Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/300 E. 2021/708 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/300 Esas
KARAR NO : 2021/708

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından düzenlenerek borçlu şirkete gönderilmiş olan 12/12/2018 tarihli, …… seri no lu fatura ve 13/01/2019 tarihli, ….. seri nolu fatura ile doğmuş toplam 24.020,08 bedelli alacağın tahsili maksadıyla borçlu şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin ilamsız icra takibine, borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, takibin durmasına neden olduğunu, borçlunun amacının takibi sürüncemede bırakmak olduğunu , faturanın açık fatura olarak düzenlendiğini, davacının üzerine düşen edimini kanuna uygun olarak ifa ettiğini belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının doğru olmadığını, davanın süresi içinde açılmadığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davalı şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, teslim edilen kişi şirketin daimi çalışanı olmadığı gibi çalışanı dahi olmadığını, davalının davacıya borcunun olmadığını, icra takibinde faiz oranı ve başlangıç tarihi belirtilmediğinden talep edilen faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini, davacı tarafın bu hizmeti ifa ettiğine ilişkin belge sunmadığını, davalı şirketin ticari defterlerinde de ilgili faturalar yer almadığını belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
25/01/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
a) Davacı tarafından icra takibine dayanak olan 2 adet satış faturasının davalıya ait ticari defterlerde işlenmiş olduğu,
b) Davalının ticari defterlerinde, 03.04.2019 icra takip tarihi itibariyle davacıya (takip konusu 2 adet fatura bedeli) 24.020,08-TL. borç bakiyesinin görünmekte olduğu,
c) Davalı şirketin icra takip tarihinden sonra davacıya 08.04.2019 tarih ve ……. nolu, 6.909,33-TL. tutarlı “PERSONEL İŞGÜCÜ YANSITMA BEDELİ” açıklamalı satış faturası kesmiş ve ticari defterlerine işlemiş olduğu,
d) Davalı şirket tarafından 12.12.2018/…… nolu 10.030,00-TL. tutarlı alış faturasının Ba Formunun vergi dairesine bildirilmiş olduğu, 13.01.2019/…… nolu 13.990,08-TL. tutarlı alış faturasının Ba Formunda vergi dairesine bildirilmemiş olduğu, ancak ticari defterlerinde işlenmiş olduğu,
e) Yukarıda yer alan cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere davalı şirketin davacıya 03.04.2019 icra takip tarihi itibariyle 24.020,08-TL., 05.05.2019 dava tarihi itibariyle 17.110,75-TL. borç bakiyesinin görünmekte olduğu,
f) Davacı tarafından icra takibinde fatura tarihinden icra takibine kadar (%19,5 Yıllık Ticari Avans Faizi) işlemiş faiz talep edildiği, ancak dava dilekçesinde icra takibi öncesi işlemiş faiz talebinden vazgeçilerek asıl alacak olan 24.020,08-TL. üzerinden itirazın iptalinin talep edildiği,
9) Faiz türü konusunda takdirin Savın Mahkeme’ve ait olduğu.
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Davacının tacir olup olmadığı işletme esasına göre defter tuttuğu, verdiği beyannameler incelendiğinde beyan değerlerinin esnaf sınırını aşmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya uyuşmazlık konusu iş tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK 2. Maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
Somut olayda, davacının tacir olmadığı,davacının faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunduğu, uyuşmazlık konusunun da Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunan işlerden olmadığı, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının tacir olmadığı gibi davanın da mutlak ticari davalardan olmadığı göz önüne alınarak Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır