Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/761 E. 2021/396 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/761 Esas
KARAR NO : 2021/396

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup, davalı taraf müvekkil şirketten mal satın almıştır Taraflar arasındaki hu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin müvekkil şirkete olan borcundan dolayı cari hesap alacağı tahsil edilemeyince, cari hesaba dayalı olarak 11.037,91 TL asıl alacak olmak üzere borçlu şirket hakkında icra takibi başlatılmıştır. Davalı tarafın itirazı üzerine takip durmuştur. Borçlu her ne kadar herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz etmiş ise de müvekkil şirketin muhasebe kayıtlarında borçlu olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlu, borcunu ödememekte ısrar eımiş, borcun ödendiğini gösterir herhangi bir evrakta sunamamıştır. Davalı-Borçlu iş bu takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibi durdurmuştur. Borcun ve ticari ilişkinin varlığı irsaliye, fatura ve cari hesap ekstresi ile sabittir. Alacağa konu fatura ve irsaliyeler işbu dilekçemizin ekinde sunulmaktadır.’ ’ demek suretiyle haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin davacı taraftan satın almış olduğu mal bozuk çıkmıştır. Müvekkilin çalışanları ve müvekkilin, davacı taraftan almış olduğu ürünlerin bozuk olduğu ve üretiminde kullanılan kuru pasta ile diğer mamullerin tadının bozulmasına ve kokmasına sebebiyet verdiği tespit edilmiş ve bu durum derhal tutanak altına alınmış (Delil-l tutanaklar) ve davacı tarafa işbu durum derhal bildirilmiştir Müvekkil firma, bayiliklerine davacı taraftan almış olduğu ürünlerin bozuk olmasından mütevellit binlerce TL değerinde maddi zarara uğramış ve ürettiği mamullerin bozuk olmasından dolayı da prestij kaybı yaşamıştır. Bu durum müvekkili maddi ve manevî telafisi mümkün olmayan zararlara uğratmıştır. Müvekkilin davacı taraftan satın almış ürünlerin bozuk olduğunu tespit etmesi ve durumu davacı tarafa derhal bildirip bozuk olan ürünlerin değiştirilmesini, iyi niyet kuralları ve hakkaniyet gereği bozuk olmayan ürün talep etmesi ve işbu talebin davacı tarafından reddedilmiştir. İşbu huzurdaki davanın ve Müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinin müsebbibi davacı taraftır. Müvekkilin iyiniyetli anlaşma ve uzlaşma çabalarına rağmen davalı tarafın kötü niyetli olmasından dolayı bu aşamaya gelinmiştir. Müvekkilin davacı tarafla uzun bir süreden beri ticari ilişkisi olup bu ticari ilişki sonucunda doğan tüm borçlarını eksiksiz olarak davacı tarafa ödeyen Müvekkil, ortada haklı bir sebep yokken neden 11 bin TL ’lik bir borç bakiyesini ödemesin? Müvekkil sadece ve sadece ödememesi gereken ve borçlu olmadığı bir borcun ödenmesi için haksız sebeplerle sıkıştırılmaya çalışılmakladır. Yukarıda belirttiğimiz üzere müvekkil, davacı taraftan almış olduğu ve yapılacak olan laboratuar analiz raporundan da anlaşılacağı üzere bakteri taşıyan ve insan sağlığı açısından ciddi tehlike oluşturan ayrıca müvekkili de maddi kayba uğratan ve itibar kaybına da uğratan bozuk ürünleri kabul etmediği sebebiyle haksız bir icra takibi ile karşı karşıya kalmıştır. Türk Borçlar Kanunu madde 219 ve diğer ilgili hükümleri gereği davacı taraf, Müvekkile satılan ürünlerin bozuk olması sebebiyle sorumludur. Davacı tarafın Müvekkilin TBK}da belirtilen haklı talepleri yönünde hareket edip zararım gidermesi gerekirken Müvekkilin aleyhine haksız icra takibi işlemleri başlatmıştır. Oysaki işbu ticari sözleşmeden zarar gören taraf davalı Müvekkil firmadır. Müvekkil firma, davacıdan almış olup da bayiliklerine feslim ettiği bozuk ürünler sebebiyle bayiliklerine ve müşterilerine karşı sorumlu duruma düşmüş ve bunun üzerine bayiliklerine ve müşterilerine yeni ürünler vermiştir. Müvekkil, davacı taraftan ilk talep olarak bozuk ürünlerin değiştirilmesini talep etmiş işbu talebin kabul edilmemesi üzerine Müvekkil sözleşmeden dönmüştür: Müvekkile teslim edilen ürünler bozuk olduğundan ve imalatta kullanıldığından muhafazası mümkün olamamıştır ’’ demek suretiyle davacı tarafın tüm taleplerinin reddine, haksız icra takibi nedeniyle davacı tarafın %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Dava ticari alım-satım ilişkisine dayanan bakiye cari hesap alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 11.037,91 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde ve dava değeri 11.037,91 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Davalı taraf davacı taraftan takibe konu fatura karşılığı gıda ürünlerini satın aldığını ve teslim aldığını inkar etmemiş bozuk /ayıplı çıktığı iddiasında bulunmuştur. Yargılama aşamasında davalı taraf ayıp iddiasını ispatlamaya yönelik tüm delillerini dosyaya ibraz etmesi istenmiş ancak davalı herhangi bir delil sunmamıştır.
Davalı yan inceleme gününden haberdar olduğu halde defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiş davacı yan ticari defterleri ile tarafların ba-bs formları üzerinde yapılan inceleme neticesinde ,
22/01/2021 Tarihli Bilirkişi Raporu;; Davacının ticari defter kayıtlarına g5re: 09/02/2019 tarih …. sayılı, 08.04.2019 tarih …. sayılı ve 22.04,2019 tarih …. sayılı faturalardan dolayı, yani cari hesap ekstresine göre düzenlenen son 3 fatura dolayısıyla toplam 11.037,91 TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının defter kayıtlarında herhangi bir İade faturası kaydı bulunmadığı,) Davacı tarafından düzenlenen faturalar E- Arşiv Fatura olup üst kısmı imza edilen ve açık fatura olarak tabir edilen faturalar olduğu, fatura konusu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinde mallan teslim eden ve teslim alan bilgileri yer almakta olup yukarıdaki tabloda isimlere yer verildiği, davalının davaya cevap dilekçesinden söz konusu fatura ve mallan teslim aldığı ancak malların ayıplı çıkması sebebiyle söz konusu bakiyeyi ödemediği, tarafların üzerinde anlaşamadığı asıl hususun malların ayıplı olup olmadığı hususu olduğu, Dava dosyasında, dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu ispatlayacak nitelikte herhangi bir resmi belge, resmi kunımlardan alınmış bir analiz raporu, delil tespiti vb. herhangi bir somut destekleyici dokümanın olmadığı, bu sebeple ürünlerin ayıplı olup olmadıkları, ayıbın gizli veya açık olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı görüşü ile rapor tanzim edilmekle;
Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti TTK 25/3. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre “ Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur.” Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 25/3. maddede gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 198. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 198/3. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacağının bilindiği ,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve”Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır hükmü uyarınca taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi kapsamında davalı yan satın aldığı ürünleri kanunun öngördüğü sürede muayene edip usulüne uygun davacı tarafa ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmakla davalının ayıp iddiası yerinde olmadığından davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 11.037,91 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve de İİK 67/2 uyarınca alacağın likit oluşu ve borçlunun itirazında haksız çıkması sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacak yönünden 11.037,91 TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4- 492 Sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 753,99-TL karar harcı peşin alınan 133,31 – TL harcın mahsubu ile 620,68‬‬-TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı ve 133,31 -TL peşin harç olmak üzere 177,71‬‬-TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan toplam 1.730,4‬0- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 4.080,00 TL- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-1.320,0 TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

12/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır