Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/293 E. 2020/582 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/293
KARAR NO : 2020/582

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirketten 58.460,00 Euro + KDV bedeli ile makineler satın aldığını, makinelerin dava dilekçesinde bildirilen faturalar tanzim edilerk davalıya teslim edildiğini, davalının bir kısım TL nakit, bir kısmını ise TL çekleri ile ödediğini, satış bedelinin Euro üzerinden yapılması nadeniyle TL ödemelerinin Euroya çevrilerek davalının cari hesabından düşüldüğünü, davalının müvekkiline 11.176,90 Euro (69.083,29 TL) borcu kaldığını,bakiye borç için fatura kesildiğini, ancak ödemediğini, bunun üzerine davalı hakkında Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında makine satışı konusunda anlaşma bulunduğunu, yazılı bir sözleşme bulunmadığını, sözleşmenin teklif onayı suretiyle yapıldığını, müvekkilinin anlaşma gereğince satın aldığı makinelerin bedelini banka havalesi ve TL çekleri ile ödediğini, geçmişte kur farkı faturası düzenlemediğini, faturada yazılan ibarenin kur farkı talep hakkı vermeyeceğini, TL çeklerinin kabulü nedeniyle de kur farkı istenemeyeceğini savunarak davanın reddine ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında alım satım sözleşmesinin TL üzerinden mi yoksa Euro üzerinden mi kurulduğu, davacınının kur farkı talep edip edemeyeceği talep edebilecekse ne miktar talep edebileceği, davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 69.083,29 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı şirketin 2014, 2015, 2017, 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, ancak 2016 yılı envanter defterinin ibraz edilmemesi nedeniyle usulüne uygun tutulmadığı ve sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, davacı ile davalı arasında alım satımın TL üzerinden mi yoksa Euro üzerinden mi kurulduğuna dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının kur farkı talep edemeyeceği, davacının takip tarihi itibariyle 4.812,84 TL, dava tarihi itibariyle 4.804,84 TL alacaklı olduğu, rapor tarihi itibariyle ise alacağı olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile : Dava, itirazın iptali davası olup, icra takibinde 07/03/2017 tarihli ve 58.460 Euro + KDV tutarlı faturanın TL olarak ödenmesi nedinyle kur farkı alacağı olarak 11.176,90 Euro karşılığı TL istendiği dikkate alınarak; davanın ve takibin dayanağı 07/03/2017 tarihli faturanın Euro cinsinden kesilip kesilmediği belirlenerek Euro cinsinden kesilmiş ise davalının bu faturaya istinaden yaptığı ödemelerin Euro cinsinden mi yoksa TL olarak mı yapıldığı belirlenerek;TL cinsinden ise fiili ödeme günündeki Euro karşılığının bulunması, buluan bu miktarın, ödemeler Euro ise bu miktarın düşülmesi ile takip tarihi itibariyle davacının isteyebileceği kur farkı alacağının hesabından sonra takip tarihindeki TL karşılığının belirlenerek bildirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş;
05/05/2020 Tarihli bilirkişi 1. ek raporunda; Davacı şirket tarafından Mart-2017 ayında düzenlen faturalara karşılık davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarında değişik tarihlerde yaptığı ödemeler için 2019 yılında kur farkı faturası düzenlemiştir. Davalı şirket davacı şirkete ödemelerini 07.04.2017 ve 12.05.2017 tarihinde teslim ettiği (30.09.2017, 31.03.2018, 30.06.2018 ve 31.10.2018) tarihli çeklerle yapmış olmasına rağmen davacı şirket 17.01.2019 tarihinde düzenlediği kur farkı faturasında T.C. Merkez Bankası tarafından bu tarih için (17.01.2019) belirlenen (6,1809 TL) kurunu esas almıştır. Davacı şirket davalı şirketten tahsilat yaptığı tarihleri değil, kur farkı faturası düzenlediği tarihindeki Euro kurunu esas almıştır. Davacı şirketin yabancı para birimi ile düzenlediği faturalar için Türk Lirası para birimi ile tahsilat yapmıştır. Davacı şirket takip talebinde (07.03.2017 tarihli 58.460,00 Euro+KDV bedelli satış bedelinin ödenmesine ilişkin kur artışından kaynaklı bakiye alacak) talebinde bulunmuştur. Oysa davacı şirketi davalı şirkete düzenlediği satış faturaları hem bu tarihli olmadığı, hem de bu tutarda olmadığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği faturaların listesi ilk tabloda gösterilmiştir. Davacı şirket düzenlediği kur farkı faturasında kur farkı hesaplamasına dair hiçbir detay bilgi göstermemiştir. Doğru bir kur farkı hesaplaması için davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği her fatura ve yaptığı her tahsilatı ayrı ayrı değerlendirerek kur farkı hesaplaması yapması gerekirdi. Yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde kök raporda belirtilen görüşlerimizin değişmediği, davacı şirketin davalı şirketten kur farkı talep edemeyeceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporunun bu husustaki ara kararını karşılayacak şekilde tanzim edilmediği anlaşıldığından dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile;
Dava, itirazın iptali davası olup, icra takibinde 07/03/2017 tarihli ve 58.460 Euro + KDV tutarlı faturanın TL olarak ödenmesi nedinyle kur farkı alacağı olarak 11.176,90 Euro karşılığı TL istendiği dikkate alınarak; davanın ve takibin dayanağı 07/03/2017 tarihli faturanın Eoro cinsinden kesildiğinin önceki bilirkişi raporlarında da belirlendiğinden davalının bu faturaya istinaden yaptığı ödemelerin Euro cinsinden mi yoksa TL olarak mı yapıldığı belirlenerek;TL cinsinden yapılan ödemelerinin fiili ödeme günündeki Euro karşılığının bulunması, bulunan bu miktarın ve varsa euro ile yapılan ödemeler toplamının Euro alacağından düşülmesi ile takip tarihi itibariyle davacının isteyebileceği kur farkı alacağının Euro cinsinden miktarının hesabından sonra takip tarihindeki TL karşılığının belirlenerek bildirilmesi için ek rapor alınmasına,bilirkişinin ara kararına uygun rapor düzenlemesinin ihtarına karar verilmiş;
11.09.2020 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle ve sonuç olarak; davacı şirketin düzenlediği 63.141,17 Euro tutarındaki 4 adet faturaya karşılık olarak davalı şirketten fiili ödeme tarihi itibariyle geçerli olan kurlar üzerinden 51.519,85 Euro tahsil edildiğinin hesaplandığını, takip tarihi itibariyle davacının isteyebileceği kur farkı alacağının Euro cinsinden miktarının (63.141,17-51.519,85) 11.621,32 Euro olarak tespit edildiği, 11.621,32 Euro’nun takip tarihi olan 28.01.2019 tarihi itibariyle geçerli olan T.C.M.B. kuru olan 5,9612 TL üzerinden 69.277,01 TL olarak hesaplandığı, davacı şirketin takip talebinde 69.083,29 TL alacak talebinde bulunduğu, takiple bağlılık ilkesi gereğince davacı şirketin davalı şirketten 69.083,29 TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1227 Esas, 2019/1611 Esas sayılı dosyası kararında da belirtidiği üzere; Taraflar arasındaki uyuşmazlık kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Davacı tarafından düzenlenen faturaların Amerikan Doları cinsinden olduğu görülmekle kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 834,35 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
4-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 9.780,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2020 11:24:16

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.