Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/458 E. 2019/998 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/458
KARAR NO : 2019/998

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2019
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan hisse satın alarak davalı şirkete ortak olduğunu, bilahare müvekkili ile diğer şirket ortaklarının müvekkilinin hissesinin davalıların babası ….’ya satımı konusunda anlaşımaya vardıklarını,bu hususta 27/03/2018 tarihli protokol imzalandığını,bilahare de aynı gün noterde hisse devir ve temlik sözleşmesi imzalandığını,devir işleminin şirket genel kurulunca da kabul edildiğini ve ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğini, ancak davalıların protokole göre devir bedeli ödemelerini bu güne kadar yapmadıklarını, ihtar gönderildiğini, davalılardan …..’ün protokolün geçerli ancak ekonomik nedenlerle ödeme yapmadıklarını cevaben bildirdiğini, müvekkilinin arabuluculuk başvurusundan da olumlu sonuç alamadığını ileri sürerek ihtiyati tedbir ile …. mah. … ada … parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik taşınmazın değeri olan 400.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, müvekkilleri … ve …. yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, dayanak protokelle davacının şirketteki hissesini 3. kişi ….’ya devrettiğini, hisse devir protokolünün taraflarının davacı ve davalılar olduğunu, borcun davalı şirkete ait olduğunu, protokole göre 1 adet daire ile bir aracın devrinin yapıldığını, devredilmeyen daire için satıldığında 400.000,00 TL ödenmesinin sözkonusu olduğunu, adı geçen dairenin kredi almak için şirket ortaklarından …’in eşine devredildiğini, dairenin satılmadığını, şartın gerçekleşmediğini, satış gerçekleştiğinde davacıya ödenecek miktarın 400.000,00 TL olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, bilahare de davacıya 400.000,00 TL ödendiğine ilişkin dilekçe ve ekinde dekont sunmuştur.
Dava, Tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı ile davalılardan … ve …. arasında uyuşmazlıklı bulunmayan 03/07/2018 tarihli şirket hisse devri protokolü yapıldığı, davacının dayanak bu protokol gereğince davalı şirketteki hisselerini protokolde belirlenen dava dışı …’ye devrettiği, ancak davacıların davalıların protokolde hisse bedeline karşı yükümlendikleri edimleri yerine getirmedikleri iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki adi yazılı hisse devir sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçerli değil ise de davacının protokolde yükümlendiği devir edimini yerine getirdiği, davalıların ise yükümlendikleri edimlerden “3 katta köşe daire” olarak belirtilen daireye ilişkin edimleri dışındaki 13 nolu dublex daire ile … plakalı araca ilişkin olanları ifa ettikleri anlaşıldığından ve ifa edilmeyen edimin ise şarta bağlı alacak niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından protokolün tarafları bağlayacağı sonucuna varılmıştır.
Davacı davalı olarak hisseleri devredilen …’ne de husumet yöneltmiş ise de dayanak protokol, davacı ile davalılardan …. ve …. arasında yapılmış olup, davalı şirkete husumet yöneltilmesi mümkün bulunmadığından, davalı şirket hakkındaki dava bu nedenle ret edilmiştir.
Davanın devamı sırasında taraflar davanın konusuz kaldığını bildirmişlerdir. Davanın konusuz kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davanın açılmasına sebebiyet konusundadır. Nitekim davacı vekili, davanın açılmasına davalıların neden olduğunu ileri sürerek lehine yargılama giderlerine hükmedilmesini istemiş; davalılar vekili ise davanın vaktinden önce açıldığını, bu nedenle davacının yargılama giderlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek lehlerine yargılama gideri hükmedilmesini istemiştir.
Bilindiği üzere HMK 331/1. maddesi, davanın konusuz kalması halinde hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği hükmünü getirmiştir. Bu nedenle davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun incelenmesi gerekmiştir.
Az yukarıda açıklandığı gibi dayanak protokolde davalıların yükümlendikleri edimlerden “3 katta köşe daire” olarak belirtilen daireye ilişkin edim dışındaki 13 nolu dublex daire ile ……. plakalı araca ilişkin olanları ifa ettikleri tartışmasız olup, “3 katta köşe daire”ye ilişkin edimin dava tarihinde ifa edilmediği anlaşılmaktadır. Yine protokolde “3 katta köşe daire”ye ilişkin edim şartlı bir edim olarak belirlenmiş ve şart olarak da “3. bir kişiye satılmasının gerçekleşmesi ” kabul edilmiştir. Protokole göre “3 katta köşe dairenin” kendisi değil, 3. bir kişiye satıldığında davacıya 400.000,00 TL ödenmesi edim olarak öngörülmüştür. Esasen taraflar arasında bu hususta da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu husustaki uyuşmazlık protokolde “3 katta köşe daire” olarak belirtilen dairenin aynı katta bulunan 12 nolu daire mi yoksa 10 nolu daire mi olduğu hususundadır. Nitekim davacı vekili, protokolde “3 katta köşe daire” olarak belirtilen dairenin aynı katta bulunan ve davadan önce satılan 12 nolu daire olduğunu, davalılar vekili ise protokolde “3 katta köşe daire” olarak belirtilen dairenin aynı katta bulunan ve davadan sonra satılan 10 nolu daire olduğunu bildirmişlerdir. Protokolde bu hususta açıklık bulunmamaktadır. Taraflar arasında her iki dairenin de aynı katta köşe daire olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durum ve davacının 10 nolu daireyi dava konusu yaptığı da gözetildiğinde protokolde “3 katta köşe daire” olarak belirtilen dairenin 10 nolu daire olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda 10 nolu dairenin davadan sonra satıldığı ve protokole göre “3. kişiye satışı gerçekleştiğinde ödenecektir” şeklindeki şartın davanın açılmasından sonra gerçekleştiği ve bu şekilde alacağın muaccel hale geldiği, dava tarihinde şartın gerçekleşmemesi nedeniyle alacağın muaccel olmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan davacı terditli dava açmış; öncelikle tapu iptali ve tescili, bu talebi kabul edilmediği takdirde taşınmazın değeri olarak şimdilik kaydı ile 400.000,00 TL alacağın tahsilini istemiştir. Az yukarıda da belirtildiği gibi, davalıların protokole göre yükümlendikleri edim daire değil, 400.000,000 TL alacak olduğundan davacının tapu iptali talep edemeyeceği kabul edilerek bu husustaki talebi ret edilmiştir.
Açıklanan bu durum karşısında davacının, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olarak kabul edilmemiştir. Dolayısı ile davalılar yararına yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …… LTD.ŞTİ. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine,
2-Diğer davalılar hakkındaki tapu iptali ve tescili talebinin reddi ile terditli alacak talebinin ise konusuz kalması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 6.831,00 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davalı şirket yönünden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 29.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansları konusunda HMK 333 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/11/2019 09.56

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …