Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/548 E. 2020/283 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/548 Esas
KARAR NO : 2020/283

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2015
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2020
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıların ….–… ve … tesisat numaralı abonesi olduğunu, davalı şirketlerin müvekkiline yansıttıkları faturalarda hakkı olmadığı halde “Kayıp Kaçak Bedeli”, “İletim Sistemi Kullanım Bedeli”, “Dağıtım Sistemi Kullanım Bedeli”, “Perakende Satış Hizmet Bedeli”, “Sayaç Okuma Bedeli” adı altında haksız paraları da faturalandırıp, tahsil ettiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin elektrik hizmetinden mahrum kalmamak için bu bedelleri şimdiye kadar ödemek zorunda kaldığını, davalıların kayıp kaçak bedelini bir süre öncesine kadar ayrı bir kalem olarak faturalarda gösterilmişse de belirli bir tarihten sonra ve hali hazırda aktif tüketim bedelinin içine gizleyerek almaya devam ettiklerini, belirtilen kalemler dışında aktif bedel içerisine gizlenen kayıp kaçak bedeli için “TRT Payı”, “Enerji Fon Bedeli” ve “Belediye Tüketim Vergisi” de aldığını, ayrıca haksız alınan bu bedeller için KDV’de alındığını, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen bu bedellerin tahsilat tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber müvekkiline iadesinin gerektiğini, elektrik enerjisinin üretimi, iletimi, dağıtımı ve tüketiminin kamu yararı gözetilerek ele alınması gerektiğini, sonuç olarak elektrik enerjisinin hayatın zorunlu unsurlarının başında gelmesinden dolayı, kullanıcılara olabildiğince az kar amacı güdülerek hizmet verilmesi gerekirken, davalıların kullanıcıların yükümlülüğü altında olmayan, dağıtıcı firmanın hizmet sunumu içerisinde bulunması gereken bedellerinde haksız olarak tahsil edildiğinin açıkça ortada, dolayısıyla müvekkilinden haksız alınan bedellerin iadesi gerektiğinin açık ve tartışılmaz olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, davalıların dava tarihinden geriye doğru son 10 yılda müvekkiline ait tüm aboneliklerden kayıp-kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden ayrıca aldıkları TRT payı, Enerji Fonu, Belediye Tüketim vergisi ve KDV için her bir davalıdan şimdilik 2.500,- TL olmak üzere toplam 10.000 TL’nın haksız tahsilat tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen istirdadı ile müvekkiline geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekilinin İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davalı tarafın müvekkili nezdindeki elektrik aboneliğine ilişkin olarak huzurdaki davayı açmış olup son 10 yıllık dönemde dönemde kendisinden tahsil edilen “kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedelleri ile TRT Payı, enerji fon bedeli, belediye tüketim vergisi ile KDV” bedellerinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkili şirketten tahsilini talep ettiğini, davacının TRT payının iadesini talep etmesi nedeniyle davanın TRT’ye ihbarını talep ettiklerini, davacının iddiasına dayanak olarak Yargıtay Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu kararları emsal olarak bildirdiğini, davanın açılması gereken yerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle yetkiye itiraz ettiklerini, dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, diğer davalılar ile müvekkili şirket arasında hiçbir surette dava arkadaşlığı bulunmadığını, davanın müvekkili şirket açısından tefrik edilmesi ve yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın bir tacir olmakla, dava konusu her belgeyi delil olarak sunmakla yükümlü olduğunu, bu nedenle davacıya tebliğ ve teslim edilen, davacının bedelini ödediği her faturayı bizzat ibraz etmesi gerektiğini, kısmi dava açabilmesi için talep konusunun niteliği itibarı ile bölünebilir olması ve talep miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli olmaması gerektiğini, bu durumda davacının talebinin tümü üzerinden dava açması gerektiğini, kısmi dava açmasının mümkün olmadığını, davacının dava şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin elektrik dağıtım şirketi olmayıp özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenlerle kendi adına tahsil etmediği bedellerin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olamayacağını, kaldı ki müvekkilinin sadece üretim yapmakta olup elektrikteki kayıp kaçakta sorumluluğunun bulunmadığını, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedelleri mevzuat gereğince ve kapsamında tahsil edilmekte olup keyfi bir uygulama olmadığını belirterek davanın TRT’ye ihbar olunmasına, haksız ve dayanaktan yoksun davanın müvekkili şirket açısından tefriki ile Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas …. Karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
Dava, Elektrik aboneliğinden kaynaklanan ve kayıp kaçak bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli ve sayaç okuma bedeli olarak tahsil edilen miktarların tahsili isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı ile davalı arasında iş yerine ilişkin elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı tarafından abonelik sözleşmesine istinaden kullandıkları elektrik enerjisi için düzenlediği faturaları ödediğini, ancak davalının düzenlediği faturalarda tahakkuk ettirdiği alacak kalemlerinin içinde k.k. bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli gibi alacakların hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davanın mahkememizde yapılan yargılaması sırasında 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda değişiklik yapılmıştır. 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında mahkememizce sadece davacı için tahakkuk ettirilmiş bulunan bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığının denetimi mümkündür.
Her ne kadar davacı 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açıldığı ve sonucunun beklenmesi gerektiğini talep etmiş ise de mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında davalı tarafından tahakkuk ve fatura edilen bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, davacının fazladan bir ödemesi bulunmadığı anlaşıldığından davanın konusu kalmadığından dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının konusu kalmadığından dava hakkında HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Davacı lehine takdir edilen 3.400,00.-TL vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu 84,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcından davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.