Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/428 E. 2019/779 K. 13.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/428
KARAR NO : 2019/779

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2019
KARAR TARİHİ : 13/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin kapalıçarşıda değerli taş (elmas, pırlanta ve diğer taşlar) alım satımı ve aksesuarlara taş mıhlama işi yaptığını, davalı … ‘un kendisini müvekkile değerli taş tüccarı olarak tanıttığını, müvekkilinin müşterisi ….’nin müvekkilinden cvd taş (laboratuvar ortamında üretilen elmas) talep etmesi üzerine, müvekkilinin siparişi davalı …’a aktardığını, davalı cvd taşları temin edip müvekkile verdiğini, müvekkilinin de müşterisi ….’ye teslim ettiğini, fakat …. taşların bedelini hemen ödemediğini, sonrasında ise taşlar hakkında …. ‘in müşterilerinden şikayet aldığını ve müvekkilinin verdiği taşların “moissonite(mozanit)”(çıplak gözle cvd’den ayırt edilemeyen, cvd’den yaklaşık 5 kat daha ucuz bir taş türü) olduğunu söylediğini, müvekkilinin müşterisi…..’in gelen şikayetler üzerine laboratuvar incelemesi yaptırması sonucunda taşların moisspnite olduğunun anlaşıldığını, davalı … ‘un, bir kaç gün sonra müvekkilini ….. Caddesine çağırdığnı, otoparkta müvekkiline zorla 5.000 USD miktarlı senedi imzalattığını, davalıların işbirliği yaparak, müvekkilin açma ihtimali olan menfi tespit davasını etkisiz kılmak amacıyla doğrudan … üzerinden icra takibi başlatmayıp, ciro yoluyla bonoyu devrederek şirket adına takip başlattıklarını, böylelikle senedin mücerretliğine dayanmayı amaçladıklarını, müvekkilinin davalı … hakkında ve diğer davalı şirketin avukatı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne, müvekkilinin ileride telefisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğramaması için, dava konusu bono ile başlatılan icra takibinin teminatsız olarak ihtiyaten durdurulmasına, dava konusu bono davalı …’un tehditleri sonucu düzenlenmiş olduğu için bononun ikrah nedeniyle bedelsizliğinin tespitine, tehdit ve aldatma eylemleriyle müvekkile zorla imzalatılan bedelsiz bono nedeniyle, müvekkilin davalı …’a herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, diğer davalı …. ….A.Ş.’nin Bonoyu devir alırken, bile bile müvekkilin zararına hareket ederek devir aldığı ve haksız(kötüniyetle) icra takibine girişmesi nedenleriyle, müvekkilin …. …A.Ş.’e herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu bononun iptaline, dava konusu bononun müvekkile iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, icra takibinden önce açılan kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Bilindiği üzere HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti istemiyle huzurdaki davayı açmış ise de; dava konusunun, bir miktar paranın ödenmemesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … ncu Hukuk Dairesi’nin 28/06/2019 gün ve …esas,… karar,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … nci Hukuk Dairesi’nin 20/06/2019 gün ve…. esas,…. karar,Adana Bölge Adliye Mahkemesi … ncu Hukuk Dairesi’nin 17/05/2019 gün ve …. esas,… karar ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi … ncü Hukuk Dairesi’nin 27/03/2019 gün ve… esas,…. karar sayılı ilamları), karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan harcın karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 13/09/2019

Katip …

Hakim …