Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/553 E. 2021/873 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/553

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılarak örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, davalı, borca itiraz ederek takibin durdurulduğunu, davacı müvekkili şirketin, triko-tekstil ürünlerinin imalatını yaptığını, davalı taraf ile davacı arasında uzun yıllara dayalı ticari alışveriş olduğunu, ekte sunulan cari hesap dökümü incelendiğinde, tarafların uzun süreden beri ticari ilişkisinin olduğunun saptanacağını, taraflar arasında güvene dayalı bir ticari ilişkininin bulunduğunu, müvekkili firma tarafından davalıdan alınan siparişler üzerine;
– 27.06.2018 tarih … fatura sıra numaralı 84.912,30 TL tutarlı,
– 12.10.2018 tarih … fatura sıra numaralı 21.169,08 TL tutarlı,
– 21.11.2018 tarih … fatura sıra numaralı 51.092,10 TL tutarlı,
– 03.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 35.240,40 TL tutarlı,
– 10.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 37.459,80 TL tutarlı,
– 14.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 39.015,54 TL tutarlı,
– 25.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 24.973,92 TL tutarlı,
-28.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 13.778,10 TL tutarlı, faturaların kesildiğini, ürünlerle birlikte faturalarda davalıya teslim edildiğini, aradan geçen süre zarfında söz konusu faturalara ilişkin olarak davalı tarafından müvekkili firmaya ödeme yapılmadığını, taraflar arasında yapılan görüşmelerde, ödemenin yapılacağı konusunda defalarca söz verilmesine rağmen, borcun ödenmemesi üzerine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında İcra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı taraf alacağı sürüncemede bırakmak, takibi durdurmak ve borcunu ödememek için kötü niyetle borca itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatıyla cezalandırılmasına, davalı şirkete ait kayıtlı araçların, mal varlıklarının başkalarına devir ve temlikini veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla, duruşma yapılmaksızın dava sonuna kadar teminatsız tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından açılan huzurdaki davada 27.06.2018 tarih … fatura sıra numaralı 84.912,30-TL, 12.10.2018 tarih … fatura sıra numaralı 21,169.08-TL, 21.11.2018 tarih …. fatura sıra numaralı 51.092,10-TL, 03.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 35.240.40-TL, 10.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 37.459,80 TL, 14.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 39.015,54-TL, 25.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 24.973,92-TL ve 28.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 13.778,10-TL tutarlı faturaların ödenmediği iddia edilmişse de söz konusu faturalara ilişkin müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin yukarıda belirtilen faturaları eksiksiz şekilde ödediğini, öncelikle takibe konu faturalardan 12.10.2018 tarih … fatura sıra numaralı 21.169,08-TL bedelli faturanın kabulünün hiç bir şekilde kabulünün mümkün olmadığını, faturaya konu malların tesliminin müvekkili şirkete yapılmadığı gibi, takibe konu işbu faturanın da müvekkili şirkete teslim edilmediğini, müvekkili şirketin cari hesap ve ticari defterleri incelendiğinde böyle bir fatura alacağının müvekkili şirket kayıtlarında işli olmadığının görüleceğini, kaldı ki davacı şirket tarafından ödenmediği iddia edilen hiç bir faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, yine 10.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 37.459,80 TL bedelli faturanın vade farkı adı altında düzenlendiğini, ancak işbu faturanın da kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasında vade farkına ilişkin yazılı bir sözleşme kararlaştırılmadığı gibi, taraflar arasında böyle bir teamülün de bulunmadığını, tüm Yargıtay İçtihatları gereği, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında, bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunmasının gerektiğini, kaldı ki hiç bir faturada vade farkı uygulanacağına ilişkin herhangi bir ibarenin de bulunmadığını, bulunmuş olsa dahi, bu kayda itiraz edilmemesinin, faturada yer almasına rağmen, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin kaydın kabul edildiği anlamına gelmediğini, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davanın reddine, davacı tarafa %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, ayrıca yargılama giderleri ve avukatlık masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklanın alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasında ne miktarda ticari ilişki olduğu, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme miktarının ne olduğu, davacının vade farkı ve işlemiş faiz talep edip edemeyeceği, davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı bulunup bulunmadığı hususlarındandır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası celp edilmiş. incelenmesinde; Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 339.895,23-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, takip dayanağının cari hesap alacağı olduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasında ne miktarda ticari ilişki olduğu, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme miktarının ne olduğu, davacının vade farkı ve işlemiş faiz talep edip edemeyeceği, davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı bulunup bulunmadığı hususlarındaki uyuşmazlık hakkında Mali Müşavir …’dan rapor alınmasına karar verilmiş, 05/10/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; “1- Taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmeye rastlanılmadığı,
2- Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı,
3. Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2018 ve 2019 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı,
4- Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 464.288,63 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde ise davalının davacıya icra takip tarihi itibariyle toplamda 201.782,02 TL borçlu olarak göründüğü,
5- Taraflar arasında Türk Lirası üzerinden ticari ilişkinin kurulduğu, davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu faturalarla ilgili olarak taraf defterlerinde herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, talep konusu vade farkı faturaları dahil tüm faturaların davalının yasal defterlerinde yer aldığı ve BA beyannamesi ile de vergi dairesine bildirildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafça davacıya düzenlenen toplam 417,69 TL tutarındaki faturalardan ve davalı tarafça davacıya yapıldığı iddia edilen ödemelerden kaynaklandığının anlaşıldığı,
6- Taraflar arasındaki uyuşmazlıklarla ilgili açıklamaların raporumuzun 4.4 kısmında detaylı şekilde açıklanmış olup davacı tarafça hatalı kaydedilen faturanın davalı lehine kabul edilmesi ve davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde yer alan davacının kabulünde olan ödemelerin davalı lehine kabul edilmesi neticesinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının (464.288,63-884,52-64.500=) 398.904,11 TL olarak tespit edildiği,
7- Ancak davacı tarafça icra takibinde toplam 307.641,24 TL asıl alacak üzerinden talepte bulunulduğundan bu tutarı talep edebileceği,
8- Her ne kadar davacı tarafça davalı tarafa alacağın tahsili için ihtarname vb gönderilmemiş olsa da taraflar arasındaki ticari ilişki 6102 sayılı TTK yürürlüğe girdikten sonra gerçekleştiğinden söz konusu Kanunun 1530/4-b maddesine göre davalının mütemerrit sayılmasının gerektiği, bu çerçevede icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği asıl alacak + işlemiş faiz tutarı olarak 307.641,24 + 33.449,84 = 341.091,08 TL olarak hesaplandığı, ancak davacı tarafın takip talebinde 307.641,24 TL Asıl Alacak, 32.253,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 339.895,23 TL talep ettiği,” kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 04/11/2021 tarihli celsesinde, “Davalı vekiline itiraz dilekçesinde belirttiği ödeme belgelerinin celbi için …banka müzekkere yazılmasına, müzekkere cevabı geldiğinde itirazların değerlendirilmesi için önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına,” karar verilmiştir. 029/01/2021 tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; “Davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı verilen itiraz dilekçesinde; bilirkişi tarafından kabul edilmeyen 866.071,87 TL ödemenin müvekkili şirket genel müdürü …’in ve müvekkili şirketin …bank banka hesaplarından yapıldığını belirterek dökümünü yaptığı ödemelerin …bank’tan celbini talep ettiği, sayın mahkemece …bank’a müzekkere yazılarak söz konusu ödemelerin davalı şirket ve davalı şirket müdürü ….ın hesabından yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi istendiği, …bank tarafından dosyaya gönderilen 16.12.2020 tarihli yazıda; belirtilen tarihlerde davalı şirkete ve …’a ait hesap hareketlerine rastlanılmadığı ifade edildiğinden, bahsi geçen ödemelerin davalı tarafça yapıldığı iddiası bu aşamada ispata muhtaç kaldığı, açıklamalar neticesinde bilirkişi kök raporumuzda herhangi bir değişiklik meydana gelmediği kanaati bildirilmiştir.
Ek bilirkişi raporunun sunulmasından sonra, davalı vekili duruşmadaki beyanlarında, taraflarına süre verilir ise ödeme kayıtlarını bankadan alıp sunacaklarını beyan etmiş, davalının ödeme savunması …bank’a yasılan müzekkere cevabıyla doğrulanmamışsa da, ödeme savunmasının her zaman ileri sürülebileceği, kayıtlarının davalı tarafça temin edilerek dosyaya sunulabileceği değerlendirilerek, davalı vekilinin bahsettiği ödeme kayıtları müvekkillerinin hesaplarına ilişkin bulunduğundan bu kayıtları alıp sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içinde sunulmadığında vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş, davalı vekilince herhangi bir ödeme kaydı sunulmamıştır. Davalı vekilinin talebi üzerine …. Bank ve … Bankası’na yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda da, davalının davacıya yaptığı bir ödeme kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
Davalı vekili davacı tarafa yemin taklifinde bulunarak yemin metni sunmuş, davacı şirket yetkilisi yemin metninde tek tek sayılan faturaların ödemesini almadığını ve icra takibi itibariyle davalıdan yemin metninde bahsedilen 339.895,23 TL alacaklı olduğuklarını beyanla yemin eda etmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.
Davacı taraf, davalı tarafa satıp teslim ettiği ürünlerin bedeline ilişkin olarak cari hesap ilişkisi kapsamında alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Davalı taraf savunmalarında, herhangi bir borcunun bulunmadığını, faturaları eksiksiz şekilde ödediğini, takibe konu faturalardan 12.10.2018 tarih … fatura sıra numaralı 21.169,08-TL bedelli faturaya konu malların tesliminin yapılmadığını ve takibe konu faturanın da teslim edilmediğini, yine 10.12.2018 tarih … fatura sıra numaralı 37.459,80 TL bedelli faturanın vade farkı adı altında düzenlendiğini, ödenmediği iddia edilen hiç bir faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Her iki taraf da ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmuş, her iki taraf yasal defterlerinin lehlerine delil olduğu, davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 464.288,63 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde ise davalının davacıya icra takip tarihi itibariyle toplamda 201.782,02 TL borçlu olarak göründüğü, taraflar arasında Türk Lirası üzerinden ticari ilişkinin kurulduğu, davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu faturalarla ilgili olarak taraf defterlerinde herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, talep konusu vade farkı faturaları dahil tüm faturaların davalının yasal defterlerinde yer aldığı ve BA beyannamesi ile de vergi dairesine bildirildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafça davacıya düzenlenen toplam 417,69 TL tutarındaki faturalardan ve davalı tarafça davacıya yapıldığı iddia edilen ödemelerden kaynaklandığını, davalı tarafça davacıya kesilen ancak davacı tarafça yasal defterlerinde sanki kendisinin davalıya düzenlediği fatura gibi kaydedildiği anlaşılan 884,52 TL tutarındaki faturanın davalı tarafça davacıya kesildiği anlaşıldığından söz konusu faturanın davalı lehine hesaplamaya dahil edilmesi ve davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde yer alan davacının kabulünde olan ödemelerin davalı lehine kabul edilmesi neticesinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının (464.288,63-884,52-64.500=) 398.904,11 TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf bir kısım ödeme iddiasında bulunmuş ve ödemelerin yapıldığı banka hesaplarını bildirmişse de, bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan iddia edilen ödemelere rastlanmadığı bildirilmiş, davalıya verilen süre içerisinde başka bir ödeme kaydı da sunulamamıştır. Bu durumda icra takibine konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu , davalının fazla ödeme iddialarını da ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının icra takibine konu ettiği 307.641,24 TL asıl alacak miktarı itibariyle alacaklı olduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan 33.449,84 işlemiş faiz ile birlikte alacağın 341.091,08 TL olarak hesaplandığı, ancak davacı tarafın takip talebinde 307.641,24 TL asıl alacak, 32.253,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 339.895,23 TL talep ettiği, anlaşılmakla ispatlanan davanın kabulüne, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %’20 oranında 61.528,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 5.253,74 TL karar harcının peşin alınan 3.554,27 TL + 550,82 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1.148,65 TL ‘sinin davalıdan tahsiline,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 29.984,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 3.554,27 TL peşin harcın ve 550,82 TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 941,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021 12:01

Başkan ….
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.