Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/591 E. 2022/1112 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/591 Esas
KARAR NO : 2022/1112

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2019
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin (bundan böylece davacı şirket/davacı/…) tarafından davalı …. Lojistik A.Ş. (bundan böyle davalı/davalı şirket/…) şirketine taşıması yaptırılan emtianın, Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılan incelemesinde; … Gümrük Müdürlüğünce tescil edilerek …. Gümrük Müdürlüğüne sevk edilen Transit Refakat Belgesine konu eşyaları taşıyan müvekkili şirkete ait … ve …. plakalı araçların yapılan fiziki muayenesinde 1 kap 217 kg kompresör cinsi eşyanın beyan harici olduğu tespit edildiğinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu 235/5 maddesi gereği “… beyan edilenden farklı cinste eşya olduğunun tespit” edilmesinden dolayı “. farklı çıkan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı para cezası” verileceğine ilişkin hüküm uyarınca 30.915,00 TL para cezası verildiğini; Daha sonra davalı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan görüşmeler sonucu GK m.244 uyarınca idare ile uzlaşma yoluna gidildiğini, idari para cezasının …. Lojistik A.Ş. tarafından 17.04.2018 tarihinde 18.274,50 TL olarak ödendiğini, ancak söz konusu şirket tarafından da yansıtma faturası ile müvekkili şirkete ödetildiğini; Taşıması yapılan ürünlerin Gümrük Beyannamesinin davalı şirket tarafından verilen bilgiler doğrultusunda verilmiş olduğundan müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davalı şirket üzerine keşide edilen faturanın ödenmediğini, Ödemenin yapılması için Kartal Noterliğinin 02.05.2018 tarih ve …. ihtarnamesinin keşide edildiğini, fakat davalı şirketin cevabi ihtarname ile reddettiğini, Müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere takip başlatıldığını, davalı şirketin borca ve yetkiye itirazı sonucu Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında takibe devam edildiğini ve davalı şirket tarafından itiraz neticesinde takibin durduğunu, Arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile neticelendiğini; İleri sürerek Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasına davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu davalı şirket aleyhine %20’de aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; CMR m.32/1., 39/4. ve TTK m.855 hükümleri gereği davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, söz konusu yüklerin Belçika-Türkiye taşıması yapıldığını, 15.02.2018 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığını, söz konusu ceza kararının 17.02.2018 tarihinde düzenlendiğini, işbu davanın ödeme tarihinden bir yıl geçmesinden sonra 06.08.2019 tarihinde açıldığını; Dava konusu cezanın kesilmesinden müvekkili şirkete atfı mümkün herhangi bir kusurunu söz konusu olmadığını, davacı fiili taşıyıcının kusuru neticesinde idari para cezasının kesildiğini, müvekkilinin … olarak iş ve işlem yaptığını, CMR belgesini, T2 belgesini ve taşımaya ilişkin sair belgelerin hazırlamanın ve içeriğini kontrol etmenin davacı şirketin sorumluluğunda olduğunu, ancak mahkemenin aksi yönde karar vermesi halinde müvekkili şirketin TBK m.52 gereğince kusur oranına göre hüküm kurulmasını istediklerini; Davacı şirketin gerekli itiraz yollarını tüketmeksizin ödeme yapmasından dolayı fazladan ödediği meblağın müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının verilen cezaya ilişkin üst makama itiraz etmeden ve idari yargı yoluna başvurmadan idare ile uzlaşma yoluna giderek ödeme yaptığını, oysa transit gümrüğünde somut bir gerekçe olmaksızın araç içinde araştırma yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve varış gümrüğüne kadar beyanname ve muhteviyatının değiştirilebileceğini, cezaya dayanak gösterilen GK m.235/5’in beyan edilenden farklı mal tespiti halinde uygulanması gerektiğini, olayda farklı bir eşya beyanı değil, sehven bir parça eşyanın beyan edilmemesinin söz konusu olduğunu, bu nedenle GK m.237/6 uygulanarak gerekli düzeltmenin yapılması gerektiğini, İleri sürerek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının taşıma işleri organizatörü olarak davacıya fiilen taşıttığı emtiadan 1 kap 217 kg nın beyan harici olarak taşınması sebebiyle Gümrük Müdürlüğü tarafından davacıya düzenlenen ve davacı tarafından ödenen idari para cezasının söz konusu eylemden davalının sorumlu olduğu iddiası ile davalıdan rücuen tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 18.494,17 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalı vekilinin savunmaları, taşıma belgeleri, Gümrük Müdürlüğü evrakları, ihtarnameler, taraflar tarafından sunulan belgeler, dosya celbedilen belgeler, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, tarafların hak ve borçları, edimleri, edimlerini eksiksiz ve zamanında yerine getirip getiremedikleri, dava konusu taşınan eşyanın beyan harici olarak tespit edilmesi sebebiyle tarafların sorumlulukları, bu eylemden hangi tarafın sorumlu olduğu, bu eylemden dolayı düzenlenen idari para cezası miktarı ve davacı tarafından ödenen miktar, ödeme tarihi, bu miktardan hangi tarafın sorumlu olduğu, davacının alacaklı olduğu miktar, faiz oranı, temerrüt tarihi, işlemiş faiz , faizin cinsi ve tarafların tüm talepleri, iddia ve savunma hakkında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 04/02/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; CMR hükümlerine tabi Somut taşıma işinde davacı şirketin fiili taşıyıcı, davalı şirketin ise taşıma işleri organizatörü/komisyoncu ve akdi taşıyıcı olduğu; Davanın zamanaşımına uğramadığı; Davalı şirketin, davacı şirketin uzlaşma yoluna gitmesini daha önce onay verdiğinden ve idari işlemlerde hukukilik karinesi gereği sorumluluğunu azaltma veya kaldırma bakımından ileri süremeyeceği; Dava konusu yükler bakımından beyan edilen ile gerçekleşen arasında üç ton farkın oluştuğu tutanakla tespit edildiğinden idarenin araç içi inceleme yapması için yeterli kuşkunun oluştuğu ve araç içi incelemenin hukuka uygun olduğu kanaati hasıl olduğu; Meydana gelen zarardan her iki tarafın İdare karşısında müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, iç ilişkide ise kusur durumlarına göre taraflardan birinin ya da ikisinin katlanması gerektiği, Verilen bilirkişi görevi gözetildiğinde, heyetimiz kanaatine göre davacı ve davalı şirketlerin CMR m.11/2 son cümle gereği söz konusu cezai sorumluluğun eşit %50 oranında paylaşması gerektiği (18.274,50/2-9.137,25 TL); ancak bu paylaşım açısından nihai takdir ve değerlendirmenin yüce mahkemeye ait olduğu; davalı şirketin, cevabi ihtarnameyi keşide ettiği 07.05.2018 tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilebileceği, aksini ispat yükünün davacı üzerinde olduğu; temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki işlemiş faiz alacağının 109,83 TL olduğu; sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 14/10/2022 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Taraf vekillerince KÖK rapora karşı yapılan itirazlarının, dosya kapsamı ve sunulan deliller gözetildiğinde yerinde olmadığının değerlendirildiği; Davacı şirket 07.05.2018 tarihinde kendisine tebliğ edilen ve üç gün ödeme süresi tanıyan ihtarnameye, aynı tarihli ihtarnamesi ödeme talebini reddettiğini cevaben bildirdiğinden dolayı 07.05.2018 tarihinde temerrüde düştüğü ve bu durumun kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerle örtüştüğü; sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Somut davada; davacı vekili, davalının taşıma işleri organizatörü olarak davacıya fiilen taşıttığı emtiadan 1 kap 217 kg nın beyan harici olarak taşınması sebebiyle Gümrük Müdürlüğü tarafından davacıya düzenlenen ve davacı tarafından ödenen idari para cezasının söz konusu eylemden davalının sorumlu olduğu iddiası ile davalıdan rücuen tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu idari para cezasının doğmasına sebep olan eylemde davalının kusurunun bulunmadığını, fiili taşıyıcı olarak davacının kusurlu eyleminin sebep olduğunu, emtianın araca doğru şekilde yüklenmesinden, CMR belgesinin kontrol edilip imzalanmasından ve T2 belgesinin düzenlenmesinden davacı fiili taşıyıcının tek başına sorumlu olduğunu, davacının haksız idari para cezasına itiraz etmediğini ve bu sebeple de davalıdan talepte bulunamayacağını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında dava konusu taşımada davacının akdi taşıyıcı /taşıma işleri organizatörü, davalının fiili taşıyıcı olduğu, söz konusu taşımada taşınan emtiadan 1 kap 217 kg nın beyan harici olarak taşınması sebebiyle Gümrük Müdürlüğü tarafından davacıya idari para cezası düzenlenmesi ve davacı tarafça idare ile uzlaşma yoluna gidilerek 18.274,50- TL idari para cezasının ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf söz konusu idari para cezasına sebep olan eylemden hangi tarafın sorumlu olduğu hususundadır.
Dava konusu uluslararası kara yolu taşımasının çıkış yeri Belçika, varış yeri Türkiye’dir. Söz konusu devletlerin akit devletler olması sebebiyle somut uyuşmazlıkta CMR Konvansiyonun hükümleri uygulama yeri bulmaktadır.
Davalı vekili dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; CMR Konvansiyonun 32/1. maddesi uyarınca bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiği, ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu sürenin üç yıl olduğu belirtilmiştir. CMR Konvansiyonun 39/4 maddesi uyarınca Taşımacılar arasındaki davalarda madde 32 hükümleri uygulanır. Bununla beraber, zamanaşımı ya bu anlaşma gereğince ödenmesi gereken tazminatın miktarını tayin eden son mahkeme kararı tarihinden yahut da böyle bir karar yoksa, ödeme tarihinden itibaren başlar. Somut davada davacı araçları ile fiilen taşınan emtia 15/02/2018 tarihinde Gümrük’ten giriş yapmış ve idari para cezası ise davacı tarafından 13/04/2018 tarihinde ödenmiştir. Davacı tarafından idari para cezasının rücuen tahsiline ilişkin icra takibi ise 21/06/2018 tarihinde başlatılmış ve icra takip tarihi itibariyle 1 yıllık hak düşürücü süre dolmamıştır. Dolayısıyla davalının zamanaşımı defi yerinde olmadığından Mahkememizce itibar edilmemiştir.
CMR Konvansiyonu 8. maddesi uyarınca; taşımacı yükü teslim aldığı sırada, Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu, yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumunu kontrol etmekle yükümlü olduğu, taşımacının bu maddenin 1 inci paragrafında belirtilen beyanları kontrol etmek için gerekli makul araçlardan yoksun ise, sevk mektubuna çekincesini gerekçesi ile birlikte yazacak, aynı şekilde yükün ve ambalajların görünürdeki durumu ile ilgili yazacağı çekincenin gerekçelerini de belirtecek, çekinceler, gönderici sevk mektubunda bu çekincelere bağlı kalacağını açıkça kabul etmiş olmadıkça göndericiyi bağlayıcı olmayacaktır. Yine CMR 11. maddesi uyarınca; Malların tesliminden önce tamamlanması gereken gümrük ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için, gönderici, lüzumlu belgeleri sevk mektubuna iliştirecek yahut da taşımacıya verecek ve talep ettiği diğer bilgileri kendisine sağlayacaktır. 2. Taşımacı bu belgelerle verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda değildir. Gönderici bu gibi belgelerin bulunmaması, yetersiz olması, veya usule aykırı oluşundan doğacak zarar, ziyan ve hasardan, taşımacıya karşı sorumludur. Ancak, taşımacının hatası veya ihmali görülen durumlar bu hüküm dışındadır. 3. Sevk mektubunda belirtilen bu mektuba ekli veya kendilerine verilen belgelerin kaybından veya hatalı kullanılmasından doğacak sonuçlardan taşımacı, komisyoncu gibi aynı derecede sorumludur. Ancak, taşımacın ödeyeceği tazminat yükün kaybolması halinde ödenecek tazminatı geçemez. Somut davada dava konusu taşıma yönünden davalı akdi taşıyıcı, davacı ise fiili taşıyıcıdır. Davacı davalının talimatı ile gümrük beyannamesi vermiştir. Dava konusu taşımaya konu emtiadan 1 kap 217 kg nın beyan harici olarak taşınması sebebiyle Gümrük Müdürlüğü tarafından davacıya idari para cezası düzenlenmiş ve davacı tarafından uzlaşılan miktarda idari para cezası idareye ödenmiştir. Davacı vekili, davalının talimatı ile gümrük beyannamesi verdiğini ve idare tarafından düzenlenen idari para cezasının tamamından davalının sorumlu olduğu iddia edilmiştir. Ancak CMR nin yukarıda belirtilen maddeleri dikkate alındığında fiili taşıyıcı davacının dava konusu emtianın parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğunu denetlemekle yükümlüdür. Akdi taşıyıcı olan davalı dava konusu emtiaya ilişkin davalıya yanlış talimat vererek yanlış beyanda bulunmasına sebep olması sebebiyle, davacı ise yukarıda belirtilen denetimi yapmadan ve çekince koymadan emtiayı taşımayı kabul etmesi sebebiyle dava konusu idari para cezasına sebep olan eylemde taraflar eşit derecede % 50-%50 oranında kusurludur. Bu sebeple davacının ödediği bedelden davalının kusuruna denk gelen kısmı olan 9.137,25-TL asıl alacak ve ödeme tarihinden icra takip tarihinde kadar işlemiş avans faizi olan 100,07-TL işlemiş faiz talep etmekte hukuki yararı bulunduğundan bu bedeller üzerinden açılan davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından ve koşulları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 9.137,25-TL asıl alacak ve 100,07-TL işlemiş faiz üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından ve koşulları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 631,00 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 223,37 TL peşin harcın mahsubu ile 407,63 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 223,37 TL peşin harç olmak üzere toplam 267,77 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.086,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin; 660,00 TL sinin davalıdan tahsili ile, 660,00 TL sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır