Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/512 Esas
KARAR NO : 2019/1058
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2013
KARAR TARİHİ : 28/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2019
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 26/09/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, müşterilerinden … Havacılık A.Ş’ye 01/08/2013 tarihinde vermiş olduğu hizmet karşılığında 7.020-TL lik hizmet faturası kestiğini, … Jet’in bu fatura bedelini 23/08/2013 tarihinde davacı şirketin …bank A.Ş …. Şubesi ….nolu hesabına havale ettiğini, havalenin yapıldığı 23/08/2013 tarihinden beri davalıya defalarca telefon ile muracaat edilmesine rağmen hesaplarındaki paranın kullandırılmadığını, bu hususta …bank A.Ş … Şubesi çalışanlarından … hanım ve …. beyle yapılan görüşmelerde bu paranın davacı şirkete ödenemeyeceği, ancak ödeme yapan firmanın müracaatı halinde paranın geri ödenebileceği şeklinde hukuki izahı kabil olmayan açıklamalarda bulunulduğunu, bu nedenlerle işbu davayı açmak mecburiyetinde kaldıklarını beyanla 23/08/2013 tarihinden itibaren ödenmeyen 7.020- TL’nin ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davası olduğunu, bu nedenle açılan davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca davalı banka adresinin … Caddesi No:…. … …. olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin de İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davalı ile davacı arasında Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığını ve davacıya …. nolu hesabın açıldığını, bu hesaba dava dilekçesinde belirtildiği gibi 23/08/2013 tarihinde 7.020-TL nin havale edildiğini, akabinde 28/08/2013 tarihinde davacı şirketin kaşesini ve …. tarafından imzalı olan yazılı talimat ile hesaptaki 7.020 TL’nin ….’e ödenmesinin istendiği, ancak davacı hesabında daha önce yapılan işlemler ve bu işlemler nedeniyle sunulan Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararı ile …’a vasi atanmasının talep edildiğini, mahkemece yapılan yargılama sırasında …’ün 31/05/2012 tarihinde kısıtlı adayı ….. adına geçici vasi atandığını,neticeten hükümle birlikte vasi tayini talebinin reddedildiğini, geçici vasi atanan kişinin vasiliğine son verildiğini, ancak kararda kesinleşme şerhi bulunmadığını, davaya konu talimatı imzalayan …ın bankacılık işlemlerinde yetkilendirildiğine ilişkin vekaletname’nin Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen vasi tayini dosyasının karar tarihinden 8 gün sonra düzenlendiğini, bu süre zarfında vasi tayini dosyasının kesinleşmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacı tarafından verilen vekalet name ile vekil tayin edilen kişi tarafından banka hesabında işlem yapılmasının yasal olarak mümkün olmadığını, bu nedenle davaya konu talimat gereğinin yerine getirilmediğini, bu konuda davalı bankaya kusur atfetmenin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini beyan etmiştir.
Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesince 13/02/2014 tarih … esas … karar sayılı görevsizlik kararı verilerek Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 26/08/2014 tarih ve 1876 sayılı karar ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin heyetli mahkeme olarak görev yapmalarına, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi 15/09/2014 tarihinde faaliyetine son verilmesine, 09/09/2014 tarihinde yayınlanan karar ile Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi ile birleşmesine karar verilmiş, Bakırköy…Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası Bakırköy….Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas numarasını almıştır.
Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2018/2205 esas 2019/3693 karar sayılı ilamıyla, ……6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Buna göre; mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Mahkemenin davanın kabulü yönünde vermiş olduğu kararında, yasada tanımlanan şekilde uygun bir gerekçe kısmının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, kendi içinde tutarlı, maddi olaya, talebe ve savunmaya uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerekirken, Anayasa ile 6100 sayılı HMK’nın 297. ve 298.maddelerinde belirtilen unsurlardan ve gerekçeden yoksun ve usulüne uygun hüküm yazılması konusundaki Dairemiz kararını gerekçeymiş gibi yazarak karar vermesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerektiği …….gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizce bozma kararına uyulmasına karar verilerek yargılama sürdürülmüştür.
Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davacı … ın adına davalı bankanın …. şubesine dava dışı …. şirketi tarafından 23/08/2013 tarihinde 7.020 TL havale geldiği, davacıya vekaleten havale gelen paranın …. a ödenmesinin adı geçen tarafından talep edildiği, davalı bankanın önceki bankacılık işleminden dolayı vekalet veren …’ a Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından geçici vasi atandığının tespiti üzerine ödemenin yapılamayacağının bildirildiği, bunun üzerine atanan vasinin görevine son verildiğine ilişkin mahkeme kararının da davalı bankaya ibraz edilmesine rağmen davalı bankanın karar ve ibraz tarihlerine göre kararın bu kısa sürede kesinleşmeyeceği gerekçesi ile ödemeden yine kaçınıldığı, bunun üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın görülmesi sırasında davacı …’ ın 14/07/2014 tarihinde ölmesi üzerine mirasçılarının tespitine ilişkin Bakırköy … Noterliğinin 23/07/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı veraset belgesine istinaden tespit edildiği, buna göre mirasçılarının …., …. ve … olarak belirlendiği, bu mirasçılardan … dışındaki mirasçıların Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinin 02/12/2014 gün ve …. – …. sayılı kararı ile mirası reddettikleri ve böylece davacı … ‘ ın tek mirasçısının davaya sonradan devam eden … olduğu saptanmıştır.
Taraflar arasında davacı …. adına davalı banka şubesine havale geldiği hususunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık paranın ödenmesi talebinde bulunan vekilin vekaletname sunmasına rağmen bankaca az yukarıda belirtilen gerekçelerle ödemeden kaçınmasında haklı olup olmadığı hususundadır. Gerçekten de davacıya Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası üzerinden alınan hastane raporuna istinaden geçici olarak 31/05/2012 tarihinde mali müşavir …. ün geçici vasi olarak atandığı anlaşılmakta ise de, anılan mahkemece 04/04/2013 tarih ve …. esas… karar sayılı kararı ile Adli Tıp Raporu esas alınmak suretiyle açılan vasi davasının reddine ve geçici atanan vasinin de vasiliğine son verilmesine karar verildiği, anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere Sulh Hukuk Mahkemesince geçici vasi ataması tedbir niteliğinde olup kesinleşmesine gerek olmadığı gibi geçici vasiliğinin kaldırılmasına ilişkin kararın da vasiliğin sona ermesi için kesinleşmesi gerekmez. Dolayısıyla 04/04/2013 tarihinde davacı Burhan Uludağ’ ın hukuku ehliyetinde herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Bu nedenle bizzat kendisi tarafından yasaya uygun olarak düzenlenmiş vekaletname ile yetkilendirdiği vekil Sema’ nın davacı adına işlem yapmaya yetkisi bulunmaktadır. Davalı bankanın buna ilişkin kararın kesinleşmediği ve dolayısıyla ödeme yapılmayacağı yönündeki gerekçesi ve bu gerekçeyle ödemeden kaçınması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacı adına gelen havalenin geldiği tarih, bu havalenin vekaleten ödenmesine ilişkin davalı bankaya yapılan başvuru tarihi ve başvuruyla ilgili davalı bankaya sunulan bilgi ve belgeler ödemenin yapılmasını hukuken zorunlu kıldığı halde yasal olmayan gerekçe ile davalı bankanın ödemeden kaçınması yerinde görülmediği gibi 23/08/2013 başvuru tarihi itibariyle davalı banka temerrüde düştüğünden ve davalı banka yönünden iş ticari nitelikte bulunduğundan talep gibi reeskont faizi istenebileceği sonucu varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının KABULÜ ile, davacının davalı banka hesabında bulunan 7.020 TL nin 23/08/2013 tarihinden işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı lehine takdir edilen 2.725,00.-TL vekalet ücreti ile davacının yaptığı 484,75.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 479,53.-TL karar harcından peşin alınan 119,90.-TL harcın mahsuu ile bakiye 359,63.-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar,Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı açıkça okunup tefhim edildi.28/11/2019
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.
Davacı Yargılama Giderleri
147,95.-TL İlk masraf
+ 336,80.-TL Yargılama gideri
484,75.-TL