Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/379 E. 2019/575 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/379
KARAR NO : 2019/575

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin %50 hisse payı ile….Gayrimenkul Yatırım ve Turizm A.Ş. adlı şirketin ortağı olduğunu, …. Gayrimenkul Yatırım ve Turizm A.Ş. ‘nin 30.01.2017 tarihinde 3.800.000 TL sermaye ile kurulduğunu, davalı … ‘in %50 hisse payı ile müvekkilinin ortağı olduğunu, şirket ana sözleşmesi ile şirket yönetim kurulu üyesi olan mezkur iki ortağın MÜŞTEREK İMZASI ile temsil edildiğini, davalı yönetim kurulu başkanı … ‘ın şirkete gönderdiği ve tebliğ aldığı fiktif faturalarla şirket aleyhine icra takibi başlattığını ve kesinleştirerek şirkete karşı haciz uygulattığını, davalı …’ın sahibi ve yöneticisi olduğu…. GAYRİMENKUL YATIRIM A.Ş. tarafından ….GAYRİMENKUL hakkında 244.307,14 TL tutarlı İstanbul … . İcra Müdürlüğü’nün …. Esas numaralı dosyası ile ilamsız bir icra takibi başlatıldığını, icra takibinin dayanağı hiçbir borcun bulunmadığını, şirketin diğer yönetim kurulu üyesinin yurtdışında yaşıyor olmasından faydalanarak, kendi şirketi ile gönderdiği tebligatı yine kendisi tebliğ alarak (muhtemelen), kesinleştirdiğini ve ardından şirket hesaplarına haciz koyduğunu ve mezkur tutarı haczederek kendi hesabına geçirdiğini, müvekkili ile davalı şirketin müştereken imzası ile temsil edilmesi dikkate alındığında, müvekkilinin imzası olmaksızın temsil edilmeyen şirketin diğer ortaktan gayrimenkul danışmanlığı hizmeti veya herhangi başkaca bir hizmet almış olmasının söz konusu olmadığını, davalının kendi şirketinin vergi borçlarını dahi, ortak oldukları şirkete ödettiğini öğrendiğini, mahkeme tarafından….Gayrimenkul Yatırım ve Turizm A.Ş.’nin ticari defterler ve belgeleri ile banka kayıtları üzerinde bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirme ile şirketin zarar tespitinin yapılması gerektiğini, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından gerçekleşen zararlardan dolayı şimdilik 100 TL tazminat talebi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, anonim şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
Bilindiği üzere, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası ile “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirildiği,
Yine aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen “Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde ” (1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünün yer aldığı,
Davacı tarafından verilen dava dilekçesinde, davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği gibi, bu hususta dava dilekçesine bilgi ve belge de eklenmediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mevcut avans kullanılarak taraflara tebliğine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda İstanbul bölge Adliye ilgili Hukuk dairesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/05/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …