Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/733 E. 2020/629 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/733
KARAR NO : 2020/629

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının ortağı ve aynı zamanda müdürü olduğu dava dışı ……LTD.ŞTİ’nin ortağı bulunduğunu, şirketin 10’un üzerinde aracı bulunduğunu, araçların bir çoğunun müvekkilinin izni alınmadan satıldığını, bu durumun halen devam ediyor olabileceğini, şirket müdürünün Narkotik suçundan dolayı tutuklandığını ve soruşturmanın devam ettiğini, şirkete ait üç aracın suça konu eyleme katıldığından dolayı parka çekildiğini, şirketin işlerinin atıl kaldığını, şirketin işlerinin yürütülmesi için müvekkili şirket ortağının müdür olarak atınmasını istediklerini ileri sürerek ihtiyati tedbir ile……’in şirket müdürlüğünden azline ve şirketi temsil ve ilzama diğer ortak müvekkilinin atanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, süresinden sonra cevap verdiği, davacı ile müvekkilinin dava dışı şirkette yarı yarıya ortak bulunduklarını, şirketin 11 adet aracı bulunduğunu, bunlardan 4 tanesinin şirkette çalışanlara ait olduğunu, bunların araçları kullanılarak karşılığında ücret ödendiğini, müvekkili hakkında anılan suçlamanın bulunduğunun doğru olduğunu, ancak suçunun kesinleşmediğini, şirketin işlerinin küçük çaplı olması nedeniyle devam edebileceğini, davanın da faaliyetleri denetleme imkanına sahip olduğunu, kayyım atanması koşullarının bulunmadığını, müvekkilinin kendisinin veya vereceği vekaletle şirket faaliyetilerinin devamına sağlayabileceğini, araçların kredi ile satın alındığını, bu süreçte bezı araçların satılması, bazısının ise sahiplerine iadesi gerektiğini, bunun da davacının rızasıyla yapılacağını savunarak araçlar üzerndeki ihtiyati tedbir kararlarının tamamen veya kısmen kaldırılmasına, kayyım atama kararından dönülmesine, aksi halde tarafsız üçüncü kişinin kayyım olarak atanmasına, azil talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, şirket yöneticisinin azline ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacının, davalının ortağı ve aynı zamanda müdürü olduğu dava dışı ……LTD.ŞTİ’nin ortağı bulunduğu, şirketin 10’un üzerinde aracı bulunduğu, araçların bir çoğunun davacının izni alınmadan satıldığı, bu durumun halen devam ettiği, şirket müdürünün Narkotik suçundan dolayı tutuklandığı ve soruşturmanın devam ettiği, şirkete ait üç aracın suça konu eyleme katıldığından dolayı parka çekildiği, şirketin işlerinin atıl kaldığı, şirketin işlerinin yürütülmesi için şirket ortağının müdür olarak atınmasını istediklerini ileri sürerek ihtiyati tedbir ile davalı……’in şirket müdürlüğünden azli ve şirketi temsil ve ilzama kendisinin atanması için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …… sor. nolu dosyasında düzenlenen iddianame celbedilerek incelendiğinde davalı dahil bir kaç şahıs hakkında daha soruşturma yürütüldüğü, davalının Birlikte Şekilde Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İthalatı Yapmak ve Birlikte Zincirleme Şekilde Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İhracına Teşebbüs suçlarında tutuklu olduğu ve bu suçlardan hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere TTK 630/2. maddesinde ” Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.” hükmü yer almıştır. Yine TTK 630/3. maddesinde ise “Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi ve şirketi iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep kabul olunur.” hükmü yer almıştır. Nitekim davacı ortak da bu madde hükmüne dayanarak şirket müdürünün azlini istemiştir.
Davalı, müdürü olduğu dava dışı şirketin davacı ile yarı yarıya ortağı olduğu, şirket müdürü olan davalının yukarıda belirtilen suçlardan dolayı tutuklu olduğu ve hakkında kamu davası açıldığı, şirkete ait üç aracın suça konu eyleme katıldığından dolayı parka çekildiği, bu şartlarda davalı şirket müdürünün şirketin yönetim işlerini yürütmesinin kendisinden beklenemeyeceği gibi, şirket menfaatlerinin korunamaması da söz konu olabileceği, bu durumda ceza kovuşturmasının sonucuna göre, şirket müdürünün şirketin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi gibi bir durumun ortaya çıkabileceği, mevcut durumda dahi TTK 630/3. maddesi gereğince davalı müdürün azli için haklı sebeplerin gerçekleştiğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Davacı ortak şirket müdürü olarak atanmayı talep etmişse de, davalı mevcut müdürün rızasının da bulunmadığı nazara alındığında her iki ortağın ve şirketin ortak menfaatlerinin korunması açısından kayyım atanması mahkememizce uygun bulunarak tercih edilmiştir.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına ve dosyadaki diğer deliller ile tüm dosya kapsamına göre aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün…… sicil numarasında kayıtlı …… LOJİSTİK DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin Müdürü davalı…… ’in TTK. 630 maddesi gereği müdürlük görevinden AZLİNE, yönetim hak ve temsil yetkisinin kaldırılmasına,
2-Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalının müdürü olduğu…… LOJİSTİK DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ndeki temsil ve yönetim yetkisinin 28/10/2020 saat 12:33 itibariyle İHTİYATİ TEDBİR yolu ile KALDIRILMASINA ve Mali Müşavir ……. ‘nin bu şirkete yönetim kayyımı olarak atanmasına,
3-Kayyıma aylık 1.500,00 TL ücret takdirine ve kayyım ücretinin şirket hesaplarından kayyıma ödenmesine,
4-Kararın Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, kayyıma tebliğine,
5-Alınması gereken 54,40 TL karar harcından daha önce yatırılan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
6-Karar tarihinde yürürlükte olan A. A. Ü. Tarifesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzünde oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/10/2020 12:21

Başkan ….
e-imzalıdır.
Üye ….
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip ….
e-imzalıdır.