Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/644 E. 2021/769 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/644 Esas
KARAR NO : 2021/769

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ve muhatap şirket arasında bulunan faturalar hesap itibari ile sabit olduğunu, itirazın tamamı ile kötü niyetli olduğunu, muhatabın, müvekkilin alacağının takibe başlamadan ödemediği gibi icra takibine de asılsız beyanlarla itiraz ederek takibin durdurulduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalı-borçlu şirketin icra dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı-borçlu şirketin % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP; Davalı şirket adına dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki kumaş alım satım ticari ilişkisine istinaden düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya düzenlemiş olduğu fatura karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 1,305,48 USD nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, davalı tarafça süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 14/02/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin davetli şirketten takip tarihi itibariyle 5.541,68 TL alacaklı olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu ve ibraz edilen tüm belgelerin ticari defterler ile uyumlu olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığını, davacı şirketin davalı şirketten 5.541,68 TL talep edebileceğini, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceğini, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiş, davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 20/11/2020 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; davacı şirket vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde, icra dosyasına dayanak teşkil eden irsaliyeli faturada yer alan bedelin dolar bazında olduğunu, faiz ve masraflar hariç bu tutarın 1.305,48 USD şeklinde olduğunu, ancak bilirkişi raporunda alacak miktarının Türk Lirası bazında hesaplandığını ve müvekkil şirket alacağının eksik hesaplanmasına neden olunduğunu belirterek, hesaplamanın icra takip tarihindeki kur üzerinden çevrilerek yeniden yapılması adına ek rapor alınmasını talep etmiş, her ne kadar davacı şirket takip talebinde Amerikan Doları döviz cinsinden alacak talebinde bulunmuşsa da taraflar arasında bu yönde bir sözleşme bulunmamasını, davalı şirketten Türk Lirası olarak tahsilat yapılması ve davalı şirketin Türk Lirası olarak düzenlediği iade faturasının kabul edilmesi nedenleriyle davacı şirketin davalı şirketten Amerikan Doları dövizi cinsinden talepte bulunamayacağını, davacı şirketin davalı şirketten 5.541,68 TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını, Bununla birlikte davacı şirket vekilinin takip talebi ve dava dilekçesi eklerinde sunduğu faturalar okunaksız olduğundan talebine dayanak belgelerin doğruluğu saptanamadığını, davacı şirketin davalı şirketten alacağını ABD Doları para birimi ile talep edebileceği yönünde kanaate sahip olması durumunda ise, davalı şirketin cari hesap hareketlerinin ABD Doları kur değerlemesine göre davalı şirketten 1.201,59 ABD Doları alacağı olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını, 1.201,59 ABD Dolarının takip tarihi itibariyle (T.C.M.B. tarafından belirlenen 5,7921 döviz kuru üzerinden) 6.959,73 olduğunun hesaplandığı, kanaati bildirilmiş, davacı vekilinin rapora karşı 2.kez itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden 2.ek rapor alınmasına karar verilmiş, 15/03/2021 havale tarihli alınan bilirkişi 2.ek raporunda özetle; T.C. Merkez Bankası tarafından her iş günü saat 15.30’da bir sonraki işgünü için uygulanacak gösterge niteliğindeki döviz kurları belirlendiğini, davacı şirket tarafından düzenlenen 25.06.2018 tarihli faturaya esas alınacak döviz kuru 25.06.2018 saat 15.30’da belirlenen 4,6397 TL döviz kuru olmayıp, bir önceki iş günü olan 22.06.2018 günü saat 15.30’da belirlenen 4,7077 TL döviz kuru olduğunu, ek raporda tüm döviz kurlarının bu şekilde uygulandığını, davacı şirket vekilinin ek rapora itiraz dilekçesinde, hatalı olarak belgelerin düzenlendiği gün saat 15.30’da belirlenen ve bir sonraki iş günü için geçerli olan kurlar esas alındığını, davacı şirket vekili 22.04.2019 tarihli takip talebinde 19.04.2019 tarihinde belirlenen T.C. …….. Bankası kurunu esas alarak takibi başlattığını, davacı şirket vekilinin faiz talebine ilişkin olarak, düzenlenen faturaların davalı şirkete tebliğ edilmiş olması, davalı şirketin itirazda bulunmaması temerrüde uğramış olduğu anlamına gelmediğini, bir alacağa faiz talep edilebilmesi için ödeneceği tarihin kesin olarak belli olması ya da karşı borçlunun bir ihtar ya da ihbarla temerrüde düşürülmesi gerektiğini, davacı şirket takip öncesinde dosyaya karşılıklı bir anlaşma ve belirlenmiş bir vadeye ilişkin belge ya da takip öncesi bir ihtar sunmadığını, bu nedenle takipten önce işlemiş faiz hesaplaması yapılmadığını, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 1.201,59 ABD Doları talep edebileceği, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı taraf davalı tarafa kumaş teslimi sözleşmesinden kaynaklı olarak kumaş teslim ettiği, ancak davalı tarafından bu kumaş bedelinin ödenmediği ileri sürülmüştür. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davalı taraf ticari defterlerini inceleme için sunmamıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriği ile sabittir. Davalı tarafından kumaşların teslim edilmediği yönünde bir itiraz ileri sürülmemiştir ve defter ve kayıtları da incelemeye sunulmamıştır. Bu nedenle davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilerek açılan davanın kısmen kabulüne, takipten önce davalı taraf temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, davacının alacağının davacının ticari defter ve belgeler ve faturalar ile belirli ve likit olduğu anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ve KISMEN REDDİ İLE;
Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesinin ……. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.201,59 USD asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Davalının hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca alınması gereken (dava açılış tarihindeki kur üzerinden 1.201,59 USD X 5.7917 = 6.959,24 TL) 475,38 TL nisbi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 129,64 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 345,74 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 129,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 174,04 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 983,89.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy ….. İcra Dairesi’nin …….. esas sayılı icra takip dosyasının merciine İADESİNE,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalı şirket yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.