Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/498 E. 2019/892 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ USULE İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/498
KARAR NO : 2019/892

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2017
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin İstanbul Avrupa Yakası’nda ve Çorlu’da hatırı sayılır büyüklükteki bir bölgeye içecek, meşrubat dağıtıcılığı işi ile iştigal olduğunu,depolama, dağıtım ve üstlenmiş olduğu distribütörlüklerle sorumlu olduğu bölgenin meşrubat ve içecek dağıtımını sağlarken bir yandan da bu işler için gerekli yatırımları yaptığını, müvekkili şirketin depo olarak kullanabileceği taşınmazlara talip olduğunu, davalının da … parsel sayılı taşınmazına talip olduğunu, bu girişim esnasında taşınmazın depo ruhsatı alınması halinde 1.800.000,00.-TL bedelle satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, gerek mevcut teamüller gerekse bir iyi niyet göstergesi olarak depo ruhsatı almak şartıyla davalıya 13/05/2016 tarihinde 20.000.-TL kaparo verildiğini, müvekkilinin yaptığı girişimler neticesinde taşınmazın depo ruhsatı alabilecek nitelikte olmadığının anlaşıldığını, bu durumun ortaya çıkmasından sonra müvekkilinin davalı ile görüşerek depo ruhsatı alınmadığı için taşınmazı almaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, ilk başta yapılan sözlü anlaşma gereğince kaparonun iadesinin talep edildiğini ancak davalının iade etmediğini, yaklaşık 6 aylık bir süre beklenildiğini ve sonunda Beyoğlu…Noterliğinin 24/10/2016 tarih … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi ile ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, davalının ihtarnamesinin tebliği üzerine taraflarınca davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığın, davalının bu takibe itiraz ettiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının kötü niyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak şartıyla davalı aleyhine İcra İnkar tazminatına hükmesilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline dava dilekçesi gönderilerek… Parselde bulunan taşınmazı depo olarak kullanmak üzere satışa konu olduğunu, satışa konu taşınmazın depo ruhsatı alınamadığından bahisle yapılan 20.000 TL cayma parası olarak yapılan ödemenin iadesi icra takibine yapılan itiraz sonrasıda iş bu itirazın iptali davası ile istendiğini, öncelikle davacı icra takibini İstanbul …İcra Müdürlüğündeki … E.sayılı dosyasından başlattığını, itirazın iptalinde yetkili mahkemenin İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının esasa ilişkin talep ve iddialarının mesnetsiz ve haksız olduğunu, davacının başlatmış olduğu İstanbul …İcra Müdürlüğündeki … E.sayılı icra takibi haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını, davacı müvekkilinin sahibi olduğu… Parselde bulunan taşınmazı satın almak istediğini belirttiğini ancak hiç bir zaman buranın ne amaçla kullanacağına ilişkin beyanda bulunmadığını, bahsi geçen satış işleminde … Gıda A.Ş. olarak taşınmazı ne amaçla kullanacağını sözleşme şartı olarak beyan etmediğini, müvekkilinin davacının taşınmazı ne amaçla kullanacağı ile ilgilenmediğini, ilgili taşınmazın davacı şirkete satış konusu yapıldığı ve cayma parası alındığı için başkaca iş kullanımına tahsis edilmediğini, satışa hazır taşınmazın müvekkil tarafından bilinmeyen bir sebepten dolayı alıcı tarafından alımından vazgeçilmesi müvekkilini bağlamadığını, taşınmazı … Gıda A.Ş. almak istediğini, biraz zamana ihtiyacı olduğundan bahisle başkasına satışın yapılmasını engellemek için cayma parası olarak 20.000 TL ödeme yaptığını, daha sonra da haksız olarak caydığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, haksız davanın reddi ile kötü niyetli açılan iş bu dava için %20 den az olmayacak kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi vekaleten arz ve talep etmiştir.
Dava, taşınmaz satımından kaynaklanan kaporanın iadesine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dava, Silivri ….Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış; Bu mahkemece özetle “Dosyamız kapsamına alınarak incelenen davacı ve davalının ticaret sicil kayırlarından; davacı …’nin 32.000.000,00 TL sermayeli Anonim Şirketi, davalı …’ın ise 2.000.000,00 TL sermayeli …Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı ve yetkilisi olduğu, dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve taraf beyanlarından dava konusu icra takibine konu alacağın dayanağı olan taşınmaz alım satımına ilişkin anlaşmanın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olduğu açıktır. Bu haliyle tarafların tacir olduğu ve aralarında yapılan işin ticari iş olduğu noktasında duraksama yoktur, taraflar arasındaki ticari işin niteliği, taraflara yüklediği hak ve yükümlülüklerin tespiti gerekmekte olup, bu haliyle davanın ticari dava olduğu ve Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı uyarınca süresinde yapılan başvuru ile mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin ticaret mahkemesi mi, yoksa asliye hukuk mahkemesi mi olduğunun incelenmesi gerekir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan bulunması gerekir. Bu düzenlemeye göre ticari dava ve ticari iş ayrı ayrı kavramlardır. Bir ticari davanın konusu, aynı zamanda ticari iş niteliğinde bulunduğu halde; her ticari iş bir ticari dava olmayabilir. Kanunumuz ticaret mahkemesinin görevini belirlerken ticari işi değil, ticari davayı esas almış bulunmaktadır.
Bu bilgiler ışığında somut uyuşmazlığa baktığımızda, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık taşınmaz satışı için verilen kapora veya pey akçesinin iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır. Taşınmaz satımı TTK’da düzenmiş bir husus olmayıp, TBK’da ve TK’da düzenlenmiştir. Uyuşmazlığa konu taşınmazın tapu da davalı adına kayıtlı olduğu ve davacı tarafından gönderilen paranın da davalının şahsi hesabına gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı gerçek kişi olup, tacir olup olmadığı ve uyuşmazlığın da ticari işletmesiyle ilgili bulunup bulunmadığının üzerinde durulması gerekir. Davalının tacir olup olmadığı incelenmiş; ticaret sicil müdürlüğünden gelen cevabi yazıda davalının 19/10/2012 yılına kadar ticari işletmesi varken bu tarihte ticareti terk ettiği ve terk hususunun da 19/10/2012 tarihinde tescil edildiği; yine vergi dairesinden gelen cevabi yazısında da davalının 01/01/2012 tarihinden itibaren … vergi mükellefi olduğu, ticari bir faaliyetinin de bulunmadığı bildirilmiştir. Davalının …Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı ve yetkilisi olması kendisine sırf bundan dolayı tacir sıfatı vermeyeceği gibi, davacı açısından işin ticari olması davalıya tacir sıfatı vermez. Bu durumda davalının tacir olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca eldeki dava ticari bir dava olmadığından ve görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi bulunduğundan göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli SİLİVRİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde açılmamış sayılmasına karar verilceğinin ihtarına,
3-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı çıkacağından bu halde dava dosyasının görev uyuşmazlığının çözümü için İ. B.A. Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderleri ile ilgili olarak şimdilik bir karar verilmesine yar olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/10/2019 10:39:14

Katip …

Hakim …