Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/263 E. 2020/572 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2020/572

HAKİ
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı …. tarafından …. Bankası …. Şubesinin 150.000,00 TL bedelli 31/12/2018 keşide tarihli çekin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, ancak dava konusu zayi olan çekin müvekkili tarafından kargo şirketine verildiğinde kaybolduğunu, çeklerin zayi olduğundan bahisle çek iptali davası açıldığını, bu nedenle müvekkilinin anılan çek nediyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, takibin İİK 73. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini, alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere davalıların kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle, dava konusu çekte meşru hamili olduğunu ve iyi niyetli olduğunu, zayi olan çeke ilişkin olarak açılmış olan davanın müvekkilinin taraf olmadığını bu nedenle müvekkilini bağlamayacağını, davacı yanın iddiasına göre çeklerin kargo şirketi kuryesinin gasp edilmesi neticesinde elde ediliğini ifade etmiş ise de bilindiği üzere çek ve diğer kıymetli evrakların kargo yoluyla taşınmasının kanunen mümkün olmayacağını belirtmiş, müvekkilinin davaya konu çeki keşide tarihinde muhatap bankaya ibraz ettiğini, ve karşılığı olmaması nedeniyle işlem yapılmadığını çek yaprak bedelinin müvekkiline ödendiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davacının %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderli ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: …. Mirasçıları vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu çekin arkasında bulunan imza müvekkillerinin murisine ait olmadığını,
Müvekkillerinin davacı nezdinde herhangi bir alacağı bulunmadığını, bu nedenle Kabul beyanımızın gereği olarak davanın müvekkilleri yönünden tefrik edilerek kabulüne, – HMK m.312/2 uyarınca müvekkilleri aleyhine yargılama gideri, vekalet ücreti ve kötüniyet tazminatına hükmedilmemesine, aksi halde ise AAÜT m.6 ve Harçlar Kanunu m.22 uyarınca karar verilmesini talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

İş bu dava icra takibine konu senetten dolayı açılan menfi tespit davasıdır.
Bakırköy …. icra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile davalı … ‘un davacı ve diğer cirantalar hakkında 148.400,00 TL asıl alacak ve 5.708,32 TL işlemiş faiz 14.840,00 TL tazminat ,445,20 TL komisyon toplamı 169.393,52 TL üzerinden icra takibi başlattığı ,
Takibe konu borcun kaynağının ,keşidecisi davalı …. olan 31/12/2018 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli çek olduğu ve de davacının ilk ciranta olduğu ,
Davacı yan çeki cirolayarak … ;Makine ve Oto Yan Sanayi …ŞTİ ‘ye … kargo yolu ile gönderdiğini kargoda çalınarak sahte ciro ile tedavüle konulduğu bu sebeple borçlu olmadığının tespitini istemekle;
İzmir…. ATM …. Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığı ve de çekin icra takibine koyulduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan …. kargo taşıma hizmet bedeli fatura sunduğu ancak bu belgeden ne taşındığının anlaşılmadığı ,konu hakkında da davacı tarafın herhangi bir soruşturma numarası bildirmediği görülmüştür.

Dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı gibi davacının imza inkarının bulunmadığı ancak bedelsizlik iddiasının bulunduğu ,
Uyuşmazlık konusunun imza inkarı olmayan çekten kaynaklı bedelsizlik iddiasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmakla;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2018/1095 Esas
KARAR NO : 2020/199 Karar



Davacı yanın iddiası ; ne şekilde ellerinden alındığını bilmedikleri bir bononun hiç bir mesnedi olmaksızın işleme alınıp icraya konu edildiğini ve borç para verme hadisesinin bulunmadığı yönündedir.
İmza inkarı bulunmamakta ve senedin ne şekilde düzenlendiği konusunda da bir açıklamaları da bulunmamaktadır.
Kambiyo senedini hükümden düşürmeye yönelik olarak açılan menfi tespit davasında ; ispat yükü davacı yandadır. Davacı yan senedi hükümden düşürecek hukuki nedenlerini senet gibi yazılı ve kesin delillerle ortaya koymak zorundadır.
İlk derece mahkemesince celbedilen ceza soruşturmasında eldeki davayı doğrudan ilgilendirecek ve davacı yanın iddialarını haklı kılacak hiçbir maddi vakıa hakkında tespit yapılmamış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Senet metnini talil durumu da bulunmamaktadır.
Davacı yanın ısrarla öne sürdüğü isticvap hakkında da; ilk derece mahkemesince, isticvabı talep edilen kira ilişkisinin davacının eşi ve davalı ile olmasının yanı sıra ; eldeki senetle ilgili olarak isticvap talebi davacının senedin bedelsiz olduğuna yönelik beyanlar hakkında olmakla ; senedin bedelsizliği ve bedelsiz senedin takibe konu edilmesi aynı zamanda suç teşkil eden bir fiil olmakla, konusu suç teşkil eden fiillerle ilgili olarak isticvap yapılamayacağı gibi yemin de edilemez.
Bu nedenle dosyada mevcut deliller kapsamında ve istinaf nedenlerine bağlı olarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir….”

Yukarıda anılan içtihat uyarınca; Kambiyo senedini hükümden düşürmeye yönelik olarak açılan menfi tespit davasında ; ispat yükü davacı yanda olup ,menfi tespiti istenilen çek incelendiğinde ciro silsilesinin kopuk olmadığı ve de davacının imzasını inkar etmediği anlaşılmakatadır. İmzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır, davacı yan iddiasıı ispat edememiştir bu hali ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 10.246,50-TL harcın peşin alınan 2.561,63-TL’den mahsubu ile geriye kalan 7.684,87-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 18.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim ….
E-imzalıdır.