Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/628 E. 2019/722 K. 29.08.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/628
KARAR NO : 2019/722

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Bağımsız Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 29/08/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Bağımsız Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı şirketin bağımsız denetimiyle görevli olan …. AŞ hakkında SPK Muhasebe Standartları Dairesi Başkanlığı tarafından 18/07/2019 tarih ve 41/943 sayılı kararı ile sermaye piyasasında Denetim Faaliyetinde Bulunma Yetkisinin iptal edildiğini, iptal kararının 22/07/2019 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, tebliğ edilen karar ile … şirketiyle olan sözleşmelerinin feshedildiğinin bildirildiğini, bu nedenle yeni bir bağımsız denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, TTK 399. maddesine dayalı bağımsız denetçi atanması isteğine ilişkindir.
Somut davaya açılma tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK üçüncü bölümünde “denetleme ” bölüm başlığı altında denetleme ve denetçi hakkında düzenleme getirmiştir. Bu bölümdeki düzenlemeler incelendiğinde TTK 397 ve 398. maddelerinde genel olarak denetleme ve denetimin konu ve kapsamını düzenledikten sonra 399. maddesinde denetçinin seçimi, görevden azli ve denetim sözleşmesinin feshi hususunu düzenlemiştir. Bir sonraki 400 ve devamı maddelerinde ise denetçi olabilecekler ile denetçinin hak, yetki ve yükümlülük ve sorumlulukları düzenlenmiş bulunmaktadır.
Hemen belirtmekte yarar var ki, anonim şirketlerle genel olarak denetçi tayini TTK ‘nın bu konudaki düzenlemelerine ve ayrıca BDDK ile ilişkili olan şirketlerin tabi bulundukları ilave hükümler de gözetilerek yapılmalıdır. TTK kapsamında bağımsız dış denetime tabi olan şirketler Bakanlar Kurulu tarafından (23/01/2013 tarihli ve 28537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ) belirlenen şirketlerdir. Ancak kanuni zorunluluğu olmadığı halde bir şirketin bağımsız denetim sözleşmesi ile denetçi atamasında yasal bir engel yoktur.
TTK 399/1. maddesinde denetçi tayin görevi genel olarak “anonim şirket genel kuruluna” verilmiştir. Ancak aynı maddedeki diğer hükümlere göre denetçinin bazı haller için mahkemece atanması veya genel kurul onayına sunulması koşulu ile yönetim kurulunca seçilmesi de mümkündür.
Hemen belirtilmelidir ki, anonim şirket genel kurulunca denetçi seçimi, seçilen denetçi ile şirket arasında bir ilişkinin doğmasının ön şartıdır. Seçimin tamalanmasından sonra anonim şirket yönetim kurulu ile seçilen denetçi arasında bu hususta bir sözleşmenin imzalanması gerekir. Bu sözleşmenin imzalanabilmesi ise ancak anonim şirket genel kurulunca seçilen denetçinin denetçi görevini kabul etmesi ile mümkündür.
Diğer bazı hallerde anonim şirket genel kurulunca seçilen denetçi azınlık tarafından istenmeyebileceği gibi, bizzat şirket yönetim kurulunca da sonradan gerçekleşen bazı nedenlerle istenmeyebilir. Bazı hallerde ise denetçiliği kabul eden denetçi, sonradan denetçilikten çekilme isteğinde bulunabilir. İşte bütün bu halller için kanun düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemeden bazıları denetçinin azli, yönetim kurulunca yeni denetçi seçilmesidir.
Bütün bu genel açıklamalardan sonra somut davaya geldiğimizde:
Davacı şirketin 10/05/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında bağımsız denetim görevi için … AŞ.’nin seçilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan denetçinin denetçilik görevini kabul ettiği de anlaşılmaktadır. Ne var ki seçilen denetçinin seçilmesinden sonra BDDK tarafından 18/07/2019 gün ve 41/943 sayılı kararı ile seçilen denetçi … AŞ.’nin sermaye piyasasında bağımsız denetim faaliyetinde bulunması yetkisinin iptal edildiği, bu iptal kararı üzerine de davacı şirket genel kurulu tarafından bağımsız denetçi seçilen … AŞ.’nin 22/07/2019 tarihli yazıları ile davacı şirket ile aralarında düzenlenen bağımsız denetim sözleşmesinin feshedildiğin davacı şirkete bildirildiği saptanmıştır. Bütün bu gelişmelerden sonra davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesindeki anlatım ve sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere davacı şirket tarafından atanan denetçinin sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle yeni denetçi atanması istenmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki bu durumda TTK 399/6 maddesinin mi yoksa 399/9 maddesinin mi uygulanması gerekeceğinin tartışılmalıdır. Seçilen denetçi zaten görevinden istifa ettiğini bildirdiğinden azlinin söz konusu olması mümkün değildir.
TTK 399/6. maddesindeki düzenleme ilk olarak, bir faaliyet döneminin ilk dördüncü ayına kadar anonim şirket genel kurulu tarafından denetçi seçilememesi hali, ikinci olarak seçilen denetçinin görevi red veya sözleşmeyi feshetmesi, üçüncü olarak görevlendirme kararının iptal olunması, butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hallerini öngörmektedir. Söz konusu edilen düzenleme dikkate alındığında bu fıkra hükümlerinin uygulanması ve mahkemece denetçi atanabilmesi için ilk olarak bir faaliyet döneminin ilk dördüncü ayına kadar anonim şirke genel kurulu tarafından denetçi seçilememesi, ikinci olarak seçilen denetçinin hükümde belirtilen nedenlerle denetim görevini yapması imkanı bulunmaması ve yerine de yeni bir denetçinin seçilmemiş olması gerekir.
Ayrıca TTK 399/9. madde hükmü ile aynı maddenin 6. fıkrasının birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira TTK 399/9 maddesinde ” Denetçi, 6. fıkra hükmüne göre fesih ihbarında bulunduğu takdirde, yönetim kurulu hemen, geçici bir denetçi seçer…” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda denetçinin istifa ettiği, yani bağımsız denetim sözleşmesini feshettiği anlaşıldığından anılan fıkranın uygulanması ve fıkranın devamında yer alan “…ve fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı kurulun onayına sunar:” hükmü gereğince genel kurulu bilgilendirme ve onayını alma işleminin yapılması gerekir. Bu durumda davacı şirket yönetim kuruluna düşen, fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı kurulun onayına sunmaktan ibarettir.
Hal böyle olunuca TTK 399/6. maddesi gereğince mahkememizce davacı şirkete denetçi atanmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, bağımsız denetçinin bağımsız denetim sözleşmesini feshetmesi nedeniyle TTK 399/9. maddesi gereğince yeni bağımsız denetçinin davacı şirketin yönetim kurulunca seçilmesi ve TTK 399/9 maddesi gereğince seçtiği denetçiyi de şirket genel kurulunun onayına sunması gerekir. Bunun yerine, bağımsız denetçinin atanmasını mahkemeden istenmesinde hukuki yararı bulunmamadığı gibi mahkememizin de bu halde denetçi atama görevi bulunmadığından davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 29/08/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …