borcun bizi ilgilendiren kısmı 12.10.2018 tarihinden sonrasını kapsamaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde sözleşme …. Akaryakıt Turlzm ve Ticaret A.Ş. ile …. Dağıtım A.Ş arasında sonuç doğurması gerekirken tarafımıza yükletilmek istenen cezai borç haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkilimiz tarafından tahsil edilmiştir. Müvekkilimiz adına …. Dağıtım A.Ş ile yaptığımız görüşmelerde fahiş bedelin indirilmesi noktasında görüşmelerimizin sonuç doğurmaması üzerine işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Çağlayan Mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Sayacın üzerine neodyum mıknatıs koyularak kaçak elektrik kullanımı yapıldığı tespit edilmiştir. Zabıt tahakkuku 27.11.2018 tarihi ile 29.08.2018 tarihleri aralığında 90 gün üzerinden 53.991 kWh karşılık 56.896,45 TL tutarında kaçak tahakkuku bedeli ile 29.08.2018 tarihi ile 02.12.2017 tarihleri arasında 270 gün üzerinden hesap edilerek 101.541 kWh karşılık 53.728,06 TL tutarında kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 110.624,51 TL tutarında bedel tahakkuk ettirilmiştir. Davacı tarafın şirketinin 01.10.2018 tarihinde faaliyete başladığı ve dava dışı … Akaryakıt Turizm ve Ticaret A.Ş. İle müvekkil şirket …. arasında 12.10.2018 sona erme tarihli taahhütname imzalandığı dolayısıyla bu borçtan 12.10.2018 tarihinden sonrası için sorumlu olunması gerektiği yönündeki dayanaksız iddiaların kabulü de tarafımızca mümkün değildir. Zira söz konusu olayda akaryakıt şirketinin bir başkasına devri gerçekleşmiştir. Devralan davacı taraf, devredilen şirketi bütün hak ve borçlarıyla bir başka ifade ile aktif ve pasifiyle birlikte devralmıştır. Türk hukuku bakımından bir ticarî işletmeyi devralanın, prensip olarak işletmenin malvarlığının bir parçasını oluşturan borçları da üstlendiği kabul edilir. Devir sözleşmesinde aksine bir hüküm olmadığında, pasiflerin de devrin kapsamına gireceği noktasında herhangi bir beis yoktur. Uygulamada pasiflerin devralana geçmesi için devir sözleşmesinde belirtilmesine gerek olmadığı da yine kabul edilmektedir. Devir durumda pasiflerin kendiliğinden devralana geçtiği varsayılmaktadır. Davacının ödeme yaptığı ve fazla ödediği iddiasına ilişkin olarak, bu iddiayı kabul etmemekle birlikte, bir an için haklı olduğunun kabulü halinde dahi, davacının öncelikle İhtirazi Kayıt’la ödeme yaptığını da ispatlaması gerekir. Zira Borçlar Yasasının 62. maddesine göre ihtiyariyle yapılan bir ödeme olduğundan onu geri isteyemez. Davacı ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeden ödemiştir. Serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedel geri istenemez. BAM ve Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Davalı vekili davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ;
Davacı yan …. adresinde faaliyet göstermekte olan benzin istasyonunun devren alınarak 01/10/2018 tarihinde faaliyet göstermeye başladığı ,knedisindne önce …. Akaryakıt Turizm ve Ticaret A.Ş. Tarafıdan söz konusu istasyonun işletildiği devir öncesi davalı taraf ile 12/10/2018 tarihinde sona erecek elektrik abonelik sözleşmesinin akdedildiğini, davalı tarafında 24/12/218 tarihli 53.728.06 TL ve 56.896.45 TL tutarında iki adet eksik kayıt yaptırdığımıza ilişkin cezai fatura kesildiğini ve ödendiğini , iş bu haksız yere alınan tutarın iadesi yahut bedel indirimi talebi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla ,
Davacının söz konusu adreste kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı yansıtılan tutarın yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığının tespiti bakımından aldırılan bilirkişi raporu uyarınca;
08/02/2021 Tarihli Bilirkişi Raporu
Tutanak öncesi “Sayaca müdahale edildiği iddia edilen dönem tüketim ortalaması (180,25 kwh/gün)’ ile davacı şirketin kurulu gücü kapsamında mahalde günlük tüketilebilecek elektrik miktarı arasında yaklaşık 3 kat fark olması nedeniyle,
ELEKTRİK PİYASASI TÜKETİCİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ Madde 42
“Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya htç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek mevzuata aykırı bir şekilde’ yapılan tüketim doğrultusunda sayaca müdahale edilerek kacak elektrik kullanıldığına kanaat getirilmiştir.
Yukarıda Kaçak Tahakkuk ve Kaçak Ek Tahakkuku Hesabı” başlık altında Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği birebir uygulanmış olup.
Davalı kmumca mevzuatta 3 vardiya günlük çalışma süresinin 21 saat olarak alınması gerektiği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen 24 saat üzerinden yapılan hesaplamast tarafımca uygun bulunmamış mevzuatça belirlenen günlük 21 saatifk çalışma süresi dikkate alınarak.
Davacının, 49.603,66 TL. kaçak tahakkuku
43.014,99 TL, kaçak ek tahakkuku olmak üzere,
TOPLAM 92.698,65 TL. kaçak tahakkukundan sorumlu tutulabileceği,
Tutanak Tarihi Davalı BEDAŞ talebi Davacının sorumlu tutulması gereken tutar Davacı tarafça Menfi Tespit Talep Edilebilecek Tutar
kaçak tahakkuku 56.896,45 TL 49.683,66 TL 7.212,79 TL
kacak ek tahakkuku 53,728,06 TL 43-014,99 TL 10.713,07 TL
Toplam 110.624,51 TL 92.698.65 TL 17.925,86 TL
Dava konusu dönem için, 17.925.86 TL. menfi tespit talebinde bulunulabileceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu dönem, 02.12.2017-27.11.2018 tarihler arasındaki 360 günlük süredir. Yukarıda yapılan hesaplamada menfi tespit bedeli 360 günü kapsamaktadır.
01.10.2018 tarihli devir tarihinin sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde davacı şirketin 01.10.2018 – 27.11.2018 tarihler arasındaki 58 günlük süre ve bu süreye tekabül eden (17,925,86 TL. / 360 gün x 58 gün = 2.888,06 TL.) MENFİ TESPİT TALEP edebileceği kanaati ile rapor tanzim edildiği anlaşılmakla ;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2017/804
KARAR NO : 2017/1204
“Dava, ticari işletmenin devri sebebiyle elektrik borcu ile ilgili olarak, devralan hakkında yapılan takipte itirazın iptali talebine ilişkindir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ‘nun , “Malvarlığının Veya İşletmenin Devralınması” başlıklı 202.maddesine göre,bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur.Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir, şeklinde düzenleme içermektedir. Görüldüğü üzere ,dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 202. maddesinin özellikle 3. fıkra hükmü, işletme devrinin sonuçlarının, dış üstlenme sözleşmesinin sonuçları ile özdeş olduğu hüküm altına alınmıştır.
Nitekim ,Yargıtay 23. Hukuk Dairesi ‘nin Esas No : 2013/8325 Karar NO : 2014/2747 sayılı emsal kararında da vurgulandığı üzere , ticari işletmenin devri halinde işletmeye ait borçlar, alacaklılar ile devralan arasında BK’nın 174. maddesinde olduğu üzere ayrı bir nakil anlaşması yapılmasına gerek kalmadan esas itibariyle taraf iradeleri nedeniyle değil, kanun gereği devralana intikal ettiği için, devralan kendisi tarafından bilinmeyen borçlardan da sorumlu olur. Hatta, taraflar aralarında belirli borçlardan devralanın sorumlu olmayacağını veya belirli bir miktara kadar sorumlu olacağını kararlaştırmış olsalar bile, bu anlaşma sadece iç ilişkide (taraflar arasında) hüküm ifade eder, alacaklılara karşı ileri sürülemez. Ticari işletmeyi devreden, devrin gerçekleşmesi ile birlikte borç ödeme yükümlülüğünden kurtulmuş olmaz. Borçlar Kanunu’na göre, devreden, muaccel borçlar için devrin devralan tarafından alacaklılara bildirimi veya duyurulması tarihinden itibaren; daha sonra muaccel olacak borçlar için muacceliyet tarihinden itibaren iki yıl süreyle devralanla birlikte müteselsilen sorumlu kalmaya devam eder. Bildirim ve duyuru yükümü devralan tarafından yerine getirilmelidir. İki yıllık bu süre, hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından re’sen nazara alınır. İki yıl süreli bu sorumluluk, alacaklıların izniyle, borcun dış üstlenilmesi hükümleri doğrultusunda ortadan kaldırılabilir.
Somut olayda, her ne kadar devir sözeşmesinde “işletme adı … Cafe olan işletmeyi, bu işletmeye ait işletme hakkınnın tamamını ve içinde bulunan bilumum demirbaşların tamamını” devredilip-devralındığı yazılı ise de (aktif ve pasifleri şeklinde yazılmamış) ticari işletmenin devri halinde işletmeye ait borçlar, alacaklılar ile devralan arasında TBK’nın 202. maddesinde olduğu üzere ayrı bir nakil anlaşması yapılmasına gerek kalmadan esas itibariyle taraf iradeleri nedeniyle değil, kanun gereği devralana intikal ettiği için, devralan kendisi tarafından bilinmeyen borçlardan da sorumlu olur. Hatta, yukarıda açıklandığı üzere ,taraflar aralarında belirli borçlardan devralanın sorumlu olmayacağını veya belirli bir miktara kadar sorumlu olacağını kararlaştırmış olsalar bile, bu anlaşma sadece iç ilişkide (taraflar arasında) hüküm ifade eder, alacaklılara karşı ileri sürülemez.
İstinaf konusu davada ,Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda ,toplam borcun 5.195,19 TL olduğunu,elektrik enerjisini kullanan davalının , … Cafe’yi adlı işletmeyi 04.08.2014 tarihinde devralmış olduğu ,bu nedenle, davalının Ağustos 2014 ayına ait elektrik fatura bedellerinin, 04.08.2014 devir tarihinden sonra tükettiği belirtilen elektrik enerjisi bedellerinden sorumlu olacağı gerekçesi ile her iki tesisatın toplam elektrik borcunun 4.574,04 TL olduğunun mütalaa edildiği görülmüş ise de ,TBK nun 202. maddesi hükmü gözetilerek , mahkemenin devir tarihinden önceki borç miktarına göre itirazın tümden iptaline karar verilmesi ve borç faturalarda belli olduğundan ,likit bulunduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerinde görülmüştür.”
Yukarıda anılan içtihat uyarınca davacı dava konusu işletmeyi devralmış, ayrı bir abonelik sözleşmesi de akdetmemiş ve de söz konusu iş yerinde kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiştir .Davacı yan işletmeyi devralan olarak TBK 202 maddesi uyarınca önceki borçlardan da sorumludur. Bilirkişi raporu ile yönetmelik uyarınca tahakkuk edilen tutar hesaplanmakla 17.925,86 TL fazladan tahakkuk ve de ödeme yapıldığı davacının iş bu tutarın istirdatında haklı olduğu ve de davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-17.925,86 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.224,52 TL karar harcından peşin alınan 44,40 -TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 1.180,12TL’ nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 44,40 -TL başvurma harcı, 44,40- TL peşin harç, 1.839,00 TL tamamlama harcı, 869,90- TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.797,7‬0‬- TL yargılama giderinin kabul (%16,26) red (%83,74) oranına göre hesaplanan 454,90- TL’nin davalıdan tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 4.080,00 TL -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 12.722,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-1.320,0 TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
9-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya verilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

05/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır