Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/627 E. 2021/863 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/627 Esas
KARAR NO : 2021/863

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2019 yılı içinde davalı borçluya muhtelif zamanlarda muhtelif medikal ürünler sattığını, satışı yapılan ürünler karşılığında alacaklı müvekkilin 40.072.333 TL alacağı doğduğunu, faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, borçlu hastane ile 30.04.2019 tarihinde sulh protokolü imzalandığını, iş bu protokol ile 40.072,33 TL asıl alacak, 492,40 TL işlemiş faiz, 276,26 icra masrafı, 1.723,11 TL tahsil harcı, 4.757,96 TL vekalet ücreti, 104,10 TL yolluk olmak üzere toplam borç miktarının 47.427,16 TL olduğu konusunda anlaşmaya varıldığını, iş bu borç miktarının 3 eşit taksit halinde ödenmesi konusunda da anlaşıldığını, borçlu tarafça ilk taksit tutarı olan 15.800,00 TL 02.05.2019 tarihinde ödendiğini, son iki taksitin ödeme günleri olan 20.05.2019 ve 20.06.2019 tarihlerinde ise yapılması gereken ödeme tutarlarının ödenmediğini belirterek, davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla, 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40.072,33 TL asıl alacağın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalı borçludan tahsili ile müvekkil davacıya verilmesine, davalı borçlunun %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin borçlarından kaçmadığını, müvekkil şirketin adresinin belli olduğunu, her iki tarafın da ticari defterleri incelendiğinde uyuşmazlığa konu alacak ile ilgili tutarlılığın olmadığının görüleceğini, davacının dava dilekçesinde bahsettiği fatura alacaklarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğunu, davacının alacaklı olup olmadığı kabul edilmeyen ihtirazı kaydı ile alacaklı olduğu var sayılsa bile alacağın ne kadar olduğunun tartışmalı bir husus olup ihtiyati haczin müvekkili haksız yere mağdur edeceğini, bu sebeple davacının ihtiyati haciz talebinin reddini talep ettiklerini, müvekkil şirket muhasebe kayıtlarının tetkiki neticesinde müvekkilin davacıya bir borcu olmadığı tespit edilmiş olup, bu sebeple borca itiraz edildiğini belirterek, davanın öncelikli olarak yetki yönünden usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ve devamında davacının icra takip miktarı veya davanın red olunacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ürün satışından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu ürün karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 40.072,33 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ve taraflar arasında fatura alacağına dayalı sözleşme olması sebebiyle davacı alacaklının ikametgahı icra dairesi ve Mahkemesi de yetkili olduğundan davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, 25/03/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin incelenen 2019 yılı yevmiye ve defteri kebir e-defterlerinin açılış ve yevmiye e-defterlerinin kapanış (görülmüştür) e-defter beratları ile envanter defterlerinin açılış noter tasdikinin yasal süresinde olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin TTK. 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varıldığını, davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, 2019 yılında davalı şirketten 40.072,34 TL tutarında 11 adet fatura düzenlendiği, karşılığında tahsilat yapılmadığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 40.072,34 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin ticari defterleri talimat yoluyla incelenmesi için T.C. Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkeme”’sine talimat gönderilmiştir. … Tal. Sayılı dosyasında davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının sunulmadığı gibi bulunduğu yerinde bildirilmediği görüldüğünden bila ikmal iadesine karar verildiğini, davacı şirketin ticari defterlerinin TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunun görüldüğünü, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin 40.072,34 TL borçlu olduğu tespit edildiğini, davacı şirket vekili ile davalı şirket vekili arasında 30.04.2019 tarihinde bir sulh protokolü düzenlendiğini, buna göre 40.072,33 TL asıl alacak, 492,40 TL işlemiş faiz, 276,26 icra masrafı, 1.723,11 TL tahsil harcı, 4.757,96 TL vekalet ücreti, 104,10 TL yolluk olmak üzere toplam borç miktarının 47.427,16 TL olduğu hususunda tarafların anlaştıklarını, sulh protokolünde ve dava dilekçesinde belirtilen 01.05.2019 tarihli ödeme davalı şirket tarafından 02.05.2019 tarihinde 15.800,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, dava dilekçesi ekinde davalı şirketin 02.05.2019 tarihli 15.800,00 TL ödemesine ilişkin banka dekontu görüldüğünü, davalı şirketin davacı şirkete sulh protokolünde belirtilen işlemiş faiz ve diğer tüm masraflar dahil 47.427,16 TL’den ödenen 15.800,00 TL’nin düşülmesi sonrasında asıl dava değeri olan 31.627,16 TL borçtan sorumlu olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinin TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunu, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi … Tal. Sayılı dosyasında davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı gibi bulunduğu yerinde bildirmediğini, davacı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı şirketin davalı şirketten 40.072,34 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin davacı şirkete sulh protokolünde belirtilen işlemiş faiz ve diğer tüm masraflar dahil 47.427,16 TL’den ödenen 15.800,00 TL’nin düşülmesi sonrasında asıl dava değeri olan 31.627,16 TL borçtan sorumlu olduğunu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceğini, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı taraf davalı tarafa ürün teslimi sözleşmesinden kaynaklı olarak ürünleri teslim ettiği, ancak davalı tarafından bu ürünlerin bedelinin ödenmediği ileri sürülmüştür. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davalı taraf ticari defterlerini inceleme için sunmamıştır. Davacı tarafça davalıya dava konusu ürünlerin teslim edildiğine dair sevk irsaliyeleri de dosyaya sunulmuştur. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura, sevk irsaliyeleri ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriği ile sabittir. Davalı tarafça davacının alacağının ödendiğine dair geçerli bir delil dosyaya sunulmamıştır. Bu nedenle davacının ticari defter kayıtları, fatura ve sevk irsaliyesi ile alacağın varlığının ispatlandığı, sevk irsaliyeleri ile de ürünlerin teslim edildiği ispatlandığından açılan davanın kabulüne, davacının alacağının davacının ticari defter ve belgeler ve faturalar ile belirli ve likit olduğu anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİ İLE;
Davalı borçlunun Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 31.627,16-TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafından takibe konulan 40.072,33-TL asıl alacağın likit olduğu ve davalı borçlu tarafından takipten sonra ve dava açılmadan önce kısmi ödeme yapılması sebebiyle Mahkememizce takibin ödenmeyen kısmı için devamına karar verildiği, bu nedenle takibe konulan asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden asıl alacak 40.072,33- TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.158,60-TL nisbi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 339,30.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.819,30-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.740,02-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 339,30-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 383,70-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 996,50.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.