Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/222 E. 2021/412 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESASA İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/222
KARAR NO : 2021/412

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2018
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan …. ile 2007 senesinde tanıştıklarını, iyi arkadaş olduklarını ve bundan sonra …’ye gelmelerinde müvekkiline sürekli danıştığını, 10 yılı aşan dostlukları nedeniyle davalı …’ın kendisine gelerek …de yatırım yapmak istediğini söylediği, bunun üzerine davacının hem kendisinin hem de bacanağının daire aldığı müteahhit … ile tanıştırdığını, müeahhidin kendisine projelerinden bahsettiğini, davalının müteahhit …’nın inşaat şirketi olan … Dekorasyon Sosyal hizmetler İnşaat Taahhüt Emlak Gıda Nakliye Turizm İnşaat Hizmetleri Taşeronluk San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin …’de bulunan projesinden 3 adet daire satın aldığını, daha sonra müteahhitin …’de başlattığı yeni projesinden haberdar olan davalı …’ın ….deki 3 daireyi satarak …den bir tanesi 3+1, 3 tanesi 2+1 olmak üzere 4 adet daire için şirket ile davalı … arasında 31.12.2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeyi davalı adına müvekkilinin imzaladığını, söz konusu dairelerin bedelini de …deki dairelerin bedelinden mahsup ettiğini, kalan bedeli de müvekkilinin ödeyerek müteahhitten davalı adına 880.000-TL ‘lik teminat senedi aldığını, davalının daire bedellerini müvekkiline verdiğini, müvekkilinin de bedeli müteahhit firmada yapılan toplantıda hem davalı … ve ailesinin hem de …, … ve müvekkilin babasının yanında müvekkil tarafından bizzat ve herkesin gözleri önünde daire bedelleri müteahhit firmaya ödediğini, ancak 15 temmuz darbesinden sonra piyasadaki durgunluk nedeniyle hem kendi dairelerin hem de davalının dairelerinin tapularanı alamadığını, dairelerin yapılmamasından davalının müvekkilini sorumlu tuttuğunu ve Dr. … in zorlamasıyla davalı ….ında bulunduğu … 11.katında bulunan rezidansda soyismini bilmedikleri … isimli biri ile toplantı yaptıklarını, …in mafya için müvekkilden …’e verilmek üzere 100.000-TL nakit para istediğini, müvekkilinin kabul etmediğini, parayı bulacağını söylediğini, iki gün sonra müvekkilinin tekrar Dr. …in ofisine davalı … ile birlikte getirildiğini, …’in de orada bulunduğunu, kendisinden tekrar 100 bin Tl istendiğini, parayı bulamadığını söylemesi üzerine Dr. …’in paranın yarısı olan 440.000-TL’nin müvekkilinin ödemesi gerektiğini ve senet vermesi gerektiğini, müvekkilim istemeyerek böyle bir senedi … adına düzenleyerek vermek zorunda kaldığını, müteahhitten para tahsil edildiğinde iade edilmek üzere senedi aldıklarını beyan eden şahısların aradan bir kaç ay geçtikten sonra davalı … ‘ın kızı olan …’nın nişanlısı olan … vasıtasıyla …bank … şubesinden tahsile verdiklerini, müvekkilinin bu olaydan sonra bir de şüpheli Dr. … tarafından darp edildiğini, müvekkilinin bütün bu yaşadığı acı ve elem dolu olayların müvekkilimin iş ve sosyal hayatını olumsuz etkilediğini, müvekkilinin hiç borcu olmadığı bir senetten dolayı icra takibi açılması ihtimali ile karşı karşıya kaldığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla senedin kötüniyetli davalılar tarafından icraya konulması halinde telafisi imkansız sonuçlar doğacağından öncelikle senet üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkilden rızası hilafına elinden alınan senetle ilgili herhangi bir borcu bulunmadığından dolayı senedin iptali ve müvekkilin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalılıların davaya cevap vermedikleri, bilahare 25/09/2019 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin davacıya banka aracılığı ile kendisine bir daire verilmesi amacıyla 181 bin USD para gönderdiğini, bilahare dairenin verilmediğini, müvekkilinin gönderdiği para karşılığında dava konusu bononun imzalanıp kendisine verildiğini, bonoyu takibe koyduklarını, davacı … ile müteahhit … hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, senedin müvekkilinin karşılığını alamadığı gönderdiği paralara ilişkin olduğunu savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminat talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava ve takip konusu senedin verilmesinde irade fesadı bulunup bulunmadığı,davacının bu bonodan dolayı davalılara borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
Davacının bildirdiği tanıklar dinlenmiştir.
Tanık … beyanın özetle; taraflardan davacı ile davalı …ı tanıdığını, davacının abisi …ın bacanağı olduğunu, davalının ise davacının müşterisi olduğunu, ayrıca davacının evine girip çıkan bir kişi olduğu için tanıdığını, taraflar arasında dava konusu senedin verilişi ile ilgili herhangi bir görgüye dayalı bilgisi olmadığını, bütün bilgisinin davacının anlattıkları ile ilgili olduğunu, davacı …’in kendisine dava konusu senedin zorla imzalatıldığını söylediğini, imzalama işinin de davalı …ın bir doktor arkadaşının işyerine çağırmak suretiyle yapılmış olduğunu beyan etmiştir.
Tanık … beyanında: tarafları tanıdığını, davacının kendisinin kayınbiraderi olduğunu, davalı …’ı ise davacı ile turizm alanında iş yapmış bir kişi olduğundan ve birlikte bulunduklarından tanıdığını, diğer davalının da adını duyduğunu, kendisi ile görüşmüşlüğü olduğunu, görüşmüşlüğünün nedeninin de dava konusu olaylarla ilgili olduğunu, dava konusu senedin veriliş şekli ile ilgili görgüye dayalı bilgisi olmadığını, davacı ile davalı arasında bir takım turizm işleri yapıldığını bilidiğini, tam tarihini hatırlayamadığı 2017 yılı içinde davacı … ve babasının, davalı …ın çağırması üzerine Dr. … isimli kişinin ofisine gittiklerini, burada davacı … ‘e 440.000,00 TL bedelli bir senedi zorla imzalattıklarını, ofisten çıkıp geldikten sonra anlattıklarını, olayı görmediğini, ancak olay anında davacının yanında babası …’ın olduğunu, onun da aynı şeyi … ile birlikte kedisine anlattığını, zorlamanın korkutmadan ibaret olduğunu duyduğunu, ayrıca babasınında …in yanında olduğunu söylemiş ise de, babasının da …’in yanında olmama ihtimali olduğunu, yanlış hatırlıyor olabileceğini beyan etmiştir.
Tanık … beyanında: bilgisinin davacının anlattıkları kadarıyla olduğunu, davacının birkaç kere davalıların yanına çağırıldığını ve gittiğini, son gittiğinde de orada kendisine bir senet imzalattıklarını, senedi de zorla imzalattıklarını kendisine anlattığını beyan etmiştir.
Tarafların bildirdikleri İstanbul C. Başsavcılığının … sor sayılı ve … C.başsavcılığının … sayılı dosyaları uyap üzerinden temin edilerek incelenmiştir.
İstanbul C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısının şikayeti üzerine, dosyamız davalısı … ile dava dışı … hakkında Açığa İmzanın Kötüye Kullanması suçu nedeniyle soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma neticesinde;
“Toplanan deliller ve tüm soruşturma dosyası birlikte incelendiğinde; müştekinin vermiş olduğu dilekçesinde şüpheliler ile aralarında daire alma konusunda para alışverişi olduğu, daireler için müştekinin müteahhit firmadan 880.000 TL bedelli teminat senedi aldığı, müteahhitin işlerinin bozulması neticesinde şüphelilerin almış olduğu dairelerin teslim edilmediği ve şüphelinin müşteki …ten 440.000 TL değerinde senet aldığı ve bu senedi tahsilata verdiğini iddia etmiş ise de;
Dosya içerisinde müştekinin senedi kendi rızası ile imzalayarak verdiği, müştekinin banka hesapları üzerinde yapılan kontrollerde şüpheli …’ın müştekiye daire paralarını ödediği, müştekinin şüpheli …’ın yanında çalıştığı, diğer şüpheli …’in ise müştekinin iddialarının destekler nitelikte herhangi bir eylemde bulunduğu gösteren somut deliller bulunmadığı, müşteki Mert ile şüpheli … arasındaki senedin tarihinin şikayet tarihinden bir yıl önce imzalandığı,
Müştekinin iddilarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şikayetinde bahsetmiş olduğu darp, cebire ilişkin herhangi bir raporu olmadığı, olayın olduğu tarih ile şikayet tarihinin 6 aylık şikayet süresi dışında olduğu,
Şüphelilerin müşteki …’e karşı üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair dava açmaya yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve tarafsız delil elde edilemediği anlaşılmış olmakla;
Şüpheliler hakkında müsnet suçtan Kovuşturmaya Yer Olmadığına,” karar verildiği anlaşılmıştır.
… C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında; dosyamız davalılarından …’nın şikayeti üzerine, dosyamız davacısı … ile dava dışı … hakkında Serbest Meslek Sahibi Kişilerin Dolandırıcılığı suçu nedeniyle soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma neticesinde;
Müştekinin şikayet dilekçesinde özetle; şüpheli …’ın, müştekinin …’de tercümanlığını yaptığını, kendisi ile samimi ilişkiler kurduklarını, şüpheli …’ın tavsiyesi üzerine müştekinin diğer şüpheli … ile tanıştırdığı ve … ilçesinde şüpheli …’in sahibi olduğu … yapı tarafından yapılacak olan konutlardan yatırım amaçlı almaya ikna ettikleri, şüpheliler ile birlikte müştekinin de … ilinde bulunan ofise giderek sözleşme imzaladıkları, konuşup anlaştıkları ve müştekinin şüpheli …’e elden nakit olarak 250.000 TL peşinatı burada şüpheli …’e teslim ettiği, ancak konut teslim tarihi geçtiği halde müştekiye teslim edilemeyince şüpheli … müştekiye elinde başka projeler olduğunu vadederek müştekiden 455.000TL daha tahsil ettiği, ancak bu konutlarında teslim edilemediğini beyan ederek şikayetçi olmaları üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma işlemlerine başlanıldığı,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27/11/2018 tarih ve …. karar numaralı yetkisizlik kararı ile müştekinin şikayetine konu eylemler hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma numaralı dosyasında soruşturma yapıldığından bahisle dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Şüpheli …’nın teslimini gerçekleştiremediği dairelere ilişkin farklı müştekilerin şikayetleri doğrultusunda; … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası dahil olmak üzere tüm şikayetler hakkında yine … soruşturma numaralı dosyasına birleştirme yapılarak soruşturma yürütüldüğü,
Şüphelilerin alınan savunmalarında özetle; arsa sahibiyle yaşanan anlaşmazlık nedeniyle dairelerin teslim edilemediğini, dolandırıcılık kastlarının bulunmadığını, işlerinin düzelmesi halinde müştekinin mağduriyetini gidereceklerini beyan ile üzerilerine atılı suçlamaları reddettikleri,
Tüm soruşturma evrakı kül halinde değerlendirildiğinde; dosya arasında bulunan daire satış sözleşmesi ve makbuzlar dikkate alındığında, müşteki ile şüpheliler arasında daire satışından ibaret karşılıklı anlaşmaya dayalı işlem yapıldığı, şüphelilerin aralarındaki anlaşma gereği daireleri yapmamasının, daireleri teslim etmemesinin ya da geç veya gereği gibi teslim etmemesinin hukuki uyuşmazlık kapsamında kalarak hukuk mahkemeleri vasıtasıyla daire tesliminin, inşaata başlanmasının, paranın iadesinin veya sözleşmenin feshinin talep edilebileceği, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için fiilin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya başkasının zararına olarak yarar sağlanması gerektiği, hilenin nitelikli bir yalan olması ve sergileniş açısından mağdurun denetim olanağını ortadan kaldırması gerektiği, bu doğrultuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararına dayanak teşkil eden; Cumhuriyet Başsavcılığımızın … soruşturma numaralı dosyasında; “… … İlçe Jandarma Komutanlığının 25/11/2019 tarihli düzenlemiş olduğu tutanaktan özetle, “… Mahallesi … Caddesi No:…’da olduğu belirtilen parsel ve adada inşaat halinde binanın olduğu anlaşıldığı” şeklinde tutanağın düzenlendiği,
Tüm dosya evrak kapsam ve delillerin değerlendirilmesi neticesi;dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için isnat olunan suçun maddi unsurunun, şüphelinin şikayetçiyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun zararına, şahsi yararına haksız çıkar sağlaması gerektiği, söylenilen yalanın belli oranda ağır, yoğun ve ustaca yapılarak şikayetçinin inandırılması hataya düşürülmesi ve sergileniş açısından inanan şikayetçinin bu yalanı denetleme olanağını ortadan kaldırması gerektiği, somut olayda müştekilerin şüpheliyle taşınmazın satılması konusunda anlaşmasının kullanılan hilenin yoğun ve aldatıcı nitelikte olmadığını gösterdiği, bu itibarla şüphelinin üzerine atılı dolandırıcılık suçunun yasal şartlarının oluşmadığı,
Dolandırıcılık iddiasının olayımızdaki nitelikli hali oluşabilmesi için, failin tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kimse olması yeterli değildir. Aynı zamanda aldatıcı nitelikteki eylemin ticari faliyetleri sırasında gerçekleştirilmiş olması gerekir. Olayımız da bu faliyetin şüphelinin binanın yapımına devam ettiği bu süre zarfında müştekilerin gözetim ve denetimi devam ederek ödemelerin yapıldığı, kolluk kuvvetlerinin tuttuğu tutanaklardan da anlışalacağı üzere inşaat halinde binanın bir bölümünün yada tamamının faliyete geçirildiğini, bu itibarla dosya kapsamında şüphelinin hileli davranışla hareket ederek müştekileri dolandırdığına dair dava açacak yeterlilikte delil elde edilmediği anlaşılmış olup,
Şikayetçilerin sunduğu deliller ile anlatımından, şikayete konu olayın, hukuki mahiyette ihtilaf niteliği taşıdığı, bu itibarla mevcut olayda herhangi bir suç işlendiğine ilişkin kamu davasının açılmasına yeterli delil bulunmadığı…” şeklinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, böylelikle somut olaylarda inşaatların başlanmadığı veya geç başlandığının müşteki tarafından tacir olması hususu dikkate alındığında denetlenebileceği, kaldı ki … soruşturma numaralı dosyada şikayete konu … pafta, … ada, … parsel ve “… Mahallesi … Caddesi No:… sayılı adreste bulunan dairelere ilişkin kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanakta inşaat halinde binanın olduğu anlaşıldığı şeklinde tutanak tanzim edildiği, bu haliyle müstekar yargıtay kararları da nazara alındığında olayda dolandırıcılık suçunun işlendiğini gösterecek herhangi bir delilin olmadığı, hile unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle unsurları itibariyle de suçun oluşmadığı, olayın açıklanan nedenlerle hukuki uyuşmazlıktan ibaret olduğu zaten bununla ilgili müştekinin de hukuk mahkemelerine müracaatta da bulunduğu anlaşılmakla, şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ” karar verildiği anlaşılmıştır.

Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf iddialarında özetle; davalı …’ın dava dışı müteahhit …’ya ait şirketin daha önce …’deki projesinden 3 daire satın aldığını, daha sonra bu daireleri satarak Müteahhitin yeni projesinden 4 adet daire satın almak için müteahhit ile Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, hatta davacı adına sözleşmeyi kendisinin imzaladığını, söz konusu dairelerin bedelini de …deki dairelerin bedelinden mahsup ettiğini, kalan bedeli de müteahhide ödeyerek müteahhitten davalı adına 880.000-TL ‘lik teminat senedi aldığını, davalının daire bedellerini kendisine verdiğini, kendisinin de bedeli müteahhit firmada yapılan toplantıda hem davalı … ve ailesinin hem de …, … ve kendi babasının yanında bizzat ve herkesin gözleri önünde daire bedelleri müteahhit firmaya ödediğini, ancak 15 temmuz darbesinden sonra piyasadaki durgunluk nedeniyle hem kendi dairelerin hem de davalının dairelerinin tapularını alamadığını, dairelerin yapılamamasından davalının kendisini sorumlu tuttuğunu, daha sonra davalı ile dava dışı Dr ….’ın ofisinde bir araya geldiklerini, kendisinden mafyaya verilmek üzere para istendiğini, ikinci görüşmede parayı bulamadığını söylemesi üzerine, ….’ın paranın yarısı olan 440.000-TL’nin kendisinin ödemesi gerektiği ve senet vermesi gerektiğinin söylendiğini ve istemeyerek böyle bir senedi … adına düzenleyerek vermek zorunda kaldığını, müteahhitten para tahsil edildiğinde iade edilmek üzere senedi aldıklarını, fakat senedin bir ay sonra icraya konulduğunu ileri sürmüştür. Yukarıda belirtildiği üzere davacının davalıyı ve Dr …’ı şikayeti üzerine açılan soruşturma dosyasında müştekinin senedi kendi rızası ile imzalayarak verdiği, müştekinin banka hesapları üzerinde yapılan kontrollerde şüpheli …’ın müştekiye daire paralarını ödediği, müştekinin şüpheli …’ın yanında çalıştığı, diğer şüpheli …’in ise müştekinin iddialarının destekler nitelikte herhangi bir eylemde bulunduğu gösteren somut deliller bulunmadığı, müşteki … ile şüpheli … arasındaki senedin tarihinin şikayet tarihinden bir yıl önce imzalandığı, müştekinin iddilarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şikayetinde bahsetmiş olduğu darp, cebire ilişkin herhangi bir raporu olmadığı, olayın olduğu tarih ile şikayet tarihinin 6 aylık şikayet süresi dışında olduğu gerekçesi ile takipsizlik kararı verilmiştir. Mahkememizce dinlenen tanık beyanları da incelendiğinde tanıkların olaya ilişkin görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, davacıdan duymuş olduklarını mahkemeye beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı … ise savunmalarında; davacı …’ın, davalı …’de tercümanlığını yaptığını, kendisi ile samimi ilişkiler kurduklarını, …’ın kendisini … ile tanıştırdığı ve … ilçesinde …’in sahibi olduğu … yapı tarafından yapılacak olan konutlardan yatırım amaçlı almaya ikna ettiklerini, … ilinde bulunan ofise giderek sözleşme imzaladıklarını, konuşup anlaştıklarını ve …’e elden nakit olarak 250.000 TL peşinat teslim ettiğini, ancak konut teslim tarihi geçtiği halde ….’in elinde başka projeler olduğunu vadederek kendisinden 455.000TL daha tahsil ettiğini, ancak bu konutlarında teslim edilemediğini, gönderdiği para karşılığında dava konusu bononun imzalanıp kendisine verildiğini beyan etmiştir. Yine yukarıda belirtildiği üzere; davalı …’ın davacıyı ve müteahhit … yı şikayeti üzerine açılan soruşturma dosyasında; özetle taraflar arsındaki uyuşmazlığın hukuki uyuşmazlık olduğu, dolandırıcılık suçunun unsurlarını taşımadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmiştir.
Bu durumda davacı tarafça her ne kadar dava konusu senedin zorla imzalatıldığı iddiasında bulunulmuşsa da, bu iddialar ispatlanamamış olup, esasen davalı …’ın dava dışı …’in sahibi olduğu şirketten daire alması konusunda aracı olduğu, bu amaçla …’dan bir miktar para aldığı ve …’e verdiği tarafların beyanlarından anlaşılmaktadır. Davalı …; Davacının aracı olup kendisini yönlendirdiği yatırım amaçlı konut alma işinde ödediği paralara rağmen konutların teslim edilmemesi üzerine, gönderdiği para karşılığında dava konusu bononun davacı tarafça imzalanıp kendisine verildiği savunması olay örgüsü ile uyumlu olup, aksi de davacı tarafça ispatlanamamıştır. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 7.514,10 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
4-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 39.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2021 11:11

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.