Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/489 E. 2019/1061 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/489 Esas
KARAR NO : 2019/1061

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ : 28/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2019
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin kitap, ajanda, kutu, takvim, poster, kartvizit, davetiye, broşür, etiket gibi ürünlerin hazırlanmasına ilişkin baskı ve matbaacılık hizmeti sunduğunu, davalı şirketten çeşitli tarihlerde “kağıt” aldığını, müvekkilinin davalıya ileri tarihli ve borcundan yüksek tutarlı çek yaprağı verdiğini, davalı buna karşılık müvekkile kağıt teslim ettiğini, ancak müvekkilin siparişini verdiği son kağıtların taraflarına teslim edilemediğini, yapılan araştırmaya göre davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu …Sulh Ceza Hakimliği nin 12.08.2016 tarihli …. Değişik İş sayılı dosyası ile gizli ibareli tedbir kararı bulunduğunu, tedbir nedeni ile davalı şirket ticari faaliyetlerini sürdürememekte ve taahhüt ettiği siparişleri müvekkiline teslim edemediğini, şirket ortak ve yetkilisi … ‘in 15 Temmuz darbe girişiminin akabinde ABD’ye gittiği piyasalarda konuşulduğunu, davalı şirketin henüz TMSF ye devredilmemiş olmakla birlikte gelecek günlerin ne göstereceğini bilemediklerini, şirket çalışanları ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, davalı taahhütlerini yerine getiremediğini, davalıya keşide ettiğkleri ….bank A.Ş. … Şubesi …. çek no lu 15.02.2017 vadeli 40.000 TL bedelli çek yaprağının ödeme günü yaklaştığını, gelinen bu noktada müvekkilinin davalıya 13.180,26 TL borçlu bulunduğunu, çek yaprağının ödemesinin durdurulması, bu konuda tedbir kararı verilmesi ve nihayetinde borçlu olmadıklarının tespiti için mahkemeye başvurma gereği doğduğunu, 15.02.2017 vadeli 40.000 TL bedelli çek yaprağının ibrazında ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, nihayetinde davalı şirkete 13.180,26 TL borçlu olduklarının, bakiyesi yönünden borçlu olmadıklarının tespitini, mahkeme masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket aleyhine iddia edildiği üzere herhangi bir tedbir kararı verilmediğini, müvekkil ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkili davacıdan dava konusu çeki aldığını ve çek karşılığı malları teslim ettiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, haksız ve mesnetsiz tedbir kararının kaldırılmasını, davacı tarafın tedbir için yatırılan teminatın iade edilmesine itiraz ettiklerinden, teminatın iade edilmemesine, davadan sonra aldıkları malların bedeli düşülünce kalan bakiye cari hesap borcunun ( kalan 22.356,29 TL) mahkememizin belirlediği bir hesaba ödenmesi yönünde ödeme yeri belirlenmesine ilişkin karar verilmesini, HMK 329/1 maddesindeki hüküm uyarınca lehimize tam vekalet ücretine ayrıca hükmedilmesine, HMK 329/2 yaptırımların hem davacı hem de vekil yönünden uyguanmasına karar verilmesini, müvekkili yönünden yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizce davanın Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına dair verilen karar, davalı vekilinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin ….Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar sayalı kararında, …….Dava, menfi tespit davasıdır. Mahkemece davanın konusuz kaldığından bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilinin istinafı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkindir. Anayasa’nın 141/3 maddesi ve HMK’nun 297.maddesi uyarınca mahkeme kararları gerekçeli olmak zorundadır. Mahkemece yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalının niye sorumlu tutulduğuna ilişkin kararda bir gerekçeye yer verilmemiştir. Bu itibarla karar gerekçesizdir. Öte yandan HMK’nun 331/1 maddesi uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek olmayan hallerde Hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Re’sen bağlamında ise karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması halinde nisbi harca hükmedilemez. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin nisbi harca hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır, gerekçesiyle mahkememizce verilen karar kaldırılmış olup, bu nedenle tarafların huzuruyla mahkememizde davaya yeniden devam edilmiştir.
Mahkememizce verilen önceki karar davalı vekili tarafından aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle İstinaf edilmiştir.
Dolayısıyla esas karar niteliği yönünden taraflarca İstinaf talebi olmadığından önceki hükümle verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturulduğundan aynı yönde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin önceki İstinaf incelemesine tabi kararda davalı aleyhine bakiye harç ve vekalet ücreti hükmedilmiş ise de, İstinaf Dairesince bu kısma yönelik hüküm kaldırıldığından bu hususun yeniden değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bilindiği üzere davanın konusuz kalması hallerinde davanın açılmasına sebebiyetin kim tarafından verildiği hususu göz önüne tutularak yargılama giderleri konusunda karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davanın açılmasından sonra borç davacı tarafça ödenmiş ve davacı ile davalı taraf davanın konusuz kaldığı beyanında bulunmuşlardır. Dolayısıyla mahkememizce taraf beyanları da dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından işbu dava davalıya borçlu olmadığının tespiti talebiyle açılmış olup, davacı dava sırasında davalıya bir miktar borçlu olduğunu kabul eden ödemede bulunmuş ve bilahare de yargılama sırasında davanın konusuz kaldığını bildirmiştir. Davacı davayı açtığı tarih itibariyle davalıya borçlu olduğunu bildiği halde bu davayı açmakta haksız olduğundan ve davalı davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasında HÜKMÜN KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 44,40.-TL karar harcından peşin alınan 458,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 413,62.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davanın açılmasına davalı sebep olmadığından davalı lehine AAÜT gereğince hesap edilen 2.720 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından iş bu dava nedeniyle yapılan 31,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.