Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/432 E. 2020/305 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/432
KARAR NO : 2020/305

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirket ile irtibata geçerek davalı şirket ürünlerinin Türkiye pazarlarında dağıtımı hususunda görüştüğünü, netice olarak müvekkilinin 2007 yılından beri davalı şirketin münhasır distribütörü olarak davalı şirketin ürünlerinin ithalatını gerçekleştirdiğini ve davalı şirketin ürünlerinin tercih edilen ürünler arasına getirdiğini ve daha iyi verim alınması için davalı şirketin talebiyle kendi ticari unvanını dahi değiştirdiğini, ancak davalının 25/03/2015 tarihli fesih ihtarnamesi ile taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisini 01/10/2015 tarihi itibariyle sonlandırdığını bildirmesi üzerine müvekkilinin cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshi nedeniyle 7.727.318,17 TL denkleştirme tazminatı ödenmesi ile müvekkilinin elinde kalan 1.794.971,28 TL bedelinde 39.390 adet ürünlerin teslim alınması, müvekkilince verilen ve davalı tarafından onaylanan siparişlere konu malın teslim edilmemesi nedeniyle doğan 219.649,82 Euro zararlarının tazmin edilmesinin ve müvekkiline ayıplı ürünlerin tamir onarım vs karşılığında ödenmesi gereken 58.196,57 Euro alacağın ödenmesinin istendiğini,ancak davalının ödeme yapmadığını, davalının taraflar arasındaki münhasır distribütörlük ilişkisini haklı sebep olmaksızın sonlandırdığını , davalının fesihten sonra da müvekkili tarafından oluşturulan müşteri kitlesine satış yaparak kazanç elde etmeye devam edeceğini, buna karşılık müvekkilinin tek satıcılık ilişkisinden elde ettiği gelirden mahrum kalacağını, bu nedenle müvekkilinin TTK 122. maddesine göre denkleştirme tazminatına hak kazandığını, fesihten sonra müvekkilinin stoklarında kalan ürünlerin davalı tarafından geri alınması gerektiğini, müvekkilince verilen ve davalı tarafından onaylanan siparişlere konu malın teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin bu nedenle doğan zararlarının davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, ayıplı ürünler karşılığında müvekkiline ödenen ücretin 2015 yılı için ödenmediğini, uyuşmazlıkta Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu ve uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin hak kazandığı 7.727.318,17 TL denkleştirme tazminatının, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan 58.196,57 Avro tutarında alacağın, sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle müvekkilinin uğradığı 219.649,82 Avro tutarındaki zarar ile stoklarda kalan malın davalı tarafından geri alınarak satım bedellerinin müvekkiline ödenmesini istediği, bilahare cevaba cevap dilekçesi ile tüm alacakları için 11/01/2016 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisine uygulanacak hukukun İtalya hukuku olduğunu, mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunmadığını, taraflarca İtalya Padova mahkemelerinin yetkili kılındığını, feshin usulüne uygun ve haklı bulunduğunu, müşteri portföyünün oluşmasında müvekkilinin de çok büyük katkılarının bulunduğunu, talep edilen denkleştirme tazminatının fahiş olduğunu, stoklardaki malın geri alınmasının beklenemeyeceğini, aksi halde her halükarda geri alım maliyeti bedeli üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, ayıplı ürünlere ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, son siparişlere ilişkin zarar iddiasının da kabulünün mümkün bulunmadığını, savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, Distribütörlük sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteğine ilişkindir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 19 Haziran 2008 tarihinde Dağıtım Anlaşması ile tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, bu satıcılık sözleşmesinin 9 Haziran 2009 tarihli protokol ile fesh edildiğini, takip eden yıllarda parça parça sözleşmelerle lisansa konu edilen markalı gözlüklerin satışa devam edildiğini, davalı tarafın Beyoğlu … Noterliği 25/03/2015 tarih ve …. yevmiyeli numaralı ihbarnasi ile tüm sözleşmelerin 1 Ekim 2015 tarihi itibarı ile fesh edileceğini bildirdiğini, müvekkilinin ünvanı …. Gözlük Sanayi ve Ticaret A.Ş. iken ismini değiştirmesini; Safilo markasını kullanmaması da bildirildiğini, Müvekkilinin ismini …. Gözlük Sanayi Ve Ticaret A.Ş olarak değiştirmek zorunda kaldığını, fesihde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, Müvekkilimin davacıdan tek satıcılık uyarınca aldığı: gözlük stoklarının; gözlük yedek parçaları, aksamları, sapları, camları, kılıf ve kapları ile diğer stokların davalıya iadesine, İadesine karar verilecek olan gözlük stokları için davalıdan alış değeri olan 663.273,56 euro bedel için ihtarnameyle 19/01/2016 tarihinde temerrüt doğduğundan, temerrüt tarihindeki TL efektif satış kuru üzerinden az olmamak üzere TBK 99/3’e göre davalıdan AYNEN tahsiline, aynen tahsilde: 19/01/2016 tarihinden itibaren uygulanacak ticari avans faizinden az olmamak üzere kamu bankalarının mevduata uyguladığı en yüksek faiz uygulanmasına; İadesine karar verilecek olan gözlük yedek parçaları, aksamları, camları, sapları, kılıfları, kapları ve diğer yedek parçalar için davalıdan alış euro değerine arttırılmak üzere kısmi dava olarak şimdilik 273.453,09 TL’nin temerrüt tarihi olan 19/01/2016 tarihinden itibaren uygulanacak ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, Gözlük stok ve yedek parçlarının bakım, sigorta, güvenlik ve muhafaza giderleri için 10000 TL’nin dava 19/01/2016 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiş olup Müvekkilinin, davalıya karşı stok ve yedek parçaları da ihtiva eden denkleştirme tazminatı davasını Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi …. esas sayılı dava ile açtığını, iş bu davanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir. Her iki dava birleştirilmiştir.
Dava, tazminat davasıdır.
Davacı vekili 02/04/2020 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş, davacı vekilinin bu hususta yetki içeren vekaletnamesinin bulunduğu, davalı vekili de vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl dava yönünden:
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 2/3 oranındaki 36,26 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
B-Birleşen dava yönünden;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 2/3 oranındaki 36,26 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
C-Kullanılmayan gider avansı ve teminat konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda oybirliği ile karar verildi. 25/06/2020 14:00

Başkan ….
e-imzalıdır.
Üye ….
e-imzalıdır.
Üye ….
e-imzalıdır.
Katip ….
e-imzalıdır.