Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/296 E. 2022/514 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/296 Esas
KARAR NO : 2022/514

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :06/06/2022
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, tekstil işi ile iştigal eden bir firma olduğunu, işinin önemli kısmını … isimli firmanın işlerini aldığını, sipariş alınan ürünleri, sözleşilen terminlere uygun olarak ve bir kalite standardında, gerekli imalatı yaparak/yaptırarak … ya teslim etmekte olduklarını, bu çerçevede işin bir kısmını bizzat kendisi yapar iken bir kısmını da Türkiye nin muhtelif yerlerindeki firmalara taşere etmekte ve … nun belirlemiş olduğu yükümlülüklere bağlı olarak yaptırmakta olduğunu, davalının da, davacıdan bu anlamda iş almış olan bir firma olduğunu, davacının davalıya belirli periyotlarla ve belirtili modelde işler vermiş, ancak davalı yanın, kendisine verilen işleri gerek terminine uygun olarak teslim etmediği gibi, teslim ettiklerinden de ayıplı teslimler çıkmış olduğunu, davalının geç ve ayıplı tesliminden dolayı davacının iki türlü zarara uğramış olduğunu, geç teslimden dolayı, …’nun davacıya “temin gecikme cezası” olarak iskontosunu çekmiş ve ödeme vadesini uzatmış olduğunu, (Yani örneğin 15 günde ödeyeceği bedeli 45 güne çıkarmıştır şeklinde) davacının … nun ödeme takvimini, geç teslimden dolayı ötelemesinin, davacının ticari dengelerini altüst ettiğini ve piyasaya ödemelerini yapabilmek adına mevduat bozmak zorunda kalmış olduğunu, bundan dolayı da ciddi zararı olduğunu, kumaştaki ayıptan dolayı, yine …’nun davacıya bir ceza bedeli tahakkuk ettirmiş olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmeden dolayı da geç teslime ilişkin olarak bir gecikme cezası alacağı doğmuş olduğunu, alacağın ve zararın tahsili anlamında davalı şirket ile defaatle yapılan görüşmelere rağmen davalının kötü niyetli olarak ödemeye yanaşmamış olduğunu, müvekkilinin, gerek geç ve ayıplı teslimden dolayı uğradığı zararın tazmini gerekse, sözleşmeden kaynaklı gecikme cezası alacağının bilirkişi marifeti ile tespiti ve tahsili amacıyla iş bu davanın açılması gereğinin hasıl olduğunu, tüm alacak kalemlerine ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; geç teslim nedeniyle mevduat bozmadan kaynaklı zararın tazmini anlamında şimdilik 1.000 TL nin, Ayıplı ürüne bağlı olarak … firmasının müvekkilinden kesmiş olduğu ceza bedeline ilişkin olarak şimdilik 1.000 TL nin, sözleşme gereği cezai şart olarak şimdilik 1.000 TL nin, son ifa tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ikame olunmuş davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin davacıdan 57.652,51 TL alacaklı olduğunu, taraflar arasında yapılan tüm görüşmelere rağmen davacının bakiye ödemesini yapmadığını, haksız ve kötü niyetli iddialar ile davacı hakkında dava açmış olduğunu, davacının amacının, hukuki dayanağı olan alacağını tahsil etmek değil, esasen borcunu ödememek olduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde davacının 3 kalem altında alacak talebinde bulunduğu görülmekte olduğunu, davacının taleplerinin temel dayanağını geç teslim ve ayıplı teslim olguları oluşturmakta ise de; davacının herhangi bir geç teslim bildirimi veya ayıp bildirimi mahiyetinde bir belge veya bilgi sunmadığını, ticari ilişkinin dahi net olarak ortaya konmadığını, gecikme veya ayıbın hangi inlerden kaynaklı olduğunun dava dilekçesinde belirtilmediğini, delilleri arasında herhangi bir fatura, irsaliye, sözleşme ve sair herhangi bir delil mahiyetinde somut bir delil bildirilmediğini ve dosyaya da sunulmadığının görülmekte olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerle; yargılamanın geldiği bu aşamada, davacı tarafından iddianın genişletilmesine, yeni delil sunulmasına ve bildirilmesine dair muvafakatlerinin bulunmadığını bildiriyor olduklarını, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olarak açılmış bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki konfeksiyon hizmeti satın alma sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen işlerin davalı tarafından geç ve ayıplı tesliminden dolayı uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Davacı vekilinin iddia ve taleplerli, davalı vekilinin savunmaları, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan belgeler, taraflar arasında yapılan sözleşme, tarafların BA ve BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, tarafların edimleri, üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmedikleri, tarafların edimlerinin ifa tarihinin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, davalı tarafından ürünlerin davacıya süresinde teslim edilip edilmediği, süresinde teslim edilmemiş ise bunun sebebi ve hangi taraftan kaynaklandığı, davalı tarafından verilen hizmetin teslimin süresinde yapılıp yapılmadığı yönünde ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise gizli mi açık mı ayıp olduğu, davacı tarafça ayıplı hizmet ve geç teslim sebebiyle davalıya ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, davacının davalıdan talep ettiği alacak kalemleri yönünden alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise her bir talep yönünden alacak miktarı ve faiz türü ve başlangıcı, davacının cezai şart isteyip isteyemeyeceği, cezai şart talep hakkının hangi tarihte doğduğu ve cezai şart hakkı doğduktan sonra ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin davalı tarafça yapılan ifayı kabul edip etmediği, sözleşmede ihtirazi kayıt sunulmasa da ifanın kabul edilmesi halinde cezai şart isteneceğine dair hüküm bulunup bulunmadığı, davacının talep edebileceği cezai şart ve dilekçesinde belirttiği diğer alacak kalemleri yönünden alacak miktarları, faiz tarihi ve türü, davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, tarafların edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirip getirmedikleri hususlarında ve tarafların tüm iddia ve savunmaları hakkında gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 12/04/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın 2017 ve 2018 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2019 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğu, Davalı yan ticari defterlerinin inceleme günü olan 14/01/2022 tarihinde sunulmamış olduğu, Takdirin Sayın Mahkememize ait olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, dava tarihi olan 30/04/2019 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yana 52.800,29 TL borçlu oldukları, Davalı tarafından dosyaya sunulmuş 08.01.2020 tarihli beyan dilekçesinde, davacının davalı yana 57.652,51 TL borçlu olduğunun beyan edilmiş olduğunu, Taraflar arasında (57.652,51 TL-52.800,29 TL) 4.852,22 TL cari hesap farkı olduğu, bu farkın 28.06.2018 tarihinde davacı yan tarafından davalı yana düzenlenmiş … Numaralı ve … VE … Modele ilişkin fiyat farkı açıklamalı 4.852,22 TL’lik faturanın davalı tarafından kayıtlarına alınmamış olmasından kaynaklanmış olduğu, işbu faturanın davacı tarafından davalı yana teslim edildiğine dair bir belgeye rastlanmadığı, bu nedenle davacının davalı yana cari hesap borcunun 57.652,51 TL olduğu kanaatine varılmış olduğu, Davacı yan, dava dilekçesinde, geç teslim nedeniyle mevduat bozmadan kaynaklı zararın tazmini talebinde bulunmuş olduğu, ancak bu iddiaya ait bir belgeye gerek inceleme esnasında gerek dosya içeriğinde görülmemiş olduğu, bu nedenle herhangi bir hesaplama yapılmadığı, Bilirkişi incelemesine ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin sunulmamış olduğunu, ayıpla ilgili tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş tespit raporu da sunulmadığından davacının ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu, Davalının davacı alacaklının temerrüt nedeniyle uğradığı zararı gidermesi gerekeceği, ancak alacaklının uğramış olduğu zararın tazmini talep edebilmesi için, zarara uğradığını ve uğradığı zararın sözleşme gereğince gecikme nedeniyle gerçekleşmiş olduğu ispat etmesi gerekeceği, Takdiri ve nitelendirmesi tamamen Mahkemeye ait olmak üzere, bu konuda ispat ün davacı tarafta olduğu, Davacı tarafından sözleşmenin 26.maddesi gereği olarak termin gecikmesinden dolayı cezai şart talep edilmiş olduğu, fason sipariş formlarına göre, cezai şart bedeli olarak 63.657,01 TL hesaplanmış olduğu, ancak, davacının termin gecikmesi ile ilgili bir zarara uğradığını gösteren bir belge görülmediği, dava dışı …. firması tarafından davacı yana yansıtılmış 25.281,72 TL tutarlı fatura içeriğinde termin gecikmesi nedeniyle bir ceza tutarının olup olmadığının anlaşılamadığı, Dava dışı … firmasının davalı tarafından fason işlemi yapılan ürün olan …. Modeli için davacı yana net olarak 25.281,72 TL yansıtılmış olduğu, ancak, davacı veya davalının hangi kusuru (ayıp veya termin gecikmesi) nedeniyle yansıtılmış olduğuna dair belgeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, bu tutar kadar, davacının davalının kusuru nedeniyle zarara uğradığını davacının ispatlaması durumunda ve Sayın Mahkeme tarafından kabul edilmesi durumunda davacının davalı yana (57.652,51TL-25.281,72 TL) 32.370,79 TL borcunun kalacağının hesaplanmış olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; taraflar arasında 12/09/2017 başlangıç ve 18/07/2018 bitiş tarihli tekstil konfeksiyon hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğu, sözleşme kapsamında davalının üretici, davacının ise tedarikçi olduğu anlaşılmıştır. Davacı davalının ürünleri geç ve ayıplı teslim etmesi sebebiyle zarara uğradığını iddia etmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalının ürünleri davacıya geç teslim ettiği tespit edilmiştir. Ancak davacı geç teslime rağmen ürünleri kabul etmiş ve kendi müşterisine göndermiştir. Ürünlerin geç teslimi sebebiyle uğradığı ve karşı tarafa bildirdiği bir zarara ilişkin delil sunmamıştır. Yine davalı tarafından teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğuna dair herhangi bir tespit raporu veya delil dosyaya sunmamış ve ayıplı ürünleri de bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Dava konusu ürünlerde ayıp olduğuna dair karşı tarafa bir ihbar bildirimi de bulunmamaktadır. Davacının müşterisinin kendisine düzenlediği faturanın hangi sebeple düzenlendiğine dair faturada bir açıklık bulunmamaktadır. Davacı tarafça dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu, ayıp ve geç teslim sebebiyle zarara uğradığı ve süresinde karşı tarafa bildirimde bulunduğu ispatlanamadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcından 51,24 TL peşin alınan harcın mahsubu ile 29,46‬‬ TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 3.000.00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ..
e-imzalıdır