Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/539 E. 2020/708 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/539
KARAR NO : 2020/708

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile davalının inşa ettiği ……… projesinden …….. adlı bloktan 3 daire satın alınması hususunda 06/06/2012 tarihinde anlaştıklarını, bilahare davalının müvekkilini arayarak ellerinde daire kalmadığını, müvekkilinin yaptığı ödemenin 215.000,00 Euro kısmının karşılığında arasında organik bağ bulunan dava dışı …… şirketinin Bulgaristan’ın Sofya kentinde inşa ettiği ……. isimli projeden 4 adet konut verilmesini teklif ettiğini, davalıya inanan müvekkilinin 21/11/2015 tarihli geri alım sözleşmesi ile satın aldığı 3 daireyi davalıya geri sattığını ve dare bedellerinin bir kısmının ise peşin olarak müvekkiline ödendiğini, 215.000,00 Euro’luk kısmı ise arasında organik bağ bulunan dava dışı …… şirketinin Bulgaristan’ın Sofya kentinde inşa ettiği ……. isimli projeye aktardığını, bilahare de yine müvekkilini arayarak 10.000,00 Euro ilave ücret vermesi halinde bu kez aynı şirketin aynı yerde yaptığı ……. projesine aktarabilceklerini bildirdiklerini,bu teklifin müvekkilince kabul edilerek ilave 10.000,00 Euronun bildirilen banka hesabına gönderildiğini, ancak projenin tamamlanmadığını, müvekkilinden sözleşmenin imzalanmasından sonra yapılacak ödemeler konusunda müvekkilinden senetler alındığını, alınan senet sayısının 60 adet olduğunu, bu senetlerden 11 adedinin davalı tarafından ciro edilerek piyasaya verildiğini, bu 11 adet senetlerden 4 adedi için ise icra takibi yapıldığını, kalan 7 adet senedi dava konusu yaptıklarını, müvekkilinin davalı şirkete borcu bulunmadığını, müvekkilinin senetlerde geçerli imzasının bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu ve zararlarının tazmini gerektiğini ileri sürerek ayrıntıları dava dilekçesinde bildirilen 7 adet senetten dolayı davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, senetlerin iptaline ve müvekkilinin kişilik hakları zarara uğradığından 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın müvekkiline değil dava dışı ……. şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davacının dava dışı şirketle yaptığı sözleşmelerde Sofya mahkemeleri yetkili kılındığından yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, davanın haksız açılması nedeniyle esastan da reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, İİK 72/3 maddesi uyarınca takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.
Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.

Somut olayda, davacının tacir olmadığı, davaya konu satım sözleşmesi kapsamında verilen nama yazılı senetlerin tüketici senedi olduğu, 6502 sayılı TKHK. 4/5. maddesi gereğince kıymetli evrak niteliğindeki senetlerin sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde düzenlenmesinin gerekli olduğu, tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla, tüketici konumundaki davacı tarafından lehdar ve cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir.(İstanbul BAM 12.H.D E: 2020/221 -K: 2020/234,.Yargıtay 13. HD’nin 28/02/2017 gün ve 2017/561 E.-2017/2628 K. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi, 06/07/2020 tarih, 2020/514 Esas, 2020/788 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi, 03/06/2020 tarih, 2018/1649 Esas, 2020/545 karar). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Bu sebeplerle davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 18/11/2020 10:38

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.