Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/469 E. 2019/676 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/469
KARAR NO : 2019/676

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 12/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkillerinin ailecek tatil yapmak için Türkiye’ye geldiklerini, gerek kendileri gerekse çocukları için dönüş için Antalya-Düsseldorf seferi, 27/08/2017 tarih ve 19:55 saati uçuşu için … isimli acentadan davalı şirket uçağına bilet aldıklarını, bahsi geçen satın alınmış Almanya’ya dönüş uçuş seferinini iptali sebebiyle yeni tarihin 28/08/2017 günü saat 06:00’a ertelendiği hakkında servisten acentaya mail geldiğini, bu mailin de acenta tarafından müvekkillerine mail olarak gönderildiğini, müvekkillerinin uçuşun ertelenmesi sebebiyle bir gece daha otelde konaklamak zorunda kaldığını, ekstradan 150 Euro otel parası ödediklerini, maille kendilerine bildirilen 28/08/2017 uçuş günü için 2 saat önceden Antalya Havalimanı’na gitmek için gece 01:00’da yola çıktıklarını, 04:00 gibi havalimanında olduklarını, 06:00 kalkış saatli uçakta isimlerinin olmadığını şirket görevlilerinin müvekkillerine söylediğini, müvekkillerinin gelen maili göstermeleri üzerine görevlilerce ”size yanlış mesaj gelmiş bizim hatamız, sizin uçuşunuz saat 15:15’te kalkacak” dendiğini, müvekkillerinin sabah 04:00’dan öğleden sonra 15:15’e kadar havaalanında beklediklerini, yeme içme masrafları olduğunu, ne otel masrafları ne de yeme içme masraflarının davalı şirketçe karşılanmadığını, teklif dahi edilmediğini, uçağın bir gün geç kalmasının Almanya’daki işlerini etkilediği gibi davalı tarafından yapılan iptal ve ertelemenin saatlerce havalimanında bekletilme sonucu müvekkilerinin psikoloji ve morallerini alt üst ettiğini, manevi zararları doğduğunu, bu sebeple fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 7.249,75 TL maddi tazminat ve her bir davacı için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 16.000,00 manevi tazminatın uçuş tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, havayolu taşımacılığından kaynaklı maddi/manevi tazminat davasıdır.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakılacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Aynı yasanın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
6102 sayılı TTK hükümlerine göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK 11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK 11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK 12/1).

Davacıların tacir olmadığı, ticari işletmesi adına da hareket etmediği dosyaya kapsamından anlaşılmakla ;
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun incelenmesin de ise;
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1 .maddesinde; bu kanunun amacının, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmek olduğu, açıklanmış; ” Kapsam” başlıklı 2. maddesinde de aynen; “Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
6502 sayılı Kanuna göre, Davacı ise kanunun 3. maddesinin (k) bendinde sayılan tüketici vasfındadır.
Yukarıda açıklandığı üzere Mahkememiz’in görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır