Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/298 E. 2020/669 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/298
KARAR NO : 2020/669

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında işyerim paket sigortası yapıldığını, müvekkilinin sigortalısının davalıya ait olan …. AVM’de bulunan mağazasında 23/02/2015 tarihinde su sızması olduğunu ve bunun sonucunda iş yerinde zarar oluştuğunu, oluşan zararın sigortalıya 22/04/2015 tarihinde ödendiğini, ödemeden sonra davalının maliki olduğu AVM işletmecisine ve sigortalının üst kat komşusu hakkında icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine Bakırköy …. ATM’nin …. E sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, arabuluculuk başvurusunun da olumsuzlukla sonuçlandığını ileri sürerek 9.700,00 TL hasar bedelinin 22/04/2015 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, usul yönünden davacının temlikname sunması gerektiğini, yetki itirazının bulunduğunu ve yetkili mahkemenin müvekkilinin merkez adresine göre … mahkemeleri olduğunu, davacının dayandığı dava dosyasınnda müvekkilinin taraf olmadığını, zararın bina malikinin sorumluluğunda bulunmadığını, su sızmasının üst kattaki iş yerinden kaynaklandığını, ayrıca davacının ödemesinin bir kısmının hatır ödemesi olduğunu, davacıya halefiyet hakkı vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Yargıtay İBK’nın 22.03.1944 tarih ve 37 E., 9 K. sayılı kararında;
“…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Somut olayda dava dışı sigortalı-kiracı … Mağazacılık A.Ş ile davalının arasında kira sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Davacı … şirketince davalının kira sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluklarına dayanılarak, sigortalının haklarına halef sıfatıyla dava açılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar düzenlenilmiş olup, “a” bendi, “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, görürler.” hükmünü içermektedir.
Buna göre tarafların tacir sıfatına sahip ticari şirket olmaları HMK’nın 4/1-a maddesinde düzenlenen, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini etkilemeyeceği kuşkusuzdur.
Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK m. 115/1). Bir mahkemenin verdiği görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise bu görevsizlik kararı, dosyanın gönderildiği mahkemeyi bağlamaz. Bu mahkeme de kendisinin görevli olmadığına ve ilk mahkemenin görevli olduğuna karar verebilir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı … şirketinin dava dışı sigortalı-kiracı …. Mağazacılık A.Ş’nin davalının işletme hakkına sahip olduğu alışveriş merkezinde kiracı sıfatına sahip olduğu, dava dışı sigortalının görmüş olduğu iddia edilen zarar nedeniyle davacı … şirketinin sigortalıya poliçe kapsamında ödeme yaptığı, davacı … şirketinin halef sıfatıyla alışveriş merkezinin işletme hakkına sahip olan davalıdan ödediği bedeli tazmin etmek üzere iş bu davayı açtığı, davacı … sigortalının haklarına halef olduğundan ve bu sıfatla rücu iddiasında bulunduğu sabit olduğundan dava dışı sigortalı ile davalı arasında kira ilişkisinin davacı … bakımından da geçerli olacağı, 6100 Sayılı HMK’nın 4. Maddesi uyarınca kira sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkların çözümünde tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin davaya bakmakta görevli ve yetkili olmadığı kanaatine varıldığından, davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde açılmamış sayılacağının ihtarına,
3-Yargılama giderleri hususunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/11/2020 09:57:23

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.