Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/612 E. 2022/862 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
:ESAS NO:2019/612 GEREKÇELİ KARARESAS NO : 2019/612 Esas
KARAR NO : 2022/862

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya ait ürünleri baskı yapmak üzere teslim aldığını, tüm ürünlerin baskısı yapılarak davalıya teslim edildiğini ve bu işlemlere dair 115.511,88 TL tutarında 4 adet fatura düzenlendiğini, bu süre zarfında davalının 60.000,00 TL’lik bir çekle kısmi ödeme yaptığını, davalının borcun kalanını yurt dışındaki malları sattığı firmanın kendisinden bir takım kesintiler yapmasını gerekçe göstererek ödemeyeceğini söylediğini, başlatılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının yapmış olduğu itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle takibin devamına ve takibe konu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yurt dışında faaliyet gösteren dava dışı İtalya menşeli …. adlı firmadan sipariş aldığı tişörtlerin baskı işlemi için davacı şirket ile anlaştığını, ticari bir iyi niyet göstergesi olarak 60.000,00 TL ödemeyi iş başlamadan davacı şirkete ödediğini, davacı şirket ile yapılan anlaşmada müvekkilinin davacı tarafından yapılacak baskı işleminin yurt dışından gelen numunelerle birebir aynısının yapılmasına istediği ve ürünleri davacı şirkete teslim ettiğini, dava dışı firmanın detaylı raporu düzenlemesi ile 21.322,12 Euro’nun baskı hatasından kaynaklandığını, baskıların ayıpla olduğunun öğrenildiğini, müvekkili tarafından davacı şirkete 22.04.2019 tarihinde reklamasyon faturası kesildiğini, ancak davacı şirketin bu faturayı kabul etmeyerek müvekkine geri gönderdiğini belirterek, eser sözleşmesinde ayıptan kaynaklı indirilmiş sözleşme bedeli hakkında haksız ve yersiz olarak müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi niteliğindeki tekstil ürünlerine baskı ve işleme işlemlerinin yapılmasına ilişkin sözleşme kapsamında ifa edilen işlerin karşılığında bedellerinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali istemidir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 55.511,88 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların BA ve BS formları, SGK kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Davacı şirket yetkilisi duruşmadaki isticvabında; ” Ben davacı şirketi temsile yetkiliyim, davalı tarafı tanırım ancak davalı firma ile herhangi bir anlaşma yapmadım, davalı taraf ile anlaşmayı firmanın müdürü … yapmış, davalı ile yapılan anlaşmadan bir bilgim yoktur, ayrıca ayıp veya reklamasyon hususunda bir bilgim yoktur, davalı firmadan 56.000 TL alacağımız olduğunu biliyorum.” demiştir.
Davalı şirket yetkilisi duruşmadaki isticvabında; “Davacının bize yapmış olduğu baskı işlerinde ayıp olduğundan davacı şirketin müdürü …… ile firmamda yaptığım görüşmede yurtdışındaki firmadan bana reklamasyon faturası kesilmez ise kendisine ödeme yapacağımı söyledim, eğer reklamasyon faturası kesilir ise kendisine ödeme yapmayacağımı söyledim, …… de bana tamam dedi, bilahare yurtdışındaki firmadan bize reklamasyon faturası geldi, bilahare ben davacı şirketin … ve … ile kendi firmamda ve onların firmasında görüşme yaptım, kendilerine bana baskı hatasından dolayı 21.000 Euro ve gecikme nedeniyle de 21.000 Euro olmak üzere 42.000 Euro reklamasyon faturası geldiğini söyledim, kendileri de alacaklarını talep etmediklerini söylediler, ben şayet benden alacak talep ederseniz ben de size karşı dava açacağım dedim, davacı taraf benim talebimi kabul etti ancak bir hafta sonra davacı bana bu davayı açtı, bu davanın sonucuna göre ben de davacıya dava açacağım. … ın beyanlarını kabul etmiyorum, beyan ettiğim üzere … ile görüşmemiz anlattığım gibi olmuştur.” demiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Ben davacı şirkette müşteri temsilcisi olarak çalışırım, davalı şirketi tanırım, davalı şirket baskı işi için bizim şirket ile temasa geçti, ben davalı şirketle iş görüşmesi yaptım, her hususta mutabık kaldık, 2019 yılı 2 ayın 25 inde anlaşmaya vardık, davalı taraf e-mail yolu ile bana desenleri gönderdi, 02/03 tarihinde desen çalışmalarını bitirip üretime geçtim, ilk kestiğimiz fatura bedeli davalı tarafça ödendi, davalı bize 60.000 TL ödeme yaptı, bilahare üretime devam ettik, üretim sırasında herhangi bir problem yaşanmadı, üretim bitince son faturada davalı taraf dışarıdan satın almış olduğu ve bize teslim ettiği ancak bizim tarafımızca da kullanılmayan kalıpların fatura bedelini bizden tahsil etmek istedi, 145 adet kalıbın bedeli 14.000 TL idi, biz de bunu kabul etmedik, davalı firmanın sahibi … bizim işyerine geldi, bizim yaptığımız mallardan dolayı reklamasyon yediğini, müşterinin malı indirimli aldığını söyledi, bizim davalıdan 57.000 TL alacağımız kalmıştı, ama davalı taraf 71.000 TL bizden talep etti, ancak biz kabul etmedik, davalı taraf bize ayıp hususunda herhangi bir bildirimde bulunmadı, ayıbında ne olduğunu söylemedi ve ayıplı malları da bize iade etmedi, son faturayı kestikten 45 gün sonra davalı taraf bizden 71.000 TL talep etti, anlaşmamıza göre son faturadan itibaren 15 gün sonra davalının ödeme yapması gerekiyordu, ancak davalı son ödemeyi yapmadı, davalının bize göndermiş olduğu kalıplar bizim makinaya uygun olmadığı için biz davalının kalıplarını kullanmayıp kendi makinamıza uygun sıfır kalıplar yaptık, davalının bize vermiş olduğu kalıpları kendisine iade etmek istedik ancak kabul etmedi, ayrıca davalı taraf bizimle görüşmeden önce bir başka firma ile görüşme yapmış, o firma bu kalıpları davalı firmaya fatura etmiş, davalı firma da bu kalıpları bize fatura etmek istedi biz kabul etmedik.” demiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben tarafları tanırım, davacı şirkette baskı imalat bölümünde çalışırım, hatırladığım kadarıyla 2019 yılı 1.veya 2.ayında daha önce kendisine iş yaptığımız ….. hanım bizi arayarak davalı şirkette görüşme talep etti, … hanım davalı şirkette siparişi veren kişi olup, davalı şirketin sahibi …. bey ile birlikte bir toplantı yaptık, …. hanım önce başka bir firma ile baskı işini görüştüklerini ancak o firmanın baskıyı yapamadığını, bizimle çalışmak istediklerini söylediler bizde görüşmeler neticesinde her türlü anlaşmaya vardık, ilk yaptığımız baskı işinden sonra davalı taraf bize ücretimizi ödedi 60.000 TL ödeme yaptı, bilahare diğer kalan baskıları da yaptık, davalı tarafa teslim ettik, davalı taraf bize bu partinin ücretini ödemedi, bizim baskısını yaptığımız ürünleri davalı taraf gelip bizim işyerinden teslim alıp, kendi işyerlerinde tasniflerini yapıyorlardı, ayıplı işleri bize iade ediyorlardı bizde onu tamamlayıp tekrar teslim ediyorduk, hatırladığım kadarıyla 3-4 kez bu oldu, miktarlar da 8-10 adet civarında idi, yani 8-10 adet üründe ayıp vardı, davalı taraf bunları bize iade etti, bizde yeniden baskıyı yapıp davalıya gönderdik, davalı taraf bize ayıp ile ilgili bir bildirimde bulunmadı.” demiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirkettin ortağıyım, ancak temsil yetkim yoktur, davacı şirketi tanırım, davacı şirket ile 2019 yılı Mart ayında çalışmaya başladık, davacı şirket baskı yaptığı malları bize teslim etti, biz de kendi şirketimizde kontrol edip aldık, çok ayıplı malları ayırarak diğerlerini yurt dışına gönderdik, bu mallar lisanslı mallar olduğundan, yurt dışındaki firma yapmış olduğu kontrollerde bir kısım malların ayıplı olduğunu bize bildirdiler ve bizim firmaya reklamasyon faturası kestiler, bizde davacı taraf mağdur olmasın diye bunun bir kısmını davacı tarafa yansıttık, davacı tarafa bakiye borcumuz vardı, yaptığımız görüşmelerde kendilerine mallarda hata olduğunu sonucunu beklediğimizi söyledik, davacı taraf ile bu hususta görüşmeler yaptık, e-mailleşmeler yaptık, ayrıca baskı hatasının dışında davacı taraf süresinde malları teslim edemediğinden dolayı da gecikme cezası ödedik ama biz bu gecikme cezasını davacı tarafa yansıtmadık, gecikme cezası 10.000 Euro civarında idi, birde daha önce biz baskı için başka bir firma ile görüşme yapmıştık, o firmaya kalıp yaptırmıştık, ancak o firma ile anlaşamayınca kalıpları alıp davacıya teslim ettik, davacı taraf bu kalıpları kullanmadığını duruşmadan önce bize söyledi, ama bize herhangi bir şekilde kalıpları iade etme talebinde bulunmadılar, kalıpları kullanıp kullanmadıklarını da bilmiyoruz, davacı taraf şayet başka bir kalıp kullanmış olsaydı bunun bedelini bizim firmaya yansıtması gerekirdi ve bizden talep etmesi gerekirdi buda 16.000 TL civarındadır. Biz davacıdan baskılı ürünleri aldıktan sonra başka bir yere dikime gönderiyoruz, oradan da ürün tekrar bize gelip bizim firmada ütülenip paketlenmektedir.” demiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Davacı tarafı tanımam, davalı şirkete baskı işleri yaparım, tarihini tam olarak hatırlamıyorum 1 yıl kadar önce davalı firmaya yurtdışından gelen koleksiyonlarla ilgili ön çalışma, kalıp, renk ve ebat çalışması, yıkama test sonuçlarının hazırlığını yapıp davalı firmaya sunuyoruz, davalı firma bu yaptığımız çalışma yurtdışında onaylandıktan sonra emprimeye yani tişörte baskıya sevk etmektedir, bu aşamaya geldikten sonra davalı firma ile fiyat konusunda anlaşamadık, anlaşamama nedenimiz emprimeye davacının çok düşük fiyat vermesinden dolayı oldu, davalı firma gelip benden kalıpları satın aldı, hatırladığım kadarıyla 9.000 TL idi, ben buna ilişkin faturayı davalı firmaya kestim, ancak davalı firma henüz bu bedeli bana ödemedi, davalı benden aldığı kalıpları davacı firmaya teslim etti, aradan 1 hafta geçtikten sonra davalı firmanın sahibi beni aradı, ürünlerdi sorun olduğunu söyledi, bunun üzerine ben davalı firmanın işyerine yardım amacı ile gittim, ütü paketine baktım, ürünlerde ölçü sorunları, yapılan baskılarda yıkamadan kaynaklanan çatlama vardı, termin kısa olduğu için yanlış hatırlamıyorsam davacı firma çalışanı veya yetkilisi … bey ile davalı firma sahibi … benim yanımda reklamasyona açık olma hususunda anlaştılar, şöyleki yurt dışından reklamasyon gelmez ise herkes fatura bedelini alacaktı, buna bende dahildim, şayet reklamasyon faturası gelirse davacı firma davalı firmaya reklamasyon bedelini ödeyecekti, ürünler yurt dışına gittikten 1 ay sonra alıcı firma davalı firmaya reklamasyon faturası düzenledi, davalı firmanın sahibi … bana yurt dışındaki müşterinin ayıplı malları imha ettiğini, ancak miktarını bildirmediğini, bedelinin ne olduğunu belirtmediğini söyledi, benim bildiğim davalı firma yurt dışındaki firmadan ödemelerini alamadı ve davacı firmaya reklamasyon faturası kesti.” demiştir.
Tarafların 2019 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilerek dava konusu alacak hususunda gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 10/12/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Taraf şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı şirketin davalı şirketten 55.511,88 TL alacağı olduğu, Takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatine bildirilmiştir. 26/04/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Müvekkil şirketin açık ayıplı malları teslim anında elediği, esas iş sahibi yurt dışındaki firma olduğu için gizli ayıpların tespiti yurtdışı firma tarafından yapıldığı, Müvekkil şirkete, ürünleri ihraç etmiş olduğu dava dışı yurt dışı şirketi …. tarafından iki ayrı fatura (09/04/2019 Tarihli 16.945,69 Euro Bedelli Kusurlu mallar hizmet tanımı Fatura ve 06/05/2019 Tarihli 20.000 Euro Bedelli Hatalı baskı hrc ve repsol’ açıklamalı Fatura) ile toplamda; 36.945,69 Euro bedelinde bir reklamasyon faturası kesildiği, Dava dışı firma tarafından davacı firma ya yaptırılan baskı işlemi hatalarını raporlayarak 21.322,12 Euro bedelinde müvekkil şirkete indirim yaptığı, Davacı şirketin kalan bakiye alacağı olan 55.511,97 TL bedelinde Reklamasyon ve kalıp adı altında davalı şirkete reklamasyon faturası kestiği, 21.03.2019 tarihle başka bir şirket … …’nın baskı işlemi için gerekli 6 kalıp bedeli olarak 16.614,40 TL Davalı şirkete bedel olarak fatura kestiği, Tbk 477 hükmü ve 475 mad hakları gözetilerek, reklamasyon bedeli olarak talep edilen 55.511,97 – 16.614,40 TL hesaplanarak Davacı şirketin alacağı 38.597,57 lira olarak tespit edildiği, Üstte sunduğum deliller neticesinde taktiri yüce mahkememizin görüşüne sunulmak üzere, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 17/06/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı yan tarafından incelemeye sunulan 2019 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 28.05.2019 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 55.511,88 TL alacaklı oldukları, . Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 28.05.2019 tarihi itibariyle, davalı yanın davacı yana bir borç veya alacağı olmadığı, Taraflar arasında 55.511,88 TL cari hesap farkının olduğu, 0,09 TL kuruş farkı dışında farklılığın davalı tarafından davacı yana düzenlenmiş 22.04.2019 tarihli … Numaralı “Reklamasyon ve kalıp bedeli” açıklamalı 55.511,97 TL tutarlı faturadan kaynaklanmış olduğu, işbu faturanın davacı yana … kargo ile gönderilmiş olduğu, davacı yana tebliğ edilemediği ve davalı yana iade gelmiş olduğu, Davacının yapmış olduğu baskı işleminde geçen sürelerin piyasa şartlarıyla uyumlu olduğu, davacının geç teslimat yapmadığı, Davalının ayıplı olduğunu iddia ettiği yurt dışına ihraç ettiği ürünlerin ayıplı olduğuna dair tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş tespit raporu sunulmadığından ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu; söz konusu ürünler ayıplı olsa bile davalı tarafından muayene ve ayıp ihbarı işin olağan akışına göre süresinde yapılmadığından davalı tarafından ürünlerin kabul edildiği, Davacının davalının göndermiş olduğu kalıpları kullanmadığı, kendisinin yeni kalıp yaparak imalat yaptığı, tekstil sektöründe imalat yapılan ürünlerle ilgili kalıp bedeli talep edilmediği, davalının davacıya kendi rızasıyla teslim ettiği kalıplarla ilgili kalıp bedeli talep edemeyeceği, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 28/05/2019 tarihinden itibaren asıl alacağına, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, yıllık 9619,50 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, İcra inkar tazminatı talep etme şartlarının da oluştuğu, Sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; davacı vekili tarafından, davalı ile aralarında davalının kendilerine teslim ettiği kumaşların baskı işlemlerinin yapılmasına ilişkin sözleşme kapsamında kendilerinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın bakiye iş bedelini ödemediğini, davalı tarafça süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı olmadığını, yurtdışı müşterisi tarafından yapılan kesintiler sebebiyle kendilerine ödeme yapılmaktan kaçınıldığı, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından ise davacıya teslim edilen kumaşlara davacı tarafça baskı işlemi yapıldığını, ancak yapılan baskı işleminin hatalı olduğunu, bu sebeple sipariş veren yurtdışı müşterileri tarafından kendilerine reklamasyon faturası düzenlendiğini, kendileri tarafından davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunu, ayıplı ifa sebebiyle davacı tarafa borçlu olmadıklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında davalının iş sahibi, davacının yüklenici olduğu, davalı tarafından davacıya teslim edilen kumaşlara baskı işlemi yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya teslim edilen kumaşlara davacı tarafından baskı işlemi yapılarak davalıya teslim edildiği hususunda ve davalı tarafın davacıya 60.000,00-TL avans ödemesi yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından yapılan baskı işleminin ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli ayıp mı açık ayıp mı olduğu, davalı tarafından davacıya süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, ayıplı ifa sebebiyle davalının zarar miktarı hususlarındadır.
6098 Sayılı TBK’nun 470. maddesinde; Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleme olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca da somut davamıza konu taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu hususunda kuşku yoktur. Bu nedenle somut olayımıza 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Aynı Kanunun 471 ve devamı maddelerinde yüklenicinin borçları hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca yüklenicinin borçlarından kurtulması için üzerine düşen edimi zamanında, ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirmesi ve bu hususu ispat etmesi gerekmektedir. Somut davamızda davacı tarafından kumaşlara baskı işlemi yapılarak davalı tarafa teslim edilmiştir. Bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
6098 Sayılı 474. Maddesi uyarınca, işsahibi eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Eserin ayıplı olduğu hususunu ve yasal ihbar sürelerine uyulduğu hususunu ispat yükü bunu iddia eden üzerinde olup, somut davamızda ise davalı üzerindedir. Davalı tarafça davacının teslim ettiği ürünlere davacı tarafça ayıplı olarak baskı işlemi yapıldığı, bu sebeple yurdışı firması tarafından kendilerine reklamasyon faturası düzenlendiği, ayıbın davacı tarafa süresinde ihbar edildiği ve zararlarının olduğu, ayıplı ürünlerin bir kısmının kendilerinde olduğu savunmasında bulunulmuştur. Mahkememizce davalının ayıplı ürün iddiası üzerine kendilerinde bulunduğu ayıplı ürünler ve dosya üzerinde tekstil mühendisi bilirkişiye inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi incelemesinde; davacı tarafından davalının teslim ettiği kesiil kumaşlara baskı işlemi yaparak 1-13 gün içerisinde davalı tarafa teslim ettiğini, piyasa şartlarına göre işin süresinde yapıldığını ve geç teslimin söz konusu olmadığını tespit etmiştir. Esasında davalı tarafça da geç teslime ilişkin bir savunma ileri sürülmemiştir. Davacı tarafından baskı işlemi yapılarak davalıya teslim edilen kumaşlar davalı tarafça dikilip, ütü ve paket işlemi yapılmak suretiyle yurt dışı müşterisine gönderilmiştir. Davalı tarafından bilirkişi incelemesinde iki adet tişört sunulmuş, bunlar üzerinde yapılan incelemede baskı hatası olduğu, bu hatanın çıplak gözle görülebildiği ve açık ayıp olduğu, tanık beyanlarına göre de açık ayıplı ürünlerin davacıya tamir ettirildiği anlaşılmış, davacı tarafından davalıya teslim edilen 17.000 adetten fazla ürüne yapılan baskı işleminden 10-20 adet baskılı ürün bulunsa bile tekstil sektörüne göre bu firenin kabul edilebilir fire olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından ayıplı olduğu savunmasında bulunulan tüm ürünler bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Davalının yurtdışı firması tarafından davalıya düzenlenen reklamasyon raporu bilirkişi tarafından incelenmiş ve dava dışı firma tarafından düzenlenen reklamasyonlardan; ……., ……., ………., …….., ……… ve … model nolu ürünlerdeki reklamasyonun nedeni davalının yurt dışı müşterisine geç teslimat yapması olduğu, …., …, …. ve … model nolu ürünlerdeki reklamasyonun nedeni davalının yurt dışı müşterisine geç teslimat yapması ve ürünlerdeki ayıp sebebiyle olduğunu, …., …., …., …, …., …. ve …. model nolu ürünlerdeki reklamasyonun nedeni davalının yurt dışı müşterisine geç teslimat yapması ve ürünlerdeki baskı ayıbı olduğunu, davalının yurt dışı müşterisi … tarafından davalıya 16.945,69 Euro tutarında 09.04.2019 tarihli 632 nolu “…., …. ve …. fatura ref.nolu kusurlu mallar” konulu ve 20.000,00 Euro tutarında 06.05.2019 tarihli 793 nolu “…. kusurlu ürünleri” konulu faturalar kesildiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacı tarafından yapılan baskı işlemi sonrası ürünler tekstil piyasası koşulları gereğince süresinde davalı tarafa teslim edilmiş ve davalı tarafça da geç teslim savunması ileri sürülmemiştir. Davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünler davalı tarafça dikim, ütü ve paket işlemine sokulmuştur. Davacı tarafça geç teslim söz konusu olmadığından davalının kendisinin yaptığı işlemlerde gecikme sebebiyle yurt dışı firmasına ürünleri geç teslim ettiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple geç teslim sebebiyle davalı tarafa yansıtılan reklamasyon faturasının davacıya yansıtılması mümkün değildir. Bunun yanında dava dışı firma tarafından bir kısımın reklamasyon faturaları ayıplı ürün, baskı ayıbı gibi sebepler ile düzenlemiştir. Ancak ayıplı ürün olarak belirttiği reklamasyonlarda bu ayıbın niteliği, baskı hatası olup olmadığı, dikim, ütü veya paket hatası olup olmadığı, açık ayıp mı gizli ayıp mı olup olmadığı, miktarı belirtilmemiştir. Dolayısıyla ayıbın davacının işlemlerinden kaynaklandığı sabit değildir. Kaldı ki davacının işlemlerinden ayıbın kaynaklandığı sabit olsa bile, davacı tarafından yapılan baskı işleminden sonra ürünler davalı tarafça dikim, ütü ve paket işlemine tabi tutulmuştur. Davalı basiretli bir tacir olarak ürünleri bu işleme tabi tutmadan işlerin olağan akışına göre en uygun zamanda gözden geçirmek ve yine uygun bir süre içerisinde davacıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak davalı ihbar yükümlülüğüne uymayıp kumaşları dikim, ütü ve paket işlemine tabi tutmuştur. Reklamasyonların bir kısmında baskı ayıbı sebebiyle düzenlendiği belirtilmiştir. Söz konusu ayıp baskı hatası olsa bile davalı basiretli bir tacir olarak ürünleri bu işleme tabi tutmadan işlerin olağan akışına göre en uygun zamanda gözden geçirmek ve yine uygun bir süre içerisinde davacıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak davalı ihbar yükümlülüğüne uymayıp kumaşları dikim, ütü ve paket işlemine tabi tutmuştur. Bu sebeple davalı davacının yaptığı işlerdeki ayıbı, miktarını, ayıbın gizli mi açık mı ayıp olduğunu, zarar miktarını, ayıp ihbarını süresinde yaptığına ilişkin savunmalarını ispat edememiştir. Davalı vekili tarafından ayıbın gizli ayıplı olduğu, bu sebeple yurdışı firması tarafından rapor düzenlenmesinden sonra davacı tarafa hemen ayıbın bildirildiği savunmasında bulunulmuş ise de; tekstil sektörü ile uğraşan davalının dava konusu ürünlerin tesliminden sonra gerekirse uzman aracılığı ile inceleme yaptırıldıktan ve dikim, ütü ve paket işlemine tabi tutmadan ve yurt dışı firmasına göndermeden önce ürünleri kontrol edip ayıp olup olmadığını, ayıbın niteliğini ve miktar ve zararını tespit ettirip karşı tarafa ihbarda bulunulması gerektiğinden davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Davalı tarafça ayrıca davacıya kalıp bedeli altında fatura düzenlenmiştir. Ancak bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere davacı kendi kalıplarını kullanarak baskı işlemini yapmıştır. Davalı tarafça cevap dilekçesinde kalıplara ilişkin bedeli de davacıya yansıtmıştır. Ancak bu bedelin davacıya yansıtılacağına ilişkin taraflar arasında bir anlaşma olduğu davalı tarafça geçerli ve kesin delil ile ispat edilmemiştir. Ayrıca davacı vekili duruşmadaki beyanında, davalı tarafın kalıplarını kullanmadıklarını, davalı tarafa kalıbı gelip almalarını söylediklerini belirtmiş, davalı vekili tarafından bu husus kabul edilmiştir. Dolayısıyla davalı tarafça davacıya kalıp bedelinin yansıtılması yerinde değildir. Ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı tarafça savunmaları ispat edilememiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı şirketin ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı ve davalı lehine lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacı şirketin defter ve kayıtlarına göre davalıdan 55.511,88-TL alacaklı olduğu, davalının defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borcu olmadığı tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter e kayıtlarına göre davacının davalıya düzenlediği tüm faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarına kayıtlı olduğu, davalının 60.000,00-TL avans ödemesi yaptığı, davacının kalan alacağının 55.511,88-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defter ve kayıtlarında kayıtlı olması faturalara konu işin yapıldığını karine olarak ispat etmektedir. Zaten taraflar arasında işin yapıldığına ve davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı tarafça düzenlenen faturalar davacı defter ve kayıtlarında kaydedilmiş ve BA larında bildirilmemiştir. Davalı tarafça ayıp savunması da yukarıda ayrıntılı anlatıldığı şekilde ispat edilmediğinden davalının davacıya düzenlediği faturalara Mahkememizce itibar edilmemiştir. Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşme kapsamında üzerine düşen edimler yerine getirilmiş, faturalara konu işin yapıldığı ispat edilmiştir. Bu sebeple davacının davalıdan 55.511,88-TL alacaklı olduğu ispat edildiğinden davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davacı alacağı, fatura, defter ve kayıtları ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde % 20 oranında icra inkar tazminatı talep edilmiş, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde % 70 oranında icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Ancak davacının iddialarının genişletilmesine talebine davalı tarafça açıkça muvafakat edilmemiştir. Kaldı ki davacı % 20 oranında aşan bir zararı olduğunu ispat etmemiştir. Bu sebeple davacı vekilinin bu talebine Mahkememizce itibar edilmemiş ve % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.792,00 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 670,45 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.121,55 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 670,45 TL peşin harç olmak üzere toplam 714,85 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.872,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır