Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/471 E. 2020/116 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/471 Esas
KARAR NO : 2020/116

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Bakırköy … İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı takibine konu 10/08/2016 tarihli 5.000-TL bedelli senede istinaden Müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile başlatılan icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar teminat karşılığı tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine karar verilmesi, davalı alacaklının kötüniyetli hakeret ederek müvekkilinin mağduriyetine neden olduğundan alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacnın borcuna karşılık müvekkilline dava konusu senedi verdiğini, sonrasında ise senet bedelini ödemediği için kendisine karşı icra takibi başlatıldığını, davacının dava dilekçesinde anlattığı iddialarınır gerçeği yansıtmamadını, iddiaları kabul etmediklerini, ayrıca takip konusu evrakın senet olduğunu senede karşı senetle ispat yükümlülüğü olduğunu, bu nedenle davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Bakırköy …. İcra D. … sayılı dosyası ile ,davacı aleyhine 5.000 TL bedelli senede yönelik başlatılan takip uyarınca ,borçlu olmadığının tespitti istemli açılan dava uyarınca;
Davacı tarafın imza inkarında bulunmadığı söz konusu senedin ;apartman boşluğunu kendi dükkanına eklemek istemesi üzerine bina maliklerine nakit yada senet karşılığı ödeme yaparak kullanıma geçirdiği sonrasında bu yerin bodrum kata ait olduğunun anlaşılması ile bedelsiz kaldığı iddiası üzerine,
Davalı tarafın senede karşı senetle ispat yükümlülüğü olduğu ,tanık dinletilmesine de muvafakat etmedikleri anılan senedin davacının borcuna karşılık alındığı savı karşısında ;

T.C. A N K A R AB Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2017/2451
KARAR NO : 2019/1290
“….
Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Ancak dava kambiyo senetlerine ve bedelsizlik iddiasına dayalı ise davacı borçlu bu durumu yazılı delillerle ispatlamak zorundadır.
Ciro yoluyla hamil davalılardan …. tarafından davacı aleyhine bonoya dayanılarak takip yapılmış, diğer davalı ise senette lehtar sıfatıyla yer almıştır. Davacı takibe konu edilen senedin teminat olduğunu ve taraflar arasında düzenlenen sonraki tarihli ibraname ile senedin teminat fonksiyonun kalmadığı olgusuna dayanmış ve borcunu düzenli olarak taksitlerle ödediğini ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. Davalı ise iddianın yersiz olduğunu savunmuştur.
Davada ispat yükü kural olarak davacıya düşmektedir.Şayet ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, yazılı delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.
Somut olaya gelince iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ve özellikle Kambiyo senedinin bedelsizliğine dayalı menfi tespit davasında davacı, senedin vade tarihinden sonra düzenlenen ibraname ile davalılardan senet lehtarı İbrahim’in kendisini ibra ettiğini ve bu nedenle davalı elinde bulunan senedin bedelsiz kaldığı iddiasıyla bedelsiz kaldığı için kambiyo borcunu ödemek zorunda olmadığını ileri sürmektedir. Bu durumda bir kambiyo ilişkisinin varlığı esasen davacı tarafından kabul edilmektedir. Davalının kambiyo alacağını ayrıca başka delillerle ispat etmesine gerek yoktur. Bedelsizlik iddiasına gelince: Bedelsizlik davacının öne sürdüğü bir vakıa olduğuna göre bunu ispat yükü de davacıya aittir. Kambiyo senedinin bir temel alacağın varlığına karine oluşturması da aynı sonuca varılmasını zorunlu kılmaktadır. Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası açan borçlu temel alacağın mevcut olmadığını,- karinenin aksini – öne sürmektedir. Davacı, hem temel ilişkiyi, hem de temel ilişkideki bir nedenle senedin bedelsiz olduğunu ispat edecektir.
Davacı tarafça ibraz edilen 22.02.2016 tarihli sözleşme başlıklı belgede davacı ve davalılardan ….’nin borçlu olduğu icra takip dosyası nedeniyle ibraname düzenlenmiş takip dosyasına atıfla yetinildikten sonra yine aynı taraflar arasında sözleşme başlıklı belgede ”22.02.2016 tarih itibariyle …., … arasında alacak verecek yoktur” şeklindeki anlatım mahkemece en geniş manada tarafların birbirini ibra ettiği ve alacak borç ilişkisinin kalmadığı şeklinde kabul edilmiş ise de ibranamenin düzenlenme sebebi davalılardan lehtar …’nin borçlu olduğu icra takip dosyasına atıfla düzenlenmiş ve aynı gün herhangi bir alacak borç ilişkisi kalmadığı şeklinde başka bir belgenin de verilmesi, davacının borçlusu olduğu davaya konu senede herhangi bir atıf yapılmaması, senedin davalılardan lehtar İbrahim Develi’nin elinde olması karşısında ibranamenin senedi de kapsadığı şeklinde yorumlanamaz. Bonoya dayalı borcun sona erdiğinin kabul edilebilmesi ancak senedin davacı borçluya geri verilmesi veya sözleşme başlıklı belgede açıkça senedin tanımlanması halinde borcun ifa edildiğinin kabul edilebilir.
Somut olayda iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ve özellikle davacı tarafça ibraz edilen delillere göre iddiasını kanıtlayamadığı noktasına ulaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
…..”
Dava bedelsizlik iddiasına dayalı kambiyo senedine karşı menfi tespit talepli olup,anılan içtihat uyarınca da ;davacı yan yazılı belge ile ödeme iddiasını ispat edememiş, ,yazılı delil başlangıcı herhangi bir belge ibraz edememiş davacı taraf yemin delili hatırlatılmakla;
Davacı vekili yemin teklif edeceklerini bildirerek yemin metnini hazırlayıp dosyaya sunmuş, davalı duruşmada usulüne uygun olarak yaptırılan yemini tahtında alınan beyanında,
Davalı yan yemin metni uyarınca yeminin eda etmekle;
Yemin niteliği itibariyle en son başvurulan ve kesin nitelikteki delillerden olup, davalının yeminli beyanı karşısında davacı davasını ispatlayamadığından fakat kötüniyeli olarak takibe geçildiği de anlaşılamamakla kötüniyet tazminatı talebi ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere,
1-Açılan Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine
3-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcından peşin yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 30,99 TL harcın talep halinde ve karar kesinleşince davacıya iadesine,
4-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
6- Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair davacı vekili, davalı vekili ve davalı asilin yüzünde; alacak miktarı kesinlik sınırı 5.390,00 TL’nin altında kaldığından HMK 362 maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2020
Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.