Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/335 E. 2021/68 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/335 Esas
KARAR NO : 2021/68

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında yapılan 15/08/2017 tarihli tellaliye sözleşmesi gereğince teminat olarak imzalamış ve üzeri sonradan davalı tarafça doldurulmuş ve icraya konularak tahsil edilmeye konulmuş senedin bedelsizliği nedeniyle iptali ile davalı tarafça gerçeğe aykırı şekilde doldurulmuş iş bu senetle ilgili borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş, yargılama ile giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Müvekkilinin sözleşmeye sadık kaldığını ve davacının almayı taahhüt ettiği evi 15 gün boyunca beklettiğini ve diğer alıcılara gösterilmediğini, ancak davacı yanın bu süre zarfında herhangi bir dönüş yapmadığını ve Tüketici Kanunu kapsamında cayma iradesini de bildirmediğini, akabinde sözleşme kapsamında düzenlenen bononun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibe itirazın da yapılmadığını, bu sebeplerle işbu haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BAKIRKÖY .. TÜKETİCİ MAHKEMESİ … esas ve … Karar sayılı ilamı ile dava konusu uyuşmazlığın mutlak ticari dava olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ve Mahkememiz yukarıdaki esasını almıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
HMK 115. Maddeye göre dava şartları bakımından yapılan inceleme sonucunda;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1971
KARAR NO : 2020/334
“.
Dava, bonoya dayalı olarak yapılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Davacı, tüketici olduğunu, davalının emlak komisyoncusu olduğunu, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi imzalandığını, takibe konu bononun simsarın ücretine karşılık teminat olarak verildiğini, davalının sözleşme ile üstlendiği edimi yerine getirmediğini, bononun bedelsiz kaldığını belirterek borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
Takip bonoya dayalı ise de iddianın ileri sürülüş biçimine göre takibe dayanak bono, simsarlık sözleşmesi nedeniyle düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklanmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’ nun 73/1. maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının HMK’ nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılama yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesİ gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “

Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda anlatıldığı üzere,tarafların tacir olmadığı ve aralarındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olduğu söz konusu sözleşmenin ve de dava konusu senedin sözleşme kapsamında düzenlendiğinin iki tarafın da kabulünde olduğu ,
Simsarlık sözleşmesi nedeni ile düzenlenmiş senetten kaynaklı tüketici işlemi nedeni ile Mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
3-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
4-BAKIRKÖY ….TÜKETİCİ MAHKEMESİ ile Mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından HUMK m.25.2, 3 uyarınca kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dosyanın MERCİ TAYİNİ İÇİN İLGİLİ İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.25/01/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.