Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/704 Esas
KARAR NO : 2023/542
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :14/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilen dava dilekçesinde özetle;26/05/2018 tarihinden davalılardan …. Koruma Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’ye ait … hakimiyetindeki …. plakalı aracın müvekkili şirkete ait şirket yetkilisi hakimiyetindeki …. marka ….. yılı model, …. plakalı, aracın sol arka köşesine çarptığını, müvekkili şirkete ait aracın çarpmanın etkisiyle kullanılamaz hale geldiğini, 26/05/2018 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun tespitinin yapıldığını, ekspertiz raporu ile aracın pert olduğunun tespit edildiğini, ancak aracın tabi olduğu sigorta şirketi tarafından müvekkili şirkete aracın piyasa bedelinin oldukça altında olacak şekilde bir miktar ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin aracın günümüz piyasa değerinin oldukça altında olduğunu, müvekkili şirket aracının piyasa bedelinin 590.000,00-530.000,00 TL arasında değiştiğini, kaza sonrasında kullanılamaz hale gelen araç nedeniyle müvekkili şirketin yeni bir araç almak zorunda kaldığını, bu nedenle de birçok masraf yaptığını, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların davalılar araç sahibi …. koruma güvenlik hizmetleri a.ş. İle sürücü … tarafından müşterek ve müteselsil olarak tazmin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, ileri sürerek davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile dava sonunda müvekkili şirketin alacağı miktarın sonuçsuz kalma ihtimali bulunduğundan davalı şirkete ait …. plakalı araca dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının ve alacağın kesin olarak tespitinin mümkün olduğu tarihte taleplerini değiştirme hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 18.000,00-TL müvekkili şirketin davalı işletne ait araçla ve davalı sürücünün tam kusuruyla gerçekleşen kaza neticesinde aracın bedelinin çok altında sigorta şirketine devretmek zorunda kalması nedeniyle yoksun kaldığı kararının, 2.000,00-TL kaza sonrasında aracın kullanılamaz hale gelmesi ve yeni araç almak zorunda kalınması nedeniyle uğranılan zararın ve yapılan masraflar ile toplam 20.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Koruma Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti vekili tarafından İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilen cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görev, yetki ve husumet itirazlarının olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkisinde kaldığını, davalı müvekkilinin ikamet adresinin Bakırköy olmasından dolayı ve kaza mahallinin de Bakırköy İlçesi sınırları dahilinde kaldığından yetkili Mahkemelerin Bakırköy Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduklarını, davacı tarafın hasar bedelini tahsil ettiğini, 3. Kişilere ilişkin zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğunun olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, kazanın davalı …’in tamamen kusurlu olması nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle doğacak zarardan da kendisinin sorumlu olacağı, meydana gelen haksız fiil nedeniyle müvekkili şirketinde sorum lu olduğu ifade edilerek dava açıldığını, bunları kabul etmediklerini, bu iddiaların hayatın olağan akışına ters olduğu gibi soyut ve gerçek dışı iddiaları taşıdığını, kaza mahalindeki kayıtların ilgili kurumlardan istenilerek kazanın nasıl meydana geldiğinin ortaya çıkacağının, öncelikle davacı yanın dilekçese yer alan beyanlarına bakıldığında meydana gelen kaza nedeniyle …. plaka sayılı aracın pert olduğu, pert olan aracın rayiç değerlere göre sigorta şirketine verilmiş ve bedelinin aldığını, ayrıca pert olan araçta hiç bir masraf yapılamayacağını, dolayısıyla öncelikle usulden davanın reddedilmesini aksi taktirde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Asil … tarafından İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilen cevap dilekçesinde özetle; ikamet adresinin Bahçelievler semti olduğundan dolayı yetki itirazında bulunduğunu davanın Bakırköy Mahkemelerinin yetki alanında kaldığından yetki yönünden davanın reddini talep etmiştir. Davacı yanın hasar bedelini tahsil ettiğini, davada husumetin yanlışlıkla tarafına yöneldiğini, olayın bir iş kazasından ibaret olduğunu, kendisinin sorumlu olmadığını, dolayısıyla husumet itirazında bulunduğunu, kaza mahallinde mobese kayıtları olduğunu ilgili yerlerden bu kayıtların istenmesi halinde kazanın nasıl meydana geldiğinin anlaşılabileceğini, öncelikle davanın usulden reddini aksi halde de davanın esastan reddini talep etmiştir.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarih, … Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilmekle yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu 26/05/2018 tarihinde davacı adına kayıtlı … plakalı araç ile davalı şirket adına kayıtlı, diğer davalının sevk ve idaresindeki ….. plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davalı aracın kusurlu olduğu iddiası ile davacı aracın perte ayrılması sebebiyle bedelinin altında sigorta şirketine devredilmesinden dolayı yoksun kalınan kar ve uğranılan zarar ve yapılan masraflara ilişkin haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, tramer kayıtları, kasko poliçesi ve hasar dosyası celbedilerek incelenmiştir.
Dosyada meydana gelen kazada tarafların kusur oranı ve dava konusu tazminat ve masraflar hususunda trafik bilirkişi, sigortacı bilirkişi ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınması için bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 27/08/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu kazanın meydana gelişinde; … plaka no’lu aracın sürücüsü davalı …’in %100 (yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu, … plaka no’lu aracın sürücüsü ….’ün (davacı şirketin aracının sürücüsü) kusursuz olduğu, davacıya ait … plaka no’lu araçta zarar ve ziyan miktarının belirlenebilmesi için, davacıya ait aracın hasarlı durumunu gösterir fotoğraflarının, aracı kasko sigortası ile sigortalayan …. Sigorta şirketinden aracın hasarlı durumu ile noter satış belgesinin dava dosyasına sunulması gerektiği kanaatine varıldığı görüşü bildirilmiştir. 16/05/2022 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu kazanın meydana gelişinde; … plaka no’lu aracın sürücüsü davalı …’in %10 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, … plakalı no’lu aracın sürücüsü ….’ün (davacı şirketin aracın sürücüsü) kusursuz olduğu, davacıya ait … plaka no’lu araçta hasar onarım bedeli 213.580 TL. Olarak hesaplanmış olup bu bedelin talebi sadece … plaka no’lu aracı kasko sigortası ile sigortalayan şirket tarafından yapılabileceği (davacı şirketle aracın sahibi arasındaki anlaşarak aracın rayiç değerinin düşük göstererek, davalı tarafı zarara uğratmak uygun ve mümkün değildir.) Davacının aracının rayiç bedelini eksik olarak almas nedenin sorumlusu aracını Kasko Sigortası ile sigortalayan …. Sigorta olduğu kanaatine varıldığı görüşü bildirilmiştir. 13/03/2023 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle;önceki ek raporları ile kanaatlerinde herhangi bir değişmenin olmadığı kanaatini bildirilmiştir.
Davalı … vekili tarafından Mahkememizin görevsiz olduğu iddiası ile görev dava şartı eksikliği sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir. Somut davada, her iki aracın adına kayıtlı olduğu kişilerin tacir olduğu ve bu sebeple Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalılar tarafından davada pasif husumetlerinin bulunmadığı savunulmuş ise de; davalı ….’in kazaya karışan davalı aracın kaza tarihinde sürücüsü, davalı şirketin ise işleteni olduğu ve davada pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu anlaşılmakla davalıların bu yöndeki savunmalarına da Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Somut davada; davacı vekili, dava konusu 26/05/2018 tarihinde davacı adına kayıtlı … plakalı araç ile davalı şirket adına kayıtlı, diğer davalının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davalı aracın kusurlu olduğunu, dava konusu kazada davacı aracın zarar görmesi sebebiyle perte ayrıldığını ve sigorta şirketi tarafından bedelinin altında bedel ödendiğini, bu sebeple yoksun kaldığı kar ve yeni araç alması sebebiyle uğranılan zarar ve yapılan masrafların tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, dava konusu kazada davalı aracın kusurlu olduğu iddialarının kabul edilmediğini, davacının aracının pert edilmesi sebebiyle bedelini sigorta şirketinden kendi isteği ile aldığını, bu sebeple aradaki farkı talep edemeyeceğini, kendilerinin söz konusu kazadan ve zarardan sorumlu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …., dava konusu kazada kusurlu olmadığını, davacı yanın hasar bedelini tahsil ettiğini, zarardan sorumlu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda; dava konusu 26/05/2018 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı, diğer davalının sevk ve idaresindeki … plakalı araç, önünde seyir halinde olan davacıya ait … plakalı araca arkadan çarpmış, dava konusu kaza meydana gelmiş ve davacı aracı hasar görmüştür. Meydana gelen kazada … plakalı aracın sürücüsü davalı …, kendi yol ve şeridinde seyrederken aracının hızını Karayolları Trafik Kanunu Madde 52 b,c’de belirtildiği üzere; “Sürücüler hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve yine önündeki bir aracı izlerken de güvenli bir fren mesafesi bırakmak zorundadır” kuralına uyması gerekirken, bu kurala uymayarak, yolda dikkatsiz, tedbirsiz davranarak aracını yol şartlarına göre sürmemesi ve önünde giden araca arkadan çarpması nedeniyle, kazanın meydana gelişinde tamamen kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücüsü …. (davacı şirketin aracının sürücüsü), kendi yol ve şeridinde seyrederken aracının arka kısmına, yolda dikkatsiz ve tedbirsiz. davranarak çarpan aracın sürücüsünün hareketi – karşısında, kazayı önleyebilecek alacak ve yapacak herhangi bir tedbiri olmadığı için, kazanın meydana gelişinde kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Kazanın oluş şekli dikkate alındığında davalı aracın önünde seyreden davacı araca çarpması sebebiyle olayda % 100 kusurlu olduğu aşikardır. Bu sebeple olayın oluş şekline, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporuna itibar edilerek hükme esas alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından dava konusu kazada davacının aracının piyasa rayiç değerinin 573.881,00 TL olduğu, araçta oluşan zarar miktarının 213.653,00 TL olduğu, aracın pert olarak ayrılmasının uygun olmadığı, dava dışı sigorta şirketi tarafından aracın perte ayrılarak davacıya 464.780,00 TL bedel ödendiği tespit edilmiştir. Davacıya ait aracın perte ayrılması gerekmemesine rağmen davacı sigorta şirketi ile anlaşarak kendi inisiyatifleri ile aracı perte ayırmış ve sigorta şirketi tarafından ödenen 464.780,00 TL bedeli itiraz etmeksizin kabul etmiştir. Ancak davacının ve sigorta şirketinin perte ayrılmayacak aracı kendi inisiyatifleri ile perte ayırarak davalılar aleyhine durum yaratması ve aracın rayiç değerinin altında bedelin davacı tarafından kabul edilerek aradaki farkın davalılardan talep edilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Ayrıca davacı ile sigorta şirketi arasında teslim, ibra ve temlik belgesi ile uyarınca davacı dava konusu araçtan kaynaklı tüm alacaklarını aldığını belirtip ibralaştığından ve bu araçtan kaynaklı alacaklarını sigorta şirketine devrettiğinden davacının tüm haklarını yitirdiği tesbit edilmiştir. Bu sebeplerle davacı tarafından dava konusu kazada davacı aracın perte ayrılması ve sigorta şirketi tarafından rayiç bedelinin altında bedel ödenmesi sebebiyle yoksun kaldığı kar ve yeni araç alması sebebiyle uğranılan zarar ve yapılan masrafların davalılardan talep edilmesi mümkün olmadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar harcının daha önce peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile 161,65 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …. Limited Şirketi davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …. Limited Şirketi tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …. vekilinin yüzlerine karşı, davalı ….’in yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023
Katip ….
e-imzalıdır.
Hakim …
e-imzalıdır.