Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/441 E. 2019/781 K. 13.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/441
KARAR NO : 2019/781

DAVA : İtirazın İptali ( Taşınmaz satımından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2019
KARAR TARİHİ : 13/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı adına Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından ilamsız takiplere ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, davalının yapmış olduğu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirket ile davalının müşterek iradeleriyle…. Blok …. Nolu ve …. Blok ….. .Nolu daireler olmak üzere toplam 2 dairenin alım satımı konusunda daire başı 200.000,00 TL olacak şekilde toplam 400.000,00 TL bedel ödeme hususunda karşılıklı hak ve yükümlülük altına girdiğini, davalının, müvekkili şirkete 2 dairenin bedeli olan toplam 400.000,00 TL borçlanmışken, müvekkili şirket ise bu dairelerin teslimi hususunda borçlandığını, bu borca istinaden ….. seri numaralı 200.000,00 TL’lik ve …. seri numaralı 200.000,00 TL’lik iki ayrı fatura kesildiğini, faturaların davalıya elden teslim edildiğini, müvekkili şirket daireleri kusursuz bir şekilde teslim ettiğini, ancak davalının fatura bedellerini müvekkil şirkete ödemediğini, davalının, yüklenmiş olduğu borcunu süresi içerisinde yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü, müvekkili şirketi zarara uğrattığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yapmış oldukları itirazın İPTALİNE, kötü niyetli itiraz ve alacağın likit olması nedenleri ile %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, öncelikle davanın ticari bir dava olmaması karşısında Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davaya bu açıdan görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, dava açılmadan ihtilafın öncelikle arabulucuya gitmesi gerekmekte olduğunu, ihtilaf arabulucuya gitmemiş olduğundan, davanın bu sebeple reddi gerekmekte olup, davanın öncelikle bu sebeple reddini talep ettiği, davaya konu satışı yapılan taşınmazların bedellerinin ödendiğini, davacı bedelin ödenmediğinin ispatla mükellef olduğunu, Büyükçekmece….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında, müvekkil aleyhine, 400.000,00 TL asıl Alacak talepli icra takibi başlatıldığını ve takibe süresinde itiraz edilmiş ve takibin durdurulduğunu, bunun üzerine davacı, takibin devamı için iş bu itirazın iptali davasını açtığını, dava konusu icranın dayanağının, 31.12.2010 tarihli, ….. ve …. numaralı, müvekkili adına düzenlenmiş her biri 202.000 TL. bedelli iki adet toplamda, 404.000,00 TL. olan, ( ancak icra takibinde 400.000,00 TL olan ) faturalar olduğunu, takibin dayanak belgesi bu faturalar olması gerekirken, dayanak kısmında, “400.000 TL asıl alacak vade tarihi 27.02.2019” olarak yazıldığını, yazılı her iki fatura bedelinin tapu tescili sırasında davacıya ödendiğini, davacı şirketin …. ‘ye devrinden ve dokuz yıl geçtikten sonra bu yasal işlemi başlattığını, bu nedenlerle davanın reddine, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve yasal ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Bilindiği üzere, 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 3. Maddesinin (k) bendinde tüketicinin ” Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan gerçek ve tüzel kişiyi”, (ı) bendinde tüketici işlemini “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve ya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve vb. sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”, (i) bendinde satıcının “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan yada mal sunanın adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişilerin”, (h) bendinde ise” Mal alışverişine konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları” ifade edileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 73/1 maddesinde de ” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır. Bu kanunun uygulanabilmesi için konut ve tatil amaçlı taşınmazların satıcının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerek ve yeterlidir. Alıcı, bir mal veya hizmeti kişisel ihtiyaçları dışında belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs gibi mesleki ve ticari amaçlarla satın alanların tüketici olarak kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm mercii tüketici mahkemesi olmayacaktır.
Davalının tacir olduğuna ilişkin Uyap kayıtlarında yapılan sorgulamada her hangi bir kayda rastlanmadığı gibi, davalının tacir olduğuna ilişkin de davacı tarafından herhangi bir iddia ve delil sunulmamıştır.
Somut olayda; davacının tacir olup, davalının ise tacir olmadığı gibi satım sözleşmesine konusu bağımsız bölümünlerin ise konut niteliğinde olduğu, işyeri vasfında bulunmadığı, yukarıda açıklanan yasal düzenleme kapsamında davaya bakmakta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca iş bu davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğundan davanın bu nedenle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Kararın taraflara tebliğine,
4-Karar niteliği gereğince yargılama giderleri konusunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 13/09/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …