Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/814 Esas
KARAR NO : 2021/448
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında ticarî iş yapılmış olup, ticari iş karşılığında müvekkilimiz, davalıya 23500 TL’lİk çek keşide etmiştir. 3.000,00(bin) TL’si ödenmiştir. Müvekkilim ile … Kaplamaları Inş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan …’A çekin karşılığında zemin kaplamaları malzemesi vermiştir. … malzemeleri diğer davalı …’a teslim etmiştir. Çek müvekkilime teslim edilmeyip çeki ödememiş gibi gösterilip, … müvekkilim aleyhine Küçükçekmece Adliyesi … İcra Ceza Mahkemesi … E sayılı dosyada şikayetçi olmuştur. Bahse konu zemin kaplamaları malzemesi .. Zemin Yer Kaplamaları San. ve Tic. Ltd. Şti’nin “… Mah. …. Sokak … Apt. No:… …/…” adresindeki deposundadır. Yapılan ticari alışverişi doğrulayacak tanıklar mevcuttur. Davacı vekili davanın kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, dava konusu çek dışında 4 adet çekten dolayı da müvekkile borcu bulunmakta olup, huzurdaki dava sadece çek şikayeti sürecini uzatmak kastı ile açılmıştır.Açılan menfi tespit davasında, ispat yükü davacı tarafta olup davacı tarafın borçlu olmadığını yazılı delille ispatlaması gereklidir. Aksi halde açılan davanın reddi gerekmektedir. Davacı borçlunun çek bedelinin müvekkilden önceki cirantaya mal verilerek ödendiği def’isini müvekkile karşı ileri sürmesi mümkün değildir. Davalı vekili davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İş bu dava senetten dolayı açılan menfi tespit davasıdır.
Keşidecisi …. olan hamiline keşide edilen 23.500 TL bedelli 31/01/2019 keşide tarihli çek olup ,davalı … nin ara ciranta davalı …’un da son hamil olduğu çekin ciro silsilesi düzgün olduğu ,
Davacı yan davalı … ŞTİ ye dava konusu çeki verdiğini ancak daha sonra çek karşılığı al verdiğini verdiği malları diğer davalı …a devrettiğini bu hali ile çek karşılığı mal vermiş iken çeki geri almayı beklerken geri alamadığı ancak bedelsiz kaldığı bu hali ile borçlu olmadığının tespitini istemiş olup ,
Davalılar senendin illetten mücerret olduğu ,davacının çekten dolayı borçlu olduğu ,iddiasını ancak yazılı delil ile ispatlaması gerektiği bu hali ile davanın reddini savunmakla ;
Dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı gibi davacıların imza inkarının bulunmadığı ancak bedelsizlik iddiasının bulunduğu ,
Uyuşmazlık konusunun imza inkarı olmayan çekten kaynaklı bedelsizlik iddiasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmakla;
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/5280 Esas
KARAR NO : 2020/1502
“..
Davacı keşideci, bonodaki imzasını inkar etmemiştir. 6102 Sayılı TTK 818/1-c maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 677. maddesi uyarınca imzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Dava dilekçesi ekindeki Gaziosmanpaşa CBS … Soruşturma sayılı dosyasına ilişkin daimi arama kararında müştekinin … olduğu, soruşturmanın kargo görevlisinin dağıtım aracından yapılan hırsızlık şikayeti yönünden devam ettiği, davacı keşidecinin imza inkarının da olmadığı dikkate alındığında soruşturmanın bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğuna ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.”
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1095 Esas
KARAR NO : 2020/199 Karar
“
…
Davacı yanın iddiası ; ne şekilde ellerinden alındığını bilmedikleri bir bononun hiç bir mesnedi olmaksızın işleme alınıp icraya konu edildiğini ve borç para verme hadisesinin bulunmadığı yönündedir.
İmza inkarı bulunmamakta ve senedin ne şekilde düzenlendiği konusunda da bir açıklamaları da bulunmamaktadır.
Kambiyo senedini hükümden düşürmeye yönelik olarak açılan menfi tespit davasında ; ispat yükü davacı yandadır. Davacı yan senedi hükümden düşürecek hukuki nedenlerini senet gibi yazılı ve kesin delillerle ortaya koymak zorundadır.
İlk derece mahkemesince celbedilen ceza soruşturmasında eldeki davayı doğrudan ilgilendirecek ve davacı yanın iddialarını haklı kılacak hiçbir maddi vakıa hakkında tespit yapılmamış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Senet metnini talil durumu da bulunmamaktadır.
Davacı yanın ısrarla öne sürdüğü isticvap hakkında da; ilk derece mahkemesince, isticvabı talep edilen kira ilişkisinin davacının eşi ve davalı ile olmasının yanı sıra ; eldeki senetle ilgili olarak isticvap talebi davacının senedin bedelsiz olduğuna yönelik beyanlar hakkında olmakla ; senedin bedelsizliği ve bedelsiz senedin takibe konu edilmesi aynı zamanda suç teşkil eden bir fiil olmakla, konusu suç teşkil eden fiillerle ilgili olarak isticvap yapılamayacağı gibi yemin de edilemez.
Bu nedenle dosyada mevcut deliller kapsamında ve istinaf nedenlerine bağlı olarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir….”
Yukarıda anılan içtihat uyarınca; Kambiyo senedini hükümden düşürmeye yönelik olarak açılan menfi tespit davasında ; ispat yükü davacı yanda olup ,menfi tespiti istenilen çek incelendiğinde ciro silsilesinin kopuk olmadığı ve de davacının imzasını inkar etmediği anlaşılmakatadır. İlletten mücerret olan kıymetli evrak niteliğindeki çekin bedelsiz olduğuna yönelik yazılı delil de sunamayan davacı yan iddiasıı ispat edememiştir bu hali ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30- TL harcın peşin alınan 350,09- TL’den mahsubu ile geriye kalan 290,79- TL’nin bakiyenin davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın mevcut avans kullanılarak talep halinde taraflara tebliğine,
6-Davacı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
7-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/04/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır