Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/799 E. 2019/960 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/799
KARAR NO : 2019/960

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, vasisi olduğu ……’ın halen ceza evinde hükümlü olarak bulunduğunu, babası olan …….’in davalı şirketin müdürü olduğunu, davalı şirket adına kayıtlı araçlar bulunduğunu ve şirketin faaliyetlerinin atıl kaldığını ve zararlarının söz konusu olduğunu, vesayet makamından davalı şirkete kayyım atanması hususunda yetki aldığını ileri sürerek davalı şirkete kayyım olarak atanmasına ve şirketi temsil yetkisi verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, şirkete kayyım atanması ve temsil yetkisi verilmesine ilişkindir.
Davalı şirketin sicil adresi mahkememiz yetki alınında kaldıından mahkememiz yetkili ve görevlidir.
Tüm dosya kapsamından kayyım atanması istenen şirketin iki ortaklı bir limited şirket olduğu, şirket müdürü olan ortağın hükümlülüğü nedeniyle TMK 407. maddesi hükmüne istinaden kısıtlandığı ve davacının kendisine vasi olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar şirket müdürü olan ortağın hükümlülüğü nedeniyle kısıtlanmış olması kendi şahsını ilgilendirir ise de bu durumun dolaylı olarak ortağı olduğu şirketi de etkilediği ve şirketi temsil etmesine imkan tanımadığı ortadadır. Bu durumda şirketin tek müdürünün kısıtlanması nedeniyle şirketin temsilcisiz kaldığı ve bu şekilde organ boşluğu doğduğunun kabulü gerekir.
Hemen belirtilmesinde yarar var ki kayyım atanmasını gerektiren nedenler TMK’nın 426 ve 427. maddesinde sınırlı sayım ilkesi ile sayılmış bulunmaktadır. TMK 426. maddesinde sayılan haller incelendiğinde davalı şirket için ancak aynı maddenin 4. bendinde belirtilen neden söz konusu edilebilir niteliktedir. Zira anılan fıkrada” bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetim başka yoldan sağlanamamışsa” hükmü yer almaktadır. Davacının yönetim kayyımı atanmasını istediği şirketin yönetim organı olan müdür boşluğu var ise de şirket ortaklar kurulunun diğer ortak ve diğer şirket ortağı ve müdürü olan kısıtlıyı temsilen davacı vasinin katılımıyla toplanma ve yeni bir müdür seçme imkanının bulunduğu açıktır. Bu toplantının yapılabilmesi için şirket müdürünün kısıtlandığı ve bu nedenle toplantıya çağrıya yetkili olmadığı dikkate alınarak ortaklar kurulunun toplantıya çağrılması hususunda izin verilmesi isteği ile müdür olmayan diğer ortak veya müdür ortağın vasisi davacının vesayet makamından alacağı izin ile kısıtlı adına açacakları dava ile yetkili ticaret mahkemesinden çağrıya izin aldıktan sonra yapılacak çağrı ile toplanacak ortaklar kurulunca yeni müdür seçimi yapılması, bundan sonuç alınamaz ise doğacak ve başka yolla da giderilme imkanı kalmayan organ boşluğu nedeniyle davalı şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesi için dava açılması gerektiği, bu aşamada davalı şirkette giderilmeyecek bir organ boşluğundan söz edilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacının davayı kendi adına açtığı anlaşılmış ise de vesayet makamından bu hususta dava açmak için izin aldığı ve davanın da bu izin ile açıldığı göz önüne alındığında, davanın kısıtlı ortak adına açıldığı kabul edilmiş; bu yöne ilişen bir eksiklik görülmemiştir.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre eldeki davada davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektiren bir hal bulunduğu ispat edilemediği gibi, bu aşamada yönetim kayyımı atanmasını gerektiren bir hal bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın davacıya tebliğine,
5-Kullanılmayan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben oybirliği ile karar verildi. 23/10/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …