Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/592 E. 2021/90 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/592 Esas
KARAR NO : 2021/90

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin … Turkey Tic.ltd.Şti Televizyon, navigasyon cihazları, beyaz eşya, bilgisayar gibi geniş bir yelpazede ürün satışı gerçekleştiren bir elektronik perakendecisi olup …. [….’da bulunan … holding Gmbh’nin Türkiye’deki iştiraki konumunda olduğunu, davalı ….. hızlı kargo taşımacılığı aş ise yurt içi ve yurt dışında kargo ve gönderi taşımacılığı faaliyeti gösteren bir firma konumunda olduğunu, davalı …..’nin …. taşıma numaralı kargo ile taşımasını üstlendiği …. seri numaralı … marka …. marka ve model ürüne ilişkin olarak müvekkil şirket tazmin talebinde bulunduğunu, ancak davalı şirketin ilgili birimi ile yapılan görüşme sonucu, gönderinin bekleme süresi dolduğundan bahisle şube tarafından müvekkil şirkete bilgi verildiği ve müvekkil şirket tarafından şubeye dönüş olmadığını bu sebeple ürünün imha edildiği belirtildiğini, davalı şirketin ilgili birimi her ne kadar müvekkil şirkete bildi verildiğini ve müvekkil şirket tarafından şubeye bir dönüş olmadığını belirtmiş ise de bu husus doğruluk arz etmediğini, müvekkili şirketin, şube tarafından verilen bilginin kim tarafından hangi tarihte verildiğini sormuş ise de bu konuda hiçbir bilgi edinememiş ve müvekkili şirkete bilgi verildiği de ispatlanamadığını, müvekkili şirketin daha önceki gönderilerinde ….. nezdınde bulunan ve bekleme süresi dolmak üzere bulunan ürünler için müvekkil şirkete yazılı olarak bildirimde bulunulduğunu, ancak işbu gönderi özelinde yazılı ya da e- posta yolu ile herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin, söz konusu kargonun imha edilmesi sebebi ile uğradığı zarann tazmin edilmesi adına davalı şirkete 15.05.2019 tarihli Beyoğlu …. Noterlİğinin … yevmiye numaralan ihtarnamesi gönderildiğini, işbu ihtarname ile müvekkili şirketin imha edilen ürün sebebi ile uğradığı zararın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde karşılanmasını, aksi taktirde yasal yollara başvuracağım ihtar ettiğini, söz konusu ihtarname 17.05.2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, ilgili ihtarnamenin tebliğ edilmesi üzerine geçen 3 gün içerisinde davalı şirket tarafından müvekkil şirketin zararı tazmin edilmediğini, bunun üzerine 17.06.2019 tarihinde Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … e. Sayılı icra dosyası kapsamında takibe konu edildiğini, ödeme emrinin 21.06.2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiş olup 28.06.2019 tarihinde davalı şirket icra takibine, borca, işlemiş faize ve ferilerine itiraz etmiş; itiraz sonucu takip 28.06.2019 tarihinde durduğunu, davalı şirketin itirazı üzerine müvekkili şirket adına İstanbul arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, arabuluculuk bürosunun … büro dosya no ve … arabuluculuk numaralı dosya kapsamında tarafların uzlaşamadığını, davalı tarafından imha edilen ürünün bedeli 2.899,00 TL olmakla birlikte imha öncesi müvekkil şirkete herhangi bir bildirimde de bulunulmadığını, davalı şirketin şubesi, bildirimde bulunduklarını iddia etseler dahi kendilerinden bu bildirimin yapıldığına ilişkin belge talep edildiğinde ise herhangi bir belge sunamadıklarını, tüm bu açıklamalar ışığında kargo içerisinde yer alan ürünün herhangi bir bildirimde bulunulmadan imha edildiği ve tarafımıza da herhangi bir makul açıklama yapılmadığı tespit edildiğini, bu durum akabinde gönderilen ihtarname üzerine de herhangi bir zarar tazmini gerçekleştirilmediğini, davalı şirketin haksiz ve kötü niyetli olarak borca ve takibe itiraz ettiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına , borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faizi ile ödemeye ve takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle zamanaşımı itirazlarının olduğunu, TTK 855 maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın esasına ilişkin ise davacı tarafından gönderilen ürünün yine davacının bir başka şubesi alıcısı olup kargo teslim adresine götürüldüğünü, teslim alınmadığını, beklensin denildiğini, müvekkilinin deposunda 3 ay ürünün beklediğini, kargo teslim edilemediğinden müvekkili tarafından imha edildiğini, 3 ay sonra davacının ürünün bedelini taraflarından istediğini, bir yıl geçtikten sonra da icra takibi yaptığını, müvekkilinin buruda bir sorumluluğunun olmadığını, sorumlu olduğu kabul edilse bile TTK 882 maddesi gereği sınırlı sorumluluk söz konusu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 2.899 TL cihaz bedeli, 38,72 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 2.937,72 TL alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu miktardan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra taşıma konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin 09/01/2020 havale tarihli raporunda; ………………1.Davalı tarafça , davacı tarafa ait emtianın 13.05.2018 tarihinde teslim ettiği ürünün taşınması için … taşıma numaralı kargo ile taşıma işini üstlendiği, bu durumun davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesinin olduğuna karine teşkil etmiş olduğu,
2.Davalı taşıyan tarafından, gönderinin teslim edilmedi gerekçesiyle; gönderinin değeri olan 2899,00 TL nin taraflarına ödenmesi için Beyoğlu … Noterliğince düzenlenen 15.05.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği;
Beyoğlu …. Noterliğince ihtarnamenin davalı çalışanı …. tarafından imza karşılığında teslim alındığına dair 22.06.2019 tarihli tebliğ şerhinin dosyada mevcut olduğu, 3. İhtarnameye müteakip, davalının ödemeye yanaşmaması nedeniyle davacının Bakırköy …. İcra müdürlüğünde icra takibi başlattığı, davalı tarafça süresi içerisinde itiraz ile takibin durduğu,
4.Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağından anlaşılacağı üzere; tarafların anlaşamamaları sonucu bu davanın açılmış olduğu
5.Davalı taraf çalışanları ile davacı taraf çalışanları arasında , eşyanın teslim edilmesi / edilmeyişi ile ilgili olarak; davalı tarafça davacı tarafa taşıma konusu ürünün tazminatlarının incelendiği, gönderinin 3,1 kg olduğu, Ttk 882. Maddesinde taşıyıcı sorumluluk limitleri kapsamında 8.33 SDR ile sınırlı olduğu, toplam 26 SDR ile 8 kurdan 209 TL’ mn KDV ile toplamda 246 Türk lirasını ödeyebileceklerinin bildirildiği,
Buna karşılık, davacı çalışanı … tarafından davalı tarafa e mail yoluyla , 25.04,2019 tarihinde ürünün acil olarak geri istenilmiş olduğu.
Davalı taraf yetkilisi …tarafından 04.04.2019 tarihinde, davacı yetkilisi … Uzun’a muhatap mailinde “… Bey merhaba; gönderinizin bekleme süresi dolduğundan, gönderi imha edilmiştir…,’şeklinde bilgi verilmiş olduğu,
6.gönderinin davalıya 13.05.2018 tarihinde teslim edildiği, davalı/taşıyan vekilince gönderinin 23.05.2018 tarihinde teslim şubesine vardığı, buna müteakip ürünü teslim alacak davacıya “ürününüzü teslim alın” şeklinde bilgi verildiği ve davacı tarafça ürünün teslim alınmadığı, süresinin de dolması nedeniyle ürünün geri getirilerek imha edilmiş olduğu iddia edilmiş olsa da ; dosyanın tetkikinden davalı tarafça davacı taraf yetkililerine bu yönde bir haber verildiğine dair dosyada lehine delil teşkil edecek bir belgenin bulunmadığı
7.davalı vekilince , taşımanın yapılması için eşyanın 13.05.2018 tarihinde teslim edildiği , davacının icra takibinin 17.06.2019 tarihi olması dolayısıyla 1 yıllık zaman aşımının dolmasından dolayı, icra takibine girdiğini belirterek ve davanın reddine karar verilmesini ileri sürmüş olsa da;
a)davacı taraf yetkilisinin mart 2019 ve nisan 2019 aylarında davalı taraftan ürünün tazmini ya da ürünün geri getirilmesi talebinde bulunulduğu ve bu durumun da yazılı olarak davacıya iletilmiş olması nedeniyle; ttk 855/l.maddesinde belirlenen zaman aşımının dolmasından önce (mayıs 2019 tarihinden önce) davacının davalıya yazılı bildirimde bulunmuş olması nedeniyle, davanın zaman aşımına uğramasından söz edilemeyeceği,
b)aynca , davalıca davacıya ürünün teslim alınması yönünde bir haber verilmediği , devamında ürünün süresini doldurmuş olduğunun ve imha edileceğinin de bildirilmemesi ile davalının TTK 855/5 maddesinin ( a) ve (b) fıkraları gereğince pervasızca davranışı söz konusu olup taşıyıcı / davalının sorumluluğunun 3 yılda zaman aşımına uğrayacağı amir hükmü olup, zaman aşımının uygulanamayacağı aksine; süre dolmadan davalıya yazılı bilgi verilmiş olduğunun anlaşıldığı
8.davalı tarafça , davalı tarafa haber verildiğine dair bir belge ve ispat olmadan, TTK 869/1 maddesi gereğince .. ve ya eşyanın teslim edileceği yerde teslim engelleri çıkarsa taşıyıcı, İTK 868. madde kapsamında tasarruf hakkına sahip olan alıcıdan / kişiden talimat almasının zorunlu olduğundan da taşıyıcı/davalı bütün bunları yapmadan ve eşyanın değerlendirilebilecek eşya olmasından ötürü, ayrıca talimat alamaması durumunda TTK’nun 868/1. Fıkrasının 1. Cümlesi gereğince alıcı adına en iyi tedbiri alması gerekirken ; bu yolu seçmeyip eşyayı imha ettiği,
Ancak 868/1 ve 4. Fıkrası gereğince ; tasarruf hakkına haiz davacı adına eşyayı geri getirebilme ve saklayabilme hakkının olduğu , sadece bu madde gereği eşya bozulabılecek eşya olması, oluşacak giderleri malın değerine göre makul bir oranda olması durumunda ; taşıyıcı/ davalının TBK ’nun 108. Maddesi gereğince ; bu hükme uygun olarak bu eşyayı sattırabilir, aynı zamanda sadece değerlendirilmesine imkan bulunmaması halinde eşyayı imha etme hakkına sahipken, taşıma konusu eşyanın bilgisayar olduğu göz önüne alındığında eşyanın alıcısı tarafından alınmaması halinde; eşyanın değerlendirilebilecek eşya olması nedeniyle davacıya ait eşyanın yersiz olarak imha edilmiş olduğu açıkça ortadadır.
Öte yandan , davalının onlarca eşya taşıdığını ve haber vermesine rağmen eşyaların deposunda kaldığını ve operasyonlarını olumsuz olarak etkileyeceğini de göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Davalının , mevcut olayda davalıyı yazılı olarak yazılı olarak haberdar etmesi halinde davacı/alıcının kayıtsız kalmasını ispat etmesi halinde haklı olabileceği açık bir konudur. Oysa mevcut olayda böyle bir durum söz konusu değildir.
9.Eşyanın / gönderinin tamamının kayıp ( ziyaı) ve ya hasarı halinde ; TTK’nun 880 ila 881. Maddeleri kapsamında değerlendirilerek özel çekme hakkı 8.33 ile değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Mevcut olayımızda; davalının , davacıya bu hususta “haber verdim” şeklinde iddiası olsa da bu İddiasını yazılı olarak ya da herhangi bir şekilde ispat etmediği halde; pervasızca davranışı söz konusu olup, ayrıca eşya değerlendirilebilecek eşya olması nedeniyle; haksız imha edilmesi sonucunda , davacı tarafı zarara uğrattığı gerekçesi ile mevcut tazminata özel çekme hakkı değil eşyanın / ürünün değeri olan 2.899,00 tl nı davalının ödemesi gerekmekte olduğu hususlan tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki belgelerin incelenmesi neticesinde;
Davalı tarafından, Davacının 1 yıllık süre içerisinde tazminat talebinde bulunmadığından ötürü, davanın zaman aşımına uğradığı ileri sürülmüş olsa da; Davacı çalışanının, Davalı çalışanına ürün ile ilgili Nisan ve mart 2019 aylarında e-mail yoluyla yazılı olarak tazminat talebinde bulunduğu ve hatta ürünü geri istemiş olması; aradan 1 yıl geçmemesi nedeniyle, zaman aşımından bahsedilemeyeceği.
Davalı tarafın, taşımak üzere sağlam almış olduğu eşyayı, ilgili Mevzuat gereği, makul süre içerisinde teslim etmesi gerekmekte olup; eşyayı sağlam olarak teslim yerine getirdiği, buna müteakip, alıcı/davacı tarafa eşyanın alınması için haber vermesi gerekirken vermediği, her ne kadar haber verdiğini iddia etmiş olsa da. Davalının bu yönde lehine delil olabilecek bir belgeyi dosyaya sunamadığı,
Ürünün alıcısı olan Davacı tarafı haberdar etmediği ve ürünün kısa sürede bozulabilir cinsten bir ürün olmadığı, ürünün değerlendirilebilecek cinsten bir ürün olduğu halde; Davacı tarafa haber vermeden ürünün imha edilmiş olması. Davalının kusurudur. Ayrıca, Ürünün kaybolması veya ziyaı hallerinde hesaplamanın SDR üzerinden yapılabileceği, mevcut durumda böyle bir kayıp ve ziyanın yaşanmamış olması nedeniyle; SDR üzerinden hesaplama yapılamayacağı, ürünün yükleme tarihindeki fiyatı olan 2.899.00 TL sının Davacı tarafından, Davalıdan talep edilebileceği,
Ancak, Ürünün alıcısı olan Davacı tarafa haber verdiğini ispat etmesi durumunda ve müteakiben, Davacı tarafça ürünün alınmaması durumunda. Davalının imha ve ürünü sattırma hakkının olduğu ve tazminata muhatap olamayacağı hususlarının tespit edildiği açıklanmış, davalı vekilinin raporu karşı itirazı üzerine dosyada yeni taşımacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin 04/11/2020 havale tarihli raporunda; ………….Dava dosyasının incelenmesi sonucunda;
Taşıyıcının teslim aldığı ürünü süresi içinde teslim noktasına ulaştırdığı ve birkaç deneme yapmış olmasına rağmen teslim etmede güçlük çektiği anlaşılmıştır.
Teslim edilemeyen ürün için, gönderilenin adreste bulunmadığı veya ürünü teslim almaktan imtina ettiği durumlarda, taşıyıcının, tasarruf hak sahibi olan gönderene bilgi vermesi ve gönderen talimatına istinaden gerekli aksiyonun alınması gerekliliğine uyulduğu tespit edilememiştir.
Taşıyıcının, kanun ile belirlenmiş olan menfaatine en iyi görünen tedbirleri alabilmesi için öncelikle ii. Maddede belirtilmiş olan adımların gerçekleştirilmesi ve belgelenebilmesi önem arz etmektedir.
Taşımaya konu ürünün nevi itibarı ile bozulabilme özelliğine sahip olmadığı, ekonomik anlamda değerlendirilebilecek nitelikte olduğu tespit edilmiş olup, bu açıdan değerlendirildiğinde imhasının gerekli olmadığı düşünülmektedir.
İmhasının gerçekleştirildiğine dair ibraz edilen herhangi bir belgeye dosya ekinde rastlanılamamıştır.
Davalının, dava konusu ürünü herhangi bir belge sunulmamış olsa da imha ettiğini yazılı olarak beyan ettiği gerçeğinden hareketle, sorumluluğunun kanunen belirlenmiş olan SDR miktarı karşılığındaki TL tutarı olmadığı, sorumluluk miktarının ürünün ilgili tarihteki belgelenmiş olan ticari değeri olması gerektiği açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davacının taşınması için davalıya teslim ettiği laptopu alıcısına 3 kez teslim edilmek üzere davlı tarafından götürülmesine rağmen alıcının taşınanı teslim almadığı ve davalı tarafından kendi deposuna götürüldüğü, davalının bu durumu davacıya bildirmesine rağmen davacının taşınanı geri talep etmediği ve davalı tarafından davacıya gönderilen e-mailde gönderiyi 2 ay içerisinde teslim almadıkları takdirde tasarruf hakkının firmaya devri onayı kabul edilerek gönderinin imha edileceğinin bildirildiği, bilahare gönderinin davalı tarafından imha edildiği, davacının taşıma işi yaptığı, gönderinin uzun süre deposunda kalmasının kendisinden beklenilmeyeceği, yine davacı tarafından gönderilen ürünün davacıya ait olmadığı, davacının müşterisine satmış olduğu ürünün servise bırakılması nedeniyle kendisine teslim edildiği, davacının yargılama safhasında ürün bedelini sahibine ödediğine dair herhangi bir beyan veya belgede sunmadığı da birlikte değerlendirildiğinde davacının ürünün teslim edilememesi nedeniyle geri almamasında sorumluluğun kendisine ait olduğu, davalı taşıyanın üzerine düşün yükümlülüğü yerine getirdiği, dolayısıyla ürünün imha edilmesinde davalıya bir sorumluluk yüklenilemeyeceği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin %20 kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine takdir edilen 2.899.-TL vekalet ücreti ile davalının yaptığı 600,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 59,30.-TL karar harcından peşin alınan 49,51.-TL harcın mahsubu ile bakiye 9,79.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … in yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak karar verildi. 28/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.