Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/811 E. 2022/277 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/811 Esas
KARAR NO : 2022/277

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile davalı taraf arasında ticari ilişki doğduğunu, 05.08.2016 tarihinde yazılım sözleşmesi imzalandığını, KDV hariç 30.000,00 USD tutarın toplam proje bedeli olduğunu, 02.09.2016 tarihinde 15.000,00 USD, bakiye kısmın ise 10.11.2017 tarihinde ödendiğini, bunlara ek olarak 9.000,00 USD ödendiğini, iş bu tutar ile davalı tarafın sebepsiz yere zenginleştiğini, iş bu 9.000,00 USD tutarın tahsil edilememesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 05.08.2016 tarihinde sözleşmenin imzalandığını, davalının edinimleri eksiksiz ifa ettiğini ve davacı tarafından herhangi bir olumsuz bildirim gelmediğini, davacı tarafın talep ettiği kısmın sözleşme kapsamında sunulan bir hizmete ilişkin olmadığını, davacı tarafa 9.000,00 USD tutarında diğer proje revizyonları ve ilaveleri eğitim destek hizmetleri teklifinin sunulduğunu, mail yazışmalarının olduğunu, davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir. Davalı şirket, yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının icra takibine konu davalıya göndermiş olduğu 9.000 USD nin sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya yapılan ek iş bedeli olup olmadığı, davacının davalıdan bu miktarı talep edip edemeyeceği, hususlarındadır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 9.743,92 USD ‘nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “Ben tarafları tanırım, davacı şirketin bilgi işlem bölümünde çalışmaktayım, 11 yıldır davacı şirkette çalışırım, ancak davacı şirketin davalıdan satın aldığı program tarihinde ben satın alma bölümünde çalışmakta idim, dolayısıyla bilgi işlem bölümündeki işlerden fazla haberim yoktu, bildiğim kadarıyla 2016 yılında davacı şirket davalı şirketten bir bilgisayar yazılım programını 30.000-33.000 USD karşılığında satın aldı, davacı şirket programı kurduktan 1 yıl sonra 2017 yılında bir sabah program çalışmadı, her iki şirket yetkilisinin görüşmeler yaptığını biliyorum, öğleden sonra program çalışmaya başladı, muhasebeden davalı şirkete bir ödeme yapıldığını da biliyorum, ancak ne kadar yapıldığını bilmiyorum, yani muhasebeden davalıya ödeme yapılınca program öğleden sonra 16:00 civarında çalışmaya başladı, davalının davacı şirkete program satışından başka ek işler yapıp yapmadığı hususunda bilgim yoktur.” şeklinde beyan bulunmuştur.
Davacı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirkette çalışırım, davalı şirketi de tanırım, 2016 yılında davacı şirket davalıdan bilgisayar programı satın aldı, kaça aldığını bilmiyorum, davalı şirket programı kurduktan sonra programda aksaklıklar meydana geldi, bu hususu davalı şirketin çalışanları gelip giderdiler, sayısını bilmiyorum, ancak bu 10-15 kez tekrarlanmıştır, duyduğum kadarıyla davalı şirket davacı şirketten bu yaptıkları iş karşılığında ek ödeme talep etmiş, davacı şirkette bunu kabul etmemiş, çünkü meydana gelen aksaklıkların programın kurulumundan kaynaklandığını söylemişler, tahminen 7 ay sonra bir sabah program çalışmadı, ben bilgisayarı açtığımda lisans süresinin dolduğunu, sistem yöneticisi ile bağlantı kurulması gerektiğinin ikazının verildiğini gördüm, tabi şirkette program durunca bütün işler aksamaya başladı, davacı şirket yetkilileri davalı şirket yetkilileri ile görüşmeler yaptı, muhasebeden davalı şirkete 9.000 USD gönderildiğini duydum, bu para gönderildikten hemen sonra program açıldı ve çalışmaya başladı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “2011 yılından itibaren davalı şirkette çalışmaktayım, davacı şirketi tanımaktayım, davacı şirketin yazılım kurulum işini ben yürüttüm, davacı ile davalı şirket arasında 30.000 dolar karşılığında program alışverişi oldu, programın davacı şirketin bilgisayarlarına yüklenmesi 9 ay gibi bir süreçti, yani bunun içinde eğitim hizmetleri de vardı, bilahare davacı şirket sahipleri ve çalışan ve yetkililerinin program kurulumundan başka bizden 35 adet ek iş talepleri oldu, bu taleplerin fiyatlandırması gerek yazılı ve gerekse sözlü olarak davacı şirket yetkililerine bildirildi, onlarda siz gerekeni yapın biz ödemeyi yapacağız diyince biz de ek işleri yerine getirdik, ek işlerin maliyeti ise 9.000+4.500 USD idi, ancak şirket yetkilileri kendi aralarında yaptıkları görüşme sonucu 9.000 USD üzerinden anlaştılar, davacı taraf 30.000 USD ve 9.000 USD yi davalı şirkete ödedi aralarında herhangi bir alacak verecek kalmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “Ben 2011 yılından beri davalı şirkette yazılım uzmanı olarak çalışırım, davacı şirketi tanırım, 2016-2017 yıllarında davacı şirkete bir proje sattık, tahminen 1 yıl sonra davalı şirket ile davacı arasında ödeme noktasında bir anlaşmazlık oldu, bildiğim kadarıyla anlaşmazlık proje bedelinin %50 si peşin, %50 si de proje tamamlandıktan sonra ödenecekti, e-maillerden gördüğüm kadarıyla 15.000 Dolar davacının davalıya borcu kalmış, ayrıca proje esnasında talep edilen ek işler nedeniyle benim tarafımdan tanzim edilen 4.500 Dolarlık da ek iş alacağı var idi, ayrıca 9.000 Dolarlık bir ek iş daha talep edildi, biz bu ek işleri de yerine getirdik, bildiğim kadarıyla 15.000 Dolar projeden kalan, 13.500 Dolar da ek işten kalan 28.500 Dolar davalının davacıdan alacağı vardı, davacı ödemeyi yapmadığı için demo süresi dolduktan sonra program kendiliğinden kapandığından davacı şirket yetkilisi …. bey davalı şirket yetkilisi …. beyi arayarak 15.000 Dolar proje bedelini ödeyeceğini, 13.500 Dolar lık ek iş ücretini de 9.000 Dolar olarak ödeyeceğini söyleyince …. bey de bu teklifi kabul etmiş, ödeme yapılınca yazılım davalı tarafından açılıp kullanıma sunuldu.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı şirket yetkilisi …. isticvap beyanında; ” Davalı şirketten benim fabrikam için fabrikanın üretim yapması için yazılım almıştık, daha sonra davalı şirket yazılım da kesinti yaptı, bu kesintinin sonlandırılması ve fabrikanın çalışması için davalı şirket çalışanları bilgisayardan yazılımı düzelttiler ve yazılım açtılar, fabrika çalışmaya devam etti, 9.000 USD ödeme bunun için yapılmıştır, kesintinin giderilmesi için şirket yetkilisi …. ile görüştüm, ancak fiyat hususunda neye vardığımızı hatırlamıyorum, geçmiş gün olduğu için net bir şey söyleyemem, davalı taraftan yazılım sözleşmesi kapsamında hizmet aldık ve karşılığında bedeli ödedik, ancak bu 9.000 USD lik ödeme davalı tarafın kesinti yapmaya hakkı olmadığı için ödenmemesi gereken bir bedeldir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının iddiası, davalı tarafın savunması, tanık beyanları, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, taraflar arasındaki sözleşme, yapılan işin niteliği ile tüm dosya kapsamına göre, tarafların arasındaki sözleşmenin niteliği, davalı tarafından davacıya sözleşmede belirlenen sözleşme bedeli dışında ek hizmet sunulup sunulmadığı, davacı tarafından sebepsiz yere ödendiği iddia edilen bu bedelin ek hizmet karşılığı olup olmadığı, davalının sebepsiz yere zenginleşip zenginleşmediği, zenginleşmiş ise davacının alacak miktarı, cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soyisim, imza bilgileri kısmını açıkça liste halinde yazmasının ihtaratına, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması hususuda irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebinin ve dava konusu edilen alacağın dava tarihindeki türk parası karşılığının, faiz talebi yönünden davalının temerrüde düşüp düşmediğinin, düşmüş ise tarihini ve işlemiş faiz miktarının ve faiz türünün de tespiti için bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş,17/01/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın 2016-2017-2018-2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı tarafın 2016-2017-2018-2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Tarafların ticari defter ve kayıtları karşılaştırıldığında, Takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre 40.090,50 TL alacaklı olduğu, Davacı tarafın davalı hakkında takip tarihi itibariyle 9.000,00 USD asıl alacak talebinin olduğu, Dosya muhteviyatına sunulan e-dekontun, 9.000,00 USD tutarlı ve 10.11.2017 tarihli olduğu, dekont üzerinde tarafların unvan bilgilerinin yazıldığı, açıklama kısmına GİDEN HAVALE – …. diye belirtildiği, Davacı tarafın davalı tarafa yaptığı 9.000,00 USD tutarlı ödemenin tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, Davacı tarafın davalı hakkında takip tarihi itibariyle 743,92 USD işlemiş faiz alacak talebinin olduğu, Davalı tarafın temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici belge bulunmadığı, takdir sayın mahkemenize bırakılarak davacı tarafın işlemiş faizinin (takip talebinde – yıllık 967,00 oranı üzerinden) 743,92 USD olarak hesaplandığı, Ek geliştirme hizmetleri içeriği olarak belirtilen mail yazışmaları ve yukarıda maddeler halinde sunulmuş teknik analizlere ilişkin detaylar değerlendirildiğinde; davacıdan gelen talepler ile alakalı sisteme yeni formlar ve prosedürler eklendiği, birçok noktada programın yeni geliştirmeler / özellikler ile revize edildiği, davacıdan gelen isteklerin büyük bir kısmının 24 Mart 2017 tarihli güncelleme paketinde tamamlandığı ve firmaya uygulandığı, ayrıca 24 Mart 2017 tarihli mail ile isteklerin işletmeye uygulandığı davacı şirkete mail ile iletildiği, bu bağlamda davalı tarafından davacıya sözleşmede belirtilen sözleşme bedeli dışında ek hizmetlerin sunulduğu, davacı tarafından sebepsiz yere ödendiği iddia edilen bu bedelin ek hizmetlerin bir karşılığı olduğu tespitine varıldığı, Tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, Sayın Mahkemenizin takdirlerine ait olduğu, mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; taraflar arasında 05/08/2016 tarihli yazılım sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşme kapsamında davalı tarafça davacıya yazılım hizmeti verilmiş, davalı tarafça davacıya 30.000 USD sözleşme bedeli ödenmiştir. Taraflar arasında bu hususlarda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından davalıya gönderilen 9.000 USD nin sözleşme kapsamındaki davalı tarafça kurulan yazılım hizmetinin çalışmaması sebebiyle onarım bedeli olarak gönderilmemesi gerekirken gönderilip gönderilmediği ve bu bedelin davalı tarafça yapılan ek işler karşılığı gönderilip gönderilmediği hususundadır. Davacı tarafça bu bedelin davalıya, davalının ücretsiz olarak sözleşme kapsamında ödenen bedel kapsamındaki onarım hizmeti verilmesi için fazladan yere ve mecburen sistemin çalışması için gönderildiği iddia edilmiş, davalı tarafça ise bu bedelin davacıya sözleşme kapsamında anlaşılan ve davacı tarafça ödenen 30.000 USD bedel kapsamında olmayan ek hizmetler verilmesi sebebiyle gönderildiği savunmasında bulunulmuştur.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme, taraflar arasındaki yazışmalar ve davalı tarafça davacıya verilen hizmetler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve alınan bilirkişi heyet raporunda da tespit edildiği üzere davalı tarafça davacıya bedeli ödenen sözleşme bedeli dışında ek hizmetler verdiği tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından her ne kadar davalı tarafça verilen hizmetlerin bedeli ödenen sözleşme kapsamında verildiğini ve bunların ek ücrete tabi olmadığını, bu nedenle ödenen 9.000 USD nin sebepsiz yere davalı tarafça tahsil edildiğini iddia etmiş ise de; Mahkememizce teknik bilirkişiye yaptırılan incelemede de tespit edildiği üzere davalı tarafça tahsil edilen 9.000 USD nin sözleşme kapsamında davalının yapmakla yükümlü olduğu işlere ilişkin olmadığı, sözleşme kapsamı dışındaki ek hizmetlere ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf davalı tarafça verilen bu ek hizmet bedeli karşılığını ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir. Davacı tarafça ödenen 9.000 USD bedel davalının verdiği ek hizmetlere ilişkin ödendiğinden davacının sebepsiz zenginleşme iddiası yerinde değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
-Davacı tarafın kötü niyeti ispatlanmadığından ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70- TL maktu harcın 691,51 TL peşin harçtan mahsubu ile 610,81‬‬ TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.096,24 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davcıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır