Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/530 E. 2019/987 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/530 Esas
KARAR NO : 2019/987

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin emlak danışmanlığı mesleğini ifa ettiğini, 2018 yılının Kasım ayı başlarında davalının dava konusu taşınmazın kiralanması için müvekkili ile iletişime geçtiğini, müvekkilinin davalıdan aldığı direktif doğrultusunda taşınmaz malikleri ile iletişime geçerek fiyatta indirim yapılması için son derece emek ve gayret sarf ettiğini, sonuç olarak kira bedelinin 1 yıllık peşin ödenmesi halinde aylık 3.000,00 TL, aylık ödenmesi halinde ise 3.100,00 TL olacağının müvekkili tarafından davalıya bildirildiğini, 2018 yılının Aralık ayı itibariyle dava konusu taşınmazın davalı tarafça kiralanmasına rağmen müvekkilinin hak etmiş olduğu ve sözleşmede yazılı 3.100,00 TL tutarındaki komisyon bedelinin müvekkiline ödenmediğini, alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin öncelikle alacağın muaccel hale geldiğini bildirmek için noter aracılığıyla ihtarname çektiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, akabinde Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe kötü niyetli ve haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu sebeplerle yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ihtilafın genel mahkeme olan Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğini, bu sebeple öncelikle görev itirazında bulunduklarını, karşı tarafça müvekkiline gösterilmiş bir yer söz konusu olmadığını, yapılan görüşmelerin telefon aracılığı ile gerçekleştiğini, müvekkili ile yapılmış herhangi bir sözleşme ve yer gösterme tutanağı olmadığını, kanunda emredici hüküm olarak düzenlenen hiçbir kurala karşı tarafın uymamasına ve huzurdaki davaya konu icra takibindeki alacak olarak belirtilen miktarı hak etmemesine rağmen kötü niyetli olarak ve haksız kazanç sağlamak amacıyla ilgili icra takibini başlattığını, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
HMK 115. Maddeye göre dava şartları bakımından yapılan inceleme sonucunda;
Tarafların tacir olmadığı , Öte yandan taraflardan biri tacir olsa da her iki tarafın tacir olması gerektiği gibi ticari işletmesiyle ilgili bir davada olmayıp; hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4.maddesinde sayılmıştır. Bundan başka, özel kanunlarda bazı davalara ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir (TTK.m.5). Bu hükümlerde sayılan ticari davalar mutlak ve nisbi ticari dava olmak üzere ikiye ayrılır. 6102 sayılı TTK’nun 4.maddesi gereğince, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekir.
Dava 6102 sayılı TTK’dan değil alacak davası olup genel hükümler uyarınca genel mahkemelerde dava açılabileceğinden HMK’nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Yukarıda anlatıldığı üzere,tarafların tacir olmadığı ve aralarındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olduğu,
Simsarlık sözleşmesinin TTK da değil , 6098 sayılı TBK’nın 520 vd. maddelerinde düzenlendiği ve görevli Mahkeme’nin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ ne tevzi edilmek üzere GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak), gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 04/11/2019

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.