Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/675 E. 2021/515 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/675
KARAR NO : 2021/515

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili bıla tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İstanbul Ticaret Odasının ……… sicil no ile kayıtlı bulunduğunu, davalı şirketin tekstil, giyim, konfeksiyon perakende ticareti ve esas sözleşmesinde belirtilen diğer faaliyetleri yürütmek üzere 29.12.2016 tarihinde……………. ve …………. isimli şahıslar tarafından kurulduğunu, ………. isimli şahsın 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak tayin edildiğim, davacı müvekkillerinin davalı şirketin 8.000’er pay ve 200.000’er TL hissesini devralmak suretiyle davalı şirketin %25’er hissesine sahip olduklarım, davacı müvekkillerinin davalı şirketin hisselerini devralması ile,davalı şirketin ortaklık yapısının … (%25 hisse), … (%25 hisse), ………. (%50 hisse) şeklinde olduğunu, davacı müvekkilleri 16.04.2018 tarihinde davalı şirkete ortak olmuş iseler de, bu tarihten sonra (şirketi temsile yetkili olan) …………’a hiçbir şekilde ulaşamadıklarını ve şirketin yönetim ve idaresi konusunda herhangi bir bilgi alamadıklannı, %50 hisseye sahip ve şirketin idaresi ile görevli, yönetim kumlu başkanı ve üyesi diğer ortak ………………’un üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalı şirketin fiili olarak gayrı faal durumda olduğunu, şirketin merkez adresinin sürekli olarak kapalı olduğunu, şirket merkezinde ne çalışan ne de yönetim kurulu başkanı diğer ortak ……………’un bulunduğunu, zaten davacı müvekkillerinin bildiği kadarıyla başkaca şirket çalışanı da bulunmadığını, diğer ortak ……………’a ulaşılamaması nedeniyle genel kurulun yapılamadığını ve şirketle ilgili kararların alınamadığını, en son genel kurul toplantısının 25.10.2017 tarihinde yapıldığını, bu durumun taraflarınca ………….’nin internet sayfası incelendiğinde öğrenildiğini, davacı müvekkillerinin hiçbir şekilde şirket ile ilgili bilgi alamadığını, şirketin işleyişine müdahale edemediklerini ve şirketin işleyişinin felce uğradığını, diğer ortak …………….’a ulaşılamaması nedeniyle ortaklar arasındaki güven ilişkisinin de zedelendiğini, davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarında kar dağıtımı yapamadığını, bu sebeple şirketten mali açıdan verim alınamadığını, şirketin öz sermayesini yitirdiğini, davalı şirketin sermayesi ile orantılı olmayacak şekilde çok düşük karlılık oranı beyan ettiğini, diğer ortak ……………. ‘ un kötüniyetli davranışları, şirketin ekonomik durumu göz önüne alındığında, ortaklığın devamında fayda bulunmadığını, TTK m. 531 uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan sebepler uyarınca, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına, davacıların tasfiye paylarının tahsiline karar verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde davacıların şirketteki payının gerçek değeri ödenerek şirketten çıkarılmalarına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, limited şirketin feshine ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirketin kuruluşunun 29/12/2016 tarihinde tescil edildiği, 04/01/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, kurucularının ……………….. ve ……… oldukları, 03/11/2017 tarihinde tescil edilen 25/10/2017 tarihli karar ile şirketin tek pay ortaklığına geçtiği ve tek ortağın ……………….. olduğu, davacı tarafça sunulan karar defteri suretinin incelenmesinde 16/04/2018 tarihinde yapılan hisse devrinin kabul edilerek pay defterine kayıt edilmesini, hisse devri sonucunda davacıların %25’er hisse sahibi olmalarına karar verildiği, buna göre; davacıların %25’er dava dışı ………………..’un %50 oranonda davalı şirketin pay sahibi ortakları, dava dışı …………….’un etkili şirket müdürü olduğu, davalı şirketin merkez adresine göre mahkememizin yetkili ve davanın konusuna göre de görevli olduğu saptanmıştır.
Mahkememizce dinlenen tanık … beyanında: ………. Maden Ltd Şti’nde muhasebe elemanı olarak 5 yıldır çalıştığını, çalıştığı şirketin davacılarından ………. ‘in babası ………. ‘ın ise kayınpederi olan ……… ‘a ait olduğunu, bu nedenle davacıları tanıdığını, davacılar …………. ile beraber kendisinin çalıştığı şirkette görüşme yaparak kurulu şirkete ortak olduklarını, bunun için bir miktar para verdiklerini, daha sonra 6 ay gibi bir süre geçtikten sonra davacıların diğer ortak ……… ‘e uluşamadıklarını, şirket merkezlerinin kapatılıp kayıplara karıştıklarını ögrendiklerini, kendilerinden de aramamalarını istediklerini, araştırdıklarını fakat ……… ‘e veya şirkete ulaşamadıklarını beyan etmiştir.
………….İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; görevli polis memurları tarafından davalı şirket adresine gidildiği ve bir tutanak tutulduğu, 24.11.2020 tarihli bu tutanakta; davalı işyerinin adreste bulunan işyerlerine sorulduğu, davalı işyerinin yaklaşık bir seneden daha fazla süre önce kapandığının, işyeri mülkiyetinin el değiştirdiğinin, sürekli olarak davalı şirket adına evrak geldiğinin ama kimsenin bu evrakı almadığının kendilerine beyan edildiği, yapılan araştırmada davalı şirket hakkında başkaca bir bilgiye ulaşılamamış olduğu bildirilmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalı şirketin adresine yoklamaya gidildiği, söz konusu adresle mükellefin herhangi bir faaliyetinin olmadığının görüldüğü, çevre araştırmasında ödevlinin faaliyetine uzun zaman önce son verdiğinin belirtildiği, davalı şirketin adres değişikliğine ilişkin herhangi bir veriye kayıtlarında rastlanmadığı ve mükellef hakkında 2016/2 sayılı uygulama iç genelgesi gereği re’sen terk işlemine başlandığı bildirilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 531’e göre “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda bîrini ve kalka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.
Bilirkişi ……………..dan alınan bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, davalı şirkete tasfiye memuru atanması ve davacıların tasfiye paylarının tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı şirketin feshi yerine davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarının duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm oluşturmayacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi; Türk hukukunda haklı sebeplere örnek olarak; şirketin kötü yönetilmesi, şirketin işleyişinin felce uğratılması, pay sahiplerinin keyfi ve haksız bir şekilde farklı muameleye tabi tutulmaları, şirket imkanlarının çoğunluk pay sahiplerine tahsisi, kann ve mali imkanların çoğunluğun hakim olduğu diğer şirketlere kaydırılması, şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi, azlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi, genel kurul veya yönetim kurulunun kilitlenmesi, genel kurulun sürekli olarak usule aykırı toplantıya çağrılması, azlığa karşı fiili veya manevi güç vc baskı uygulanması gösterilebilir.
Mahkeme, sebepleri haklı bulsa bile fesih kararı vermek zorunda değildir. Mahkemenin feshe karar verebilmesi için, ileri sürülen sebeplerin şirketin feshini gerektirecek nitelikte olması da gerekir. Gerçekten de haklı sebeplerin varlığını tespitte dar bir yorumun yapılması ve bu yolun ancak son çare olarak başvurulacak bir yol olduğunun dikkate alınması zorunludur. Görüldüğü üzere, şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru olacağına kanaat getiren mahkeme, şirketi feshetmek yerine, duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Bu sebeple bu dava alternatif çözümlüdür. Kaldı ki sebebin mahkemece haklı görülmesi halinde, şirketin feshine hükmedilmesinden önce mahkemece alternatif çözümlerin araştırılıp incelenmesi gerekir. Zira fesih çok ağır bir sonuçtur.
Gerek yukarıda yapılan teorik açıklamalar gerekse dosyada mevcut belge ve bilgiler ışığında, davalı şirketin aktif olarak faaliyette bulunmadığı, yönetim kurulu toplantılarının gerçekleştirilemediği, şirketin feshinde muhik sebebin olduğu, bu kapsamında davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplerin mevcut olduğu, fesih ve tasfiye dışında alternatif bir çözümün (bu meyanda davacıların şirketteki payının gerçek değeri ödenerek şirketten çıkarılmalarının) somut uyuşmazlık bakımından uygun olmayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Gerçekten de davalı şirket ortaklan arasında ciddi anlaşmazlık bulunması hasebiyle, davalı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği ve davalı şirketin devamının davacı ortaklar bakımından çekilmez hale geldiği tespit edilmiştir. Öte yandan dosya içeriğinden davacıların (veya dava dışı ortak ………………..’un) davalı şirketin devam etmesi yönünde bir iradesi görülmemiş, ayrıca davalı şirketin gayrı faal olması hasebiyle örneğin davacı ortaklara paylarının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortakların şirketten çıkarılmasına karar verilmesinin ya da davalı şirketin feshi dışında bîr diğer alternatif çözümün gerçekçi olmayacağı, bu sebeple davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesinin duruma uygun düşen ve kabul edilebilir en iyi çözüm olacağı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret sicilinin …… numarasına kayıtlı ……… Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin TTK 531. maddesi gereğince haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak SMMM …….’in atanmasına, tasfiye memuruna 3.000,00 TL ücret takdiri ile davacı tarafça tasfiye memuruna ödenmesine,
2- Alınması gereken 59,30 TL karar harcından daha önce peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalı şirketten tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte olan A. A. Ü. Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.490,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2021 09:51

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.