Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/668 E. 2021/858 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/668 Esas
KARAR NO : 2021/858

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin imalatını yaptığı ürünleri üretebilmek için http://….com.tr adlı internet sitesinde kendi tanıtım ve reklamını yapan, … firmasının acentesi olduğunu ifade eden Davalı şirket aracılığı ile …. firmasından iplik sarma makinesi almak üzere anlaştığını, makinelerin finansmanı için 23.07.2018 tarihinde …. ile 162.500.00 Euro (Yüz altmış iki bin beş yüz Avro) bedel ile finansal kiralama sözleşmesi imzaladığını, kiracısı konumunda olduğu iplik sarma makinelerinin son taksitini 20.03.2019 tarihinde ödeyerek makinenin mülkiyetini kazandığını, dava konusu iplik sarma makinesinin 09.11.2018 tarihinde … firması tarafından İtalya’dan gönderildiğini ve 21.11.2018 tarihinde Davacıya ulaştığını,Teslim alınan iplik sarma makinesi Davacının koordinasyonu ile … firması personeli tarafından montaj edildiğini, montajdan itibaren iplik makinesi sürekli hata verdiğini, müvekkilinin beklentilerini karşılamadığını, sözleşmede belirtilen kapasitede üretim yapamadığını ve bunun gibi birçok sorun sebebiyle Davacının üretiminin aksamasına neden olduğunu,Dava konusu iplik sarma makinesinin ayıplı olduğunu …. ÜNİVERSİTESİ uzmanlarınca düzenlenen 10.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiğini, davacı makinede ortaya çıkan sorunları davalıya ve … firmasına iletmesi sonucunda Davalı ve … firması teknik personelinin makineyi incelediğini ve makinenin beklenilen düzeyde çalışmadığı ve hatalı üretim yaptığını tespit edip kayıt ve imza altına aldığını,Üretimden kaynaklanan kusuru Davalı ve … firması bildiğini ve bu hususu ikrar ederek kabul ettiklerini, davacı makinenin ayıplı olması nedeniyle Davalı acenteye ve … firmasına her türlü bildirim yükümlülüğünü yerine getirerek, gerekli bildirimleri yaptığını, ayıbın giderilmesi ve zararın karşılanmasını talep ettiğini ve davaya konu Ticari Uyuşmazlığa ilişkin olarak …. Sayı ile Arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek,Davalının, Davacının … firması ile arasında ticari ilişki kurulması için çaba sarf ettiğini, Davacı şirket yetkilileri ile birlikte İtalya’ya giderek görüşmelere katıldığını , sözleşmenin kurulmasında aracılık ettiğini , ayıplı malın doğurduğu sorunların taraflar arasında çözülmesi için Davacı ve … firması arasında köprü vazifesi gördüğünü, … firmasının adına teklifleri Davacıya ilettiğini belirterek,Davalı, Davacı ile yurt dışında mukim … arasında oluşan ticari ilişkide acente/mümessil konumunda olduğunu belirterek TTK 150/2. fıkra gereği Davalıya karşı dava açıldığını,Davalının husumet ehliyeti bulunduğundan davanın kabulüne, Viyana Satım Sözleşmesi, TTK, BK ve sair mevzuat gereği fazlaya ilişkin talep ve dava hakları ile fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin menfi ve müspet zararları ile navlun ödemeleri nedeniyle şimdilik 10,000.00 TL’nin fiili ödeme tarihlerinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı davalıdan tahsiline, sözleşme konusu makine için müvekkil aylık 1,180.00 TL bedelle depo bedeli ödediğinden 2019 Haziran ayından başlayarak iş bu dava kesinleşinceye veya makine depolana Davalı tarafından alınıncaya kadar oluşacak kira ödemelerinin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1,000.00 TL kazanç kaybının ve 10,000.00 TL ticari itibar kaybının ticari temerrüt faizi ile birlikte Davalıdan tahsiline, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin, İtalya merkezli … firmasının Bayisi, Distribütörü, Müşteri Temsilcisi veya hiç bir nam ve sıfat altında satıcı firmanın mümessili olmadığını, mümesilliğini yaptığı uluslararası firmalar arasında … firmasının bulunmadığını , bu firmanın hiçbir ürününü satın almadığını ve satmadığını , Davacının davaya konu iplik makinesinin hatalı üretim yaptığı ve ayıplı olduğu iddialarının muhatabı üretici ve satıcı olan … firması olması gerektiğini savunarak,Davalının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı dolayısıyla davanın husumet yönünden reddine, … firmasının bulunduğu ülke dikkate alınarak davanın İtalyan mahkemelerinde görülmesi gerektiği dolayısıyla davanın yetki yönünden reddine, davacı tarafın menfi ve müspet zararlarına yönelik tüm taleplerinin reddine, cavacı tarafın, kazancı kaybı ve itibar kaybına yönelik maddi tazminat taleplerinin, davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
TANIK …: Davacı firma ile ticari ilişkimiz mevcuttur. Yurtdışında ki … firmasından davacı taraf iplik sarma makinası almış, makinayı aldıktan ve getirdikten sonra ben olaya dahil oldum. Satış aşamasına ilişkin bilgim yoktur ancak davacı firma yetkilisinin İtalya’ya gidip makineyi gördüğünü duymuştum. Satın aldıktan sonra kurulumu için ben teknik hizmet verme amacı ile gittim ancak henüz herhangi bir para alıp almayacağım konusunda bir bilgim yoktu. Bizim şirkettte çalışan …… Bey davacı şirket yetkilisi … Bey ile yurtdışında bu makineyi görmeye gittiğini biliyorum. Bana gidip makineyi kurmamı söyledi. Bu iş karşılığında ücret almadım. Şirkete karşıda yapılan bir ödeme yoktur, dedi. Aralarındaki ilişkiyi böyle tanımlayabilirim. Bu olayın ne öncesinde ne de sonrasında bizim şirketimiz … firmasının acentası, mümessili değildir. Biz normalde mümessillik yapan firmayız şayet bu tarz sorunlar yaşanmasıydı ….. acentası olabilirdi. Makineyi sorunsuz bir şekilde kurduk ve çalıştırdık. Bir süre sonra davalı tarafın kendi kalite düzeyi çerçevesinde istedikleri çerçevede ürün üretilmediğini bize ilettiler bizde bu şikayeti …’ye ilettik. İtalya’dan iki kez ayıp iddiası üzerine buraya teknik ekip geldi. Bu süreçlerde biz … firması ile davacı firma arasında yardım amaçlı faaliyetler arasında bulunduk. Davacı şirketin hangi kasıt ile piyasadaki diğer üçüncü firmalardan yardım istemeyip davalı firmadan yardım istediğini bilmiyorum. TANIK …: Ben davalı şirkette bölge satış temsilcisiyim davacı firma ile dava dışı … isimli yine İtalyan firmanın acentası olması hasebi ile çalışmaktaydık halen de çalışıyoruz. İş ilişkimiz olduğu için davacı şirket yetkilisi … Bey bizden anlattığı vasıflarda bir iplik makinesi aradığını söyleyince bizde İtalyan … firmasından bu makinenin alınabileceğini söyledik ve kendisi bu konu ile ilgilendi ve dil bilmediği için ben ona eşlik ettim. Beraber İtalya’ya gittik. …. firmasında makineyi gördü ve çalıştırdılar. Bir sorun yoktu ve satın aldı. Onlar arasında anlaştı davacıda …… yaparak makineyi aldı. Türkiye’ye geldiğinde bizim teknik personelimiz makinenin teknik kurulumunu yaptı. Makinede ayıp iddiasında bulunduklarında yabancı dil bilmedikleri için yine biz … firmasına haber verdik ve gelerek makine hakkında iki kere gelerek teknik hizmet verdiler. Biz bu davacı şirketten herhangi bir ücret almadık hatır için yapmadık. Bu şekilde sorun olmasaydı, …’nin acentası olabilirdik.Biz … firmasını ve makineyi söyleyince elbette ki makineyi araştırmışlardır. Bana eşlik edermisiniz diye sorduğumuzda elbette dedim. Gidiş geliş ücretini herkes kendi karşıladı. Bu makinenin alım esnasında Hüseyin Sur isimli çalışanımız vardı ve şuan şirkette çalışmıyor sadece evrak prosederünü takip eden arkadaşımızdı.

DAVACI ŞİRKET SAHİBİ …. İSTİCVAP EDİLEREK : Bizim davalı şirket ile makine yedek parçası alımı üzerine ticari ilişkimiz vardır. … Bey şirketime gelerek yurtdışında … diye firma olduğunu iplik makinelerini sattıklarını aracılık yapabileceklerini düşünüp düşünmediğimi sordu. Bende o esnada makineleri yenilemeyi planlıyordum. Konu ile ilgilendiğimi söyledim. Davalı firma ile ticari ilişkimiz sebebi ile güvenimiz vardı. Makineyi görmek istediğimi söyledim. Türkiye’de 2-3 yere sattıklarını söyleyince özellikle Anadolu yakasındaki şirketteki makineyi görmek istedim. Davalı şirket bu şirketin bizi rakip olarak gördüğünü bu yüzden makineyi Türkiye de göremiyeceğimizi söyledi. Makineyi illa ki görmem gerektiğini söyleyince bize İtalya’ya gitmeyi teklif etti. … Bey ile birlikte İtalya’ya gittik. Makineyi gördük. …… yolu ile aldık. Türkiye’ye geldik ve davalı şirket kurulumunu yaklaşık 15 gün içinde yaptı ve aslında yapamadı. Makine geldiği andan itibaren teknik anlamda üretmeye elverişli değildi. Bu sorunu çözemediler bunun üzerine … firmasından yardım istediler. Zaten sürecin başından beri birşey olduğunda sürekli İtalyan’lara bağlandılar. 2 defa İtalyan teknik servis geldi, sorun halan çözülemedi. Ben 2 yıldır makineyi yatırıyorum. Satın alana kadar temsilcisinin mümessili olduğunu söylüyorlardı. Türkiye’deki …’nin tek sorumlusunun kendileri olduğunu söylediler. İnternette ki görüntülerde de …’nin temsilcisi net bir şekilde anlaşılıyordu. Satın alma olayı bittikten sonra temsilcisi olduğunu söyleyen davalı sorun çıktıktan sonra biz size yardımcı olduk sadece bu konu ile ilgili hiçbir ilgimiz yoktur, dediler. Ayrıca İtalya’ya gidiş dönüş masraflarını ödemedim sanırım … firması karşıladı. Ben hiçbir şey vermedim. Ayrıca makinedeki sorun üzerine bilirkişi tespiti yapıldı ….’den bir rapor alındı bu rapora verdiğimiz parayı davalı firma bizim hesabımıza yatırdı. Zaten dosyada evrakları vardı.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

İş bu dava ticari satım gereği satıcının ayıba karşı tekeffül borcuna dayalı 6098 sayılı TBK ‘nın 219 ve devamı maddeleri uyarınca açılan sözleşmeden dönme ve tazminat davasıdır.
Davacı yan, İtalya menşeeli olup yurt dışında faaliyet gösteren ‘… firmasından ; iştigal alanı olan tekstil ve iplik sektöründe kullanılmak üzere iplik sarma makinesi satın almak istemiş ve de davalı yanın … firmasının acentesi olduğu savı ile davalı aracılığı ile 1 adet iplik sarma makinesi aldığını ancak üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunu iddia etmiştir.
Davalı yan ise ; … firmasının müşteri temsilcisi ya da acentesi olmadığını savunarak husumet ve de Mahkeme’nin yetkisine dair itirazda bulunmuştur.
Davalının ikametgahı adresi uyarınca Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK 23/1 maddesi uyarınca davaya konu olayda TBK’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu iplik sarma makinesinin 21.11.2018 tarihinde … firması tarafından davacı firmaya teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davacı yan iş bu makinenin mülkiyetini , … ile 23.07.2018 tarihinde düzenlenen sözleşme kapsamında 20.03.2019 tarihinde son taksidini ödeyerek kazandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Finansal Kiralama Sözleşmesi 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 3/1-ç maddesinde; Bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmak koşuluyla, bu Kanun veya ilgili mevzuatı uyarınca yetkilendirilen kiralayan tarafından finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi; kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması; kiralama süresinin malın ekonomik ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsaması veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturması hâllerinden herhangi birini sağlayan kiralama işlemi olarak tarif edilmiştir. Yasanın 23. maddesine göre; Finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana aittir. Ancak taraflar sözleşmede, sözleşme süresi sonunda kiracının, malın mülkiyetini satın alma hakkını haiz olacağını kararlaştırabilir iş bu davada da mülkiyetin devri bu şekilde davacıya geçmiştir.
Davalı tarafın iş bu …… sözleşmesinin tarafı konumunda olmadığı sözleşmeden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu olayda rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş;

02/11/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davalının dava dışı İtalyan firmasının acentesi şeklinde hareket ettiği, bu nedenle davanın acente sıfatıyla davalıya yöneltilebileceği,
Dava konusu …. firmasına ait … model, …. seri numaralı 60 ünitelik dikiş bobini sarım makinesindeki sarım bozukluklarının makine kaynaklı olduğu ve makinenin tasarım ve imalatından kaynaklı AYIPLI olduğu,

Bu bakımdan, davacının ödemiş olduğu bedellerin yanı sıra ayrıca uğramış olduğu zararların tazmin edilmesine ilişkin talebinin yerinde olduğu,
Davacının ayıplı ifa nedeniyle uğramış olduğu zararların tespiti ancak davacının ticari defterleri üzerinde mali müşavir tarafından yapılacak bir incelemeyle mümkün olduğundan, bu yöndeki inceleme uzmanlık alanımızın dışında kaldığından zararın tespitinin yapılamadığı kanaat edilmekle ;
Tarafların rapora yaptıkları kısmi itiraz üzere denetime elverişli olmadığı anlaşılan ropar sonrası dosya başka bir bilirkişi heyetine tevdi edilmekle ;
06/07/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;a) Davalının dava dışı İtalyan firmasının acentesi şeklinde hareket etiğine ilişkin yeterli belgeye rastlanmadığı,b) Dava konusu …. firmasına ait …. model, …. seri numaralı 60 ünitelik dikiş bobini sarım makinesindeki sarım bozukluklarının makine kaynaklı olduğu ve makinenin tasarım ve imalatından kaynaklı AYIPLI olduğu,c) Sözleşmenin nispiliği ve ayıptan doğan sorumluluk hükümleri gereğince Satıcı/imalatçının makinenin ayıbından dolayı sorumlu olduğu, davalının satıcının mümessili ya da acente sıfatıyla sorumlu olduğuna ilişkin bilgi ve belgeye dosya kapsamında rastlanamadığı, bu konuda ispatın davacı da olduğu kanaati ile rapor düzenlenmiştir.
Her iki bilirkişi heyeti davalının pasif dava ehliyeti ve acentelik sıfatına yönelik farklı değerlendirme yapmış ise de;
Tarafların incelenen ticari defterlerinde uyuşmazlık dışında ticari ilişkilerinin olduğu ancak iş bu uyuşmazlığa konu hesap hareketliliğinin olmadığı anlaşılmaktadır.Ayrıca davalının ticari defterlerinde … firması ile bir hesap hareketliliği de gözlemlenmemiştir..
Davacı yan dava öncesi alınan uzman görüşü raporu ve yargılama aşamasında alınan rapor ile makinenin tasarım ve imalatından kaynaklı gizli ayıplı olduğu dosya kapsamından anlaşılmış ise de , davalının ….. firmasının acentesi ,yetkili temsilcisi olup olmadığı pasif dava ehliyetine sahip olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Dava konusu iplik sarma makinesi 19.07.2018 tarihli proforma faturası ile …. firması tarafından 162.500,00 Euro bedel ile ….. Kiralama A.Ş .ye fatura edildiği anlaşılmıştır.
Davacı ;davalının dava dışı … firmasının acentesi olduğunu savunmuştur.
Acentelik sözleşmesi, TTK’nın 102. Maddesinde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır;
“(1)Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
“(2) Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere Türk Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır”.
Bu tanıma göre, acentelik sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle vekalet benzeri sözleşmelerdendir. TTK’da özel hüküm bulunmayan hallerde, aracılık yapan acente hakkında öncelikle simsarlık hakkındaki özel hükümler uygulanacak, orada da hüküm bulunmayan hallerde vekalet sözleşmesi hükümleri doğrudan uygulanacaktır.
TTK 105. Maddesinde ise, “Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir.Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir.

Dosya kapsamında yer alan maillerden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere ;…. firması ünvanı altında e-postalarda adı geçen şahısların …. iplik firması adına … firması ile görüştüğü ,… iplik firmasına bilgi verdiği ve …. …… nezdinde …… işlemlerini takip ettiği makinenin kurulumunda da yardımcı oldukları anlaşılmış ise de ;davalı ile … firması arasında akdedilen bir acentelik ve bu sözleşmeye dayalı davacının ticari alım yaptığına yönelik dosyada yazılı delil bulunmamaktadır.

Davacı yan alım satım akdini …. şirketi aracılığı ile doğrudan … firması ile yapmıştır.Dosya kapsamındaki proforma fatura ve …… sözleşmesi bunu kanıtlamaktadır.
Taraflar arasında hali hazırada da başkaca ticari ilişkiler olduğu bu sebeple tarafların bağlantı halinde oldukları anlaşılmakla davalının iş bu davaya konu eylemlerinin acentelik faaliyeti kapsamında değerlendirilmeyeceği anlaşılmış olup ;TBK 532 maddesi kapsamında komisyonculuk faaliyetine girip girmediği değerlendirmesi yapılabilecek ise de; davacının netice-i talepleri uyarınca iş bu dava konusu olmayıp TTK 105. Ve HMK’nın 114/1-d maddeleri uyarınca davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30- TL harcın 378,78 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 319,48‬‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-1.320,0 TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır