Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/424 E. 2023/77 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/424 Esas
KARAR NO : 2023/77

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :22/02/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında, kumaş boyama işlemi neticesinde cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere borç doğduğunu, Müvekkilinin davalı borçludan alacağının tahsili için 08/02/2019 tarihinde Bakırköy … İcra dairesinde … Esas sayılı dosya ile icra takibine başladığını, ödeme emrinin davalıya 21/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının süresinde icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, Duran takip üzerine, TTK gereği ticari uyuşmazlıklarda dava şartı kabul edilen arabuluculuk görüşmelerinin gerçekleştiğini, ancak taraflarca herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, duran icra takibine devam edebilmek için işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, belirterek, davanın kabulü ve fazlaya ait her türlü talep, dava ve şikâyet hakları saklı kalmak kaydıyla; itirazın iptaline, icra takibinin takip tutarında yazan miktar üzerinden devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile yapılan anlaşma gereği müvekkili şirket tarafından temin edilen kumaşların davacı şirkete boyanması için gönderildiğini, davacının sözleşmeye aykırı şekilde siparişleri süresinde hazırlamadığını ve geciktirdiğini, gecikme nedeniyle müvekkilinin çalıştığı şirketlerden ödeme alamadığını ve bu süre zarfında dövize endeksli iplik alımları nedeniyle kur farkından ve siparişlerin gecikmesinden dolayı ciddi anlamda maddi zarara uğradığını, Davacının dava dilekçesi ve davaya konu icra dosyası ile iddia ettiği alacağın hakikati yansıtmadığını, aksine müvekkili şirketin uğradığı zarar nedeniyle davacı şirketten alacağı bulunduğunu, Müvekkili ile davacı arasında imzalanan 26.09.2018 tarihli anlaşma ile davacının teslimatları geç yaptığını, yükümlüklerini yerine getirmediğini ve müvekkil şirketin zarara uğradığını kabul ederek, müvekkilinin uğradığı maddi zararın bir nebze olsun telafi edilebilmesi için daha sonraki siparişlerde kilogram başına bir lira iskonto yapılacağını kabul ettiğini, davacı şirketin acziyet içerisine düştüğünü ve iş yapamaz hale geldiğini, bu nedenle davacının müvekkilinin zararını karşılamak için iskonto yapacağını kabul etmesine rağmen iş ilişkisini devam ettirmekten kaçındığını ve söz konusu sözleşmeyi de ihlal ederek müvekkilini bir kez daha zarara uğrattığını, Davacının kusurunu hem sözlü olarak hem de yazılı bir şekilde kabul etmesine rağmen müvekkilinin zararını gidermeye yanaşmadığını, belirterek, davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki kumaş boyama sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava ve icra takibine konu faturalara konu işin yapılmasına rağmen bedellerinin ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.

Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 94.791,19 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” 12 yıldır davalı şirkette üretim sorulusu olarak çalışmaktayım, davacı şirketi tanırım, davacı şirket davalı şirket ham kumaşların boyama işlerini yapmaktadır, 2018 yılında davacı şirket terminleri yerine getiremedi, 2 aya yakın süre boyama işlerini geç yaptı, bu nedenle davalı şirketin 1 milyon TL civarında zararı oldu, yani ürünleri sattığımız firmalar geç teslim nedeniyle bizim satış fiyatlarımızda iskonto istediler, biz de mecburun iskontoları o firmalara yaptık, hatta iptal olunan sipariş nedeniyle bazı ürünlerde davalı şirketin elinde kaldı, bunları satamadı, davacı şirketin yetkilisi … davalı şirkete geldi, yapılan görüşmede davacı şirket ile davalı şirket ile bir uzlaşı sağlandı, şöyleki kendilerine vereceğimiz siparişlerde iskonto yapacaklarını söyledi, bu bile davalı şirketin zararını karşılamamakta idi, yapılan görüşmede ben, davalı şirket yetkilisi … , davalı şirketin pazarlama bölümünde çalışan … , kumaş satın alma sorumlusu … bey ile davacı şirket yetkilisi … bey vardı, bu görüşmeden kısa bir süre sonra davacı şirket kapandı, bilahare davacı şirket yetkilileri ile bir daha görüşme olmadı, davalı şirket bu durumda mağdur oldu .” demiştir.
Davalı Tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirkette 23 yıldır çalışıyorum. Pazarlama müdürü olarak çalışıyorum. Davalı şirkete … kumaş boyama işi yaptık. Bu iş bedelinin bir kısmını alıp bir kısmını alamadık. Biz kumaşları verdiğimiz terminden geç teslim ettik. Geç teslim ettiğimiz için davalının peşin ödeyeceği bedeli davalı taraf vadeli hale getirdi. Biz de geç teslimat yaptığımız için kabul ettik. Davalı taraf çek ile ödeme yaptı. Ancak bakı alacağımızı ödemedi. 26/09/2018 tarihli isim ve imzasının bulunduğu belge gösterildi: Belge içeriği doğrudur. Altındaki imza bana aittir. Bu belgeyi imzaladığımdan ve içeriğinden davacı şirket yetkisinin haberi ve izni yoktur. Ben o gün için karşı tarafla bu anlaşmaya vardım. Belge içeriği incelendiğinde bu tarihten itibaren davalı taraf sipariş vermesi halinde 86.686,59 TL nin tahsil edilmeyeceği yazılmaktadır. Ancak davalı taraf bu tarihten sonra sipariş vermemiştir. Dolayısıyla bu bedeli ödeme yükümlülüğü altındadır. Taraflar arasında kumaşların teslimine ilişkin yazılı bir tarih üzerinde anlaşılmamıştır. Sözlü olarak bize kumaşların tesliminden 15 gün sonunda biz boyama işlemini yapıp kumaşları davalıya teslim edecektik. Araya başka firmaların işleri girdiği için geciktik. Bir haftalık bir gecikme oldu. Davalı şirket ile dava konusu işe ilişkin iletişimi müşteri temsilcileri kurmuştur. Benim davacı şirkette imza yetkim yoktur.” demiştir.
Tarafların ticari defter ve belgelerinin ihtilaf kapsamında incelenerek rapor alınmasına karar verilmiş, 04/06/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolasıyla oluşan 2018 yılı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,davacının ve davalının 2018 ve 2019 yılları defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, bu itibarla HMK 222. Md. Ve 6102 sayılı TTK. Md. 64/3 gereğince mevcut haliyle tarafların defterlerinin lehine delil olma niteliğinin bulunduğu, davacının defter kayıtlarına göre; Davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 2018 yılında başladığı, 19/04/2018 tarihi itibariyle başlayan fatura ve ödeme ilişkisinin 27/08/2018 tarihinde bittiği, davacı tarafın davalı adına düzenlediği ve takip konusu olan faturaları 2018 yılı yevmiye defterine kaydettiği, davalı tarafın faturalara karşılık çekle ve havale olarak ödemeler yaptığı, tahsilatların davacı tarafından defterlerine kaydedildiği, 2018 yılı defterler ve belgelerine göre davacının 31/12/2018 itibariyle davalıdan 86.686,59 TL alacaklı gözüktüğü, 2019 yılı itibariyle de alacağının devam etmekte olduğu, davalının defter kayıtlarına göre; davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 2018 yılında başladığı, 19/04/2018 tarihi itibariyle başlayan fatura ve ödeme ilişkisinin 27/08/2018 tarihinde bittiği, davacı tarafın davalı adına düzenlediği ve takip konusu olan faturaları davalının 2018 yılı yevmiye defterine kaydettiği, davalı tarafın faturalara karşılık çekle ve havale olarak ödemeler yaptığı, ödemelerin davalı tarafından defterlerine kaydedildiği, 2018 yılı defterler ve belgelerine göre davalının 31/12/2018 itibariyle davacıya 86.686,59 TL borçlu gözüktüğü, davalının davacıya gözüken borç bakiyesini 05/04/2019 tarihli kayıtla kapattığı, 89.886,59 TL alacak kaydı yaparak kendini davacıdan 3.200,00 TL alacaklı duruma geçirdiği, söz konusu kaydın ise dava dosyasında yer alan ve tarafların aralarında mutabakat sağladığı iddia edilen yazılı sözleşmeden dolayı yapıldığının anlaşılmakta olduğu, neticeten tarafların üzerine anlaşamadığı asıl hususun cari hesap mutabakatı olmadığı, 31/12/2018 tarihi itibariyle tarafların defter kayıtlarının mutabık olduğu, 2018 yılında düzenlenen faturalar ve yapılan ödemelerle ilgili taraflar arasında anlaşmazlık olmadığı, anlaşmazlık yaşanan hususun dava dosyasından anlaşılacağı üzere hizmetin eksik kusurlu ifası üzerinde toplandığı, taraflar arasında imzalanmış boyama sonrası kumaş termin ( teslim edilmesi gereken son günü) tarihini gösteren herhangi bir sözleşme dosyaya sunulmadığından davacının zamanında mı yoksa geç mi teslimat yaptığının anlaşılamadığı, ancak tarafların imzalamış olduğu 26/09/2018 tarihli anlaşmaya göre; davacının boyama işini geç teslim ettiğini, gecikme nedeniyle davalının zararının oluştuğunu, davalının zararlarının telafisi için 86.686,59 TL alacağını hemen tahsil etmeyeceğini, davalının 26/09/2018 tarihinden sonraki boyama siparişlerinde birim fiyatta 1 TL /kg iskonto yapacağını, iskonto tutarı 86.686,59 TL olduğunda davalının bekletilen 86.686,59 TL borcunu ödeyeceğini kabul ettiği, davacının 26/09/2018 tarihinden sonra davalıya boyama hizmeti vermediği, davalının davacıdan kumaş boyama termin gecikmeleri sonucu oluşan zararlarının yansıtma bedeli olarak 75.175,08+ 13.711,51 TL (KDV) = 89.686,59 TL tutarındaki 05/04/2019 tarihli … nolu reklamasyon faturasını kestiği, … tarafından imzalanan sözleşmenin şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerce imzalanıp imzalanmadığının tespiti ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi tarafından imzalanmış olması halinde davcının alacaklı olmadığı işbu sözleşme ile sabit olacağından davayı konu alacağın kalmadığı, yetkili kişi olmaması halinde taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı ve bu sözleşmede teslim tarihine göre geç teslimatın yapılıp yapılmadığının tespiti ile karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; taraflar arasında davacı tarafından davalının kendilerine teslim ettiği kumaşların boyanmasına ilişkin sözleşme akdedilmiştir. Taraflar arasında bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili dava konusu faturalara konu işin yapılmasına rağmen davalının bedelleri ödemediğini iddia etmiştir. Davalı vekili davacının kumaş boyama işini süresinde yapmaması sebebiyle kendi müşterileri tarafından kendilerine raklamasyon faturası düzenlendiğini, kendilerinin zarara uğradığını, bu hususun davacı tarafından kabul edildiğini ve buna ilişkin 26/09/2018 tarihli belgenin imzalandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya boyanarak teslim edilen kumaş bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, işin yapılması için taraflar arasında bir termin belirlenip belirlenmediği, davacının süresinde işi yapıp yapmadığı, süresinde işin yapılmaması halinde davalının zarara uğrayıp uğramadığı ve davalı tarafından sunulan 26/09/2018 tarihli belgenin davacı açısından bağlayıcı olup olmadığı hususlarındadır.
6098 Sayılı TBK’nun 470. maddesinde; Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleme olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca da somut davamıza konu taraflar arasındaki sözleşmenin kumaş boyanmasına ilişkin eser sözleşmesi olduğu hususunda kuşku yoktur. Bu nedenle somut olayımıza 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Aynı Kanunun 471 ve devamı maddelerinde yüklenicinin borçları hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca yüklenicinin borçlarından kurtulması için üzerine düşen edimi zamanında, ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirmesi ve bu hususu ispat etmesi gerekmekte olup, somut davamızda ispat yükü davacı üzerindedir. Davalı ise taraflar arasındaki sözleşmede işin yapılması için bir termin tarihinin belirlendiğini, davacının bu termin tarihine göre işi süresinde teslim etmemesi sebebiyle uğradığı zararı ispat etmek ile yükümlüdür.
Mahkememizce davalı vekilinin davacının işi termin tarihine uygun olarak süresinde yapmadığını savunması üzerine tekstil mühendisi bilirkişiye inceleme yaptırılmıştır. Teknik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; taraflar arasında davacının dava konusu işi yapması için bir termin tarihi belirlendiğine ilişkin sözleşme sunulmadığı, davalının zarar olarak gösterdiği müşterileri tarafından düzenlenen faturaların davacının boyamasını yapmış olduğu kumaşlar ile ilgili olduğunun anlaşılamadığı tespit edilmiştir. Gerçekten de taraflar arasında dava konusu işin yapımına, şartlarına, teslim tarihine ilişkin bir yazılı sözleşme akdedilmemiştir. Davalı tarafından da davacının yaptığı işe ilişkin taraflar arasında bir termin tarihininin belirlendiği hususu ve bu tarihlerin hangi tarihler olduğu, davacının işi kaç gün geç teslim ettiği hususları ve bundan dolayı uğradığı zararı ispat edecek dosyaya geçerli bir delil sunulmamıştır. Davalının müşterilerinin kendilerine geç teslimat sebebiyle düzenlediği reklamasyon faturalarının da davacı tarafından yapılan işe ilişkin olduğu ortaya koyulamamıştır. Davalı taraf geç teslim hususunu davalının kabul ettiğine dair … tarafından imzalanan 26/09/2018 tarihli belgeye dayanmıştır. Belge altındaki imza sahibi tanık … belge içeriğini ve imzasını doğrulamış, belgenin davalı tarafından yazıldığını beyan etmiştir. Ancak … davacı şirket adına söz konusu belgeyi imzalayacak konumda olan şirketin yetkilisi değildir. Söz konusu belge ve davalı iddiaları davacı tarafından kabul edilmemiştir. Bu sebeple söz konusu belgeye Mahkememizce itibar edilmesi mümkün olmadığından itibar edilmemiştir. Davalı tarafından işin geç yapıldığı ve bu sebeple zarara uğradıkları hususu ispat edilemediğinden davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına ve tanıkların beyanlarına Mahkememizce itibar edilmemiştir. Davalı vekili hatırlatılmasına rağmen yemin deliline de dayanmamıştır.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar ve sevk irsaliyeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve taraflar lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen tüm faturalar davalının ticari defter ve kayıtlarına alınmış olduğu tespit edilmiştir. Bu yönden tarafların ticari defter ve kayıtları arasında herhangi bir fark yoktur. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 86.686,59-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya 86.686,59-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından kabul edilerek defter ve kayıtlarına alınmakla karine olarak mal teslimi kabul edilmiştir. Nitekim taraflar arasında mal teslimi ve bedeli hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının davalıdan alacaklı olduğu hususu tarafların birbirlerini teyit eden defter ve kayıtları, faturalar ile ispat edildiğinden ve davalı tarafından geç teslim ve zarar hususu ispat edilemediğinden davanın asıl alacak üzerinden kabulüne, icra takibinden önce davalı temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 86.686,59-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 5.921,56 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.618,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.302,76‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.869,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 8.104,60 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 1.618,80 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.663,2‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 2.033,97 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 31,92 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin 1.128,46 sinin davalıdan tahsili ile, 191,54 TL sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
10-Mahkememizin kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır